KADININ SEREFINI, HAYSIYETINI VE IFFETINI KORUYAN BAZI HUKUMLER
1- Kadin da erkek gibi gozunu haramdan korumakla, namus ve iffetini muhafaza etmekle emrolunmustur. Yuce Allah soyle buyurmaktadir: “Mu’min erkeklere de ki: Gozlerini (haramdan) sakinsinlar, mahrem yerlerini de korusunlar. Boylesi onlar icin daha temizdir. Suphe yok ki Allah yaptiklari islerden cok iyi haberdar olandir. Mumin kadilara da de ki: Gozlerini (haramdan) sakinsinlar, mahrem yerlerini korusunlar.” (en-Nur, 24/30–31)
Seyh Muhammed Emin es-Sankiti, Advau’l-Beyan adli tefsirinde sunlari soylemektedir: “Sani yuce Allah mumin erkeklerle mumin kadinlara gozlerini haramdan korumalarini ve iffetlerini sakinmalarini emretmistir. Iffetlerini korumanin kapsamina zinadan, Lut kavminin amelinden, lezbiyenlikten korunmak da dahildir. Kisinin mahrem yerlerini insanlara acmaktan ve onlara gostermekten korumayi da kapsar… Yuce Allah erkek ve kadin olsun bu ayet-i kerimede vermis oldugu emirleri yerine getiren kimselere magfiret ve buyuk mukafat vaat etmistir. Ancak bununla birlikte el-Ahzab suresinde sozu edilen hasletleri de beraber yapmalidir. Bu da yuce Allah’in. “Dogrusu musluman erkeklerle musluman kadinlar… gizli yerlerini koruyan erkeklerle (gizli yerlerini) koruyan kadinlar, Allah’i cokca anan erkeklerle Allah’i cokca anan kadinlar icin Allah, bir magfiret ve buyuk bir mukafat hazirlamistir.” (el-Ahzab, 33/35) (Advau’l-Beyan, VI, 186-187)
Musahaka (lezbiyenlik); kadinin kadina surtunmesi demektir. Bu cok buyuk bir suctur. Bu isi yapan her iki kadin da bu isten vazgecilecek sekilde bir tedib cezasini hak ederler. el-Mugni’de (VIII, 198) soyle denilmektedir: “Iki kadin birbirine surtunurse her ikisi de zinakardir ve lanetlidirler. Cunku Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den soyle buyurdugu rivayet edilmistir: “Kadin kadina yaklasacak olursa her ikisi de zinakardir” ve her ikisine de tazir cezasi verilir. Cunku bu haddi (cezasi) belirlenmemis bir zinadir…” (Taberani(22/154) Musnedi Samiyyin(3402) Mecmauz Zevaid(6/256) Deylemi(3532) Suyuti Durrul Mensur(5/71) Metalibu Aliye(1809) Kenzul Ummal(13009) Ibnul Cevzi Ahkamun Nisa(s.65) Heytemi ez Zevacir(2/425) sahihtir. Erkek erkege iliski de ayni derecede buyuk gunahlardandir. Ibni Ebi Nuceyh, tefsirinde Amr Bin Dinar’dan soyle nakleder; “bir erkek uzerine atlayan her erkek Lut kavmiyle beraber hasrolur.”(Ibnul Kayyim Ravzatul Muhibbin(s.395) Ibn Teymiyye fetvalarinda (XV, 321) sunlari soylemektedir: “Buna gore sihak yapan kadin (lezbiyen kadin) zinakardir) O halde musluman kadin, ozellikle gencleri, bu cirkin isi yapmaktan alabildigine sakinmalidir.
Gozleri haramdan sakinmaya gelince buyuk ilim adam Ibnu’l-Kayyim, el-Cevabu’l-Kafi adli eserinde (s.129-130) sunlari soylemektedir: “Bakislara gelince, bunlar sehvetin onderi ve elcisidirler. Harama bakmaktan korunmak, mahrem yerini korumanin esasidir. Etrafina serbestce bakan bir kimse kendisini tehlikeli yollara salmis olur. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurmustur:
“Ey Ali, bir bakisin ardindan bir diger bakis salma. Cunku ancak birincisi senindir” (Ebu Davud(2149) Tirmizi(2777) Ahmed(5/353) Cem'ul Fevaid(4353) Tac(3/618) Ibni Kesir(3/292) Mesaid Bin Kasim Ahkamul Avret(s.80) Darimi(rikak,3) Beyhaki(7/90) Hakim(3/123) Deylemi(8312)) Bununla kastedilen de maksat gutmeksizin ve aniden gerceklesen bakistir. Musned’de Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in soyle buyurdugu kaydedilmektedir: “Bakis Iblis’in oklarindan zehirli bir oktur” (Ahmed(5/264) Hakim(4/314) Deylemi(6872) Tergib(3/34) Mecma(8/63) