Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kur'an nedir? Tarifi nasıldır?

kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
S Çevrimdışı

Sözlerci

Üye
İslam-TR Üyesi
Ruhen diri olduğunu nasıl anlayabiliyoruz? Şehidse nerede şehid olmuş ve şehidlerin dirileri duyabileceğine dair bir rivayet var mı?

Ölüm ruhun bedenden çıkmasıdır..ruhun ölmesi değil..bu meselede ihtilaf yok zaten..şehidlerin bizi duyduğuna ve yardımımıza geldiğine hadsiz vakıalar var..Risale-i Nurda geçen bir cümle:

Hattâ Seyyidü'ş-şüheda olan Hazret-i Hamza Radıyallahu Anh, mükerrer vakıatla kendine iltica eden adamları muhafaza etmesi ve dünyevî işlerini görmesi ve gördürmesi gibi çok vakıatla, bu tabaka-i hayat tenvir ve isbat edilmiş.
Mektubat - 6
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Ölüm ruhun bedenden çıkmasıdır..ruhun ölmesi değil..bu meselede ihtilaf yok zaten..şehidlerin bizi duyduğuna ve yardımımıza geldiğine hadsiz vakıalar var..Risale-i Nurda geçen bir cümle:

Hattâ Seyyidü'ş-şüheda olan Hazret-i Hamza Radıyallahu Anh, mükerrer vakıatla kendine iltica eden adamları muhafaza etmesi ve dünyevî işlerini görmesi ve gördürmesi gibi çok vakıatla, bu tabaka-i hayat tenvir ve isbat edilmiş.
Mektubat - 6
 
Repentant Çevrimdışı

Repentant

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Eğer onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar. Duysalar bile icabet edemezler. Kıyamet günü de sizin ortak koştuğunuzu inkâr ederler. Bunları sana hiç kimse, hakkıyla haberdar olan (Allah) gibi haber veremez.
Fatır/14

Kâfirler, beni bırakıp da benim kullarımı veliler edineceklerini mi sandılar ? Doğrusu biz, cehennemi kâfirler için bir konaklama yeri olarak hazırladık.
De ki: “Size amel yönünden en fazla hüsrana uğrayanları haber verelim mi?”
Onlar ki; dünya hayatındaki çabaları boşa gittiği hâlde, gerçekte iyi şeyler yaptıklarını sanırlar.
Kehf/102,103,104

Tefekkür edelim :/
 
M Çevrimdışı

mübahis

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Abiler, ablalar. Tartışırken sözümüzü tartalım, zira gördüğüm kadarı ile gittiği yeri hesab etmiyoruz. Diğer kardeşlerde pek dikkat etmesede özellikle @Pangea abla bu konuda dikkatsiz davranıyor gördüğüm kadarı ile.
Konuya dönersek @Sözlerci kardeşim, yanlış anlama ama söylediğin itikad Hristiyanların itikadıdır. Bu itikad Alevilere de sirayet etmiştir. Şöyle ki Hristiyanlar, Allah'ın(a.w.c) makamının çok yüksek olduğu için Hz İsa'ya dua ederler. Tabi sorsan onlarda Hz İsa'ya hitab ederek Allah'a dua ettiklerini söylerler. Tabi Hz İsa'nın da makamı çok yüksek olduğu için Meryem Ana ya, Meryem Ananında makamı çok yüksek olduğundan ruhbanlara dua ederler. Nitekim zannedilenin aksine neredeyse hiçbir Hristiyan, Hz Meryem'in tanrı olduğunu söylemez ama buna rağmen bu fiillerinden ötürü Allah(a.w.c) Meryem Anamıza nisbet ettikleri bu sıfattan ötürü onları Hz Meryem'i ilah edinmekle itham etmiştir.
Ayrıca tüm bunlardan da öte ashab-ı kiram, Rasulullahtan istimdad etmemiş, tabiin de ashab-ı kiramdan istimdad etmemiştir. Ki bunlar bizden daha hayırlıdırlar, ve eğer bu iş yani ruhaniyetten istimdat maruf bir şey olsaydı bunu onlar yapardı.
 
S Çevrimdışı

Sözlerci

Üye
İslam-TR Üyesi
Abiler, ablalar. Tartışırken sözümüzü tartalım, zira gördüğüm kadarı ile gittiği yeri hesab etmiyoruz. Diğer kardeşlerde pek dikkat etmesede özellikle @Pangea abla bu konuda dikkatsiz davranıyor gördüğüm kadarı ile.
Konuya dönersek @Sözlerci kardeşim, yanlış anlama ama söylediğin itikad Hristiyanların itikadıdır. Bu itikad Alevilere de sirayet etmiştir. Şöyle ki Hristiyanlar, Allah'ın(a.w.c) makamının çok yüksek olduğu için Hz İsa'ya dua ederler. Tabi sorsan onlarda Hz İsa'ya hitab ederek Allah'a dua ettiklerini söylerler. Tabi Hz İsa'nın da makamı çok yüksek olduğu için Meryem Ana ya, Meryem Ananında makamı çok yüksek olduğundan ruhbanlara dua ederler. Nitekim zannedilenin aksine neredeyse hiçbir Hristiyan, Hz Meryem'in tanrı olduğunu söylemez ama buna rağmen bu fiillerinden ötürü Allah(a.w.c) Meryem Anamıza nisbet ettikleri bu sıfattan ötürü onları Hz Meryem'i ilah edinmekle itham etmiştir.
Ayrıca tüm bunlardan da öte ashab-ı kiram, Rasulullahtan istimdad etmemiş, tabiin de ashab-ı kiramdan istimdad etmemiştir. Ki bunlar bizden daha hayırlıdırlar, ve eğer bu iş yani ruhaniyetten istimdat maruf bir şey olsaydı bunu onlar yapardı.

