Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü "Müslümanım Dememe Rağmen" Neden Israrla Hangi Mezhebdensin Diye Soruluyor?

E Çevrimdışı

ehli sunnet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamün aleyküm kardeslerim,

(sevgili Abdulmuiz kardesim, eger ki basligi uygun bulmadiysan degistirebilirsin. Ama uzun zamandir kafama takilan asagidaki konuyu baska baslik altinda adlandiramadim).

Neden günümüzde ve hatta geçmisden öte gelen bir hastalik gibi mezhebçilik türedi.
Anladigim su ki, bir kisiye senin dinin nedir diye soruldugunda cevap iki türlü olabilir. Birinicisi evet ben inançliyim veya hayir inançsizim (yani dinsizim) yaniti.
Bundan sonraki soru su olabilir. Peki hangi dine mensubsunuz...? Cevap ise müslümanim, yahudiyim, hiristiyanim, hinduyum, budistim, samanistim vesaire diye olabilir.

Varsayilim adigimiz yanit; evet ben müslümanim. Peki bir kisi müslümanim dedigi zaman neden bu yanitla yetinmeyip devamini soruyoruz.
Bundan sonraki soru genelde hangi mezhebdensiniz diye sorulur. Ben Hollanda'da (Amstrdam'da) yasadigim için burda hemen hemen her türlü irktan ve dinden insanlar var. Hollanda'daki asagi yukari bir milyon müslümanlarin çogunlugu Türklerden olusturuyor. Ikinci sirada sanirim Fasli Berberiler daha sonra Arap kardeslerimiz var. Bundan sonrada sanirim Surinamli Javali, Hintli, Pakistanli vs halklar var. Bu halklar içinde hanefi, safii, maliki ve hanbeliler olabilir.

*** AyrinitiTürkiyeli Türklerin büyük çogunlugu (sanirim hemen hemen yüzde yüze yakini hanefi mezhebinden).
Sanirim Türkiyeli Kürt kardeslerimizin çogunluguda birincisi hanefi ikincisi safii mezhebini takip ediyorlar. Bu ayrintiyi geçerekek demek istedigim su.


Devam ediyorum. Bu kadar farkli milletten insan olunca ister istemez bu kadar farklilikta oluyor. Ancak benim derdim su.
Neden bir müslüman kardesmizden yaniti 'evet ben müslümanim' dedikten sonra bu yanitla yetinmeyip devamini soruyoruz.
Sorunun devami ise genelde hani mezhebdensiniz diye soruluyor....?

Bu siteden anladigim su ki 'mezheblere evet ama mezhebçilige hayir'.
Bu da bir insanin körü körüne bir mezhebi taklit etmemesini söylüyor.
Ama bi kisi avam, yani bilgisis ise veya az bilgili ise. Bu durumda bu kisinin bir mezhebi takip etmesi hiçbirseyi takip etmemesinden daha hayirli olmasidir.

Simdi birde sen selefimisin degilmisin diye soruyorlar...?! Bende diyorumki ben müslümanim.
Müslümanim demenin manasi ne demek diye sorarlarsa.... Kurana ve sünnete tabii olmaktir diyorum. Kurana uyan Allah'in dedigine, sünnete uyan peygamberimizin aktardiklarina uymak demektir. Her ikisde birdir ve bir olanda islamdir!!!

Bir avam olarak ehli sünnet, yani peygamberimizin sünnetine uyan 4 mezheb imaminin içtihadlarina uymaya çalisiyorum Tek basima fetva verecek durumda degilim. Benim gibi milyonlarca müslümanin olduguna inaniyorum. Bu 4 imam, yani Imami Azam ebu Hanife, Imami Malik bin Enes, Imami Safii ve Imam Hanbeli hepsi bildigim kadariyla tabii'íne, sahabeye ve bunlardanda peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafadan aktardaklariyla fetva verdiler ve içtihad ettiler.

Üzülerek sunuda okuyorarim. Bu sitede sanki bir marifetmis gibi, kusuruma bakmayin tabiirimdem dolayi. Bazi arkadaslar su söylüyorlar.
Efendim ben daha önce hanefiydim ama simdi selefiyim. Veya ben hanefiyim ama selefi olmak istiyorum, ama olambiyorum çünki ilmihal kitaplari genelde hanefi ve safii mezhebinde. Bunlari üzülerek okumamin nedeni ise bununda bir ayriligia sebeb olmasi. Neden hanefilige, safiilige, malikilige bu kadar karsi olan kisiler hanbeli olmak istedigini, daha dogrusu sanki hanbeliligin gerçek selefilik oldugunu ima edercesine bu mezhebe geçmek istedigi belirtmeleridir.

Eger kusurum varsa Rabbim afetsin. Burda amacim kimseyi kirmak degil. Ama bir taraftan mezhebçilige karsiyim diye arkadaslarimizin körü körüne hanbeligi daha dogrusu sadece selefilik ismi altinda birlesmesi hayirmidir bilmiyorum. Demek istedigim Müslamin demek yezmezmi. Selefi-salihin Müslümandi. Onlar kendilerine selefimi dediler.



Gelgelim sorularima:


1. Ben müslümanim demek yetmezmi....?
2. Neden ben hanefiyim, malikiyim, safiiyim, hanbeliyim ve selefiyim demek ihtiyaci var...?
3. Bunlari bilen bir kisi illakide su veya bu mezhebdenim demesi dogru olurmu...?
4. Ben selefiyim demek ayrilik vermezmi...? Yani mezhebçilik olmazmi...?
5. Bu veya sucu diye adlandirmak ayriliga neden olmazmi....?
6. Selefi-salihin büyüklerimiz kendilerine selefimi dedi...?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
ehli sunnet;302001' Alıntı:
Selamün aleyküm kardeslerim,

(sevgili Abdulmuiz kardesim, eger ki basligi uygun bulmadiysan degistirebilirsin. Ama uzun zamandir kafama takilan asagidaki konuyu baska baslik altinda adlandiramadim).

Neden günümüzde ve hatta geçmisden öte gelen bir hastalik gibi mezhebçilik türedi.
Anladigim su ki, bir kisiye senin dinin nedir diye soruldugunda cevap iki türlü olabilir. Birinicisi evet ben inançliyim veya hayir inançsizim (yani dinsizim) yaniti.
Bundan sonraki soru su olabilir. Peki hangi dine mensubsunuz...? Cevap ise müslümanim, yahudiyim, hiristiyanim, hinduyum, budistim, samanistim vesaire diye olabilir.

Varsayilim adigimiz yanit; evet ben müslümanim. Peki bir kisi müslümanim dedigi zaman neden bu yanitla yetinmeyip devamini soruyoruz.
Bundan sonraki soru genelde hangi mezhebdensiniz diye sorulur. Ben Hollanda'da (Amstrdam'da) yasadigim için burda hemen hemen her türlü irktan ve dinden insanlar var. Hollanda'daki asagi yukari bir milyon müslümanlarin çogunlugu Türklerden olusturuyor. Ikinci sirada sanirim Fasli Berberiler daha sonra Arap kardeslerimiz var. Bundan sonrada sanirim Surinamli Javali, Hintli, Pakistanli vs halklar var. Bu halklar içinde hanefi, safii, maliki ve hanbeliler olabilir.

*** AyrinitiTürkiyeli Türklerin büyük çogunlugu (sanirim hemen hemen yüzde yüze yakini hanefi mezhebinden).
Sanirim Türkiyeli Kürt kardeslerimizin çogunluguda birincisi hanefi ikincisi safii mezhebini takip ediyorlar. Bu ayrintiyi geçerekek demek istedigim su.


Devam ediyorum. Bu kadar farkli milletten insan olunca ister istemez bu kadar farklilikta oluyor. Ancak benim derdim su.
Neden bir müslüman kardesmizden yaniti 'evet ben müslümanim' dedikten sonra bu yanitla yetinmeyip devamini soruyoruz.
Sorunun devami ise genelde hani mezhebdensiniz diye soruluyor....?

Bu siteden anladigim su ki 'mezheblere evet ama mezhebçilige hayir'.
Bu da bir insanin körü körüne bir mezhebi taklit etmemesini söylüyor.
Ama bi kisi avam, yani bilgisis ise veya az bilgili ise. Bu durumda bu kisinin bir mezhebi takip etmesi hiçbirseyi takip etmemesinden daha hayirli olmasidir.

Simdi birde sen selefimisin degilmisin diye soruyorlar...?! Bende diyorumki ben müslümanim.
Müslümanim demenin manasi ne demek diye sorarlarsa.... Kurana ve sünnete tabii olmaktir diyorum. Kurana uyan Allah'in dedigine, sünnete uyan peygamberimizin aktardiklarina uymak demektir. Her ikisde birdir ve bir olanda islamdir!!!

Bir avam olarak ehli sünnet, yani peygamberimizin sünnetine uyan 4 mezheb imaminin içtihadlarina uymaya çalisiyorum Tek basima fetva verecek durumda degilim. Benim gibi milyonlarca müslümanin olduguna inaniyorum. Bu 4 imam, yani Imami Azam ebu Hanife, Imami Malik bin Enes, Imami Safii ve Imam Hanbeli hepsi bildigim kadariyla tabii'íne, sahabeye ve bunlardanda peygamberimiz hazreti Muhammed Mustafadan aktardaklariyla fetva verdiler ve içtihad ettiler.

Üzülerek sunuda okuyorarim. Bu sitede sanki bir marifetmis gibi, kusuruma bakmayin tabiirimdem dolayi. Bazi arkadaslar su söylüyorlar.
Efendim ben daha önce hanefiydim ama simdi selefiyim. Veya ben hanefiyim ama selefi olmak istiyorum, ama olambiyorum çünki ilmihal kitaplari genelde hanefi ve safii mezhebinde. Bunlari üzülerek okumamin nedeni ise bununda bir ayriligia sebeb olmasi. Neden hanefilige, safiilige, malikilige bu kadar karsi olan kisiler hanbeli olmak istedigini, daha dogrusu sanki hanbeliligin gerçek selefilik oldugunu ima edercesine bu mezhebe geçmek istedigi belirtmeleridir.

Eger kusurum varsa Rabbim afetsin. Burda amacim kimseyi kirmak degil. Ama bir taraftan mezhebçilige karsiyim diye arkadaslarimizin körü körüne hanbeligi daha dogrusu sadece selefilik ismi altinda birlesmesi hayirmidir bilmiyorum. Demek istedigim Müslamin demek yezmezmi. Selefi-salihin Müslümandi. Onlar kendilerine selefimi dediler.



Gelgelim sorularima:


1. Ben müslümanim demek yetmezmi....?
2. Neden ben hanefiyim, malikiyim, safiiyim, hanbeliyim ve selefiyim demek ihtiyaci var...?
3. Bunlari bilen bir kisi illakide su veya bu mezhebdenim demesi dogru olurmu...?
4. Ben selefiyim demek ayrilik vermezmi...? Yani mezhebçilik olmazmi...?
5. Bu veya sucu diye adlandirmak ayriliga neden olmazmi....?
6. Selefi-salihin büyüklerimiz kendilerine selefimi dedi...?

Aleykum selam we rahmetullah kardeşim ;

C 1 - 2- Muslumanım demek tâbi ki yeterlidir, fakat muslumanlık bir din / itikad, mezhebler ise o dinin ibadetlerinin âmeli olarak tatbikinde izlenen usuller olduğundan bu tür soru soran şahsın kastını tam olarak anlamadan karşı çıkmamak, terslememek gerekir. Allah (c.c.) bizi falancı, filancı değil, muslumanlar olarak isimlendirmiştir.
"Allah'a davet eden, salih amel işleyen ve: "Ben gerçekten müslümanlardanım" diyen kimseden daha güzel sözlü kim olabilir?" (Fussilet 33)

Fakat, mezheb tâbiîsi bir mukallid kardeşimiz, mezhebe uyarak veya muhatâbı mezhebini sorunca, sormasındaki gâyesi muslumanlık ismiyle isimlenmenin yetmediğinden değil, belki daha iyi tanışıp kaynaşmak, mezheble ilgili bir soru sormak veya dini konularda câhil olduğundan, kendi mezhebinden farklı uygulamada gördüğü kişiyi meraktan dolayı vs. kişilere göre farklı sebeblerle sormuş olabilir. Bu tür sualler genelde yurt dışında / gurbette soruluyor olması da bunu göstermektedir.

C 3- Bir musluman belli bir mezhebi taklid ettiği halde, kendisine sorulan "hangi mezhebtensin" sualine cevab vermesinde bir sakınca yoktur. Bu üstte zikrettiğimiz gibi tanışmaya, yakınlaşmaya, bazı ilmi meselelerin munazara edilmesi gibi hayırlara vesile de olabilir.

