Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Küfür Maddesi İçeren Andlaşmalara İmza Atmak Caiz mi?

S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum ve rahmetullah,

Küfür maddesi içeren andlaşmalara imza atmak küfür müdür? Bir çok antlaşmada ihtilaf durumunda tağutun mahkemesine yetki verdiğimin farkına vardım, aklıma takıldı şayet öyleyse Facebook, Youtube gibi hesaplarımı silmeyi düşünüyorum. Ve bu gibi andlaşmalarla çalışan bunlara imza atan ve attıran bir müslümanın imanı şüpheye girer mi veya parası haram mıdır?

Bu iş benim kafamı çok kurcalamaya başladı. Ne yapmam gerekiyor. Bir çok mücahid alim Tağuta muhakeme olmanın ancak Darul İslam'da tercih etme imkanı olduğunda küfür olabileceğini söylüyor ve delillerden biri ayetin nüzul sebebi diyor ama bu açıklama insanı kısmen tatmin ediyor çünkü birisi ''Darul Harbte de olsa Tağuta muhakeme olmakla zaten sen tercihini Tağuttan yana kullanmış oldun'' diyebilir, ''küfür her yerde küfürdür'' diyebilir, ''Ayetin hususi oluşu hükmün umumi oluşuna mani değildir dolayısıyla İslam mahkemesi olmasa da bu küfürdür, ayetin nüzul sebebi sadece Darul İslam'dakilerine geçerli değildir'' diyebilir. Buna bir açıklama yapabilir misiniz?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Memurluk Yemini ve Küfür İçerikli Sözleşmelere İmzanın Hükmü Nedir?

TAĞUTUN MAHKEMESİNE GİDENİN DURUMU

Tağutun Mahkemesine Başvurmak, Temyiz İçin Mahkemeye Gitmek Caiz mi?

Tağuta Muhakeme Olmak !
 
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Abdulmuizz Fida ahi, yani bu gibi andlaşmalara tahrif etmeksizin imza atmak veya attırmak caiz midir? Bu elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi sözleşmeleri imzalatanın hükmü nedir? Küfür olmasa bile alınan para andlaşmadaki mahkeme şartından dolayı haram mıdır?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdulmuizz Fida ahi, yani bu gibi andlaşmalara tahrif etmeksizin imza atmak veya attırmak caiz midir? Bu elektrik, su, doğalgaz, telefon gibi sözleşmeleri imzalatanın hükmü nedir? Küfür olmasa bile alınan para andlaşmadaki mahkeme şartından dolayı haram mıdır?

Kardeşim verdiğim linkleri dikkatlice okudun mu?
Andlaşmaları tahrif etmek diye bir şey kişinin kendini kandırmasıdır! Elektirik , su, doğalgaz, diploma, ehliyet, telefon, tapu vs. vs zaruret görmeyenlerin dağa çıkmalarından başka alternatifi yoktur, aksi taktirde samimi değillerdir.
 
Son düzenleme:
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim verdiğim linkleri dikkatlice okudun mu?
Andlaşmaları tahrif etmek diye bir şey kişinin kendini kandırmasıdır! Elektirik , su, doğalgaz, diploma, ehliyet, telefon, tapu vs. vs zaruret görmeyenlerin dağa çıkmalarından başka alternatifi yoktur, aksi taktirde samimi değillerdir.

Abdulmuizz abi, böyle bir iş buldum, kapı kapı dolaşarak bu andlaşmaları imzalatacağım, aldığım para helal midir?


Abdulmuizz Fida abi, elektrik andlaşmalarını imzalatmak haram mıdır? Aldığım maaş haram mıdır?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdulmuizz Fida abi, elektrik andlaşmalarını imzalatmak haram mıdır? Aldığım maaş haram mıdır?

Elektirik andlaşmalarını imzalattığınız sözleşmede, "ihtilaf vukuunda T.C. nin mahkemeleri yetkilidir" gibi tağutu kurumları hakem tayin eden bir madde varsa bu sözleşmeyi imzalatmanız caiz değildir.
Eğer sadece bu sözleşmeyi imzalatmaktan başka bir iş yapmıyor ve, sadece yaptığınız bu işten dolayı maaş alıyorsanız, alınan maaş haramdır.
 