Kardeşim, şirk itikada ait bir hükümdür..aciz, zayıf ve mümkin mahlukata göre değişmez..yani bütün mahlukat mabudiyetten uzaklık cihetinde birdirler...hristiyanlar hz İsadan veya hz meryemden yardım istediklerinden değil, onlara uluhiyet verip, onları müstakil bir kadir telakki edip, şükür ve ibadetlerini isa aleyhisselama veriyorlar..zaten teslis inancı budur..bu yüzden şirke giriyorlar..bu şirki tarif için isa aleyhisselama gitmene gerek yok..herhangi bir sebebi hakiki müessir ve fail itikad edersen şirk olur..burada "yardım istenince şirk olan mahluklar ve yardım istenince şirk olmayan mahluklar" gibi iki grup tevehhüm etmek hatadır..

Her ümmette hususi fazilete mazhar şahıslar bulunduğu gibi ümmet-i Muhammed aleyhisselamda da böyle hususi fazilet ve keramete mazhar bazı zatlar gelmiş..a.kadir geylani de onlardan biridir..bu zatın öldükten sonra da aynı hayattaki gibi dünyadaki tasarrufu devam ettiği ehli hakikat tarafından tasdik edilmiş..bunu akıldan uzak görmememiz lazım..çünkü gözümüz önünde censbı hak bir insanı milyonlarca yerde temessül ettiriyor..bütün dünyaya sesini işittiriyor..bir kimse milyonlarca kişi binlerce kilometre ötedeki bir zatı yardıma çağırıyor..cenabı hak meleklerini yardıma gönderiyor..bunları yapan bir zat yine a.kadir geylani gibi aciz bir kulunu temesdül ettirip benim imdadıma gönderince mi şirk oluyor..haşa..
 
Son düzenleme:
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Bunu okuyabilir misiniz?
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
cenabı hak meleklerini yardıma gönderiyor..bunları yapan bir zat yine a.kadir geylani gibi aciz bir kulunu temesdül ettirip benim imdadıma gönderince mi şirk oluyor..haşa..
Bu kadar yeter artık! Bu yalan dolanlarına hiçbir muslumanı inandıramayacaksın!
Abdulkadir Geylani geliyormuş, isbat edilmişmiş..
Şizofreni hastalıklı, ölü tapıcıları olarak size gelen(eğer gelmişse) bilfiil şeytanın kendisidir!
Allah'tan başka seslenip çağırdığınız hiçbir ÖLÜ size gelmemiştir gelemez de!

Konu başından beri burada aslında!
Size hiçbir ÖLÜ gelmedi, vallahi yalancısınız!
Bir de Allah'a yalan isnad ederek böyle bir şeye izin verdiğini iftira ediyorsunuz!

Siz nefslerini, şeyhlerini ve daha birçok mahlukatı ve hurafeyi ilah edinmiş kişilersiniz!!

Dua bilfiil ibadettir, kime ibadet ediyorsan onu Rabb edinmişsindir! Bir daha delilsiz birşey yazarsan yaptırım alacaksın!

Bize delil diye kerameti kendinden menkul menkıbeler getirme sakın..
 
Pangea Çevrimdışı

Pangea

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu konunun en başında risalei nurun ağdalı dilinin anlaşılmaması sorunundan bahsetmiştik. Şimdi rahatça şunu söyleyebiliyorum. Siz kasten bu dilin anlaşılmamasını istiyorsunuz. Böylece ne derseniz diyin millet “ah ben anlamıyorum zaten bunların dedikleri doğrudur” diye düşünecek. Kendi aklını çalıştırmayacak ve telef olacak. Siz hrsitiyanlıktaki ruhbanlık sınıfının ayrıcalıklarını sevmişsiniz. Millet ağzı açık sizi dinliyor konuşma yaptığınızda değil mi? Çünkü kendi anlamıyor zaten. Sizin de hitabetiniz kuvvetli oh koyun sürüsünü nereye çevirirsen!

işte siz ve sizin gibiler halkları ifsat ediyor. Nasıl mı? Halk diyor ki ben anlamıyorum,
ne denilirse onu yapıyorum,
e benim yapmamla da bir şey değişmiyor zaten evliyalar Salih kullar var,
ben yapmasam da olur.

Ne oldu? hrsitiyanlıktaki papazlık ve rahibelik kurumu oluştu. Din birilerine bırakıldı halktan soyutlandı. Zaten sistem sizin lehinize işliyor. Alın kandiller. Kandillerde 3 gün oruç tutarım namaz kılarım en müslüman benim. Zihniyeti. Dini belli günlere indirgeme belli günlere has kılma işi. Bu zihniyetin sonucu ne? Toplum bunu standart alır. Günlük 5vakit namaz kılanlar aşırıcı olur. Çünkü herkes kandillerde kılıyor, senin özelliğin ne? Denilir. Kandili geçtim sonra Ramazan müslümanları vardır. Çok fazla sayıları. Onu da geçtim Kadir gecesi müslümanları vardır. Sayıları bundan da fazla. Dini belirli günlere indirgeye indirgeye tek güne indirgenir ve çok muhteşem bir iş yaptığı sanılır. 364gün ne yaptın? Önemsiz. Bir gün kıldım ya Allah affeder. Affeder belki onda sorun yok ama dini toplumdan nasıl söküp alırızın cevabıdır bu.

dinini normal yaşayan beş vakit namaz kılan harama helale dikkat eden dini hayatın her alanına almaya çalışan insanlar aşırıcı oluyor bu haldeki toplumda. Din adı altında insanları dinsizleştirme çabasıdır bu.
 
Repentant Çevrimdışı

Repentant

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Subhanallah germeyin bu kadar kendinizi iş tebliğ ve nasihat yörüngesinden çıktığı anda şahsi husumete kapı aralıyor hiç gerekli değil :giggle:
 
طالب بن عايد Çevrimdışı

طالب بن عايد

انا لله وانا اليه راجعون
Süper Moderatör
Subhanallah germeyin bu kadar kendinizi iş tebliğ ve nasihat yörüngesinden çıktığı anda şahsi husumete kapı aralıyor hiç gerekli değil :giggle:
Muhterem kardeşim, hiçbir şekilde sahsi husumete girişmem Allah'ın izniyle, lakin ehli bid'at vel dalalet fırkaları meydanı boş buldukça ve yumuşak uslubla yaklaşıldıkça, vahiy almışçasına gerine gerine safsatalarını savuruyor. Delillerimizi kale almadıkları yetmezmiş gibi bilakis kendilerine delil diye uyduruk düzmeceleri ve evhamlarını bize dayatıyorlar..

Gerekli musamahadan sonra artık bunlara ayet okumak Kur'an'a hakaret gibi olur.. Çünkü Allah'ın ayetlerini resmen alaya alıyorlar..

Bir de hiç utanmadan sıkılmadan sanki Allah swt kendilerine, ölüleri yardıma göndereceğini vahyetmiş! Sanki Allah swt ile beraber arşta duruyor ve işlerin böyle yürüdüğüne tanık oluyormuş gibi.. Bu nasıl bir kaşmerliktir..
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Ölüm ruhun bedenden çıkmasıdır..ruhun ölmesi değil..bu meselede ihtilaf yok zaten..şehidlerin bizi duyduğuna ve yardımımıza geldiğine hadsiz vakıalar var..Risale-i Nurda geçen bir cümle:

Hattâ Seyyidü'ş-şüheda olan Hazret-i Hamza Radıyallahu Anh, mükerrer vakıatla kendine iltica eden adamları muhafaza etmesi ve dünyevî işlerini görmesi ve gördürmesi gibi çok vakıatla, bu tabaka-i hayat tenvir ve isbat edilmiş.
Mektubat - 6

Sen nasıl bir şirk itikadındasın haberin bile yok.


"ALLAH yolunda öldürülenleri, ölüler sanma. Hayır, (onlar) diridirler. Rabb'leri katında rızıklanmaktadırlar. ALLAH'ın keremiyle kendilerine verdiklerinden sevinçli olarak, arkalarında henüz (şehid olub) kendilerine yetişemeyenlere de korku olmadığı, onların da üzüntüye uğramayacakları müjdesiyle sevinmektedirler. ALLAH'ın nimeti, keremiyle ve ALLAH'ın mûminlerin ecrini zayi etmeyeceği müjdesiyle sevinirler"
(Âl-i İmran, 169, 170, 171)

Onların her birine ölüm geldiğinde: "Rabb'im, beni döndürün!" der.
"Belki geride bıraktıklarımla salih amel işlerim."
Asla! Bu onun söylemiş olduğu bir sözden ibarettir. Onların önünde de dirilecekleri güne kadar bir berzah vardır
.
" (Mûminûn 99-100)



ـ1ـ عن أنس رضى اللَّه عنه. قال: قال رسول اللَّه : مَا أحَدٌ يَدْخُلُ الجَنَّةَ يُحِبُّ أنْ يَرْجِعَ إلى الدُّنْيَا، وَلَهُ مَا عَلى ا‘رْضِ مِنْ شَئٍ إَّ الشَّهِيدُ، وَيَتَمَنَّى أنْ يَرْجِعَ إلى الدُّنْيَا فَيُقْتَلَ عَشْرَ مَرَّاتٍ لِمَا يَرَى مِنَ الْكَرامَةِ
أخرجه الخمسة إ أبا داود.وفي رواية: إّ الشّهِيدَ لما يَرَى مِنْ فَضْلِ الشَّهَادَةِ
1. (1010)- Enes (radıyallahu anh) anlatıyor:
"Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Cennete giren hiç kimse dünyaya geri dönmek istemez, yeryüzünde olan her şey orada vardır. Ancak şehid böyle değil. O, mazhar olduğu ikramlar sebebiyle yeryüzüne dönüp on kere şehid olmayı temenni eder."
Bir rivayette şu ziyade mevcud: "... Şehid hariç, o, şehidlik sebebiyle mazhar olduğu üstünlükler ve kerametler sebebiyle... (dönmek ister)."
(Buharî, Cihâd 5,6, 21; Muslim, İmâret, 108, 109, (1877); Tirmizî, Fedâilu'l-Cihâd 13, (1643); Nesâî, Cihâd 30, 6, 32, 33)

Şehidin, mazhar olduğu üstünlükler, imtiyazlar sebebiyle yeryüzüne geri gelme temennisini belirten çok sayıda rivayet mevcuttur. Bazı rivayetlerde Cenâb-ı Hakk, şehidlere "Bir arzunuz var mı?" diye sorar, şehidler hiçbir arzularının olmadığını, sadece yeryüzüne dönerek Allah yolunda tekrar şehid olmayı temenni ettiklerini belirtirler. Bazı rivayetlerde şu muhâverenin Cenab-ı Hakk'la Hamza ve Mus'ab İbnu Umeyr (radıyallahu anhumâ) arasında geçtiği belirtilir:
"- Bir arzunuz var mı?"
"- Ruhlarımızı cesedlerimize geri koymanızı ve senin yolunda ikinci kere öldürülmemizi diliyoruz!"

Cabir bin Abdullah (r.anh) dan rivayet edilmiştir; diyor ki:
Rasulullah (s.a.v.) bana rastladı ve "ya Cabir!" buyurdu, "neden seni kırgın görüyorum?
Bunun üzerine "Ya Rasulullah! babam şehid düştü ve geride ıyâl ve borç bıraktı." dedim.
Rasul-u ekram, "Babanın Allah tarafından nasıl karşılandığını sana müjdeleyeyim mi?" buyurdu.
"Evet, ya Rasulullah!" dedim.
Buyurdu ki: "Allah, bir kimse ile ancak perdesinin arkasından konuşmuştur. Fakat babanı diriltmiş ve onunla yüz yüze (perdesiz elçisiz) konuşarak "dile benden, sana (dilediğini) vereyim!" buyurmuştur.
O da "Ya Rabbi!" dedi, "Beni diriltirsin ve senin uğrunda ikinci kez öldürülürüm!"

Allah (cc) şöyle buyurdu: "Ne var ki onların tekrar (dünya hayatına) dönmeyeceklerine dair benim sabık (önceden aldığım) hükmüm vardır."
Ve şu ayet indirildi: "Allah yolunda öldürülenleri birer ölü sanma..".
(Tirmizi(5/128-9) K. Tefsirul Kur'an bab.4, Hadis no: 3196, Hasen-garib)


"Abdullah İbni Abbas (r.anhuma)dan; demiştir ki:
Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Uhud'da kardeşlerinize (şehidlik) isabet edince Allah onların ruhlarını yeşil kuşların içine yerleştirdi. (Bu ruhlar yeşil suretindeki taşıyıcılarına binerek) cennet nehirlerine uğrar meyvelerinden yerler (sonra), arşın gölgesinde asılı olan altından kandillere dönerler. (Şehidler) Yediklerinin, içtiklerinin ve kaldıkları yerin güzelliğini görünce,
"
Bizim cennette diri olup da (Şehadetten dolayı cennet nimetleriyle) rızıklandırıldığımızı, cihada yönelmeleri ve harbden korkup kaçmamaları için (dünyada bulunan) kardeşlerimize iletecek kim var? derler.
(Bunun üzerine) Her türlü noksan sıfatlardan munezzeh olan Allah (cc): (bunu) sizden onlara ben eriştireceğim" buyuracak. (Nitekim) Allah: "Allah yolunda öldürülenleri ölü zannetmeyin...." (Âl-i İmrân, 169) (mealindeki) ayeti kerimeyi sonuna kadar indirdi."
(Ebu Davud (9/513-514) K. Cihad Bab: 25 Hadis no: 2520)

Bu hadisin zahirinden de anlaşıldığı gibi Şehidlerin kendilerine has bir kâbir hayatları vardır. Şehidler şehadetlerinin ardından dünyaya dönmek isteseler bile bu olmaz.




Mesrûk (r.anh) Abdullah'a bu âyette zikredilen şehidlerin halini sormuş, o şöyle cevab vermiştir:
Biz de bunu Muhammed (s.a.v.)'e sormuştuk. Bize şu cevabı vermişti:
"Şehidlerin ruhları yeşil kuşların karnındadır. Onların arşa asılı kandilleri vardır. Diledikleri gibi cennette serbestçe dolaşır, sonra o kandillere geri dönerler"
(Muslim, İmâre, 121; Ebû Davûd Cihâd 25; Tirmizî, Tefsiru Sure, 3/19; İbn Mâce, Cenâiz, 4; Cihâd, 16)

Muhammed (s.a.v.)'in, şehîd olmanın fazileti hakkında söylemiş olduğu iki hadisin meali de şöyledir:
"Cennete giren hiç bir kimse, dünya üzerindeki her şey kendisine verilse bile, dünyaya dönmek istemez. Ancak şehid mustesnadır. O, göreceği ikramdan dolayı tekrar dünyaya dönüp on defa daha öldürülmeyi (şehid olmayı) temenni eder"
(Buhârî, Cihâd 6; Muslim, Imâre,108,109; Neseî, Cihâd 33)