C 4- Bir musluman bir mezhebi taklid edib diğer üç mezhebi terk ederek körü körüne taklid ediyorsa, bir başka müslümanın ise Kur'an ve sunnetle beraber bu mezheb muctehidlerinin dördünü(n) de sahih kaynaklara dayanan fetvalarıyla amel edebiliyorsa; ve bu usule de, öncekileri (selef) taib etmek anlamına gelen "selefi"yim demesin bir sakınca yoktur; bu ifâdeyi de selefiyyenin munarızı olan şia ve tasavvuf ehl-inden başka bir kimsenin karşı çıktığı bilinmemektedir. Ayrıca Selefilik, diğer mezhebler gibi sadece amelde usul de olmayıb, itikaden de farklılık arzeder. Misâlen amelde hanefi mezhebinden olan bir mukallid, itikadda ebu Hanife'ye uymayıb imam Mâturidi'ye; yine Şafii mezhebini tatbik eden bir mukallid ise itikadda imam Eşari'yi tatbik etmektedirler. Ne acıdır ki, amelde bu mezhebleri taklid eden mukallidlerin % 99'u, itikadda Eşari ve Maturidi arasındaki bir farkı bilecek yapıda da değillerdir!

Mezheb imamlarının (İmam Ebu Hanife, İmam Şafii) kendileri, hata yapma olasılıklarını göz önünde bulundurmuşlar ve böyle bir durumda verdiği fetvayı terk edebileceklerini şu sözleriyle ilân etmişlerdir:
“Sahih bir hadis ortada var ise benim mezhebim odur.” (İbn Abidin Reddu’l-Muhtar, 1/72, 475; el-Mecmu’, 1/63, 68; 92)

C 5- Şuurlu olarak mezhebleri taklid etmek ayrılığa, fitneye sebeb sayılmaz, olmaz. Çünkü islam'daki mezhebler, hırıstiyanlıktaki (dört ayrı incile tabi katolik, ortodoks, protestan) mezhebler gibi değildir. Mezhebler ameli olarak uygulamada farklılık arzederken, Kur'an-ı Kerim ve hadislerle amel etmektedirler. İtikad olarak da birbirlerine çok yakın olmakla beraber, tekfire varmayacak furû mevzularda bazı farklılıklar arzetse de, "ehl-i sunnet" dairesi içerisindedirler.

C 6- Selef(i salihin) ile selefiyye(lik) ayrı kavramlardır. Selef; ıstılâhi olarak Sahabe, Tabiin ve Etbâu't-tâbiin denen peygamberden sonraki ilk üç neslin âlimlerine verilen genel isimdir. Sözlük bakımından ise her üç kelimede de "öncekiler", "önce gelenler" anlamı vardır.
Selefîyye ise , dinde selef kabul edilen kişilere hiçbir değişiklik yapmadan tâbi olmayı esas alır.



İlgili Konular :



MEZHEB - MEZHEBLERİN ÇIKIŞ SEBEBLERİ VE HUKMU
https://www.islam-tr.org/konu/mezheb-mezheblerin-cikis-sebebleri-ve-hukmu.21532/

Hangi Durumlarda Telfik Caizdir ?

https://www.islam-tr.org/konu/hangi-durumlarda-telfik-caizdir.29523/


Mezheb ve Mezhebcilik?

https://www.islam-tr.org/konu/mezheb-ve-mezhebcilik.21883/


Mezhebler - Mezheblerde Neden Farklı İbadet Şekilleri Var?

https://www.islam-tr.org/konu/mezhebler-mezheblerde-neden-farkli-ibadet-sekilleri-var.2216/


Mezheb Taasubcuları Selefileri Neden Eleştirir?

https://www.islam-tr.org/konu/mezheb-taasubculari-selefileri-neden-elestirir.29905/
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
E Çevrimdışı

ehli sunnet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamün aleyküm kardesim,

Vermis oldugun yanitlar çok açiklayaci. Ileride insaallah bu konuyla ilgili vaktim olursa biraz daha ayrintili deginmek istiyorum. Ne yalan söyliyeyim, müslümanlar arasindaki bu kadar ayriligin pekde hayirlara vesile olmadigini saniyorum. Rabbim bizleri dogru itikadi olanlardan ve dogru amel isleyenlerden eylesin. Bu çerçevede ehli sünnet mezheblerini bir nimet olarak görmemizi ve bizleri birbirimizi nefret degilde birbirimizi anlayanlardan eylesin. Ileride insaallah bazi ayrinitili mezhebi ameli uygulamalara ve itikadi inanislara deginmek istiyorum.
Allah senden razi olsun.

Essalüm aleyküm.
 
E Çevrimdışı

ehli sunnet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamün aleyküm Abdulmuizz,

Lütfen yukarida belirtmis oldugun 'selefilik diger mezhebler gibi sadece amelde usul de olmayip, itikaden de farklilik arzeder' diye yazmistin. Lütfen bu konuyu açabilirmisin...? Yani diger mezheblerle arasindaki anlayis ve tatbik, uygulama farkini anlatabilirmisin...?
 