Son düzenleme:
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum Abdulmuizz Fida abi,

Bu konu hakkında başka bir sorum var: Muhakeme konusu tartışmalı olabilir ancak geçmişte (ben laik bir kafirken) alman vatandaşlığına geçmek için, şimdi öğrendim, küfür dolu bir andlaşmaya imza atmışım, Demokrasiyi benimseyeceğime, kanunlara saygı duyacağıma dair bir imza atmışım (Allahu Alem). Hâlâ alman vatandaşıyım, bu durumda küfür olan şartlar devam eder mi yoksa geçmişte yapılan Şeriata aykırı andlaşmalar affedilmiş midir? Affedilmemişse ne yapmam gerekir, andlaşmadaki şartları artık kabul etmediğimi bildirmem şart mı, bildirmezsem kafir mi olurum?

Bir de şu sorum var: Bir andlaşmanın altına imza atmak (isim yazmak), kabule delalet edebilecek işaretler yapmak İslam şeriatına göre kabul ifade eder mi? Alman bir sitede bir kardeşten okumuştum, bunun Şeriatta herhangi bir delili yoktur, bir andlaşmada İsa (as) Allah'ın oğludur yazsa, sende andlaşmadaki yararlardan dolayı buna imza atsan, kafir imza atmayı kabul olarak algılasa bile senin yaptığın (andlaşmanın altına imza) mübah bir ameldir, bunda küfrü kabul ettiğine dair bir delil yoktur, imza kinayedir, bu kafiri kandırarak andlaşmalardaki yararlardan faydalanmaktır ancak imzadan niyetin kabul etmekse veya andlaşmanın altına yazı olarak: ''ben bu andlaşmadaki tüm şartları kabul ediyorum'' diye bir yazı yazarsan küfür olduğunu söylüyor; bir düşündüm de aslında mantıklı çünkü kafir, şu tişörtü giyersen, şu itikadı kabullenmiş olursun derse, sende o tişörtü beğendiğin için giysen, kafir bunu kabul etmek olarak algılasa bile şartı açıkça kabul ettiğini söylemediğin zaman İslam şeriatına göre kafir olmazsın. (Allahu Alem)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Es selamu aleykum Abdulmuizz Fida abi,

Bu konu hakkında başka bir sorum var: Muhakeme konusu tartışmalı olabilir ancak geçmişte (ben laik bir kafirken) alman vatandaşlığına geçmek için, şimdi öğrendim, küfür dolu bir andlaşmaya imza atmışım, Demokrasiyi benimseyeceğime, kanunlara saygı duyacağıma dair bir imza atmışım (Allahu Alem). Hâlâ alman vatandaşıyım, bu durumda küfür olan şartlar devam eder mi yoksa geçmişte yapılan Şeriata aykırı andlaşmalar affedilmiş midir? Affedilmemişse ne yapmam gerekir, andlaşmadaki şartları artık kabul etmediğimi bildirmem şart mı, bildirmezsem kafir mi olurum?

Bir de şu sorum var: Bir andlaşmanın altına imza atmak (isim yazmak), kabule delalet edebilecek işaretler yapmak İslam şeriatına göre kabul ifade eder mi? Alman bir sitede bir kardeşten okumuştum, bunun Şeriatta herhangi bir delili yoktur, bir andlaşmada İsa (as) Allah'ın oğludur yazsa, sende andlaşmadaki yararlardan dolayı buna imza atsan, kafir imza atmayı kabul olarak algılasa bile senin yaptığın (andlaşmanın altına imza) mübah bir ameldir, bunda küfrü kabul ettiğine dair bir delil yoktur, imza kinayedir, bu kafiri kandırarak andlaşmalardaki yararlardan faydalanmaktır ancak imzadan niyetin kabul etmekse veya andlaşmanın altına yazı olarak: ''ben bu andlaşmadaki tüm şartları kabul ediyorum'' diye bir yazı yazarsa küfür olduğunu söylüyor; bir düşündüm de aslında mantıklı çünkü kafir, şu tişörtü giyersen, şu itikadı kabullenmiş olursun derse, sende o tişörtü beğendiğin için giysen, kafir bunu kabul etmek olarak algılasa bile şartı açıkça kabul ettiğini söylemediğin zaman İslam şeriatına göre kafir olmazsın. (Allahu Alem)

Aleykum selam we rahmetullah kardeşim;


Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur :
Bir kul bu dünyada başka bir kulun ayıbını örterse, kıyamet gününde Allah da onun ayıbını örter.”
(Muslim, Birr, 72; Buharî, Mezâlim, 3; Ebu Davûd, Edeb, 38)



Cahilken veya kafirken yapılan bir andlaşma gereği içeriğinde küfür içerikli maddeler bulunan evrakları imzaladıktan sonra, musluman olan kişinin geçmişine dönerek akil baliğ (çocukluktan) olduğu andan itibaren ben nerde haram, küfür işledim diye araştırıp, bunlardan vazgeçtim diye bir çaba içerisinde olması farz-ı ayn değildir.
İslam'a göre niyet (kalbin kastı), azaların kastından önce gelir. İslam'da ilmen küfür olduğu bildirilen fiiler, kalbin yüzde yüz küfrü kastettiğini gösteren fiillerdir. Sadece imza atılmış olması sebebiyle bir kimsenin kalbinde küfrü kastettiğini kesin olarak söyleyemeyiz.
İslam geçmişi siler. Fakat bir kişi böyle (yaptığı andlaşmaların ibtalini bildirse) yaparsa da (bir nevî azimettir ki); kafirlerce ne kadar kabul edilir ve geçerli olur ayrı bir konu. Ayrıca bu tür reddiyeleri veya itirazları yapabilmek veya kafirlerin kâ'le alması için yine tağutun mahkemelerine başvurmak gerekmektedir ki bu da doğru bir iş olmaz.
Bu durum tağutun kurumlarıyla yapılan küfür maddeli içeriklerin olduğu sözleşmelerdeki durumla benzerlik de arzetmektedir ki; zarûretten dolayı kişiye kafir hükmü verilemeyeceği inancındayız. Yoksa aşağıdaki hadis-i şerif gereğince, küfür maddesine imza atılmamış olsa dahi, muslumanın küfür diyarında ikâmeti de câiz değildir.

Rasulullah (sallalahu aleyhi ve sellem) şöyle buyuruyor:

"Ben muşriklerle beraber oturan müslümandan beriyim"
Sahabeler: "
Niçin ya Rasulullah!" dediler.
Rasulullah
(sallalahu aleyhi ve sellem) : "Çünkü müslümanların yaktığı ateş ile kafirlerin yaktığı ateşin birbirini görmemesi gerekir" (Yani yaktıkları ateşi görülmeyecek kadar birbirinden uzak durmaları gerekir.) dedi."

(Ebu Davud; Timizi)
 
Son düzenleme:
S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah razı olsun Abdulmuizz Fida abi.
Ayrıca İslam'da yazının hükmü hakkında şu yazıları buldum, buraya kopyalıyorum:

Kâğıt üzerine yazmakla talakın (boşanmanın) vuku bulması - 72291


Bir erkek, karısına cep telefonuyla: "Sen, boşsun" diye mesaj yazsa, sonra da ben talakı kast etmemiştim derse, talak vuku bulur mu?


Hamd, yalnızca Allah'adır.

Birincisi:

"Kâğıt üzerine talak yazmakla, fakihlerin oybirliğiyle talak vuku bulur. Çünkü yazı, kendisinden talakın anlaşıldığı birtakım harflerden oluştuğu için onu dille telaffuz etmeye benzer. Ayrıca yazı, onu yazanın sözlerinin yerine geçer. Bunun delili; Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- risâleti tebliğ etmekle emrolunmuştur. Nitekim O, bu risâlet kimi zaman sözle, kimi zaman da yazıyla tebliğ etmiştir.

Talakın vuku bulduğu yazı, açık olan yazı şeklidir. Örneğin bir sayfanın veya duvarın veyahut da yerin üzerine okunduğunda anlaşılması mümkün olacak şekilde yazmak gibi.

Açık olmayan şekilde yazmaya gelince, -örneğin havaya veya suya veyahut da okunduğunda anlaşılması mümkün olmayan şekilde yazmak gibi-, bu durumda talak vuku bulmaz. Çünkü bu yazı, işitilmeyecek şekilde kendi kendine fısıldamak hükmündedir." ("el-Mevsûatu'l-Fıkhiyye"; c: 12, s: 217)

İkincisi:

Bir erkek, karısına: "Sen, boşsun" diye mesaj yazarsa, bu mesaj ister cep telefonu ile olsun, isterse bir kâğıdın üzerine yazmakla olsun, isterse elektronik posta (e-mail) ile olsun, onun bunu yazdığı andaki niyetine bağlıdır. Eğer talaka azmetmiş (karar vermiş) ise, talak vuku bulur. Yok eğer bunu yazmış ve talakı niyet etmemiş ve eşini üzmek veya başka bir amaçla yapmış ise, talak vuku bulmaz.

İbn-i Kudâme -Allah ona rahmet etsin- bu konuda şöyle demiştir:

"Talak, şu iki yerin dışında talak lafzından başkasıyla vuku bulmaz:

Birincisi: Konuşamayan kimse.

Tıpkı dilsiz kimse gibi. Bu kimse, eşini boşamak istediğinde işâretle onu boşarsa, eşi kendisinden boşanmış olur.

İkincisi: Talakı (bir kâğıt üzerine) yazar da talakı niyet ederse, eşi kendisinden boşanmış olur.

Talakı niyet etmeksizin yazarsa, İmam Ahmed'in iki rivâyetinden (görüşünden) birisine göre talak vuku bulur. Bu, Şa'bî, Nehaî, Zührî, Hakem, Ebu Hanife ve Mâlik'in görüşüdür. Şâfiî de bu görüştedir.

Eğer niyet etmeksizin talak yazarsa, cumhurun görüşüne göre talak vuku bulmaz. Çünkü yazı, ihtimallidir. Çünkü yazı ile kalemin nasıl yazı yazdığı denenmiş olabilir veya hattı güzelleştirmek veyahut da hanımı korkutmak kast edilmiş olabilir. Bu sebeple niyet edilmeksizin talak vuku bulmaz." ("el-Muğnî"; c: 7, s: 373)

Mustafa b. Sa'd es-Suyutî er-Ruhaybânî şöyle demiştir:
"Talakı yazan kimse: Ben hattımı güzelleştirmekten başka bir şeyi istememiştim veya hanımımı üzmekten başka bir şeyi kast etmemiştim derse, bu sözü kabul edilir. Çünkü o, kendi niyetini en iyi bilendir. Belki talaktan başka ihtimalli olanı şeyi kast etmiş olabilir... Hanımını üzmek için hakikatinin dışında talakı kast ederse, talakı niyet etmiş sayılmaz." (Metâlibu Uli'n-Nuhâ"; c: 5, s: 346)
Değerli âlim Abdulaziz b. Baz'a -Allah ona rahmet etsin:

"Bir adam, kızkardeşi ve hanımıyla otururken, kızkardeşinden bir kalem getirmesini istedi. Kızkardeşi kalemi getirdikten sonra adam bir kâğıdın üzerine, hiç kimsenin ismini yanına eklemeden: "Talak, talak" yazdı. Bunun üzerine kızkardeşi öfkelendi ve kalemi aldı ve üç defa: "Talak, talak, talak" diye yazdıktan sonra kâğıdı kardeşinin karısının üzerine attı ve ona: Bakar mısın, yazdıklarım doğru mudur? Dedi. Bu adam, bu sözleri hanımına yazmayı istememişti. (Bunun hükmü nedir?" diye sorulmuş, bunun üzerine o şöyle demiştir:
"Bu talak, eğer erkek talakı kast etmemişse, adı geçen kadın için talak vuku bulmaz. Bu, sadece yazıdan ibârettir veya talaktan başka bir şey kast etmiştir. Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
"Ameller, ancak niyetlere göredir (niyetlere göre geçerlilik kazanır)."
Bu, ilim ehlinden pek çok kimsenin görüşüdür.Bazıları ise, bunun cumhurun görüşü olduğunu söylemişlerdir. Çünkü yazı, kinâye konumundadır.Âlimlerin iki görüşünden en doğru olanına göre niyet etmeden kinâye ile talak vuku bulmaz. Ancak yazı ile birlikte talakın vuku bulduğuna delâlet eden şeyin olmasıyla talak vuku bulur.

Adı geçen olayda talakın vuku bulduğuna delâlet eden hiçbir kasıt yoktur.Aslolan; nikahın kalıcı olması ve niyete göre amel edilmesidir."
Değerli âlim Muhammed b. İbrahim -Allah ona rahmet etsin (bir soruyu cevaplarken) şöyle demiştir:
"Cevap istediğiniz fetvânız bize ulaşmış ve içeriği anlaşılmıştır. Sorunuza göre bir adam, hanımı falancanın kızı filancanın talakını bir talak olarak yazmış, yazısını da imzası ve ismiyle sonlandırmış, fakat bununla eşinin talakının vuku bulmasını kast etmemiş, talakı da niyet etmemiş, aksine bu kâğıdı, eşini, kocasına karşı olan kötü davranışından vazgeçirmek için korkutmak ve tehdit etmek için yazmıştır....

Adı geçen adamın eşi için yazdığı bu talakın vuku bulup-bulmadığını soruyorsunuz.
Bunun cevabı şöyledir:
Hamd, Allah'a mahsustur. Durum, zikrettiğiniz gibi ise ve bu yazısıyla açıkça eşini boşamayı kast etmemiş, sadece onu kötü davranışından dolayı tehdit etmek ve korkutmak için yazmış, talakı kast etmemiş ve talaka asla niyet de etmemişse, adı geçen talak vuku bulmaz.

Başarı, Allah Teâlâ'dandır."("Muhammed b. İbrahim'in Fetvâları"; Soru:11, no: 3051)
Yine değerli âlim Muhammed b. İbrahim'e -Allah ona rahmet etsin-, karısını boşadığını bir kâğıda yazan, fakat bununla onu üzmeyi ve tehdit etmeyi isteyen kimse hakkında sorulmuş, bunun üzerine o şöyle cevap vermiştir:
"Göründüğü kadarıyla bu talak vuku bulmaz.Koca, bu kâğıtla sadece karısını üzmek ve onu tehdit etmek için istemiştir. Âlimler, kocanın, kâğıda talak yazmakla hattını güzelleştirmeyi veya hanımını üzmeyi kast etmişse, bu kastının kabul edileceğini söylemişlerdir.
Zâdu'l-Mustekni' şerhi yazarı şöyle demiştir:
"Bir kimse, talaka delâlet eden bir şeyle karısını boşadığını açıkça yazarsa, niyet etmese bile talakı vuku bulur. Çünkü talak yazısı, açıkça yazılmıştır.Eğer bu kimse,: Ben, hattımın güzel olması veya hanımımı üzmek için yazdım derse, bu sözü ondan kabul edilir.

Başarı, Allah Teâlâ'dandır."("Muhammed b. İbrahim'in Fetvâları"; Soru:11, no: 3050)

Islam Q&A



SORU SORMUŞLAR ,AŞIĞIDA CEVAB Verilmiş. KİTABIN ADI MÜHİM SORULARIN CEVABI.SAYFA 36 ALAEDDİN PALEVİ

Memur olurken küfrün ilke ve inkîlaplarını telaffuz etmek ya da bunları imzalamak kişiyi küfre götürür mü?
— Burada öncelikle konuya dair İslam âlimlerinden bazı nakilleri sunmak istiyorum. İbn-i Hacer el-Askalanî şöyle demiştir:
“Kim putlara tapınırsa, secde ederse İslam’a inansa bile küfre girer. Sübki bu konuda icma olduğunu söylemiştir.” (memurluk yemini ve imza)[1]
Allame İbnu-l Arabî şöyle der: “İster şaka isterse ciddi olsun fark etmeksizin küfür lafzını söyleyen kimse küfre girer. Ümmet arasında bu konuda hiçbir görüş ayrılığı yoktur.” (memurluk yemini ve imza)[2]
Ebu Bekir el-Cessas ise şöyle der: İkrah hali olmaksızın küfür lafzını şaka ya da ciddi olarak ikrar eden bir kimse kâfir olur.” (memurluk yemini ve imza)[3]
Yine Allame Keşmirî şöyle der: “Sonuç olarak kim ciddi ya da şaka olarak küfür kelimesini söylerse kâfir olur. O kişinin inancına bakılmaz.” (memurluk yemini ve imza)[4]
Tüm bu nakillerden anlaşılmaktadır ki, ikrah hali olmaksızın küfür kelimelerini telaffuz eden bir kimse kâfir olur. Bu konuda ümmet arasında icma vardır. Dolayısı ile Müslüman bir kimsenin birkaç kuruşluk dünya menfaati uğruna küfre girmesi düşünülemez. Bununla beraber küfür lafzını diliyle söylemeksizin bu maddelerin yazılı olduğu bir metne imza atmak meselesine
gelince bu konuda bir ayrıntı mevcuttur. Şöyle ki; İslam alimlerinden bir kısmına göre yazı söz gibi iken bir kısmına göre ise yazı söz gibi değil bilakis sözden kinayedir. Yazı söze benzemez ve burada kişinin niyetine itibar edilir. Buna göre “Yazı söz gibidir” diyen alimlere göre küfür ilke ve inkılaplarının altına imza atan kimse kâfir olurken “Yazı söz gibi değildir bilakis kinayedir” diyen alimlere göre ise bu şekilde bir imza atan kimse kâfir olmaz. Ancak büyük tehlike altındadır. Abdurrahman el-Cezerî yazının söz gibi olup olmadığı konusunda şöyle demektedir:
Hanefiler yazının iki şart dahilinde söz gibi sayılabileceğini söylemişlerdir. Bunlardan ilki yazının sabit olmasıdır. Yani yazı kâğıt ya da tahta gibi bir şey üzerine yazılmalıdır ve okunaklı olmalıdır. Aksi takdirde o yazıya itibar edilmez. Diğer şart ise adresinin belli olması lazımdır. Yani bunu şu kadına yazıyorum şeklinde yazının kime yazıldığı bilinmelidir. Aksi takdirde talak vaki olmaz. Malikiler yazı talaka sebeptir. Kim “Ben karımı boşadım” diye yazarsa boşanmış olur demişlerdir.
Şafiler ise yazı ile boşanmak ancak şu üç şart dâhilinde mümkün olur. Birincisi yazı niyet ile birlikte olmalıdır. Niyet olmaksızın boşanma gerçekleşmez. Zira yazı kinayedir. İkincisi üzerine yazı yazılan şeyin sabit olması (kâğıt gibi) gerekir. Üçüncüsü ise koca bunu kendisi yazmalıdır. Aksi takdirde boşanma vaki olmaz. Hanbeliler ise yazının su üzerine veya havaya olmaksızın sabit bir madde üzerine yazılması halinde boşanmanın gerçekleşeceğini söylemişlerdir. (memurluk yemini ve imza)[1]
Dört mezheb arasında yazı noktasında bir ihtilafın olduğu malumdur. Bundan dolayı küfür maddelerinin altına imza atan kişinin bizzat tekfirinden uzak durmak gerekir. Ancak elimizden geldiği kadar böyle metinleri imzalamamak lazımdır. Mutlak surette başka alternatifler aramak gerekir. Böyle bir metni imzalamak ancak alternatif olmadığı zaman zaruret halinde söz konusu olabilir. Zira bazı durumlarda ihtiyaçlar zaruret durumundadır.

(memurluk yemini ve imza)[1] Dört Mezheb Fıkhı, 4/289.
(memurluk yemini ve imza)[1] Fethu-l Bari, 12/299.
(memurluk yemini ve imza)[2] Bunu İmam Kurtubi tefsirinde Tevbe Suresi’nin 65. ayetinin tefsirinde nakletmektedir.
(memurluk yemini ve imza)[3] Ahkamu-l Kur’an, 4/348.
(memurluk yemini ve imza)[4] İkrafu-l Mulhidi


 
Üst Ana Sayfa Alt