bu konu başlığını da evime giriş diye hep okuyorum
Bana yazın karpuzun kışın portakalın Nasıl evrildiğini bir evrimci anlatabilir mi en çok ben onu merak ediyorum , zekaya bak ağaçlarda ki bitkilerdeki demişler ki insanoğlu nun bize ihtiyacı olacak bir mevsim sen ol bir mevsim ben olayım .... Bu evrimcilerin 80 küsür yaşında bir üstadı adını unuttum bu yaşa kadar savundum araştırdım ömrüm boşa gitti diye kitap yazdı diye taptıkları Ada'mı hain ilan etmişler .)))
Kuyruk, hepimizin bildiği gibi, pek çok hayvanda denge ve kimi zaman tutunma amaçlı bir organ olarak kullanılmaktadır. Gecko kertenkelelerinin duvarlar arası geçişlerde kuyrukları olmadan son derece başarısız oldukları bilinmektedir. Kuyruklarını 5. kolları gibi kullanan örümcek maymunları, ağaçlar üzerinden atlayarak saatte 60-80 km/h hızlarla hareket edebilir. Kuyruk, genellikle yerden yüksek yaşayan hayvanlar için önemli bir organdır.
Süreçsel bir takım durumlar sonucu nadiren de olsa görülebiliyor. niçin ve nasıl oluyor, alıntılayalım:
insan (homo sapiens) türünde de normalde, gebeliğin 4. haftasında genomumuzda kalmış olan "kuyruk üretimi" ile ilgili kısmı okunur ve insan yavrularının ana karnında kuyrukları çıkar. kuyruğumuz, embriyo 31-35 günlükken en büyük uzunluğa ulaşır.
ancak genomun bir diğer kısmında, evrimsel süreçte edindiğimiz "kuyruk apoptosisi (programlı hücre ölümü)" genleri sayesinde, normal bireylerde kuyruğu üreten hücreler öldürülür ve kuyruk yok olur. ancak kuyruk sokumumuzun (coccyx) varlığı, kuyruğumuzun bir zamanlar var olduğunu ve bizim evrimsel süreçte kuyruklu hayvanlara bağlı olduğumuzu göstermektedir.
kimi zaman, bazı mutasyonlar sonucunda eğer apoptosise sebep olan genler kapanırsa ya da bozulursa, kuyruk yok edilemez ve kuyruklu doğum meydana gelir. 1884'ten bu yana 23 kuyruklu bebek doğumu vakası bildirilmiştir. en günceli 2001 yılında hindistan'da 33 santimetrelik bir kuyrukla doğan insan yavrusudur.
özetle, milyonda bir görülüyor olsa da, eğer çocuğunuz kuyruklu doğarsa şaşırıp paniklemeyin. eskiden kuyruklu doğan bebekleri ne yapıyorlardı, öldürüyorlar mıydı, yoksa kuyruklarını kesip normal bireyler gibi yetiştiriyorlar mıydı bilemeyiz. bu konuda pek bir kayıt yok. fakat artık biliyoruz ki, normal bir durum bu...
edit; öğrendiğim kadarıyla eskilerde kuyruklu doğumlarda bebekler şeytan, onları doğuran anneleri ise cadı vs sayıldığı için öldürülüyormuş.
Vakalara ait bazı görseller aşağıda verilmiştir:
Homo Sapiens, homo erectus, homo habilis vb insansı türlerin kafatasları ve kalıntıları bulundu. Bulunan kalıntılardan yola çıkılarak günümüz insanına benzeyen insanların animasyonları yapıldı. Bu evrime işaret değil mi ?
Evrim teorisine uyan kişilerin çoğu sığ düşünceli ve akılları 1856 yılına çakılı kişilerdir. Bunun nedeni uzundur. Ama ben bir iki maddede anlatmaya çalışacağım. Birincisi; evrim teorisi bir varsayımdır. Yani kanıtlanmamıştır. Halbuki bunu benimseyen kişilerin çoğunluğu bilim adına bu teoriye olumlu bakar. Oysa bilim kanıt ister ve evrim bir kaç varsayım sayarak kanıtlanamaz. İkincisi; Archaeopteryx(Arkeopteriks) bilinen en eski kuş fosiliydi (1861 yılında keşfedildi). Ancak 2011’de yapılan filogenetik analizler, Archaeopteryx’in kuş değil, tüylü dinozor olduğuna işaret etti. Analizlerin doğru olması halinde, uçabilme özelliğinin omurgalılarda en az dört kez evrim geçirdiği ortaya konmuş olacaktı. Ama bu tez 2013 yılında Çin'de bulunan Aurornis xiu isimli fosilin en eski kuş fosili kalıntısı olduğu kanıtlanarak çürütüldü. Çünkü omurga yapısı vs şimdi ki kuşlarla hemen hemen aynı...
Sözün özü evrim teorisini savunanlar yaratılışı savunanları bilgisiz diyerek suçlaya dursunlar. Halbuki kendileri 19.yy da kalarak, 21.yy biliminin evrim teorisini çürüttüğünü görmezden geliyorlar...
Gelelim biz müslümanlara.. Bizler Allah'a iman ediyoruz, bizi ve evrendeki herbir canlı yada cansızı yarattığına iman ediyoruz. Ve bilimin her söylediğine yakin bir şekilde inanmıyoruz. Çünkü en iyisini bilen Allah'tır. Bu bilimi göz ardı etmek demek değildir. Çünkü bilim insanı Allah'a yaklaştırır. Dolayısıyla onu kullanmak ve kullandıkça da Allah'a yakınlaşmak gerekir. Bilimin inançsızlığa sevk ettiği kişilerin çoğunluğu cahil kişilerdir. Ciddi manada bilim ile hemhal olmuş her bir birey dünyanın ve evrenin bir Yaratıcısı olduğuna iman etmiştir. Bunun örnekleri çoktur. Sözün özü eğer bilim ile ilgilenmek sizi Allah'tan uzaklaştırıyorsa kendinize bir dur deyin... Ve Allah'a sığının... Ve herşeye akıl yoluyla yahut bilimsel bir mâhitte yanaşmayın. İlk önce inancınızı yani Allah'a ve İslamın temeli olan inanç sistemine imanınızı oturtun. Ve imanınızı kaybetmekten korkun. Çünkü o giderse geriye azabı bol bir ateş kalır. MazaAllah.
evrim teorisi tüm bilim dünyası tarafından kabul edilmiştir tartışılmaz, avrupada veya amerikada bunu tartışanlar hristiyanlardir.
bir kardeş islamla veya Allah a olan inançla tamamen ters düştüğünü söylemiş bu çok büyük yanlış. aynı cümlede Allah ın Hz. Isa nin yaratılışını Hz. Adem 'in yaratılışı gibi olduğunu da söylemiş doğrusunu rabbimiz bilir fakat tam homi cinsinden olan bir canlı karnında Allah Hz Ademi yaratmış olabilir. Simdiki tasiyici anne gibi. Çünkü Hz Isa nin yaradılışından örnek vermiş Allah.
Evrim teorisini sadece insan evrimi olarakda düşünmemeliyiz. Evrim tüm canlılarda devam eder ve bu konuyu bilen inançlı insanlar için hiçte ters birşey değildir. Çünkü Allah yaratmayada her an her şekilde devam eder. Inançlı çok fazla biyolog bulunmakta.
Teori ilk olarak ortaya atıldığında Islam dünyasından hiç bir şekilde ters tepki almadı sadece vatikan ve papazları karşı çıktı halada onlar devam ettirmekte malesef bizim ülkemizde de vatikan tarafından beslenen harun yahya gibi kişiler yüzünden evrim teorisi hıristiyanların karşı teorileriyle ülkemizde anlatıldı ve o şekilde hafızada kaldı.
Daha darwin teorisini ortaya atmadan önce çok fazla müslüman düşünür evrimi dile getirmişti.
Gerçekten evrime karşı çıkarken söylenen karşı argümanlar hep hıristiyanlardan bize gelenler bunuda göz önünde bulunduralim.
Ortaya atılan ilk teoriyi ve karşı çıkmayan islam dünyasını(ulemasını, ilim ehli insanlarını) yazar mısın?Teori ilk olarak ortaya atıldığında Islam dünyasından hiç bir şekilde ters tepki almadı