Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Tevbe Etme Ve Bağişlanmayi Dileme

Ö Çevrimdışı

özgürlüğe hasret

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
"Yine onlar, bir kötülük işlediklerinde ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının affedilmesini dilerler. Günahları Allah`tan başka kim affedebilir? Onlar işledikleri günahlarda bile bile ısrar etmezler." Âl-i İmran-135


Bu dinin hoşgörüsüne bakın! Yüce Allah, insanları kendi aralarında hoşgörülü olmaya çağırmazdan önce, tadına varmaları, öğrenmeleri ve örnek almaları için kendi hoşgörüsünün bir yönünü onlara göstermektedir.

Kuşkusuz muttakîler, müminler içinde en yüksek mertebeye sahiptirler. Ancak, bu dinin hoşgörüsü ve insanlığa olan merhameti, şu özellikleri; "Onlar, bir kötülük işlediklerinde ya da kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının affedilmesini dilerler." müttakilerin özellikleri olarak sunulmaktadır. Fuhuş günahların en çirkini ve en büyüğüdür. Ancak bu dinin hoşgörüsü, büyük günah işleyenleri Allah'ın rahmetinden uzaklaştırmamakta, kafilenin yani müminler kafilesinin dışına atmamaktadır. Aksine onları bir şartla en üstün mertebe olan "müttakiler" mertebesiné yükseltmektedir. Bu dinin tabiatından ve görünümünden ortaya çıkan; Allah'ı anmaları, günahlarından dolayı bağışlanma dilemeleri, hata olduğunu bildikleri halde yaptıklarında ısrar etmemeleri, sıkılma ve utanma duymaksızın günahla övünmemeleri şartıyla... Diğer bir deyişle, Allah'a kulluk çerçevesinde kaldıkları ve sonuçta O'na teslim oldukları sürece, O'nun koruması, affı, rahmeti ve faziletinin kuşatıcılığı içinde olacaklardır.

Bu din, zaman zaman bedensel ağırlıkların fuhuş derecesine indirip et ve kandan kaynaklanan fevriliği tahrik ederek şehvet sınırında hayvanî bir ataklık verdiği ve bu ataklığının, şehvet, eğilim ve arzularının Allah'ın emirlerine karşı gelme sınırına getirdiği insan denen yaratığın zaafını kavrıyor kuşkusuz. Evet, bu din insanın zaafını biliyor. Bu yüzden ona karşı sert davranmıyor. Ruhundaki iman kıvılcımı henüz sönmedikçe, kalbindeki iman pınarı henüz kurumadıkça, Allah ile olan bağını canlı tutup koparmadıkça ve kendisinin sürekli hata yapan bir kul olduğunu ve buna karşılık, hataları bağışlayan bir Rabbinin olduğunu kesin olarak bildiği müddetçe kendisine zulmettiğinde veya büyük bir günah işlediğinde bu din insanı Allah'ın rahmetinden kovmakta acele etmiyor. Çünkü kendisinde henüz iyilik bulunan, yolunu tamamen kaybetmemiş bir gidiş tutturan ve ipi kopmamış kulpa sarılan bu zayıf, hatalı ve günahkâr insan; zaafı ne kadar ayağını kaydırırsa da iman kıvılcımı kalbinde olduğu, ipi elinde tuttuğu, Allah'ı anıp O'nu unutmadığı, O'ndan bağışlanma dileyip O'na karşı kullukta sürekli olduğu ve günahlarıyla övünmediği sürece sonuçta amacına ulaşabilir.

Bu din; şu zayıf ve yolunu şaşırmış yaratığın yüzüne tevbe kapısını kapatmamaktadır. Onu çölün ortasında şaşkın bir durumda bırakmamakta ve onu dönüşten korkan kovulmuş biri olarak terk etmemektedir. Onu, bağışlanma konusunda ümitlendirmekte, yolunu göstermekte, titrek ellerinden tutup kayan ayaklarına destek olmaktadır. Güvenilir sınıra ve güvenceli bir korunağa gelmesi için yolunu aydınlatmaktadır.

Birtek şey istiyor ondan; Allah'ı unutacak şekilde kalbinin taşlaşmamasını ve ruhunun kararmamasını... Allah'ı andığı, ruhunda bu yol gösterici kıvılcım olduğu, vicdanından bu sürükleyici ses geldiği, kalbinden bu serin rüzgâr estiği sürece, ruhunda yeniden nuru bulacaktır. Güvenilir sınıra dönecek ve kuruyan tohum yeniden yeşerecektir.

Hata yapan ve dayaktan başka birşey olmadığını bilen çocukcağız, ürkek bir kaçak olarak hiçbir zaman eve dönmeyecektir. Ancak dayağın yanında, kabahatinden dolayı özür dilediğinde, başını okşayacak ve hatalarından dolayı bağışlanma dilediğinde özrünü kabul edecek şefkatli bir elin bulunduğunu bilirse kuşkusuz dönecektir.

İşte İslâm, zaaf anlarında insan denen zayıf yaratığın elinden böyle tutmaktadır. Çünkü o, insanda zaafın yanında bir kuvvetin, ağırlığın yanında bir hafifliğin, hayvansal dürtülerin yanında Rabbani arzuların olduğunu bilmektedir. İslâm, Allah'ı unutmayıp sürekli andığı ve hata olduğunu bildiği halde hatasında ısrar etmediği sürece, insanın elinden tutup yükseklere çıkartmak için zaaf anında ona acımakta ve yeniden ufka yükseltmek için ayağının kaydığı demlerde şefkatle teselli etmektedir. Resulullah (salât ve selâm üzerine olsun) buyuruyor: "İstiğfar eden hatada ısrar etmiş sayılmaz. Bir günde yetmiş kere tekrarlasa da... (Ebu Davut, Tirmizi, Bezzar müsnedinde Osman b. Vakid'den almıştır. Ancak senedindeki bir sahabi bilinmemektedir. Fakat İbni Kesir tefsirinde sahih kabul etmiş ve "Hasen bir hadistir" demiştir.)

Bununla İslâm, insanları ruhsatçılığa çağırmamakta, yoldan çıkmış aşağılık insanları yüceltmemekte ve realistlerin (Gerçeküstücü akımın) yaptığı gibi bu bataklığın güzel olduğunu fısıldamamaktadır. Aksine insanın ruhunda utanma duygusunu harekete geçirmeyi dileyip ümit beklentisini de coşturmak için zaaf anında meydana gelen sürçmeyi bağışlamayı dilemektedir.Allah 'ın bağışlaması -Allah'tan başka günahları kim bağışlayabilir ki?- insanı utandırır, günah eğilimini arttırmaz. Bağışlanma dileyişini teşvik eder, günahı alışkanlık haline getirmeyi değil. Günahı alışkanlık haline getirip hatada ısrar edenlere gelince onlar, surun dışında kalmışlardır, kapılar yüzlerine kapanmıştır.

Böylece İslâm, beşeriyeti yüce ufuklara çağırma ile gücünün ne olduğunu bildiği bu beşeriyete acımayı bir arada zikretmekte, ümit kapısını önünde sürekli açık tutarak son gücüne kadar insanın elinden tutmayı amaçlamaktadır.

Şehid Seyyid Kutub ==>> Fizilal'il Kuran (cilt:2/sayfa:454-455)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
A Çevrimdışı

allah dost

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
rabbim hepinizden razı olsun dın kardeslerım cok guzel bır sıte olmus keske tum kardeslerımız boyle hayırlı ıslerle ugrassa rabbim bizleri tüm kötülüklerden kötü insanlardan kotu nefıslerden korusun kardeslerım allah razı olsun paylasım ıcın
 
A Çevrimdışı

allah dost

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
öyle degımı dogru olanda musluman kardeslerım HER SEYI ALLAH ICIN YAP ALEMLERIN RABBI OLAN ALLAHA TESLIM OL
 
Üst Ana Sayfa Alt