Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Hanefi Mezhebinin Hadislere Dayanmadığı Iddialarına Reddiye

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Humple kardeş doğru diyorsun Allah afetsin ,ama kendime bişey isnat etmiyorum ki,hepsi ulemanındır diyorum.


 
laylay Çevrimdışı

laylay

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Hakem Ancak Allahtır...siz Birbirnize Küçültücü Hakaret Vari Tavırlar da bulunmazsanız...hakikatler ortaya çıkar...ancak herkes nefsini beyenir..ve aklı yerine gururunu konuşturursa bu müslümana yakışmaz...
hakkı konuşunun hakkı söyleyin...gururunuzu bir kenara bırakın
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebu Said ed-Darimi, Osman B Said’tir(vefatı h. 280). Müşebbbihe/mücessime olmakla suçlanmakta.Kim Mücessime siye suçluyor Bu alimi onuda zikredersen ......

Osman Said ed-Darimi Hafız ve Herat'ın muhaddis sika alimlerden Tezkiretu'l-Huffaz 2/354 Tehzibu't-Tehzib 5/294


 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi



Senin Bahsettiğin BU......
MEZHEPLER ARASINDAKİ FARKLAR


Yazarı: EBU MANSÜR ABDULKAAHİR EL BAĞDADİ
Çeviren: ETHEM RUHİ FIĞLALI
Hazırlayan:

Yayınevi: TÜRKİYE DİYANET VAKFI
Yayın Yeri: ANKARA
ISBN NO:
Yayın Yılı: 1991

Dili: Türkçe
Özellikler:
Cildi: Karton Kapaklı
Durum: İkinci El
Kondisyon:
3yildiz.jpg
(Temiz)


Açıklama:RAVAFIZ
ZEYDİYYE
KEYSANİYYE
İMAMİYYE...

Bu bağdadi ler farklı sadece isimleri aynı yazdım oraya okursan yaptığın hatayı görürsün....Birisi Kelamçı senin akidesini aktardığın diğeride Hadisci ......
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Mutezile meshebinin –Mekan- Cihet Yönün İmkansızlığı Hakkındaki görüşü

Mutezile meshebine mensup bilginler Yüce Allah’ın bir yönde bulunduğunu ima eden ayetler üzerinde durmuş ve bu ayetlerin zahiri anlamlarıyla algılanmalarının tevhid ve tenzih-zorunluluğuyla-çelişeceğini-belirtmişlerdir demişlerdir ki:

Melekler sıra sıra dizili durumda Rabbin geldiği zaman…(Fecr,22) ayeti ile kast edilen anlam şudur: Allah kıyamet sahnelerinde büyük ayetlerini gözler önüne serer.O dehşet verici sarsıntılar ve korkuları gösterir.Melekleri getirir ve kuşkuları içinde bocalayan insanlara gerçekleri somut olarak gösterir.Böylece insanlar Yüce Allah ile ilgili olarak tahmin edemedikleri gerçekleri gözlemleme imkanını bulurlar.Yoksa Yüce Allah’ın Rabbin geldiği…ifadesi Allah’ın bir yerden gelişini anlatmaya dönük değildir.

Bir yerden ayrılması ve başka yere gelmesi sözkonusu değildir.Bir yerden bir yere gitmesini anlatmaya dönük bir ifade olarak algılanması yanlıştır.Tam tersine O bütün mekanları görmektedir.Hiç bir mekan O’ndan saklı kalamaz.O her kıvrımı her dönemeci her gizliliği bilir.Yoğun olarak bulunan her mekanda hazırdır.Onlar ille buluttan gölgeler içinde Allah’ın gelmesinimi bekliyorlar (Bakara,210) ayeti de tıpkı: Onlar sadece korkunç bir sese bakarlar.Çekişip dururlarken ansızın O kendilerini yakalar.(Yasin,49) Allah onlara ummadıkları yerden geldi (Haşir,2) ayetleri gibi Yüce Allah’ın sözkonusu insanların üzerine azabını ve emrini indirmesini ifade eder.Yoksa Yüce Allah’ın bir yerden ayrılıp onlara gelmesi gibi bir anlam ifade etmez.O bir yerdeyken bir başka yere intikal etmez.Nitekim bir insan da ilginç bir iş yapan bir başkasına şöyle hitap eder.Sen büyük bir iş gerçekleştirdin veya Falan adam büyük bir işle geldi.Bunu söylerken asıl maksat o kişinin yaptığı ilginç işe dikkat çekmektir.İşte ayetlerde Yüce Allah’ın gelmesi anlamını veren ifadelerin te’vili budur.Ayrılmak ve intikal etmek gibi bir anlam kastedilmiş.değildir.Çünkü.bir.yerden.ayrılan.-yönlendirilendir. dolayısıyla muhtaç kimse konumundadır.Yerinden ayrılmayan ihtiyacı olmasaydı oradan ayrılmazdı.(İmam Kasım er-Ressi Kitabu’lAdli ve’t-Tevhid ve’n-Nefyu’l-Teşbih sh.121 elyazması)

Ehl-i sünnet ise bu konuda şöyle der:(1)-Ebu Hüreyre (r.a) rivayet ettiğine göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur.

Kıyamet günü olacağında Rabbimiz kullara iner .

(*)-Bunu Tirmizi (II/61) İbn Huzeyme (vr.250/2) Hakim (I/418) de bir başka yoldan Ebu Hureyre,den gelen bir hadis olarak rivayet etmiş ve sahih olduğunu belirtmiştir.

(2)-İbn Mes,ud,un rivayet ettiği hadise göre Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu.

Allah öncekileri de sonrakileri de vadesi belli bir gün için kırk yıl süre bir arada bulunduracak .Gözleri semaya dikilmiş nihai ve ayırt edici hükmün verilmesini bekleyecekler.

Yüce Allah buluttan gölgeler içerisinde Arştan Kürsi,ye inecek….Hadis devam ediyor uzunca…..

(*)-Zehebi el-Uluvda .138 de hasendir demiştir.Hadisin senedi dediği gibi hatta daha yüksek bir mertebededir..Hadisi aralarında Abdullah b.Ahmed,in de bulunduğu tahric eden bir topluluktan gelen bir yolla muhtasar olarak zikretmiş bulunmaktadır.Daha sonra da bu hadisi bundan daha eksiksiz bir şekilde bütünüyle İbn Mes,ud,a kadar muttasıl senedi ile de rivayet etmiştir.Hadisi bütünüyle Abdullah b.Ahmed es-Sünne (s.177) de rivayet etmiştir.Müellif de el-Arba,in adlı eserinde(186/a) bu sahih bir hadistir demektedir.

3-İbn Abbas,tan Kıyamet kopmadan az önce bir münadi şöyle seslenecektir.

İşte kıyamet size geliyor –bu sesi hayatta olanlar da ölüler de işitir-Sonra Allah dünya semasına iner.