E Çevrimdışı

ehli sunnet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Selamün aleyküm Abdulmuizz kardes,
yukarida sormus oldugum soruya sanirim bu (başka) site içerisinde yanit bulabildim.

Özelikle selefilik nedir? Bugünkü ve geçmişte selef sözcüğünün anlami, ehli sünnet ve kelamcilar, tevil gibi konulara bu yazida yanit bulabildim.

Ancak bu açıklayıcı yazidan sonra yinede kendimce içimde şu konuya tedirgimligim ve kaygilarim devam ediyor.
Daha öncede belirtmiş olduğum gibi bir kişi hangi niyet ve maksatla olursa olsun şu soruyu sorarsa 'senin dinin nedir?' veya 'sen müslümanmisin?' gibi sorulara benim yanitim ve yanitimiz....? Ne olmali diye sorulursa, tek kelimeyle 'ben müslümanim' veya 'evet müslümanim' cevabi yeterli olmalidir. Aksi takdirde şuan Suriye'de sünni, nusayri, şii çatişmasi devam eder saniyorum. Irak'ta, Afganistan, Bahreyn, Batı Suudi-Arabistanda yaşadiğimiz şii ve sünni mezhep çatişmalarin hatta ve hatta sünni diye bilinen daha doğrusu ehli-sünnet itikadi adi altinda birleşen bu şemsiye içerisinde bir amelde ehli sünnet mezhepleri arasinda bir tarafta 'hanefi, şafii, maliki, hanbeli' dörtlüsü diğer tarafta 'selefi' diye ayrilanlar diye baş gösteren kardeş kavgasi halen devam edebilir 'maazallah'. Hadi diyelim mesela Ehli-Sünnet'ten itikadi olarak çok farklilik gösteren Şia veya Şii yolunun yolculari çok farkli ve acayip anlayişlari var. Hatta ve hatta şia veya şii'ler içerisinde tekfir edilecek çok adam var. Elbet Şia içerisinde az da olsa özelikle Caferi'yim diyen yolun yolculari içerisinde sapkinliğa uğramamiş şirke düşmemiş diyen ehli-sünnet alimleri var. Demek istediğim itikidadi ve ameli uygulamalar içerisinde birlik sağlayan ehli-sünnet ahalisi bile şucu bucu diye ayrilmiş ki nasil olada bizler şii-caferilerde birlik sağlayacağiz. Evvela önceliğimiz müslümanlik olmali. Yolumuz Muhammed Mustafa Mahmud'un yolu olmali. Sorulan soruya sen müslümanmisin demenin yeterli olacağı anlayışta olmaliyiz. Ancak ve ancak bu bizi kurtaririr. Yoksa Ehli Sünnet içerisinde ve Şia içerisinde kirk türlü mezheblere bölünüp kavmiyetçiliğe giden yolcularin yolcususu oluruz, Allah korusun. Şiarımıza, beynimize, belleğimize şunu aşilamaliyiz. Birimicisi biz müslümaniz demeliyiz ve bununla yetinmeliyiz. Ikincisi müslümanlığın manasini bilmeliyiz. Otomatikmen hafizamizda, belleğimizde bu soru sorulduğunda islamın ve müslümanlığın hazreti Kuran'siz ve peygamberimiz Muhammed Mustafa'nın sünnetin oluştuğu bilmek ve bunu kabul edip bununla iman etmenin yeterli olduğunu kabul etmektir. Şucu bucu diye adlandira adlandira halimiz nice oldu. Yazik ve acinacak bir halddeyiz. Islami mezhepçileştirmekten veya kavmiyetçileştirmekten sakımaliyiz. Aksi taktirde mezhepçilik birbirbimizi anlamamak ve kutuplaştirmaktan başka bir işe yaramaz. Mezheblere evet ama mezhebçiliğe hayir anlayışını islamin zenginliği olarak görmek ve islam adi altinda bir olmak yeterli olmali. Diğer bir derdimizde islami kavmiyetçileştirmek. Yano Islami Araplaştırmak, Türkleştirmek, Farslaştırmak, Avrupalılaştirmak, Doğululaştırmak, ılımlı veya katılılaştırmak diye bölüp sapkınlığa düşebiliriz. Kisacasi şehadet edip kalbi olarak iman eden, imanin ve islamin her şartini kabul edip uygulayan müslümandir.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt