es selamu aleykum wa rahmatullahi wa barakatuhu, ikhwan. Ben muasır mücahid alimlerimizin (Abu basir, Abu Muhammed al Makdisi vs.) tekfir hakkında düşüncelerini okudum ve bu düşünceyi kabul ettim.
Şimdi aklıma gelen iki soru var bu düşünceyle ilgili.:
1.) La ilahe illAllah deyipte hakimiyeti başkasına vermenin küfür veya şirk olduğunu söylemeyen (bilmeyen) veya istihlal şartını öne süren Şeyh Ebu Muhammed el Makdisiye göre eğer kendisi bu şirki işlemiyorsa tekfir edilmez, tamam bunda problem yok ama problem ve soru isaretlerim şurada başlıyor, La ilahe illAllah demek 'Ben şirkten tevbe ettim' demek bu kişi şimdi tekfir edilmeyen kişi 'la ilahe illAllah' deyip puta tapan birisi ise, bunu tekfir etmeyen tekfir edilir mi, yoksa hakimiyet konusundaki gibi tekfir etmemesinde anlayış mı göstermek gerekir? Aynı yukarıda yolladığım linkte de belirtildiği gibi Allah'a söveni bile belirli sebeplerden dolayı tekfir etmeyenin tekfir edilmesi caiz olmadığı gibi. Ama la ilahe illAllah deyip şirkin en belirgin kısmını işleyeni tekfir etmeyen o zaman 'La ilahe illAllah'ın anlamını anlamamış olmaz mı? İnşaAllah derdimi anlatabiliyorumdur. Eğer Allaha söveni tekfir etmeyende de engel olabiliyorsa o zaman puta tapanları tekfir etmeyenlerde de olmaz mı ve puta tapanları tekfir etmeyen o zaman 'La ilahe illAllahın anlamını anlamamış olmaz mı?
2.) Bazı hariciler Necid alimlerin sözlerinden bana Kufru bit Tağut hakkında örnekler veriyorlar, mesela Şeyh Muhammed bin Abdulwahhab gibi. Tağutu reddetmek onu tekfir etmekle olur diye, bende diyorum ki bu doğrudur ancak bunun Tağut olduğu kanaatine varmayanın hücceti ikame edilmesi gerektiğini söylüyorum çünkü bu kişi bazı islam alametlerinden dolayı veya olayı küfür,şirk görmediğinden dolayı tekfir etmiyor olabilir diyorum, böyle kişilere kısaca nasıl cevap vermem gerekiyor? Ben Şeyh Muhammed bin Abdulwahhab hakkında bir fetva gösteriyorum onlar bana aynı kişiden tam zıt bir fetva gösteriyorlar. Bu yüzden kafam çok karışıyor. İnşaAllah yardımcı olursunuz İhwan.
Benim onlara yazdığım fetva şu:
Muhammed bin Abdulvehhab’ın tağutları savunan bazılarının durumu ile ilgili zikrettiği şu cümlesi, bu durumu çok güzel izah etmektedir: “Bu yöneticileri savunan, onları tekfir edenler ile tartışan veya bu yöneticilerin yaptıklarının batıl olmasına rağmen onları küfre götürmediğini iddia eden kimselerin durumu, en düşük ihtimal ile fasıklıktır. Onunla evlenilmez, şahitliği kabul edilmez ve arkasında namaz kılınmaz.” [Ed-Dureru’s-Seniyye, Kitabu Hukmi’l-Murted, 71]
Bu fetvayı Şeyh Ebu Muhammed el Makdisinin bir yazısında buldum (tekfirde aşırılıktan sakındırma konusunda 30 risale)
Hariciler bu fetvaya göre Muhammed bin Abdulvehhab'ı tekfir etmeleri lazım çünkü Tağutu tekfir etmeyenleri tekfir etmiyor, ayrıca onu tekfir etmeyenleri de tekfir etmeleri lazım!
Şimdi aklıma gelen iki soru var bu düşünceyle ilgili.:
1.) La ilahe illAllah deyipte hakimiyeti başkasına vermenin küfür veya şirk olduğunu söylemeyen (bilmeyen) veya istihlal şartını öne süren Şeyh Ebu Muhammed el Makdisiye göre eğer kendisi bu şirki işlemiyorsa tekfir edilmez, tamam bunda problem yok ama problem ve soru isaretlerim şurada başlıyor, La ilahe illAllah demek 'Ben şirkten tevbe ettim' demek bu kişi şimdi tekfir edilmeyen kişi 'la ilahe illAllah' deyip puta tapan birisi ise, bunu tekfir etmeyen tekfir edilir mi, yoksa hakimiyet konusundaki gibi tekfir etmemesinde anlayış mı göstermek gerekir? Aynı yukarıda yolladığım linkte de belirtildiği gibi Allah'a söveni bile belirli sebeplerden dolayı tekfir etmeyenin tekfir edilmesi caiz olmadığı gibi. Ama la ilahe illAllah deyip şirkin en belirgin kısmını işleyeni tekfir etmeyen o zaman 'La ilahe illAllah'ın anlamını anlamamış olmaz mı? İnşaAllah derdimi anlatabiliyorumdur. Eğer Allaha söveni tekfir etmeyende de engel olabiliyorsa o zaman puta tapanları tekfir etmeyenlerde de olmaz mı ve puta tapanları tekfir etmeyen o zaman 'La ilahe illAllahın anlamını anlamamış olmaz mı?
2.) Bazı hariciler Necid alimlerin sözlerinden bana Kufru bit Tağut hakkında örnekler veriyorlar, mesela Şeyh Muhammed bin Abdulwahhab gibi. Tağutu reddetmek onu tekfir etmekle olur diye, bende diyorum ki bu doğrudur ancak bunun Tağut olduğu kanaatine varmayanın hücceti ikame edilmesi gerektiğini söylüyorum çünkü bu kişi bazı islam alametlerinden dolayı veya olayı küfür,şirk görmediğinden dolayı tekfir etmiyor olabilir diyorum, böyle kişilere kısaca nasıl cevap vermem gerekiyor? Ben Şeyh Muhammed bin Abdulwahhab hakkında bir fetva gösteriyorum onlar bana aynı kişiden tam zıt bir fetva gösteriyorlar. Bu yüzden kafam çok karışıyor. İnşaAllah yardımcı olursunuz İhwan.
Benim onlara yazdığım fetva şu:
Muhammed bin Abdulvehhab’ın tağutları savunan bazılarının durumu ile ilgili zikrettiği şu cümlesi, bu durumu çok güzel izah etmektedir: “Bu yöneticileri savunan, onları tekfir edenler ile tartışan veya bu yöneticilerin yaptıklarının batıl olmasına rağmen onları küfre götürmediğini iddia eden kimselerin durumu, en düşük ihtimal ile fasıklıktır. Onunla evlenilmez, şahitliği kabul edilmez ve arkasında namaz kılınmaz.” [Ed-Dureru’s-Seniyye, Kitabu Hukmi’l-Murted, 71]
Bu fetvayı Şeyh Ebu Muhammed el Makdisinin bir yazısında buldum (tekfirde aşırılıktan sakındırma konusunda 30 risale)
Hariciler bu fetvaya göre Muhammed bin Abdulvehhab'ı tekfir etmeleri lazım çünkü Tağutu tekfir etmeyenleri tekfir etmiyor, ayrıca onu tekfir etmeyenleri de tekfir etmeleri lazım!