(*)-Hadisi İbnu-l-Mübarek rivayet etmiştir ravileri sikadır.Bu hadisi musannıf İbnü-l-Mübarek,in Süleyman et-Teymi,den onun Ebü Narda,dan onun İbn Abbas,tan diye naklettiği bir rivayet olarak kaydetmiştir.Bu Müslim,in şartına uygun sahih bir sendir.(el-Uluvv li-l-Aliyyi-l-Azim (155/94)

(4)-Ubeyd b.Umeyr,in hadisi.Dedi ki : Aziz ve Celil olan Rabbimiz gece yarısında dünya semasına inerekşöyle buyuruyor.Benden dileği olan var mı.Ona vereyim Benden mağfiret diyelen varmı Günahını bağışlayayım Nihayet fecir vakti gelince Aziz ve Celil olan Rab yükselir.

(*)-Bu Ahmed,in oğlu Abdullah kendi tasnifi olan er-Reddu ale,l-Cehmiyye adlı eserinde rivayet etmektedir.Ayrcıva Hafız Zehebi bunu el-Uluvv li-l-Aliyyi-l-Azim,de rivayet etmektedir (156/99)

(5)-İmam Şafi-i (150-204)

Şeyhül-İslam Ebu,l-Hasen el-Hikari ile Hafız Ebu Muhammed el-Makdisi,Ebu Sevr Şuayb,a kadar ulaşan senetleriyle,her ikisi de hadisin büyük destekçisi İmam Muhammed b.İdris eş-Şafi,i rahımullah,dan şöyle dediğini rivayet etmektedir.

Benim izlediğim ve Süfyan,Malik ve buna benzer gördüğüm kimselerin izledikleri sünnete dair söylenecek söz Allah,tan başka hiçbir ilah olmadığına Muhammed,in Allah,ın Rasülü olduğuna şahadeti Allah,ın seması ve Arşı üzerinde bulunduğuna,yaratıklarına dilediği şekilde yakınlaşıp dünya semasına nasıl dilerse öylece ineceğine dair ikrarda bulunup kabul etmektir.deyip itikada dair diğer hususları zikretmiştir (el-Uluvv li,l-Aliyyi-l-Azim (202/196)

(6)-Horasan Alimi İshak b.Ruhuye (166/238)

İbrahim b.Ebi Talib dedi ki : Ben Ahmed b.Said er-Ribati,yi şöyle derken dinledim : Ben İbn Tahir,in meclisinde hazır bulundum.İshak da bulundu.Ona nüzül hadisi hakkında o hadis sahih midir diye soruldu.O evet dedi.

Komutanlardan birisi ona :

Nasıl iner diye sordu :

İshak : Sen bunu kabul etki sana nüzülü niteleyeyim.

Adam : Ben onu yukarda kabul ediyorum.

Bu sefer İshak şu cevabı verdi : Allah : Melekler saf saf dizilmiş beklerken Rabbin geldiği vakit buyurmaktadır.

Bu sefer İbn Tahir Ey Ebü Yakub bu kıyamet gününde olacaktır deyince.

İshak : Kıyamet günü gelecek olanı bugün gelmekten alıkoyan nedir cevabını verdi.

(*)-Bu sahih bir senettir.er-Bibati de Buhari,nin hocalarından sika birisi olup 246 yılında vefat etmiştir.Bu rivayeti es-Sabüni Akidetü,s-Selef (1/113,el-Mecmua,atul-l-Muniriyye de rivayet etmiştir.


(Mutezile) Ayrıca Yüce Allah’ın gökte olduğunu zahiren ifade eden ayet ve hadisleri de O’nun kudretinin yüksekliği ve yüceliği veya emrinin rızkının ve ayetlerinin gökte olması şeklinde yorumlamışlardır.Bu tür nassların bir şekilde cihet ifade etmiş olmalarını kesinlikle kabul etmemişlerdir.Konuyla ilgili olarak demişlerdirki:

Biri şöyle bir soru yöneltirse:Yesar’ın Muaviye b.Hakem’den rivayet ettiği şu hadisin yorumu nedir? Dedim ki: Ya Rasülullah (s.a.v) benim bir cariyem vardı.Uhud Savaşı’nda önce benim koyunlarımı güdüyordu.Bir gün kurt koyunlardan birini götürdü.Ben de bir insanım.Sizin gibi ben de üzülürüm Ancak ben öfkelendim ve şiddetle dövdüm.Bu sözlerim Peygamberimize çok ağır geldi.Bunun üzerine dedim ki Ya Rasülullah (s.a.v) onu azat edeyim mi Peygamberimiz buyurdu ki.Onu bana getir Ben de cariyeyi Rasülullah’ın yanına getirdim.Peygamberimiz ona dedi ki:

Allah nerededir?

Dedi ki: semadadır:

Peygamberimiz Ben kimim diye sordu O: Sen Allah’ın elçisisin diye cevap verdi.Bunun üzerine Peygamberimiz Onu azat et O mü’mindir diye buyurdu:

(Mutezile diyor ki) Cariyenin Allah göktedir sözü yükseklik ve yücelik anlamını ifade eder.Bunun anlamı şudur:Yüce Allah kudreti itibariyle yüksektir yücedir.Eğemenliği itibariyle üstündür.Ulaşılmaz erişilmez bir üstünlüğe sahiptir Nitekim:Gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz (Mülk,16) gibi ayetlerle ilgili şöyle denilmiştir: Siz emri ayetleri ve rızkı gökte olanın sizi yere geçirmeyeceğinden emin misiniz..Ya da bu anlamı ifade edecek değerlendirilmelerde bulunulmuştur.(eş-Şerif el-Murtaza (Emali el-Murtaza) 2.bl..sh.167.168)

Böylece Mutezile ve onlarla aynı görüşü paylaşan guruplar Yüce Allah açısından her türlü mekan yer kaplama ve bir yönde bulunma şeklinde algılanabilecek değerlendirmeleri reddetmişlerdir.Bununla beraber üzerinde ittifak ettikleri bu gerçeklerin ayrıntıları bağlamında değişik görüşler ileri sürmek süretiyle ihtilaf etmişlerdir:

Eş’ari’nin dediğine göre Mutezile ve onlarla aynı görüşleri paylaşan guruplara mensup bazı kimseler şöyle görüşler dile getirmişlerdir:Yüce Yaratıcı her mekandadır.Yani tüm mekanları yönetmektedir.O’nun yönlendirmesi ve yönetmesi her mekandadır.Bu görüşü benimseyenler şunlardır.Mutezile ekolünün çoğunluğunun yanı sıra Ebu’l-Huzeyl Caferan (İki Cafer)(1) el-İskafi Muhammed b.Abdulvehhab el-Cubbai (2)

Mutezileden Bazıları da şu görüşü savunmaktadır:Yüce yaratıcı her hangi bir mekanda değildir.O ezelden beri olduğu yerdedir.Bu da Hişam el-Fevti Ubbad b.Süleyman ve Ebu Zafer(3) gibi Mutezile meshebine mensup bilginlerin görüşüdür.(4)

(1)-İki Caferden biri Ebu Muhammed b.Mubeşşir es-Sakaf’dır.(Ö.H.234) Üstadı el-Murdar gibi Mutezile mezhebine mensup bilginlerin ibadetle temayüz etmiş şahsiyetlerindendi.El-Vasık döneminde siyasal makamları reddetti.Mutezile tabakatının yedinci kuşağı arasında sayılır.el-Meniyye vel-Emel sh.35-45 el-İntisar sh.81,199 Felsefetu’l-Mutezile c.1sh.30-31 Diğeri Ebu’l-Fadl Cafer b.Harb el-Hamdani’dir.Mutezilen’nin yedinci tabakasına mensup bilginler arasında sayılır.Bkz.el-Meniyye ve’l-Emel sh.35-45 el-İntisar sh.180-181 Felsefetu’l-Mutezile,c.1.sh.31

(2)-Muhammed b.Abdullah (Ö.H.240) Cafer b.Harb’ın öğrencisidir.Mutezile mezhebinin bilginlerin yedinci tabakasından sayılır.Bkz.el-Meniye ve’l-Emel sh.35-45 el-İntisar sh.142-202 Felsefetu’l-Mutezile c.1.sh.31

(3)-Ebu Zafer Muhammed b.Ali el-Mekki Nisabur İmamı olarak bilinir.Hişam el-Fevti’nin görüşlerini savunurdu.Mutezile mezhebinin ikici tabakasında yer alan bilginlerden sayılır.el-Miniye ve’l-Emel.sh.45

(4)-Makalatul-İslamiyyin c.1.sh.157

Ehli Sünnet ise bu konuda şöyle der:Hafız Zehebi bu konu hakkında şöyle demektedir: İşte bu şekilde: Allah nerede diye kendisine sorulan herkesin fıtratı gereği hemen:Semadadır dediğini görüyoruz.Bu rivayette iki mesele vardır:

Birincisi Müslümanın:Allah nerededir diye sormasının meşru olduğudur.

İkincisi ise kendisine soru sorulan kimsenin:Semadadır diyeceğidir.Bu iki meseleyi inkar edip reddeden bir kimse aslında Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem’e karşı tepki gösteriyor demektir.el-Uluvv li’l-Aliyyil-Azim (s.107)

Yine bu konuda Kadı Ebu Ya’la cariye ile ilgili hadisi söz konusu ettikten sonra şunları söylemektedir:

Bu haber ile ilgili açıklamalar iki fasıla ayrılır:

Birincisi Allah-u Teala hakkında O nerededir diye sormanın caiz oluşu.
İkincisi ise O’nun semada olduğuna dair haber vermesinin caiz oluşu.Nitekim Yüce Allah bize kendisinin semada olduğunu haber vererek Gökte olanın sizi yere geçirmesinden emin mi oldunuz ve O Arşın üzerindedir diye buyurmaktadır.(el-Uluvv li’l-Aliyyil-Azim (sh.300)






 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
yok kelamci yok hadisci yok sucu yok bucu yok ordan yok burdan yok az yok cok ya acaba ya belkide
bu gibi abeslerle istigal eden bizler cok yakinda gunesin piril piril batidan dogduguna sahit olacagiz ve ozaman biz nerde yanlis yaptik diye birbirimize sorarken dinimizi evvelden gayri muslum olan simdi muslumanligi secmis insanlardan ogrenecegimiz gunler yakindir adamlar yuce kitabimizdaki
herseyi tastamam ederken KURAN da acik ve net olan anlasilmasi nerede ise imkansiz gelen fakat bizlerin anlamakta cokk zorluk cektigimiz yada diger bir deyimle orada boyle surada oyle gibi davranis bicimleri ile allak bullak ettigimiz beyinimizi temizlemeye calisiyoruz birakalim bunlari bakin gunde sadece amerikada 130 kisi musluman oluyor hepsi piril piril insanlar oluyor gercekten kafalari bizler gibi bulanik degil KURAN sifadir ve bizdeki bu hastaligin tek ilacidir okuyalim anlayalim ve UYGULAYALIM ......VESSELAM GUNES GERCEKTEN COK YAKINDA BATIDAN DOGACAK INANIN..

ve unutmayinki bu bir aci gercek bati bizden fen ilimlerinde fersah fersah ileride birde bunu ISLAM ile birlestirdigi zaman umarim ortaya cikacak durumu anlayabilirsinz....
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Evet Bağdadikiler noktasında elimdeki belge Ümmül kura'nın mütercimi Necmi Sarı 'dır.

Hakkı hakkına vermek lazım burada Ehli Hadis nickli üye haklıdır.

Bizde taassup yoktur.Hak neyse ona tabi oluruz.Bizim isim karıştırmamız olayın aslına taaluk etmese de ilk kez bu formda seni haklı yapmıştır.Ama kendisinin Hadisçi dediği Hatip te Eşari mezhebindendir.Bu bilgiyi ve Darimi konusunu söyleyen Sonasrın Muhaddsi Kevseridir.Ayrıca Darimi konusunda Hamid .Merzuk ta aynı şeyleri söyler ,İnsaf ehli de yukarıdaki iktibasların Ehli sünnete aid olduğunu iddia edemez
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
EN ONEMLISI KURAN DA ALLAH (C.C) IN SIFATLARI NEYI NASIL YAPAR NASIL EDER NOKTASINA KADAR BELIRTILMISKEN BILE BUNLARI BIRAKIP OYLEMI BOYLEMI DEMEK ARASTIRMA BILE YAPMAKKI BUNUN ADI SIRK OGLU SIRKDIR...
eve mutfak dolabi yaptiran insanin marangos ustasinin isine burnunu somaya cekinen insanin yarattigi zerreler kadar hasaaa ALLAH (c.c) in belirtilen yazilan belli olan seyleri konusunda gorus telakki etmesi yorum yapmasi en buyuk acizlikliktir.
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bu sözde Selefiyecilerin Kelamcılara saldırmasına bir anlam vermiyorum.

Selefin kınadığı kelam İbni Teymiye'nin dediği gibi;Selefin kınadığı kelam sahih nakle ve açık akla aykırı olan batıl kelamdır.(MecmuulFeteva 12/212)
Yine İbni Teymiyye derki;Sonuç olarak Selefin yerdiği kelam (yani yermediği kelamda vardır)şeriat din ve akla aykırı kelamdır.(Mecmuu'l Feteva 13/147)

İbni Teymiyye'yi dikkate alırsınız diye ondan örnek veriyorum ki Her kelamı ve kelamcıyı bir tutmayın.