 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Esselamu Aleykum hocam.
Bildiğim -kadarı ile- İbni Teymiye vd Selefi ulema da rüyada görme veya kalbe ilham yolu ile zahiren gayb olan bazı şeylerin malum olacağını söylüyor. Hatta İbni Teymiyenin de(r.aleyh) bu tarz kerametlerini naklediyor talebesi ibn-i kayyım. Burada kişinin imanına zarar verecek olan ölçü nedir?
Âleykum selam we rahmetullah kardeşim;
Kardeşim bahsettiğin meseleler keramet bahsidir. Bu zaten mâlumdur ve sahihtir. Keramet de kişinin kendisinden menkul olan özellikler değil, aksine kendisinde keramet görülen şahısın çoğu zaman kerametinden kendisinin bile haberi olmayıp dışarıdakilerce gözlemlenmesi, şahid olunmasıdır.
Buradaki mevzu ise evliya olarak isimlendirilmiş kutsal kişilerin, kendisinden her yardım isteyenden haberdar olmaları, dualara icabet etmeleri, velev ki yüzyıllar önceden ölmüş de olsalar ruhları kabir sorgusu ve hayatında değil aksine dunyaya dönerek (hatta hiç gitmeden) Allah'tan başkalarından yardım isteyenleri duyup işitip geri dönüş yaparak ecir işlemeye devam etmeleridir ki hedefteki şirkin 12 noktası burasıdır.


 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Kardeşim, şirk itikada ait bir hükümdür..aciz, zayıf ve mümkin mahlukata göre değişmez..yani bütün mahlukat mabudiyetten uzaklık cihetinde birdirler...hristiyanlar hz İsadan veya hz meryemden yardım istediklerinden değil, onlara uluhiyet verip, onları müstakil bir kadir telakki edip, şükür ve ibadetlerini isa aleyhisselama veriyorlar..zaten teslis inancı budur..bu yüzden şirke giriyorlar..bu şirki tarif için isa aleyhisselama gitmene gerek yok..herhangi bir sebebi hakiki müessir ve fail itikad edersen şirk olur..burada "yardım istenince şirk olan mahluklar ve yardım istenince şirk olmayan mahluklar" gibi iki grup tevehhüm etmek hatadır..
Hıristiyanların itikadını anlatıyorsun ama nedense aynada seni görüyoruz. Sen ölülere evliya adı altında Allah'ın sıfatlarını vermişsin, işitiyor, görüyor, yardım ediyor, geliyor, gidiyor, alçaltıyor, yükseltiyor. Hatta hayatta iken vasıfları daha az idi, ölünce bereketlendi. Mesafe tanımazcasına duyuyor, geliyor, yardım ettiğine inanılıyor. Sonra da namazda "yalnız senden yardım isteriz" diye okuduğu ayeti yalanlıyor!


Her ümmette hususi fazilete mazhar şahıslar bulunduğu gibi ümmet-i Muhammed aleyhisselamda da böyle hususi fazilet ve keramete mazhar bazı zatlar gelmiş..a.kadir geylani de onlardan biridir..bu zatın öldükten sonra da aynı hayattaki gibi dünyadaki tasarrufu devam ettiği ehli hakikat tarafından tasdik edilmiş..bunu akıldan uzak görmememiz lazım..çünkü gözümüz önünde censbı hak bir insanı milyonlarca yerde temessül ettiriyor..bütün dünyaya sesini işittiriyor..bir kimse milyonlarca kişi binlerce kilometre ötedeki bir zatı yardıma çağırıyor..cenabı hak meleklerini yardıma gönderiyor..bunları yapan bir zat yine a.kadir geylani gibi aciz bir kulunu temesdül ettirip benim imdadıma gönderince mi şirk oluyor..haşa..
Kişilerin faziletli oluşu veya kendisinde kerametler (bahsettiğin Abdulkâdir Ceylani gibi) görülmüş olması doğru bir bilgidir. Fakat devamındaki iddiaların hezeyandan başka birşey değildir. İslam'a ve ehl-i sunnetin inanç doktirinlerine aykırıdır. Zaten levvâme nefsinden başka bir tane delili yoktur.
Hayattayken bitişik komşusunda konuşulan konulardan , sıkıntılardan bihaber olanların öldükten sonra dünyanın öbür ucundan aynı anda bile olsa yardıma çağıran onlarca kişiya aynı anda işitip, yardım ederek ilahlık vasıfları vermektir. Kişi hayattaki özelliklerini ölerek berzah alemi versiyonu ile güncellemiş, sollamış, hatta ilahi sıfatlar ile donatılmıştır!

- Allah (c.c.) hangi ayetinde ölen salih kişileri insanlara yardıma göndereceğini bildirmiştir ki bu şirki kendine akide edindin? Delilini bekliyorum.
 
S Çevrimdışı

Sözlerci

Üye
İslam-TR Üyesi
Hıristiyanların itikadını anlatıyorsun ama nedense aynada seni görüyoruz. Sen ölülere evliya adı altında Allah'ın sıfatlarını vermişsin, işitiyor, görüyor, yardım ediyor, geliyor, gidiyor, alçaltıyor, yükseltiyor. Hatta hayatta iken vasıfları daha az idi, ölünce bereketlendi. Mesafe tanımazcasına duyuyor, geliyor, yardım ettiğine inanılıyor. Sonra da namazda "yalnız senden yardım isteriz" diye okuduğu ayeti yalanlıyor!

Hayattayken bitişik komşusunda konuşulan konulardan , sıkıntılardan bihaber olanların öldükten sonra dünyanın öbür ucundan aynı anda bile olsa yardıma çağıran onlarca kişiya aynı anda işitip, yardım ederek ilahlık vasıfları vermektir. Kişi hayattaki özelliklerini ölerek berzah alemi versiyonu ile güncellemiş, sollamış, hatta ilahi sıfatlar ile donatılmıştır..
.



1- Allahın zati ve ezeli sıfatları ile mahlukatın arızi ve mümkin ve varlığı Allahın kudretiyle devam eden sıfatlarını birbirine karıştırıyorsun..şu anda sen de görüyorsun, işitiyorsun, yardım ediyorsun, geliyorsun, gidiyorsun...şimdi sen ilah mı oldun haşa..hayır..Çünkü, seni gördüren, işittiren, yaratan, yaşatan, varlığını devam ettiren Allah..Eğer Allah sana bin km ötedeki birini gösterseydi ve işittirseydi ve bir anda yüz yerde temessül etseydin yine ilahlık vasfı kazanmazdın..Çünkü, bu sıfatlar sende zati değil, arızi..Cenab-ı Hakk'ın sıfatları ise, ezeli ve zati..O bizatihi kayyumdur.. Yani, sen şu anda görüyorsun ve biliyorsun ve işitiyorsun ya..işte bu sıfatlarını Allahın kudretinden hariç itikad etsen şirk olur..Yani, mesela Hz İsa aleyhisselam gördüğü, işittiği ve yürüdüğü zaman nasıl (haşa) ilahlık vasfı kazanmıyorsa, ölüleri dirilttiği zaman da ilah olmuyor...Cennette insanlar ve cinler baki kalıp ebede gidecek..Şimdi biri "sadece Allah bakidir..cennette insanlar baki kalacak demek şirktir" dese ne kadar halt eder öyle değil mi..Çünkü, Allahın zati ve bazatihi kayyum olan Beka sıfatıyla insanların Allahın kudretiyle devam eden bekasını birbirine karıştırıyor..aynı senin görme ve işitme sıfatlarını karıştırdığın gibi..

2-Şu anda Cenab-ı hak, gözünün önünde bir kimseyi milyonlarca yerde temessül ettiriyor..bütün dünyaya o adamın sesini işittiriyor..o kişi binlerce km öteden birilerini yardıma çağırıyor..Hem güneş gibi bir nurani mahluk, bir anda milyarlarca yerde temessül ediyor, hadsiz mahlukatta biiznillah iş yapıyor...Hem, Azrail aleyhisselam bir anda binlerce yerde bulunup, binlerce ruhu bir anda kabzedebiliyor..Hz İsa, öülüleri diriltebiliyor, hastaları nefesiyle iyileştirebiliyor..hem resuslullah aleyhisselam Mekkede iken cenab-ı hak ona Mescid-i Aksa'yı gösteriyor, hem hz Ömer Sariyeyi dağa sevkedebiliyor, hem hz Yakub uzaktan Hz yusufun kokusunu duyabiliyor, hem Süleyman aleyhisselamın bir hizmetkarı Belkıs tahtını göz açıp kapayıncaya kadar diğer bir şehirden celbedebiliyor, hem İbrahim aleyhisselamı ateş yakmıyor, hem İsmail aleyhisselamı bıçak kesmiyor vs..vs.. haşa şimdi senin tanımına göre bunlar ilah mı oldular..

Elhasıl, cetveliniz yanlış olunca muvazenesiz düşünüyorsunuz..İşte tevhid-i hakikiden gaflet ettiğinizden mahlukatı "kendinden yardım istenince şirk olan mahluklar ve kendinden yardım isteyince şirk olmayan mahluklar" veya "belirli bir mesafeyi işitip görünce ilahlık vasfı kazanmayan fakat daha fazlasını görüp duyunca ilahlık vasfı kazanan mahluklar" diye iki güruha ayırıyorsunuz...Halbuki, bir mahlukun yanındaki bir kimseyi de işitmesi Allahın yaratmasıyladır, bin km ötedeki bir şeyi görüp işitmesi de..Bir mahluka ilahlık vasfı vermek, o sıfatın bizatihi kendisinde olduğuna ve kendisinin müstakil bir kadir ve hakiki müessir ve fail olduğunu itikad etmektir..şükür ve ibadetinde o şeyi Allaha şerik yapmaktır..Bütün mahlukat mabudiyetten uzaklık cihetinde birdir..

Ha! Olsa olsa "ben hadsiz ehl-i hakikatın tasdik edip haber verdiği bu "temessül-ü ervah" a inanmıyorum..Yani Cenab-ı Hakkın A.Kadir geylani gibi bir mahlukuna böyle bir keramet ve fazilet verdiğini kabul etmiyorum dersen bir derece insafa yanaşırsın..Çünkü, buna inanmak bir iman meselesi değil..Fakat, Cenab_ı Hakkın aciz, fakir ve vücudu Allahın kudreti ile devam eden bir mahlukunu yardıma göndermesi şirktir" desen hem aklen hem de naklen muvazeneyi kaybetmiş olursun...
 
