İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler
İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.
Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
"Onlara: yeryüzünde fesat çıkarmayın, denildiği zaman biz ancak ıslah edicileriz derler. Şunu bilin ki, onlar müfsitlerin ta kendileridir, lakin farkında değillerdir." (Bakara: 11-12)
Müfessirler, bu ayetlerde geçen ifsad ile neyin murad edildiği hususunda farklı farklı görüşler ileri sürmüş ve bir kısmı: ifsad ile maksud olanın yeryüzünde etrafa saldırıp bozgunculuk çıkaran kişiler olduğunu zikretmiş diğer kısmı ise: ifsad ile maksud olanın insanlar tarafından işlenen günahlar olduğunu zikretmişlerdir.
"Ey iman edenler cuma günü namaza çağrıldığınız zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alış verişi bırakın. Eğer bilmiş olsanız, bu sizin için daha hayırlıdır." (Cuma: 9)
Müfessirlerin bir çoğu: ayette zikri geçen "Allah'ı anmaya koşun" ibaresinden kastedilenin yürüyüşü hızlandırmak değil bilakis kişinin kalbi ile Allah'ın zikrine yönelmesi olduğunu zikretmişlerdir.
Müfessirler ayette geçen koşanlardan, neyin kastedildiği hususunda iki görüş üzere ayrılmışlardır. Bir kısmı koşanlardan kasıt atlar olduğununu söylerken diğer kısım ise koşanlardan kastedilenin develer olduğunu söylemişlerdir.
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve peygamberine inanın ki O, size rahmetinden iki kat versin ve size ışığında yürüyeceğiniz bir nur yaratsın ve sizi bağışlasın. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir." (Hadid: 28)
Müfessirler, ayette yer alan Nur ile ne kastedildiği hususunda iki görüş ileri sürmüşlerdir; bir kısmı Nur ile kastedilenin Hidayet olduğunu söylemiş diğer kısmı ise Nur ile kastın; ilim olduğunu söylemişlerdir.
"Onlar ki, boş şeylerden yüz çevirirler." (Mü'minun: 3)
Müfessirler ayette zikri geçen "Boş şeyler" ile maksut olanın ne olduğu hakkında üç görüş zikretmişlerdir: Bir kısmı "Boş şeyler" ile maksut olanın şirk olduğun zikretmişlerdir. ikinci görüş sahipleri bununla günahların kastedildiğini söylerken diğer kısım ise bundan kasıt ne şirk nede günah olan faydasız şeyler olduğunu söylemişlerdir.
"Ey iman edenler! hep birden barışa girin. sakın şeytanın peşinden gitmeyin. çünkü o, apaçık düşmanınızdır."
(Bakara: 208)
Müfessirler, ayette yer alan "Barış" ile neyin kastedildiği hususunda ihtilafa düşmüşlerdir. Onlardan bir kısmı barış ile İslamın murad edildiğini söylerken, diğer kısmı ise barıştan kasıt Allah'a ve onun resulu'ne itaat olduğunu zikretmişlerdir.
"Fitne tamamen ortadan kaldırılıncaya ve din yalnız Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın. Eğer vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur." (Bakara:193)
Müfessirler ayette yer alan fitne kelimesinden kastedilenin şirk olduğunu söylemişlerdir.
"Allah yolunda infak edin. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın. İhsan edin, Allah ihsan edenleri sever."
(Bakara: 194)
Müfessirler ayette yer alan "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın" ibaresi hakkında iki görüş ileri sürmüşlerdir. Bazıları bu ibareden kastedilenin, Allah yolunda infak etmemek olduğunu zikrederken, diğerleri ise bundan kastın cihadı terk etmek olduğunu zikretmişlerdir.
"Şüphesiz mescitler yalnız Allah'a aittir. O halde oralarda Allah ile bir başkasına dua etmeyin." (cin: 18)
Müfessirler ayette zikri geçen "mescitler" ibaresiyle üç şeyin muhtemil olabileceğini söylemişlerdir: bir kısmı bununla ayetin zahirinin kast edildiğini söylemiş bir kısmı bununla murad edilenin bütün yeryüzü olduğunu söylerken, diğer kısmı ise bununla secde azalarının kastedildiği söylemişlerdir.
"İbrahim’de ve onunla birlikte bulunanlarda sizin için güzel bir örnek vardır. Hani onlar kavimlerine, “Biz sizden ve Allah’ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız..." (Mümtahine: 4)
Müfessirler ayette zikredilen "ibrahim ve onunla birlikte bulunanlar"ın kim oldukları hakkında iki görüş zikretmişlerdir: bir kısmı bu kişilerin kavminden Müslüman olanlar olduğunu söylerken, diğer kısmı ise bunların peygamberler olduğunu söylemişlerdir.
"Muhakkak ki biz sana Kevser'i verdik " (Kevser:1)
Müfessirler ayette zikri geçen "Kevser" hakkında üç görüş zikretmişlerdir. Bir kısmı Kevser ile Kıyamet günü Muhammed (s.a.v)'e verilecek olan rengi sütten beyaz, tadı baldan tatlı olan Kevser havuzunun kast edildiğini söylerken diğer kısmı ise Kevser ile kast olunanın bütün hayırlar olduğunu zikretmişlerdir. Diğer görüş sahipleri ise Kevser ile kast edilenin nübüvvet olduğunu söylemişlerdir.
"O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes."(Kevser:2)
Müfessirler ayette zikredilen نحر kelimesinin üç manaya gelebileceğini söylemişlerdir. bir kısmı bu kelimenin bu ayetteki manasının kurban kesmek olduğunu söylerken diğer kısmı ise bunda kasıt namazda ref getirmektir demişlerdir. diğer kısım ise bundan kastın boğazın (yüzün) kıbleye dönmesi olduğunu söylemişlerdir.
"Asıl soyu kesik olan sana kin besleyendir." (Kevser:3)
Müfessirler ayette zikri geçen الابتر kelimesi hakkında iki görüş zikretmişlerdir: bir kısım müfessir bu kelimenin bu ayetteki manasının soyun kesik olması olduğunu zikrederken diğer kısım ise bundan kastın hayırlardan mahrum olmaktır demişlerdir.
Müfessirler zeytin ile neyin kastedildiği hususunda üç görüş ileri sürmüşlerdir bir kısmı bununla zeytinin zatının diğer kısım zeytinyağı’nın diğerleri ise zeytinin yetiştiği şam bölgesinin kast edildiğini söylemişlerdir.
Müfessirler tur-u sina’nın manası hakkında ihtilaf etmişlerdir. Bir kısım bunun dağ olduğunu söylerken diğer kısım ise bunu güzel dağ manasına hamletmişlerdir.