İbni Haldunun tanımına göre Kelam ilmi ,aklıi delillerle imani akideleri savunmayı ve itikadi konularda Selefin ve Ehli Sünnetin yolundan sapan bidatçileri reddetmeyi kapsayan bir ilimdir.

Mesela Hz. Ömerin tifo hastalığından kurtulmak için kader bahsinde Ebu ubeyde b.Cerrah 'la münazarası
Hz.Ali'nin Havaric taifesiyle yaptığı mücadele
İmam Ahmed b.Hanbel'in Kuran Mahluktur diyenler karşı Mutezile ile münazaraları,
İmam Buhari'nin kulların fiilleri yaratılması hakkındaki kitabı
İmam Malik'n Kaderiyye taifesine yazdığı reddiyesi
Bütün bunlar kelami tartışmalar değilmidir.Şüphesiz Seleften gelen Kelam karşıtı sözler ve kelami delillere bağlanma kabileyeti olmayan ,müslüman akidesini bozmaya çalışan ,gereksiz yere felsefik konulara dalanlar içindir.

Yine mesela bizim yaptığımız gibi Allah'ın zatıyla semaya inmesinin Hulul inancı olacağını söylememiz gibi,Melek semaya inebilir ki o da yaratılmıştır.
Allah her yerdedir diyen Mutezileye karşı her ikimizde bunun olanaksız olduğunu Çünkü yaratıcının yaratılmışla beraber olmasının hulül inancı olduğunu söylememiz .Sonra sizlerin bizden ayrılıp Sema da olmasının her ne kadar sema yaratılmış olsada hülül inancı olmayacağını söyleyen sizlere ,bizim meşhur bir sözde denildiği gibi ''Her neki havadis ona hulul eder oda havadistir'' dememiz , bizlere keza cevap vermeye çalışan sizler ile kelami tartışmanın dışında kaldığımız söylenebilir mi?

Not ;Albani'nin Zehebi'nin uluvv risaleyesinde Mutezile'nin Allah her yerdedir sözüne ,Bunun Yaradanın yaratılana hulul etmesi olarak görmesinden yola çıkarak anlatmaya çalıştım..Bilmem anlatabildim mi?
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
.Sonra sizlerin bizden ayrılıp Sema da olmasının her ne kadar sema yaratılmış olsada hülül inancı olmayacağını söyleyen sizlere…….

el-Beyhakî, “el-Mu’tekâd” adlı eserinde der ki:Yukarıda olan her bir şey semâdır. Arş ise semâların en yükseğidir. Buna göre ayet: Siz Arşın üzerinde olandan emin mi oldunuz, demektir.

Evet Bizde böyle diyoruz Bizim delilimiz ise şunlardır:

﴿ إِنَّ رَبَّكُمْ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَاْلأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ. ﴾
Rabbınız, şüphesiz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra da ‘Arş üzerinde istivâ edendir.’﴾A‘râf, 7/54﴿

Ebû Hureyre radıyallahu anhuma, Nebî sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir :

إن الله I خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالاَْرْضين وَمَا بَيْنَهُمَا فِى سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ.
Muhakkak ki Allah göklerle yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattı ve sonra ‘arş üzerine istiva etti.’ (Nesai Tefsir 2/153/154)
Aişe radıyallahu anhuma,nın Osman ra Hakkında şöyle demiştir : Allah arşı üzerinden bilmektedir ki ben onun öldürülmesini istemedim (Er reddü ale,l-Cehmiyye s.275) Zehebi Uluv s.104 isnadı sahih tir.

1-Sa,d b.Ebi Vakkas,ın rivayet ettiği hadis te :Buna göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Sa,d Muaz,a şöyle demiştir:

Sen onların arasında yedi semanın üstünde el-Melik olan Allah,ın hükmü ile hüküm verdin.(*)

(*)-Hadisi Beyhaki el-Esma ve,s-Sıfat (s.420 de rivayet etmiş olup senedi hasendir.Bu hadisin aslı Buhari ve Müslim,in Sahih,lerinde Ebu Said el-Hudri,nin rivayeti olarak muhtasar bir şekilde zikredilmiştir.

2- Mücahid,den dedi ki : İbn Abbas,a : Bir takım kimseler kader hakkında ileri geri konuşuyorlar denilince,şöyle dedi : Bunlar kitabı yalanlıyorlar.Eğer onlardan birisini saçlarından yakalayacak olursam onun perçemini yolarım .Şüphesiz Allah,hiçbir varlığı yaratmadan önce Arşı üzerinde idi.Sonra yaratıkları yarattı ve kıyamet gününe kadar ne olacaksa hepsini yazdı.İşte insanlar da takdir edilip bitirilmiş bir işe uygun olarak haraket etmektedirler (*)

(*)-Hadisin senedi Sahih tir. El-Acurri bu hadisi eş-Şeri,a adlı eserinde (s.293) el-Lalekai es-Sünne (I,91/b) de İbn Kudame de el-Uluv adlı eserinde (169/a) de tahric etmiş bulunmaktadır.

3- Sabit el-Bunani,den dedi ki Davud aleyhisselam namazı uzun kılar,sonra rükü yapar,sonra başını semaya kaldırıp arkasından şöyle dua ederdi :

Ey semayı imar eden,başımı kölelerin rablerine (efendilerine) baktığı gibi sana doğru kaldırıyorum ey semanın sakini (*)

(*)-Hadisin senedi sahih tir.Bu hadisi el-Lalekai es-Sünne de (I,92/b) rivayet etmiş İbn Kudame el-Makdisi de ondan naklen İsbatu Sıfati,l-Uluvv lillahi Teala adlı cüzünde (162/b) de nakletmiştir.Musannıfımızın da bu hadisi onun yoluyla nakletmiş bulunmaktadır.Hadisin senedinde asıl nüshada (Muhtasar,ın metninde )bazı kelimler düşmüştür)Bunları İbn Kudame,nin eserinden telafi edilir.Müellif bu hadisin Sabit el-Bunani den gelen rivayet yoluyla,el-Erba,in adlı eserinde sahih olduğunu (178/a) belirtmiştir.(Muhtasar el-Uluvv li,l-Aliyyi,l-Azim )

4- İbn Mes,ud r a rivayet ettiği hadis Dedi ki : Arş suyun üstünde Allah da Arşın üstündedir.Amellerinizden hiçbir şey O,na gizli kalmaz (*)

Bu hadisi es-Sünne adlı eserinde İmam Ahmed,in oğlu Abdullah ,Ebu Bekir b.el-Munzir,Ebu Ahmed el-Assal,Ebu Kasım et-Taberani,Ebu Şeyh,Ebu,l-Kasım el-Lalekai,Ebu Ömer et-Talemenki ve Ebu Bekr el-Beyhaki Ebu Ömer b.Abdulberr telif ettikleri eserlerinde rivayet etmişlerdir.(*)-Hadisin senedi Sahihtir.el-Esma ve,s-Sıfat (s.401) de yine İbn Huzeyme (s.70) Darimi (s.105) Ebu,ş-Şeyh el-Azame )vr.34/b) Lalekai.Şerhu Usüli İ,tikadi Ehl,s-Sünne (I/91/B) Süneyd b.Davud sahih bir senetle rivayet etmişlerdir.

5- Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem,in ashabından bir takım kimseler Yüce Allah,ın Sonra semaya istiva etti :buyruğu hakkında şöyle dedikleri nakledilmiştir :

Şüphesiz Yüce Allah,ın Arşı su üstünde idi.Sudan önce hiçbir şey yaratmamıştı.Diğer mahlukatı yaratmak isteyince,sudan bir duman çıkarttı.O duman yükseldi.Sonra suyu kuruttu ve onu arz yaptı.Daha sonra arzı ayırdı.onu yedi arz haline getirdi ve nihayet şunları söyledi.Aziz ve Celil olan Allah yaratmayı istediği şeyleri yaratıp bitirince Arş,ın üzerine istiva etti (*)

(*)-Bunu İbn Cerir et-Taberi Tefsir,inde ve Beyhaki es-Sıfat,ta rivayet etmiştir.Senedi ceyyiddir.Beyhaki (s.379-380) de yer almaktadır.İbn Huzeyme de aynı şekilde (s.243) de rivayet etmiştir.

Kim Kur,anın bu ayetlerine (ve hadislere) inanır Rasülullah,ı da tasdik ederse onun Allah,ın arş ve semavatın üstünde olduğuna ikrar etmesi gerekir.

Akıl sahibi biri hiç selametten başkasını ister mi ? Her müslümanın Allah,ın Kelamına Rasülullah sallallahu aleyhi ve sellem,in kelamına teslim olması onun önüne beşerin görüşünü ve kelamçıların sözlerini geçirmemesi gerekir.Aksi halde doğru yoldan sapar.

Hafız Osman İbn Ebi Şeybe Allah,ın Rahmeti üzerine olsun şöyle demiştir : Allah cc nın,arşı yarattıktan sonra zatıyla onun üzerine istiva ettiğine dair haberler mütevatirdir (el-Arş .s.51)

Mühaddislerin İmamı Hafız Ali b. el-Medini cemaat ehlinin Allah,ın gökler üzerinde arşı üstüne istiva etmiş olduğunda icma ettiklerini nakletmiştir (el-Uluv.s.178)

Hafız İshak b.Ruhuye ilim ehlinin Allah,ın arş üzerinde istiva ettiği hususunda icma ettiklerini nakletmiştir (el-Uluv.s.174)

Ebu,l-Hasen el-Eş-ari Makalatu l-İslamiyyin de der ki :

Ehlisünnet ve hadis ashabı derler ki : Muhakkak ki Allah arş üzerindedir.Nitekim Allah Rahman arş üzerine istiva etmiştir buyuruyor.Sözde Allah,ın önüne geçemeyiz.Bilakis istivayı keyfiyet belirlemeden söyleriz (Makalatu,l-İslamiyyin 1/285)

Hafız Ebu İsmail es-Sabuni Kitabu,s-Sünne adlı eserinde hadis ehlinin Allah,ın yedi gök üzerinde arşı üzerinde olduğuna şahadet ettiklerini zikretmiştir (Katabu,s-Sünne 1/109-110)

Hafız İbn Abdilberr sahabe ve tabi,in alimlerinin Allah,ın arşı üzerinde olduğu ilminin ise her yerde olduğu hususunda icma ettiklerini nakletmiştir ve Bu hususta onlara muhalefet eden hiç kimse hüccet getirememiştir demiştir ( et-Temhid 7/137-138)
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ben sadece delilleri zikrediyorum Bu konuda gelen ayet hadis sahabe sözleri ilk başta benim için hüccettir.ondan sonra Ayet ve hadise sahabe sözlerine uyan imamların-görüşleridir.

Bunun dışında ben hiç bir görüşü kabul etmiyorum....Selefin yerdiği kelam açık bir nas geldiği halde hala ona muhalafet etmektir.Nas var iken nassın önüne aklı gecirip kelam yapmaktır.bu Cehmiyye ve Mutezile'nin usulüdür nassın önüne aklı gecirmek....Sizinde bidiğiniz gibi Allah azze ve celle Kur'anı açıklama yetkisini Rasül s a v vermiştir.Rasül s a v en güzel şekilde Kur'anı açıklamıştır Hadisler zaten Kur'an'ın açıklaması beyanıdır.Rasül s a v beyan etmiştir açıklamıştır.

وَمَنْ يُشَاقِقِ الرَّسُولَ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُ الْهُدٰى وَيَتَّبِعْ غَيْرَ سَبٖيلِ الْمُؤْمِنٖينَ نُوَلِّهٖ مَا تَوَلّٰى وَنُصْلِهٖ جَهَنَّمَ وَسَاءَتْ مَصٖيرًا
Bu konuda Allah-u Teâlâ’nın şu âyeti bize yol göstermektedir:

“Hidâyet kendisine tebliğ edildikten sonra kim Rasûl’e karşı çıkar mü’minlerin yolundan başka bir yola saparsa, onu seçmiş olduğu yolda bırakır, cehenneme atarız. O, ne kötü bir düşüştür.” (en-Nisâ’, 4/115)

İbn Abbas şöyle der: re’yden sakının Allah meleklerin re’yini reddetmiş ve Ben sizin bilmediklerinizi bilirim demiştir.Peygamberine de; Allah’ın sana gösterdiği gibi hüküm ver demiş kendi görüşünle hüküm ver dememiştir.(Haravi Zemmu’l-Kelam.no:260)

Allah Rasülü s a v de şöyle buyurmuştur: Size kendisine sarıldığınız takdirde dalalete düşmeyeceğiniz iki şey bıraktım Bunlar Allah’ın kitabı ve benim sünnetimdir.(Hakim.1/93.s)

Bizde Allah azze ve Celle Kitabında kendisini nasıl tanıttı ise Rasül s a v Sahih sünnetin’de Allah’ı nasıl tanıttı ise onun isim ve sıfatlarında Tevil’e gitmeden Tatile sapmadan Teşbihe düşmeden Temsile gitmeden iman ediyoruz…….Bizim için ilk başta İkiside Vahiy olan Kitap ve Sünnettir.....

Son sözümü Allah azze ve Celle şu ayeti ile bitiriyorum:
اِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ
İnne rabbeke lebil mirsâd Şüphesiz Rabbin daima gözetleme yerindedir.Fecr/14







 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
ayetleri hadisle destelemek ne demek yani ayete inanmiyormusunki hadisle destekliyorsun arti istivadan kastin oturmak ise git tevbe et yarattigi zerreler kadar hasaaa ALLAH (c.c) ya oturmak fiilini vermis oluyorsun.oradaki istiva egemenlik hakimiyet gibidir bu bile mecazdir bilmediginseyi insanlara anlatmak icin kullanilir arsin nasil bir sey olmasini arastiran,bilmekisteyen,tamamen hastadir hastalikli tumor gibidir,orayi bilsen ne yapacaksin hasaaaa gidip yardimmi edeceksin sizin gibiler hastalikli hucrelerdir sana yapilmasini emredileni yap emredeni arastirmak fasiklikdir,sakilikdir,dibsizliktir,imansizliktir,en kotusu munafikliktir.

not:anlasilamayan yani nasil yapilmasini bilemedigimiz konularda hadise muracat edilir yoksa inanc konusundaki tum ayetler acik ve secik ve anlasilabilirdurumdadir tabiki anlamak isteyenler icin.
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ki oturmakta bahsettiği kaynaklarada gelmektedir.Ne yani bu nassı hiç sorgulamayacağızmı?

Şayet istivayı celese olarak almıyorsan celese olarak gelen rivayetleri nasıl anlıyorsun?
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şayet istivayı celese olarak almıyorsan celese olarak gelen rivayetleri nasıl anlıyorsun?

Ben Rasül s a v'den sahih senedle gelen Celese diye gelen bir rivayet bilmiyorum biliyorsan sen aktarıver bizde öğrenelim...........

ayetleri hadisle destelemek ne demek yani ayete inanmiyormusunki hadisle destekliyorsun

Ayetlere tabiki inanıyorum Ama Bu ayetleri Rasül s a v beyanı ile destekliyorum ve Ben bunları kendi hevam ve hevesim doğrultusunda değil Rasül'ün beyanı ve sahabe'nin anladığı gibi anlıyorum...falanın filanın dediğinle değil çünkü Rabbimiz şöyle-buyuruyor:

Eğer onlar da sizin îman ettiğiniz gibi îman ederlerse hak olan doğru yolu bulmuş olurlar.»(Bakara:136-137)

Delilleri okudukça Kalpleriniz mi daralıyor nedir......

 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
Okunuş İnne rabbeke lebil mirsâd.
Diyanet Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir.
Elmalılı Orj. Şübhesiz ki Rabbın öyle mirsad ile gözetmektedir
Ö.N. Bilmen (13-14) Artık Rabbin de onların üzerlerine bir azap kamçısı saldırdı. Şüphe yok ki, Rabbin görüp gözetmektedir.
C. Yıldırım Şüphesiz ki Rabbin hep gözetlemededir.
A.F. Yavuz Şüphesiz ki Rabbin, (kullarının bütün yaptıklarını görüb) gözetleyendir.
H.B. Çantay Çünkü Rabbin şübhesiz ki rasad yerindedir.
M. Esed çünkü Rabbin, şüphesiz, her zaman gözetleyip durmaktadır!
A. Bulaç Çünkü senin Rabbin, gerçekten gözetleme yerindedir.
Y.N. Öztürk Çünkü Rabbin tam gözetleme yerindedir/tam bir biçimde gözetlemektedir.
Diyanet Vakfı (6-14) Görmedin mi, Rabbin ne yaptı Âd kavmine; direkleri (yüksek binaları) olan, ülkelerde benzeri yaratılmamış İrem şehrine, o vadide kayaları yontan Semûd kavmine, kazıklar (çadırlar, ordular) sahibi Firavun'a! Ki onların hepsi ülkelerinde azgınlık ettiler. Oralarda kötülüğü çoğalttılar. Bu yüzden Rabbin onların üstüne azap kamçısı yağdırdı. Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir.
Elmalılı S1 Şüphesiz ki Rabbin öyle mirsad ile gözetlemektedir.
Elmalılı S2 Kuşkusuz Rabbin her an gözetlemededir.
TefhimulKuran Çünkü senin Rabbin, gerçekten gözetleme yerindedir.
F. Kuran Çünkü Rabbin her an gözetlemektedir.
A. Gölpınarlı Şüphe yok ki Rabbin kullarının yollarında, pusudadır, onları görüp gözetir.
S. Ateş Elbette Rabbin gözetleme yerindedir (her an kullarının fiillerini gözetlemektedir).
S. Yıldırım Çünkü Rabbin hep gözetlemededir.
A. Uğur Çünkü Rabbin (her an) gözetlemededir.
G. Onan Çünkü senin rabbin, gerçekten gözetleme yerindedir.
Ş. Piriş Çünkü Rabbin gözetleyip durmaktadır.
A.Y. Ali For thy Lord is (as a Guardian) on a watch tower.
M.M. Pickthall Lo! thy Lord is ever watchful.
M.H. Şakir Most sure!y your Lord is watching.

Bizde Allah azze ve Celle Kitabında kendisini nasıl tanıttı ise Rasül s a v Sahih sünnetin’de Allah’ı nasıl tanıttı ise onun isim ve sıfatlarında Tevil’e gitmeden Tatile sapmadan Teşbihe düşmeden Temsile gitmeden iman ediyoruz…….Bizim için ilk başta İkiside Vahiy olan Kitap ve Sünnettir.....

kendi yazinda vermis oldugun ayetin mealini aldigin adamlar hakikaten senin gibi adamlar sunnete uymaktan bahsedene bak sizi gidi caprazlar sizi suleyman ates gibi yasar nuri gibi adamlarin ne halrtlar yedigi aciktir temsile gitmeden diyorsun ALLAH(c.c) yer isnad ediyorsun sizi gidiler sizi sizler var ya muslumanlara numunesiniz sizlere bakip ibret almak lazim.

14. Çünkü Rabbin gözetlemektedir.

Yani herbir insanın amelini -ona karşılığını vermek üzere- gözetleyip durur. Bu açıklamayı el-Hasen ve İkrime yapmıştır.
O, kullarını gözetlemektedir. Kimse ondan kurtulamaz, diye de açıklanmıştır. Çünkü; "Mersad" ile "Mirsâd"; "Gözetleme yeri" yani yol demektir. Daha Önce et-Tevbe Sûresi'nde (9/5. âyet, 4. başlıkta) geçmiş bulunmaktadır. Allah'a hamdolsun.
ed-Dahhak'ın rivayet ettiğine göre, İbn Abbas şöyle demiştir; Cehennemin üzerinde yedi tane köprü vardır. İnsan bunların birincisine gelince, ona imana dair soru sorulur. Eğer imanı tam olarak gelmiş ise, ikinci köprüye geçer. Sonra ona namaza dair soru sorulur. Eğer namazı kılmış ise üçüncüsüne geçer. Sonra ona zekat hakkında sorulur. Bunu da yerine getirmişse dördüncüsüne geçer. Sonra ona ramazan ayı orucu hakkında sorulur. Bunu da yerine getirmişse beşincisine geçer. Sonra ona hac ve umreye dair soru sorulur. Eğer bunları da yerine getirmişse altıncısına geçer. Sonra ona sıla-ı rahim hakkında sorulur. Eğer onu da yerine getirmişse yedincisine geçer. Sonra da haksızlık ve zulümlere dair ona soru sorulur ve bir münadi şöyle seslenir: Dikkat edin, her kime yapılmış bir haksızlık varsa gelsin. O kimseden diğer insanların lehine kısas uygulanır. Onun lehine de insanlardan kısas uygulanır. İşte yüce Allah'ın: "Çünkü Rabbin gözetlemektedir" buyruğu bunu anlatmaktadır.
es-Sevrî dedi kî: "Gözetlemek" ile kastettiği cehennemdir. Onun üzerinde üç tane köprü (geçit) vardır. Bu geçitlerin birisinde akrabalık bağı vardır, bir diğerinde emanet, ötekisinde ise .şanı yüce ve mübarek olan Rabb vardır.
Derim ki: Bundan maksat, O'nun hikmeti, iradesi ve emridir. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Yine İbn Abbas'tan; "gözetlemektedir" buyruğunu, işitir ve görür diye açıkladığı rivayet edilmiştir.
Derim ki: Bu, güzel bir açıklamadır. Onların sözlerini ve fısıldaşmalarını işitir. Onların amellerini ve sırlarını bilir. Herkese ameline göre karşılık verir.
Araplardan birisinden nakledildiğine göre ona: "Rabbin nerede?" diye sorulmuş, o da "Gözetlemektedir" diye cevab vermiştir.
Yine Amr b. Übeyd'den rivayet edildiğine göre o, Mansur'un huzurunda bu sûreyi, bu âyete ulaşıncaya kadar okumuş ve: "Ey Cafer! Şüphesiz "Rabbin gözetlemektedir" demiş.
ez-Zemahşerî dedi ki: O bu şekilde seslenmekle Mansur'un bu tehdide maruz kalmış zorbalardan birisi olduğunu ifade etmek istemiştir. Allah ona iyiliğini versin. Onun önünde o nasıl da avını maharetle yakalayan bir arslandı. Gösterdiği tepkiyle zalimleri dövüyor, getirdiği delillerle heva ve bıd'at ehlinin kökünü kazıyordu.
 
F Çevrimdışı

ferdiosman

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Abdullah b. Ahmed der ki: "İstiva, "oturmak"tan başka bir şekilde olur mu? " (Abdullah b. Ahmed Kitabu's Sünne '' sh.11.Çev:E.Sifil .Beyan derg.Bkz. Ebu Hamid bin Merzuk, Bera'atü'l-Eş'ariyyin, Bedir Yayınevi, 1994; sh.26/ da sh numarasini 5 olarak zikreder)
-“ALLAH kürsünün üzerine otururda, kürsünün yeni deve semerinin gıcırdaması gibi gıcırdaması vardır “- rivayetlerine –Sahih- diyen İbni Teymiyye (bk.Mecmüu’l-Feteva,16/435-439) ve öğrencisi İbni Kayyım(bk.Tenzibu’s-Sünen,7/95-117)

Allah'a mekan bağlamında hadislerin maksadı
Ebu Hüreyye'den nakledilen uzanca bir hadis karşılıklı soru cevap şeklinde şu şekilde sonlanır. Sonra (sav) "Onun üzerinde ne var?" diye sormuş Sahabiler: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" diye cevap ver*mişler. Resulullah ise: "Onun üzerinde Arş bulunmaktıdır.Onunla yedi gök ara*sıdaki mesafe iki gök katının arasındaki mesafe kadardır." buyurmuştur.
Resu*lullah daha sonra "Altınızda ne bulunduğunu biliyor musunuz?" diye sormuş, sahabiler de: "Allah ve Resulü daha iyi bilir." diye cevap vermişler. Resulullah: O, yeryüzüdür." buyurmuştur. Sonra Resulullah "Yeryüzünün altında ne bulun*duğunu biliyor musunuz?" diye sormuş, sahabiler: "Allah ve Resulü daha iyi bilir." diye cevap vermişler, Resulullah da: "Onun altında başka bir yer daha var*dır. Onların aralarındaki mesafe beş yüz yıllık bir mesafedir." buyurmuştur.Son-ra Resulullah: Onkınn her ikisinin arasında beş yüz yıllık bir mesafe bulunan yedi kat yeri a ulaşır." Resulullah daha sonra da: "Herşeyden önce var olan O'dur. Her-şeyden sonra kalacak olan da O'dur. Zahir olan da O'dur. Bâtın olan da saymıştır. Sonra Resulullah şöyle buyurmuştur: "Muhammed'in hayatı kudret elinde olan Allaha yemin olsun ki, şayet sizler bir adamı ip ile en altta olan yer tabakasından aşağı sarkıtacak olsanız o, Allah a ulaşır." Resulullah daha sonra da: "Herşeyden önce var olan O'dur. Her-şeyden sonra kalacak olan da O'dur. Zahir olan da O'dur. Bâtın olan da O'dur. O, herşeyi bilendir." âyetini okumuştur.(Tirmizi, K. Tefsiri el-Kur’an, Sure: 57, bab: 1, Hadis no: 3298 )

Bu ve benzeri Hadisleri zahiri manasını alan bir takım insanlar bu hadiste Haşa Allahu tealanıın zatıyla her yerde diyerek yer tabakasının en altında dahi olabileceğini iddia ederlerse ne deriz?,oysa doğru olan onun ilmine ve kudretine ulaşması olmasıdır.

Başka bir gurup ise Rabbimiz, gecenin üçte biri kaldığında her gece dünya seması na inerek buyurur ki ? Bana kim dua eder ki, duasına icabet edeyim. Kim bir şey ister ki, ona dilediğini vereyim. Kim de affını talep eder ki, onu mağfiret edeyim.?[Buhari –teheccüd ) Hadisinden ve benzerlerinden yola çıkarak Allah'ın zatıyla semaların en üstünde, Arşında üzerinde olduğunu düşünürek ve bu hadise dayanarak Allah'ın dünya semasına ineceğini iddia etmişlerdir.Bütün bunlar ise Allah’ın yarattıklarına girmesi mânasına gelen Hulûl inancıdır.İki tarafta Resül Allah'ı nasıl vasıflandırmışsa bizde öyle vasıflandırıyoruz iddiasında savunmada bulunmuşlardır.

Halbuki bu hadisleri Hadis ulemasının anlıyışlarına sevk etselerdi ve onların yorumlarını alsalardı,Hiç bir problemle karşılaşmazladı,Nitekim bu konuda İbni Hacer ve İmam Nevevi ,Hafız Iraki örneklerini varmiştik.Bu görüş sahiplerinden birisinin başka bir münasabetle dile getirdiği gibi ''Resülullahın maksadının ,herhangi bir ifrat ve tefrite gidilmeden anlaşılması icab eder Onun sözlerine ifadelerin kaldırılamayacağı anlamlar yüklenmemesi gerektiği gibi ,onun maksadına ve maksad olarak gözettiği hidayet ve beyanına aykırı manalarda çıkartılmamalıdır .Çünkü böyle bir şey ihmal edilmediği için ve bu maksat gözetilmediği için pek çok sapıklıklar ortaya çıkmıştır.Yüce Allah'tan başkasının bilemediği türden ,doğrudan ayrılmalar ve sapmalar meydana gelmiştir.Hatta Allah ve Resülünden gelenlerin kötü anlaşılması İslam tarihinde görüle gelmiş her türlü Bidat ve sapıklığın esasını teşkil eder.Fer'i ve Asli bütün hataların temel sebebi budur.Hele bir de buna kötü maksat ta ilave edilecek olursa ...Allah'tan yardımcınız olsun!....( el-Akidetü't-Tahaviyye ve Şerhi İbni Ebi'l-İzz sh.431)
Tabiki Hafzı Irak'inin dediği gibi Ve hayru mâ fessertehû bi’l-varidi” Yani, “Hadis için yapabileceğin tefsirin en hayırlısı varit olanladır (geçen bir başka hadisledir).”demiş olsalardi

İlk ve ikinci hadisler için Ebu Hureyre (r.a.) nin : "Resulullah (s.a.v.) yatağına yerleşince şöyle dua ederdi: "Ey, göklerin rabbi, yerin rabbi ve herşeyin rabbi olan, taneyi ve çekirdiği yaratan, Tevratı, İncili ve Kur'anı indiren Alhıhım, ben senin, perçeminden yakalayacağın her şer sahibinin şerrinden sana sığınırım. Sen evvelsin, senden önce hiçbir şey yoktu. Sen sonsun. Senden sonra da hiçbir şey kalmayacaktır. Sen zahirsin, senin üs*tünde hiçbir şey yoktur. Sen bâtınsın, senin altında hiçbir şey yoktur. Sen, be*nim borcumu öde, fakirliğimi gider. [Ebu Davud, K el-Edeb, bab: 98, Hadis no: 505/ Müslim, K. ed-Dua, bab: 61, Hadis no: 2713 / Tirmizi, K. ed-Da’vat bab: 19, Hadis no: 3400


Ne diyor Allah resülü (sav)''Sen evvelsin, senden önce hiçbir şey yoktu. Sen sonsun. Senden sonra da hiçbir şey kalmayacaktır. Sen zahirsin, senin üs*tünde hiçbir şey yoktur. Sen bâtınsın, senin altında hiçbir şey yoktur.''
Her yatağa yattığında Allahı mekandan münezzeh tutan Peygamberimizin mecaz içeren cümlelerini Allah anlamayı nasip etsin.....
Delilleri okudukça kalbinin farahlayacağına inanıyorum
 
E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sen Arapça biliyormusun Habibullah......

Ben senden Celese hakkında Allah Rasülünden rivayet istedim.....Abdullah b.Ahmed'den değil......

Allah'a mekan bağlamında hadislerin maksadı
Ebu Hüreyye'den nakledilen uzanca bir hadis karşılıklı soru cevap şeklinde şu şekilde sonlanır. Sonra (sav) "Onun üzerinde ne var?" diye sormuş Sahabiler: "Allah ve Resulü daha iyi bilir" diye cevap ver*mişler. Resulullah ise: "Onun üzerinde Arş bulunmaktıdır.Onunla yedi gök ara*sıdaki mesafe iki gök katının arasındaki mesafe kadardır." buyurmuştur.
Resu*lullah daha sonra "Altınızda ne bulunduğunu biliyor musunuz?" diye sormuş, sahabiler de: "Allah ve Resulü daha iyi bilir." diye cevap vermişler. Resulullah: O, yeryüzüdür." buyurmuştur. Sonra Resulullah "Yeryüzünün altında ne bulun*duğunu biliyor musunuz?" diye sormuş, sahabiler: "Allah ve Resulü daha iyi bilir." diye cevap vermişler, Resulullah da: "Onun altında başka bir yer daha var*dır. Onların aralarındaki mesafe beş yüz yıllık bir mesafedir." buyurmuştur.Son-ra Resulullah: Onkınn her ikisinin arasında beş yüz yıllık bir mesafe bulunan yedi kat yeri a ulaşır." Resulullah daha sonra da: "Herşeyden önce var olan O'dur. Her-şeyden sonra kalacak olan da O'dur. Zahir olan da O'dur. Bâtın olan da saymıştır. Sonra Resulullah şöyle buyurmuştur: "Muhammed'in hayatı kudret elinde olan Allaha yemin olsun ki, şayet sizler bir adamı ip ile en altta olan yer tabakasından aşağı sarkıtacak olsanız o, Allah a ulaşır." Resulullah daha sonra da: "Herşeyden önce var olan O'dur. Her-şeyden sonra kalacak olan da O'dur. Zahir olan da O'dur. Bâtın olan da O'dur. O, herşeyi bilendir." âyetini okumuştur.(Tirmizi, K. Tefsiri el-Kur’an, Sure: 57, bab: 1, Hadis no: 3298 ) Bunun İsnadı zayıf Tahkiki gelecektir..............

Habibullah---kendi yazinda vermis oldugun ayetin mealini aldigin adamlar hakikaten senin gibi adamlar sunnete uymaktan bahsedene bak sizi gidi caprazlar sizi suleyman ates gibi yasar nuri gibi adamlarin ne halrtlar yedigi aciktir temsile gitmeden diyorsun ALLAH(c.c) yer isnad ediyorsun sizi gidiler sizi sizler var ya muslumanlara numunesiniz sizlere bakip ibret almak lazim.

Yukardaki yazıya binaen---Diyorum ki:Bire sapık erif Hala Yunan tohumluğumu yapıyorsun o kadar delilden sonra .........dur daha senin ağzını kapatacak deliller vereyim Ehli-Sünnet alimlerinden Kitap ve Sahih sünnette uyan....
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
o donemin insanlari teknik olarak yeryuzunun yuvarlak oldugunu malesef bilmiyorlardi veyerle ilgili kavram kargasalari bundan kaynaklanmaktadir yeryuzunun yuvarlak oldugu resmen 1425 li miladi yillara denk gelmektedir ondan evvel dunyaya yuvarlak diyenler kiliseler tarafindan deli olarak nitelendiriliyorlardi bu konuyu fazla desmemek gerekir sebebi ise acik ve net bilmedikleri bir seyi nasil yorumlayabilirler.....................
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
EHLI SUNET DENILEN SAHIS sen gercekten kafayi yemissin........
SEN SADECE ZAVALLISIN .
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Üst Ana Sayfa Alt