Son düzenleme:
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Ölüm Meleği'ne dua mı ediyoruz güneşe dua mı ediyoruz?
Peki bu Âyet neyi anlatıyor?
"İnkar edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz Cehennem'i kâfirlere konak olarak hazırladık." [Kehf-102]
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
.


1- Allahın zati ve ezeli sıfatları ile mahlukatın arızi ve mümkin ve varlığı Allahın kudretiyle devam eden sıfatlarını birbirine karıştırıyorsun..şu anda sen de görüyorsun, işitiyorsun, yardım ediyorsun, geliyorsun, gidiyorsun...şimdi sen ilah mı oldun haşa..hayır..Çünkü, seni gördüren, işittiren, yaratan, yaşatan, varlığını devam ettiren Allah..Eğer Allah sana bin km ötedeki birini gösterseydi ve işittirseydi ve bir anda yüz yerde temessül etseydin yine ilahlık vasfı kazanmazdın..Çünkü, bu sıfatlar sende zati değil, arızi..Cenab-ı Hakk'ın sıfatları ise, ezeli ve zati..O bizatihi kayyumdur.. Yani, sen şu anda görüyorsun ve biliyorsun ve işitiyorsun ya..işte bu sıfatlarını Allahın kudretinden hariç itikad etsen şirk olur..Yani, mesela Hz İsa aleyhisselam gördüğü, işittiği ve yürüdüğü zaman nasıl (haşa) ilahlık vasfı kazanmıyorsa, ölüleri dirilttiği zaman da ilah olmuyor...Cennette insanlar ve cinler baki kalıp ebede gidecek..Şimdi biri "sadece Allah bakidir..cennette insanlar baki kalacak demek şirktir" dese ne kadar halt eder öyle değil mi..Çünkü, Allahın zati ve bazatihi kayyum olan Beka sıfatıyla insanların Allahın kudretiyle devam eden bekasını birbirine karıştırıyor..aynı senin görme ve işitme sıfatlarını karıştırdığın gibi..

2-Şu anda Cenab-ı hak, gözünün önünde bir kimseyi milyonlarca yerde temessül ettiriyor..bütün dünyaya o adamın sesini işittiriyor..o kişi binlerce km öteden birilerini yardıma çağırıyor..Hem güneş gibi bir nurani mahluk, bir anda milyarlarca yerde temessül ediyor, hadsiz mahlukatta biiznillah iş yapıyor...Hem, Azrail aleyhisselam bir anda binlerce yerde bulunup, binlerce ruhu bir anda kabzedebiliyor..Hz İsa, öülüleri diriltebiliyor, hastaları nefesiyle iyileştirebiliyor..hem resuslullah aleyhisselam Mekkede iken cenab-ı hak ona Mescid-i Aksa'yı gösteriyor, hem hz Ömer Sariyeyi dağa sevkedebiliyor, hem hz Yakub uzaktan Hz yusufun kokusunu duyabiliyor, hem Süleyman aleyhisselamın bir hizmetkarı Belkıs tahtını göz açıp kapayıncaya kadar diğer bir şehirden celbedebiliyor, hem İbrahim aleyhisselamı ateş yakmıyor, hem İsmail aleyhisselamı bıçak kesmiyor vs..vs.. haşa şimdi senin tanımına göre bunlar ilah mı oldular..

Elhasıl, cetveliniz yanlış olunca böyle muvazenesiz düşünebiliyorsunuz..İşte tevhid-i hakikiden gaflet ettiğinizden mahlukatı "kendinden yardım istenince şirk olan mahluklar ve kendinden yardım isteyince şirk olmayan mahluklar" veya "belirli bir mesafeyi işitip görünce ilahlık vasfı kazanmayan fakat daha fazlasını görüp duyunca ilahlık vasfı kazanan mahluklar" diye iki güruha ayırıyorsunuz...Halbuki, bir mahlukun yanındaki bir kimseyi de işitmesi Allahın yaratmasıyladır, bin km ötedeki bir şeyi görüp işitmesi de..Bir mahluka ilahlık vasfı vermek, o sıfatın bizatihi kendisinde olduğuna ve kendisinin müstakil bir kadir ve hakiki müessir ve fail olduğunu itikad etmektir..şükür ve ibadetinde o şeyi Allaha şerik yapmaktır..Bütün mahlukat mabudiyetten uzaklık cihetinde birdir..
Demagojiyi bırak; boş konuşuyorsun.
Bir insana hatta ölüye gayb olan bir meselede 'Allah'ın gücü yetmez mi, Allah duyuruyor' diyerek duyması işitmesi, görmesi yardım etmesi vs kendisinden değil, Allah'tan ve üstelik zati değil arızi diyerek meşrû ve câiz olabileceği şirkini savunuyorsun.

Kur'anda nass ile sabit olan mûcize ve kerametleri şirk akidene payanda edinemezsin. Ölünün dünyaya gelip yardım edebileceğini, işitip cevab vereceğini Kur'an ve sünnetten delillendireceksin , demagojiyle değil. Üsttelik üstteki soruma cevabı bekliyorum bilesin!

Demagojiyi bırak somut Ku'an ve sünnetten delil sun!
 
S Çevrimdışı

Sözlerci

Üye
İslam-TR Üyesi
Ölüm Meleği'ne dua mı ediyoruz güneşe dua mı ediyoruz?
Peki bu Âyet neyi anlatıyor?
"İnkar edenler, beni bırakıp da kullarımı dost edineceklerini mi sandılar? Biz Cehennem'i kâfirlere konak olarak hazırladık." [Kehf-102]

Eğer yardım istemek dua ise, doktordan ve yanındaki birinden veya itfaiyeden yardım istemek de duadır..

Tarlayı süren biri güneşi ve yağmuru beklemiyor mu, tarlayı sürmüyor mu..Eğer bunları Cenab-ı Hakkın kudretinin perdesi bilse ve şükür ve ibadetini Cenab-ı Hakka yöneltse ibadet olur..Fakat, güneşi ve yarmuru ve toprağı ve ağacı hakiki müessir ve fail bilse manen minnettarlığını bunlara vermiş olur ve azim bir şirke girer...Bu bütün sebeplere için geçerlidir..

Eğer sebeplere riayet etmek "Allah'tan başka dostlar edinmek" olsaydı bu bütün sebepler için geçerli olurdu..Yani, yanındaki birinden veya bir itfaiyeden yardım istediğin zaman bunlar "Allahtan başka dost" olurlardı..Halbuki, bütün bu sebeplerin Allahın izni ve kudretiyle hareket eden aciz mahluklar olduğunu itikad edip, neticesinde şükür ve ibadetini sadece Allaha yöneltse ubudiyet vazifesini yerine getirmiş olur..
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
"(Yahudiler) ALLAH'ı bırakıp, hahamlarını; (Hristiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler. Oysa, bunlar da ancak, bir olan ALLAH'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır." [Mâide-82]
Peki bu Âyet neyi anlatıyor? Yahudi ve Hristiyanlar ne yapmış olabilirler ki rahip ve hahamlarını İlâh edinmiş gibi oldular?
Aynı zamanda vefat etmiş sâlih kişilerin ruhlarının dünyada dolaştığı ve her sesleneni duyduğuna dair Sahih rivayetler mi var?
 
Son düzenleme:
S Çevrimdışı

Sözlerci

Üye
İslam-TR Üyesi
Demagojiyi bırak; boş konuşuyorsun.
Bir insana hatta ölüye gayb olan bir meselede 'Allah'ın gücü yetmez mi, Allah duyuruyor' diyerek duyması işitmesi, görmesi yardım etmesi vs kendisinden değil, Allah'tan ve üstelik zati değil arızi diyerek meşrû ve câiz olabileceği şirkini savunuyorsun.

1-Mesela, Hz Ömer'in Sariye'ye uzaktan "ya sariye el-cebele el-cebele" deyip sesini işitmesi şirk midir?
2-Teşehhüdde "esselamü aleyke eyyühennebiyyü" derken Muhammed aleyhisselamın senin bu selamını ve aynı anda bütün ehl-i salatın selamını işittiğine inanıyor musun?

Kur'anda nass ile sabit olan mûcize ve kerametleri şirk akidene payanda edinemezsin
.

Niçin? Eğer saydığın özellikler bir insanda olursa ilahlık vasfı verilmiş olur diyen sensin..Fakat tarihte senin saydığın bu sıfatlara sahip kişiler gelmiş..Ölüleri dirilten, kayadan deve yapan, ateş onu yakmayan vs..senin tanımına göre bunlara ilahlık vasfı yüklenmiş olmuyor mu..(haşa)..hatta senin itikadına göre düşünürsek şeytana bile ilahlık vasfı vermiş oluyorsun..Çünkü, bir anda çok yerde oluyor, bütün insanları işitiyor, görüyor..öyle değil mi

Ölünün dünyaya gelip yardım edebileceğini, işitip cevab vereceğini Kur'an ve sünnetten delillendireceksin , demagojiyle değil. Üsttelik üstteki soruma cevabı bekliyorum bilesin!

1-Cenab-ı Hak, Kur'anda "ben ruhları temessül ettirmem" veya "yardıma göndermem" diyor mu.."eğer böyle bir şeye inanırsanız şirk olur" diyor mu..hayır..fakat, melekleri yardıma gönderdiğini söylüyor..mü'minleri görünmez ordularla desteklediğini söylüyor..şehidlerin hayatta olduğunu söylüyor..Bunları yardıma göndermeyeceğini söylediği bir tek ayet yok..

2-Her ümmette böyle hususi keramet ve fazilet verilmiş şahıslar bulunur..Mesela, Hz Meryem'e cenab-ı Hak, hz cebraili ona göndermiş..babasız bir çocuk ihsan etmiştir..O çocuk için cenab-ı Hak, kurumuş hurma ağacını yeşillendirmiş, ayağını vurduğu yerde su akıtmış..Hz Meryem için semadan sofra indirmiş vs..Demek ki Cenab-ı Hak, bazı hususi zatlara hususi faziletler verebiliyor..İşte Hz Abdulkadir Geylani de Cenab-ı Hakk'ın Hayy ismine azami derecede mazhar olduğu için ve bu isim onda azami derecede tecelli ettiği için ölümünden sonra da hayattaki gibi tasarrufu devam ettiğini ehl-i hakikat çok vakıatla haber vermiş..Sen sadece olsa olsa "ben bu haberlere inanmıyorum, kabul etmiyorum, burada ilmi bir hata var" diyebilirsin o kadar..Fakat "Allah böyle bir şey yapmaz" dersen Allah adına konuşmuş olursun..
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt