Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Namazın Terkini Küfür Gören Kardeşler Varsa Yeniden Düşünsün

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
bahakar Çevrimdışı

bahakar

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Hala lak lak ediyorsun. Bide üstte orta yolu bulmak istiyorum demişsin. Sen müctehid misin, imam mısın orta yol buluyorsun?

Ayrıca içki zinada kim tekfir etmiş? Namazın terkine küfr diyipte bunu tekfir eden kimdir? Ayrıca içki zina vs dediğin hadislerde mecaz yoktur. Ona mananın kastı denir. Kafirlikten kasıt küçük küfre sahip denilmesi gibi.

Son olarakta kimse namazın terkine küfr diyip tekfir ettiği için tekfirden zevk almaz. Tekfir şer'i bir hükmdür tıpkı birinin İslam'ına hükmetmek gibi. Bu yüzden birilerini tekfir etmek için küfr arayan kimseyle ben bi iş çıkartıpta şunu müslüman edeyim diyen arasında fark yoktur.

Kalkıpta kimse Ahmed'e ve mezhebinin o temiz yoluna uyan alimlere harici diyemez. MECAZLARI KAVRAYAMADILAR diyemez.

İLİM BENİ SENİ GETİRDİĞİ NOKTAYA GETİRECEKSE BUNDAN ALLAH SIĞINIRIM....
hanbeliyi veya ulemasını Mecazları Kavrayamamakla suçlamak da ne demek bu iftiradır... bundan Allah sığınırım... kuran sünnet ve selefihn menheci doğrultusunda orta yolu bulmaya çalışmak için imam ya da müctehid olmak mı gerekiyor.. bu nasıl bir anlayış... Rasulullahın biize öğrettiği hareket tarzını benimsemek her müslümanın gitmesi gereken yol değil mi zaten??? foyan meydana çıkınca ne yapacağını şaşırmışsın ve saçmalamışsın kardeş... durumun bundan ibaret...
ve senin şu takındığın tavır alimlerin ahlakına hiç de uymuyor kusura bakma... bu ihtilaflı meseleden dolayı ne diğer alimler imam ahmede ta'n etmiştir, ne de imam ahmed diğerlerine, oysa sen ayak üstü ne cahilliğimizi ne uyduruk laflarla konuşmadığımızı bırakmışsın...
 
VeraŞehadet Çevrimdışı

VeraŞehadet

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Zaten sorun da bu ya, arkadaş imam Ahmed'e harici demiş, bu zihniyeti ortadan kaldırmaya çalışıyorum.Imam Ahmed namaz kilmayanın küfre düşeceğini söylüyor. Imam Ahmedi yargılamak bize düşmez evvela. Her alim bir çok konuda ihtilaf etmiştir zaten, ama bu onların birbirine düşman olduğunu mu gösterir?!
 
K Çevrimdışı

kosimento

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
İLİM BENİ SENİ GETİRDİĞİ NOKTAYA GETİRECEKSE BUNDAN ALLAH SIĞINIRIM....
hanbeliyi veya ulemasını Mecazları Kavrayamamakla suçlamak da ne demek bu iftiradır... bundan Allah sığınırım... kuran sünnet ve selefihn menheci doğrultusunda orta yolu bulmaya çalışmak için imam ya da müctehid olmak mı gerekiyor.. bu nasıl bir anlayış... Rasulullahın biize öğrettiği hareket tarzını benimsemek her müslümanın gitmesi gereken yol değil mi zaten??? foyan meydana çıkınca ne yapacağını şaşırmışsın ve saçmalamışsın kardeş... durumun bundan ibaret...
ve senin şu takındığın tavır alimlerin ahlakına hiç de uymuyor kusura bakma... bu ihtilaflı meseleden dolayı ne diğer alimler imam ahmede ta'n etmiştir, ne de imam ahmed diğerlerine, oysa sen ayak üstü ne cahilliğimizi ne uyduruk laflarla konuşmadığımızı bırakmışsın...
kardeş sen ne dediğini okuyabiliomusun,ilk namaz kılmayanı tekfir eden akhiye harici falan de,sonra yok alimlere laf demedim,bu ne demek ya,ya şunu bi kavrayın kardeşler namazın terki konusunda iki tarafta birbirini kınamamış,siz kim oluyosunuz!!!!
 
A Çevrimdışı

asrinsirri

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah c.c bizlere yardım etsin inşaallah... başımızda hakkı anlatmayan hocalar olmadığı için, bir alimimiz olmadığı için her kafadan bir ses çıkıyor durum ilerledikçe islam yolundan çıkıp nefs mücadelesine dönüşüyor ve bu durum inanın beni daima korkutuyor... tatlı dili, yumuşak uslubu elden bırakmayalım kardeşler abiler bacılar... Selamun Aleykum...
 
N Çevrimdışı

naksibendi13

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Hadis-i Şerif :
“Muhakkak ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır.”
Müslim, Îmân, 1341- “ان بين الرجل و بين الشرك و الكفر ترك الصلاة”
“Muhakkak ki, kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır ”
(Müslim, Îmân 134)
2- ” بين الرجل و بين الشرك و الكفر ترك الصلاة “
“Kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır ”
(Müslim, Îmân 134)
3- ” بين العبد و بين الكفر ترك الصلاة “
“Kul ile küfür arasında namazın terki vardır ”
(Ebû Dâvut, Sünnet 14; Tirmizî, Îman 9; İbn Mâce, İkâmes-Salah 77)
4- ” بين الكفر و ايمان ترك الصلاة “
“Küfür ile iman arasında namazın terki vardır ”
(Tirmizî, İman 9)
5- ” بين العبد و بينالشرك او الكفر ترك الصلاة “
“Kul ile şirk veya küfür arasında namazın terki vardır ”
(Tirmizî, İman 9)
6- ” ليس بين العبد و الشرك الا ترك الصلاة فادا تركها فقد اشرك “
“Kul ile şirk arasında namazın terkinden başka bir şey yoktur Onu terk ederse, şirk koşmuş olur ”
(İbn Mâca, İkâme’s-Salâh 77)
7- ” ليس بين العبد و بين الشرك او بين الكفر الا ترك الصلاة “
“Kul ile şirk arasında veya küfür arasında, namazın terkinden başka bir şey yoktur ”
(Darîmî, Salat, 29)
8- ” العهد اللدي بيننا و بينهم الصلاة فمن تركها فقد كفر”
“Onlarla (kafirlerle/münafıklarla) bizim aramızdaki ahit (fark), namazdır Her kim onu terk ederse, küfretmiş olur ”
(Tirmizî, İman 9; İbn Mâce, İkâme’s-Salah 77)
9- ” ان العهد اللدي بيننا و بينهم الصلاة فمن تركها فقد كفر”
“ Muhakkak ki, onlarla (kafirlerle/münafıklarla) bizim aramızdaki ahit (fark), namazdır Her kim onu terk ederse, küfretmiş olur ”
(Neseî, Salat 8)
10- ” كان اصحاب محمد صلي الله عليه و سلم لا يرون شيأ من الاعمال تركه كفر غير الصلاة “
“Rasûlullâh (SAS)’in ashabı, namazdan gayrı hiçbir amelin terkini küfür bilmezlerdi ” (Tirmizî, İman 9)
tabiyki küfürdür! hadislerle mevcuttur namaz kılmıyanın duası bile kabul olmuyor
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Tacuddîn es-Subkî (ö.77l/l370)'nin ifadesine göre, namazı terk edenin kâfir olacağını savunan Ahmed İbn'u Hanbel (r.aleyh) ile, karşı görüştekilerden eş-Şafiî(r.aleyh) arasında şöyle bir diyalog geçmiştir:

-Ahmed, sen, "Namaz kılmayan kâfir olur", mu diyorsun?
-Evet.
-Eğer kâfir olursa ne ile tekrar müslüman olur?
-Lâ ilâhe illallah Muhammedu'r Rasulullah, diyerek.
-Adam bu sözü söylemeye zâten devam ediyor, onu bırakmış değil ki..
-Namaz kılarak müslüman olur
-Kâfirin namazı geçerli olmaz. Böyle bir namaz ile de o kimsenin müslüman olduğuna hükmedilemez.
Ahmed b. Hanbel bu noktada söyleyecek söz bulamaz.
(Tacuddin es-Subkî, Tabakâtu'ş-Şâfiiyyeti'l-Kubrâ, I, 220)

es-Subkî şöyle demektedir:
"Bu diyaloğu mezhebimiz (şafiî mezhebi) âlimlerinden el-Hasan b. Ammâr anlatmıştır. Bu zât, Fahr'ul İslam eş-Şâşî'nin öğrencilerinden olan Musul'lu bir adamdır."
(Tacuddin es-Subkî, Tabakâtu'ş-Şâfiiyyeti'l-Kubrâ, I, 220)


el-Cassas (ö.370/980) da, namazı terk etmenin küfür sebebi olduğu konusunda delil olarak gösterilen, "Haram aylar çıkınca muşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, hapsedin. Onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse, siz de onların yollarını boşaltın", (Tevbe 5) ayetini yukarıdaki bakış açısı ile değerlendirmekte ve şöyle demektedir:

"Mâlumdur ki, ayette geçen `Muşrikleri öldürün' emrinin ortadan kalkması için kaçınılmaz şart, şirkten tevbe etmektir. Allah'ın namaz kılmak ve zekat vermek konusundaki emrini kabul etseler de o sırada namaz vaktinde bulunmasalar, müslüman olacakları ve kanlarının haram olacağı konusunda ihtilâf yoktur. Buradan anlıyoruz ki öldürülmekten kurtulmalarının şartı Allah'ın emirlerini kabul edip, onların bağlayıcılığını itiraf etmektir, fiilen namaz kılmak değildir. Bu konuda ayette sözü geçen zekât da namaz gibidir. Çünkü, malın üzerinden bir yıl geçmedikçe, yalnızca müslüman olmakla zekât vermek gerekmez. Şu halde, öldürülmeleri emrinin ortadan kalkması için zekât vermelerinin şart olması da makbul değildir" (el-Cassas, Ebûbekir Ahmed b. Ali, Ahkâmu'l - Kur'an, IV, 270)

Görülüyor ki, Tevbe, 5 ayeti, namazı terk edenin kâfir olacağı konusunda delil olmaktan uzaktır.

Namazı terk edenin kâfir olacağını ifâde eden hadislere gelince, İslam ulemâsının çoğunluğu bunlarda söz konusu edilen kufru, "kufrân-ı nîmet" (nîmetin görmezlikten gelinmesi) (İbnu Ruşd, el-Mukaddemât, I, 65) ; "Namazı, farz olduğunu inkâr ederek terk etmek" (el-Cassas, Ebûbekir Ahmed b. Ali, Ahkâmu'l - Kur'an, IV, 270) şeklinde yorumlamakta ya da; tehdit ve sakındırma amacına yönelik olduklarını, "namazı ihmal etmek, kişiyi kufre götürecek davranışlara sürükleyebilir" anlamını taşıdıklarını söylemektedirler. (es-Suyûtî, Celâluddîn, Şerhu Suneni'n-Nesâî, (en-Nesâî'nin es-Sunen'i ile bir arada) I, 232; Ahmed Abdurrrahman el-Bennâ, Bulûğu'l-Emânî Şerhu'l Fethu'r Rabbânî, II, 80)


Belirtmek gerekir ki "Onlarla bizim aramızdaki ahid namazdır. Kim onu terk ederse kafir olmuştur," hadisinin zahirî anlamını esas kabul etmek mümkün değildir. Zira hadisin başındaki "onlar" kelimesi ile munafıklar kast edilmektedir. Buna göre hadisin anlamı `İslami hükümlerin onlara uygulanması konusunda temel kriter, namaza gelmeleri ve zahiri hükümlere boyun eğmeleri konusunda müslümanlara benzetilmeleridir. Namazı terk ettikleri zaman bu nitelikleri yok olacağı için diğer kafirler gibi olurlar' demek olur.(Ahmed Abdurrahman el-Bennâ, Bulûğu'l-Emânî Şerhu'l Fethu'r Rabbânî, II, 80; et-Tîbî, Huseyin b. Muhammed b. Abdullah, Mişkâtu'l-Mesâbîh- el-Kâşif an Hakâiki's-Sunen, II, 155)
Kısaca hadisin konusu mu'minler değil, munafıklardır. Zaten kafir olan munafıklar için kufre girmek değil, olsa olsa küfürlerinin açığa çıkması söz konusudur. Şu halde bu hadis, namazı terk edenin kâfir olacağı ve öldürüleceği konusunda delil olmaz:
Diğer hadislerin ise yukarıda belirttiğimiz biçimlerde yorumlanmasını zorunlu kılan gerekçelere sahib bulunmaktayız.

Her şeyden önce Kur'an, "Şubhesiz Allah kendisine şirk koşulmasını affetmez. Dilediği kimselerin, bunun dışında kalan günahlarını affeder" (Nisâ 116) prensibini getirmektedir. Hz. Peygamber;
"Allah beş vakit namazı kullara farz kılmıştır. Kim bunları, haklarını hafife almadan tam olarak yerine getirirse, kendisini cennete sokacağına dair Allah'tan söz almış olur. Her kim de bu namazları yerine getirmezse, Allah'ın ona verilmiş bir sözü yoktur. Dilerse ona azap eder, dilerse affeder" (Ebû Davud, es-Sunen, Salât, 9; İbnu Mâce, es-Sunen, İkâmetu's-Salât, 194) buyurmuştur.
Eğer namaz kılmayan kafir olsaydı, affedilmesi ihtimali söz konusu olmazdı.

Aynı paraleldeki başka bir hadis de şudur:

"Kulların kıyamet günü ilk hesaba çekilecekleri amel namazdır. Rabbimiz, meleklere şöyle buyuracaktır: `Kulumun namazlarına bakın, onları tam mı kılmış, eksik mi bırakmış?'
Eğer namazları tam ise, tam olarak yazılır. Eğer eksiği varsa Allah tealâ şöyle buyuracak: `Bakın kulumun nafile namazı var mı?'
Eğer nafile namazı varsa Allah: `Kulumun farz namazlarını, nafile namazlarıyla tamamlayın'
buyuracak, sonra diğer farz ibadetleri de aynı işleme tâbi tutulacaktır."
(Ebû Dâvûd, es-Sunen, Salât, 149)

Tıpkı yukarıdaki gibi bu hadis de, namazı terk edenin kafir olmadığını göstermektedir. Zira, aksi taktirde namazı terk eden, eksiklerinin tamamlanması yerine, küfrü sebebi ile doğrudan cehenneme atılırdı.

Olayın bir de pratik yönü vardır. İslam tarihi boyunca hiç kimsenin, namaz kılmadığı için Ahmed b. Hanbel'in belirttiği süreçten geçirilip öldürüldüğü ve ceza işlemlerinde gayrimüslim statusune tabi tutulduğu bilinmemektedir.

Ahmed b. Hanbel ile eş-Şâfiî ve Malik b. Enes, namazı kasten terk edenin itikadi durumu hakkında farklı görüşlere sahib iseler de, böyle bir kimseye ölüm cezası uygulanacağı görüşünde birleşmektedirler. Ancak Ahmed b. Hanbel'e göre cezanın gerekçesi irtidat/dinden dönme iken, eş-Şâfiî ve Malik b. Enes'e göre gerekçe namazı kasten terk etme suçudur. Şu halde eş-Şâfiî'ye göre namazı terk etmekle irtidat hariç ölümü gerektiren bir suç arasında fark yoktur. Dolayısıyla namazı terk ettiği için öldürülen bir insan, İslamî hükümler gereğince yıkanır, kefenlenir, cenaze namazı kılınır, müslüman mezarlığına gömülür ve varisleri ile arasında miras hükümleri uygulanır.

eş-Şâfiî, namazı kasten terk eden kimseye uygulanacak prosedürü şöyle ifâde etmektedir:
"Müslüman olanlardan farz namazı terk eden kimseye "niçin namaz kılmıyorsun?" diye sorulur. Eğer sebeb olarak unutmaktan söz ederse, `Hatırladığın zaman kıl' deriz. Eğer hastalıktan söz ederse, `İster ayakta, ister oturarak, ister yan yatarak, ister imâ ile; gücün nasıl yeterse öyle kıl' deriz. Eğer, `Namaz kılmaya gücüm yetiyor, gerektiği gibi de kılabiliyorum (ama yine de kılmayacağım)' derse ona; `Namaz, senin yerine başkasının yapamaycağı bir görevdir. Ancak senin eyleminle yerine gelir. Bu sebeple, kılarsan ne âlâ, kılmazsan tevbe etmeni isteriz. Tevbe etmezsen seni öldürürüz' deriz."
(eş-Şâfiî, el-Umm, II, 225)

Mâlik b. Enes de, "Kim Allah'a inanır, peygamberleri tasdik eder ve namaz kılmazsa öldürülür," (el-Kurtubî, Muhammed b. Ahmed, el-Câmi'li Ahkâm'il-Kur'ân, VIII, 48) ifadesiyle, eş-Şâfiî ile aynı görüşe sahib olduğunu ortaya koymaktadır.

Ahmed b. Hanbel, namaz kılmamakta direnen kimseyi öldürmeden önce üç gün hapsetmeyi vâcib görürken, eş-Şâfiî bunun iyi bir şey olduğunu, ama şart olmadığını söylemektedir.
(eş-Şâfiî, el-Umm, II, 226)
 
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bende bu konuda Abdulmuizz Fida kardeş gibi düşünüyorum, bazı Hadis-i Şerifler zahiri anlamı ile anlaşılmamalıdır, mesela bazıları sadece namazın terkini küfür görüyor delil olarak yukarıdaki Hadisleri gösteriyor,

bir diğeri buna zekatı da ekliyor delil olarak Tevbe suresinin 5 ayetini gösteriyor: "Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün. Onları yakalayın, hapsedin. Onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, namazı kılar ve zekatı verirlerse, siz de onların yollarını boşaltın'',

başka biri buna orucu da ekliyor, delil: Tirmizinin rivayet ettigine göre Peygamberimiz (S.A.S) buyuruyor ki: "Islamın özü, dinin temeli üçtür, Islâm bunlara dayanır. Bunlardan her hangi birine yüz çeviren kimse, o yüzden kâfir olur; kani helâldir."
1 — Allah'dan baska ilâh yoktur» diye sehadet getirmek, 2 — Farz namazlar, 3 — Razaman orucu;

bir diğeri buna haccı da eklemiştir: "Allah (C.C)Islâm'da dört seyi farz kilmistir: Hepsini birarada yerine getirmeyenin üçünü islemis olmasi kendisine hic bir fayda saglamaz: 1) Namaz, 2) Zekât, 3) Ramazan orucu, 4) Beytullâh'i ziyaret etmek.»;
bir başka delil: “Kim kendisini Beytullah’a ulaştıracak kadar azık ve bineğe, yol vasıtasına sahip olduğu halde haccetmemişse onun Yahudi veya Hıristiyan olarak ölmesi arasında fark yoktur. Zira Cenab-ı Hak şöyle buyurmuştur:
“Oraya yol bulabilen insana, Allah için kâbeyi haccetmesi gerekir.” (Al-i İmran, 97) (Tirmizi)

Bu görüşlere mevcut olan alimler var. Yani biri sadece namazın terkini küfür görür, diğeri namaz ile zekatın terkini, buna orucu da ekleyenler var, buna haccı da ekleyenler var, yani İslam'ın beş şartından birisini kasten terk edenin kafir olacağı görüşü de mevcuttur alimler arasında. Şunu düşünmek gerekir namazı terk etmek şirk ise dinin aslının bozulmasında cehalet, te'vil geçersiz olduğuna göre İslam'a yeni girmiş bir kişi dahi cehalet ile mazur görülmemesi gerekir çünkü Allah'a şirk koşan müslüman değildir, İmam Şafii ile Ahmed ibn Hanbel'in arasında geçen diyalogdan anlatılması istenen de budur. Ancak namazın terki hakkında bu kadar korkutan Hadisler varsa, bu günahın çok büyük olduğunu gösterir, namazın terki hakkında bu kadar korkutucu sözler; zekat, oruç ve haccın terki için kullanılmamıştır, bu da bu günahtan korkutmak ve caydırıcı olması niyeti ile söylenmiş sözlerdir. Bu benim görüşüm, herkes kendi doğru bulduğu görüşü kabul etsin, bu konuda bir çok alim ihtilaf etmişse icma varmış gibi davranmak sapıklıktır ve bölünmemize sebep olur.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Eline saglik abi.

Ek olarak, haricilikle itham eden kişiyi forumdan 1 hafta uzaklaştırdım.

Birbirinize mürciye, hariciye diyenler bu ûslubu düzeltene kadar forumda yazamayacaklar.
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt