Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Hanbelî Müfessir ve Tefsir Önerir misiniz?

SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Âhiler, hanbelî mezhebine mensup bir müfessirin yazdığı türkçeye tercüme edilmiş bir eser arıyorum. Ne kadar eskiyse o kadar iyi. Bu koşullar altında bana tefsir kitapları önerir misiniz?
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kur'an-ı Kerim Tefsiri Zadü'l Mesir/ibn cevzi
Turkcesine hic bakmadim ne kadar tercumesi iyi bilemem.Ibn cevzi ra alisa geldigin hanbelilikten farkli olabilir...
 
عبد الرحمن Çevrimdışı

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Tefsirin Hanbelisi olmaz.
 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Tefsirin Hanbelisi olmaz.
Nasıl olmaz? O zaman bir hadis inkarcısının ile ehli sünnete bağlı bir insanın tefsirinin farkı olmayacağını mı söylüyorsunuz? Ben bunu yanlış buluyorum. Hanefi mezhebinde https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMer...sA-w7reD8KT36jUOqW892k31B4zgQy8IXmfrskc4VbsIL tezinde okuduğum kadarıyla (eğer doğru ise) {Eğer müellif doğru söylüyorsa, tenkid edilesi meseleler için 91-133 aralığına bakabilirsiniz.}

Ebu Hanife bir kişi Arapçayı iyi biliyor olsa bile Farsça kılabilir diyorken, mezhep görüşü olarak da arapça bilgisi yeterli olmayan kişi Farsça namaz kılabilir tarzında bir görüş kabul edilmişken (ki böyle bir görüş benim için bidattır, Kur'anın tercümesi asla kendi yerini tutamaz. Resulullah (s.a.v) nasıl kıldı ise öyle kılmak gerekir.); {sahife 115, 11. madde}

Tevbe sûresindeki 28. ayette: Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (kuranmeali.com - Ali Bulaç)

tarzında meal varken, mezhep görüşü olarak (özetlemeye çalıştım) : "müşrikler eskiden Kabe'nin etrafında çıplak geziniyorlardı. Bu, bu yüzden eskiye aittir. Artık gelebilirler."

Screenshot_20240403-014619_Adobe_Acrobat.png


tarzında bir görüş kabul edilmişken nasıl müfessirin mezhebine bakılmaz? Ayet ne diyorsa o kıyamete kadar değişmez. Kimse tevil ederek ayetin kesin hükmünü değiştiremez. {sahife 128, 2. madde}

İftiradan, Allah'a sığınırım. Okuduğum doktora tezini isnad ederek böyle konuştum.


Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. 'Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.' (Bakara 286 - kuranmeali.com - Ali Bulaç)
 
Son düzenleme:
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Screenshot_20240402-230302_Adobe_Acrobat.png

Tezde yazdığına göre Ahmed bin Hanbel ve Buhari de, Ebu Hanife'yi cerh edenler arasındadır.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Nasıl olmaz? O zaman bir hadis inkarcısının ile ehli sünnete bağlı bir insanın tefsirinin farkı olmayacağını mı söylüyorsunuz? Ben bunu yanlış buluyorum. Hanefi mezhebinde https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMer...sA-w7reD8KT36jUOqW892k31B4zgQy8IXmfrskc4VbsIL tezinde okuduğum kadarıyla (eğer doğru ise)

Ebu Hanife bir kişi Arapçayı iyi biliyor olsa bile Farsça kılabilir diyorken, mezhep görüşü olarak da arapça bilgisi yeterli olmayan kişi Farsça namaz kılabilir tarzında bir görüş kabul edilmişken (ki böyle bir görüş benim için bidattır, Kur'anın tercümesi asla kendi yerini tutamaz. Resulullah (s.a.v) nasıl kıldı ise öyle kılmak gerekir.);

Tevbe sûresindeki 28. ayette: Ey iman edenler, müşrikler ancak bir pisliktirler; öyleyse bu yıllarından sonra artık Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer ihtiyaç içinde kalmaktan korkarsanız, Allah dilerse sizi kendi fazlından zengin kılar. Şüphesiz Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (kuranmeali.com - Ali Bulaç)

tarzında meal varken, mezhep görüşü olarak "müşrikler eskiden Kabe'nin etrafında çıplak geziniyorlardı. Bu, bu yüzden eskiye aittir. Artık gelebilirler." görüşü kabul edilmişken nasıl müfessirin mezhebine bakılmaz? Ayet ne diyorsa o kıyamete kadar değişmez. Kimse tevil ederek ayetin kesin hükmünü değiştiremez.

İftiradan, Allah'a sığınırım. Okuduğum doktora tezini isnad ederek böyle konuştum.


Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. 'Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim mevlamızsın. Kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.' (Bakara 286 - kuranmeali.com - Ali Bulaç)

Belamların sitelerinden almış olduğun kaynaklarıyla Ebu hanifeyi mı elestiriyorsun gafil
 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Belamların sitelerinden almış olduğun kaynaklarıyla Ebu hanifeyi mı elestiriyorsun gafil
Doğru diyorsunuz, bunu kendime kaynak edinmemeliydim. Lâkin bu farsça namaz meselesini diyanette çalışan birisine (Hanefi mezhebini tenkid amacı ile) söylediğim zaman da böyle bir hükmün olduğunu reddetmemişti.

Normalde bu tarz tevhidî oluşumları pek bilmiyordum. Hanefi mezhebini güzel bulmadığım için mezhep araştırmasına başlamıştım. Ve 4'ü arasında en güzel olarak Hanbeli mezhebini görmüştüm. Hanbeli mezhebini öğrenmeye çalışırken Ebu Hanzala'yı keşfetmiştim, Ebu Hanzala'yı da sonradan bırakmıştım.

(Diyanet çalışanlarından daha düzgün bir yer bulsam onlara sormak isterdim.)

Ve sizin bu konu hakkındaki bilgileriniz nelerdir?
 
Son düzenleme:
Abdullah4 Çevrimdışı

Abdullah4

My leader is the Prophet, my Lord is Allah,
İslam-TR Üyesi
Tevbe 28 ayetini açıklayayım. Ey inananlar, müşrikler murdardır; Bu yüzden bu yıldan sonra (haclarından) Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar Yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse sizi lütfundan zenginleştirir. Çünkü Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Bu yasak, şirkin ve 'cehaletin' tüm izlerini ortadan kaldırmak içindi . Çünkü müşriklerin sadece Hac yapmaları ve Mescid-i Haram'a katılmaları değil, aynı zamanda kutsal bölgelerine girmeleri de yasaklandı . Onlar inançlarında, ahlaklarında, eylemlerinde ve `cehalet' yollarında "kirli" dirler ve fiziksel bedenlerinde kendi başlarına değildirler. Bu yüzden Kutsal Yerin kutsal bölgelerine girmeleri yasaklandı. Bu yasak farklı şekillerde yorumlanmıştır. İmam Ebu Hanife, onları sadece Hac ve Umre yapmaktan ve Kutsal Bölgelerdeki `cehalet' ayinlerine uymaktan yasakladığı görüşündedir. Ancak İmam Şafii, Mescid-i Haram'a herhangi bir amaçla girmelerinin bile yasak olduğu görüşündedir. İmam Malik, sadece Mescid-i Haram'a değil, herhangi bir camiye girmelerinin yasak olduğu görüşündedir. Bununla birlikte, son görüşün doğru olmadığı açıktır, çünkü Kutsal Peygamber müşriklerin Medine'deki Peygamber Camisine girmesine izin vermiştir. Kaynak Mevdudi tefsir
 
Son düzenleme:
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Tevbe 28 ayetini açıklayayım. Ey inananlar, müşrikler murdardır; Bu yüzden bu yıldan sonra (haclarından) Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar Yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse sizi lütfundan zenginleştirir. Çünkü Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Bu yasak, şirkin ve 'cehaletin' tüm izlerini ortadan kaldırmak içindi . Çünkü müşriklerin sadece Hac yapmaları ve Mescid-i Haram'a katılmaları değil, aynı zamanda kutsal bölgelerine girmeleri de yasaklandı . Onlar inançlarında, ahlaklarında, eylemlerinde ve `cehalet' yollarında "kirli" dirler ve fiziksel bedenlerinde kendi başlarına değildirler. Bu yüzden Kutsal Yerin kutsal bölgelerine girmeleri yasaklandı. Bu yasak farklı şekillerde yorumlanmıştır. İmam Ebu Hanife, onları sadece Hac ve Umre yapmaktan ve Kutsal Bölgelerdeki `cehalet' ayinlerine uymaktan yasakladığı görüşündedir. Ancak İmam Şafii, Mescid-i Haram'a herhangi bir amaçla girmelerinin bile yasak olduğu görüşündedir. İmam Malik, sadece Mescid-i Haram'a değil, herhangi bir camiye girmelerinin yasak olduğu görüşündedir. Bununla birlikte, son görüşün doğru olmadığı açıktır, çünkü Kutsal Peygamber müşriklerin Medine'deki Peygamber Camisine girmesine izin vermiştir.
Hanbeli görüşü nedir? Kuran'da yazan kesin doğrudur teville değiştirilemez. Bu yüzden ben Ebu Hanife'nin bu hükmünü yanlış buluyorum. Zira orada doğrudan mescid-i haram olarak belirtilmiş? Umre yahut hac diye ayrıntıya indirilmemiş ki?
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Doğru diyorsunuz, bunu kendime kaynak edinmemeliydim. Lâkin bu farsça namaz meselesini diyanette çalışan birisine (Hanefi mezhebini tenkid amacı ile) söylediğim zaman da böyle bir hükmün olduğunu kabul etmişti.

Normalde bu tarz tevhidî oluşumları pek bilmiyordum. Hanefi mezhebini güzel bulmadığım için mezhep araştırmasına başlamıştım. Ve 4'ü arasında en güzel olarak Hanbeli mezhebini görmüştüm. Hanbeli mezhebini öğrenmeye çalışırken Ebu Hanzala'yı keşfetmiştim, Ebu Hanzala'yı da sonradan bırakmıştım.

(Diyanet çalışanlarından daha düzgün bir yer bulsam onlara sormak isterdim.)

Ve sizin bu konu hakkındaki bilgileriniz nelerdir?
Konu içindeki mesaj 'İmam Buhari ve Bazı Alimlerin Ebu Hanife'ye Eleştirilerine Nasıl Cevab Verilir?' Çözüldü - İmam Buhari ve Bazı Alimlerin Ebu Hanife'ye Eleştirilerine Nasıl Cevab Verilir?
 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Konu içindeki mesaj 'İmam Buhari ve Bazı Alimlerin Ebu Hanife'ye Eleştirilerine Nasıl Cevab Verilir?' Çözüldü - İmam Buhari ve Bazı Alimlerin Ebu Hanife'ye Eleştirilerine Nasıl Cevab Verilir?
O zamanlarda belli konularda belli hadisler bilinmiyordu diye rey ile karar verilmiş olabilir. Bunu tenkid etmem ve edemem de. {Ebu Hanife'ye karşı sert konuşma ve tavırlarımdan dolayı özür dilerim.}

Lâkin bu zamanda artık belli konularda hadisler bilinirken o belli hadislerin bilinmediği zamanın hükümlerini bu zamanda uygulamayı doğru görmem.

Hadise göre hareket etmeyi tercih ederim. Hanbeli mezhebini de (başka sebebler olmakla beraber) bu yüzden güzel görürüm.

Müfessirin mezhebine önem verme sebebim de budur.

Yanlış konuşmaktan ve iftiradan Allah'a sığınırım.
 
Abdullah4 Çevrimdışı

Abdullah4

My leader is the Prophet, my Lord is Allah,
İslam-TR Üyesi
Hanbeli tefsiri var mı bilgim yok ama sen Hanbeli fıkıhi mi arıyorsun polen karıncanın var istersen paylaşabilirim
 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Lâkin, bu farsça namaz meselesi ve Tevbe sûresi 28. Ayet meselelerinde, meselenin kendisi delil değil midir?
Kuran'da mescid-i haram'a girmesinler yazıyorsa hüküm budur. Bunun hükmü kıyamete kadar değişmez ki?

Yahut farsça namaz kılmak meselesi tamâmen bidat değil midir? Resulullah'ın (s.a.v) kıldığı gibi kılmamız gerekir. Ki onun farsça kıldığına dair bir delilleri de yoksa bu hüküm hadis olmasa bile yanlıştır. Çünkü İslâm arapça üzerinedir (Gerçekten biz, akıl erdirirsiniz diye, onu Arapça bir Kur'an olarak indirdik. / kuranmeali.com - Ali Bulaç / Yûsuf 2)

Yani ibâdetin arapça yapıldığı oldukça tahmin edilesi bir durumdur. (Zaten rivayetler de Resûlullah'ın (s.a.v) nasıl kıldığını söyleyen ibârelere sahip. O bir şeyi yapmadı diye böyle de yapılabilir denmez ki. O yapmadıysa bizde yapmayız. Şüpheden en uzak olanı tercih etmek de zaten makbul olanıdır.) Farsça kılmaya dair hadis olsaydı kabul edilebilir olurdu diye düşünüyorum.

Ve bu yüzden, bu 2 hükmü yanlış kabul ediyorum.
 
Son düzenleme:
Abdullah4 Çevrimdışı

Abdullah4

My leader is the Prophet, my Lord is Allah,
İslam-TR Üyesi
Lâkin, bu farsça namaz meselesi ve Tevbe sûresi 28. Ayet meselelerinde, meselenin kendisi delil değil midir?
Kuran'da mescid-i haram'a girmesinler yazıyorsa hüküm budur. Bunun hükmü değişmez ki?

Yahut farsça namaz kılmak meselesi tamâmen bidat değil midir? Resulullah'ın (s.a.v) kıldığı gibi kılmamız gerekir. Ki onun farsça kıldığına dair bir delilleri de yoksa bu hüküm hadis olmasa bile yanlıştır. Çünkü İslâm arapça üzerinedir yani ibâdetin arapça yapıldığı oldukça tahmin edilesi bir durumdur. Farsça kılmaya dair hadis olsaydı kabul edilebilir olurdu diye düşünüyorum.
Doğru namaz Farsça kılınmaz arapçasi salât diye geçer namaz Farsça abdest Farsça arapçasi vudu salat kelimesi geniş ama namaz kelimesi geniş değil Tevbe suresi 28 eğer direk biz meal olarak anlarsak yanlış yaparız ama tefsirli anlarsak doğru yaparız çünkü biz alim gibi ilme sahib değiliz ama sen tefsir ve hadis okuduysan direk tefsir bakmadan okuyabilirsin ama okumadiysan meal okursan yanlış anlaman yüksek oluyor meal zaten Kur'an kerim tam alarak karsilamaz Kur'an Kerim eğer arapça biliyorsan orijinalden okumak gerekir okusanda doğru anlamak için tefsir gerekiyor mesela bende mezhebi bağlı değilim ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem hadislerini ve takip ederim fıkıh bir görüşdür fıkıh Kur'an ve hadis değildir eğer dediğin o şey Farsça yaparlarsa o zaman bütün dillerde namaz kılınır demek olur o görüş yanlıştır onu kim söylemiş kaynağı var mi bir delil
 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Doğru namaz Farsça kılınmaz arapçasi salât diye geçer namaz Farsça abdest Farsça arapçasi vudu salat kelimesi geniş ama namaz kelimesi geniş değil Tevbe suresi 28 eğer direk biz meal olarak anlarsak yanlış yaparız ama tefsirli anlarsak doğru yaparız çünkü biz alim gibi ilme sahib değiliz ama sen tefsir ve hadis okuduysan direk tefsir bakmadan okuyabilirsin ama okumadiysan meal okursan yanlış anlaman yüksek oluyor meal zaten Kur'an kerim tam alarak karsilamaz Kur'an Kerim eğer arapça biliyorsan orijinalden okumak gerekir okusanda doğru anlamak için tefsir gerekiyor mesela bende mezhebi bağlı değilim ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem hadislerini ve takip ederim fıkıh bir görüşdür fıkıh Kur'an ve hadis değildir eğer dediğin o şey Farsça yaparlarsa o zaman bütün dillerde namaz kılınır demek olur o görüş yanlıştır onu kim söylemiş kaynağı var mi bir delil
Screenshot_20240403-010845_Adobe_Acrobat.png

Sahabe tercümeyi yazdı diye onu namazda okumalarının doğruluğu nedir? Eğer Resulullah'dan (s.a.v) bir hadis olsaydı (yahut varsa) tamam diyebilirdim bu meseleye.
 
Son düzenleme:
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Doğru namaz Farsça kılınmaz arapçasi salât diye geçer namaz Farsça abdest Farsça arapçasi vudu salat kelimesi geniş ama namaz kelimesi geniş değil Tevbe suresi 28 eğer direk biz meal olarak anlarsak yanlış yaparız ama tefsirli anlarsak doğru yaparız çünkü biz alim gibi ilme sahib değiliz ama sen tefsir ve hadis okuduysan direk tefsir bakmadan okuyabilirsin ama okumadiysan meal okursan yanlış anlaman yüksek oluyor meal zaten Kur'an kerim tam alarak karsilamaz Kur'an Kerim eğer arapça biliyorsan orijinalden okumak gerekir okusanda doğru anlamak için tefsir gerekiyor mesela bende mezhebi bağlı değilim ben Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem hadislerini ve takip ederim fıkıh bir görüşdür fıkıh Kur'an ve hadis değildir eğer dediğin o şey Farsça yaparlarsa o zaman bütün dillerde namaz kılınır demek olur o görüş yanlıştır onu kim söylemiş kaynağı var mi bir delil
Evet, Tevbe suresi 28. Âyeti arapça bilgim iyi olmadan bu kadar kesin konuşmam doğru değil. Lâkin İmam Şafii de (yazdığın yazıya göre) giremezler demiş.
 
Abdullah4 Çevrimdışı

Abdullah4

My leader is the Prophet, my Lord is Allah,
İslam-TR Üyesi
Ekli dosyayı görüntüle 32446
Sahabe tercümeyi yazdı diye onu namazda okumalarının doğruluğu nedir? Eğer Resulullah'dan (s.a.v) bir hadis olsaydı (yahut varsa) tamam diyebilirdim bu meseleye.

Ekli dosyayı görüntüle 32446
Sahabe tercümeyi yazdı diye onu namazda okumalarının doğruluğu nedir? Eğer Resulullah'dan (s.a.v) bir hadis olsaydı (yahut varsa) tamam diyebilirdim bu meseleye.
Kardeşim bu bilgi çok tuhaf fıkıh baktim bulamadım.. "Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." [Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3, (3329, 3330); Tirmizî, Büyû 1, (1205); Nesâî, Büyû 2, (7, 241).
 
SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim bu bilgi çok tuhaf fıkıh baktim bulamadım.. "Şurası muhakkak ki, haramlar apaçık bellidir, helaller de apaçık bellidir. Bu ikisi arasında (haram veya helal olduğu) şüpheli olanlar vardır. İnsanlardan çoğu bunları bilmez. Bu durumda, kim şüpheli şeylerden kaçınırsa, dinini de, ırzını da tebrie etmiş olur. Kim de şüpheli şeylere düşerse harama düşmüş olur, tıpkı koruluğun etrafında sürüsünü otlatan çoban gibi ki, her an koruluğa düşebilecek durumdadır. Haberiniz olsun, her melikin bir koruluğu vardır, Allah'ın koruluğu da haramlarıdır. Haberiniz olsun, cesette bir et parçası var ki, eğer o sağlıklı olursa cesedin tamamı sağlıklı olur, eğer o bozulursa, cesedin tamamı bozulur. Haberiniz olsun bu et parçası kalptir." [Buharî, İman 39, Büyû 2; Müslim, Müsakat 107, (1599); Ebu Davud, Büyû 3, (3329, 3330); Tirmizî, Büyû 1, (1205); Nesâî, Büyû 2, (7, 241).
Şu anda bu tezi paylaştığım için pişmanım şüpheli bir şeyi mutlak doğru gibi kabul ettim. İnşallah yazilanlarda yalan, yanlış yoktur. Bu yazıların kesin doğru olduğunu hatta doğru olduğunu bile savunmuyorum. Lâkin yanlış da diyemiyorum.
 
Üst Ana Sayfa Alt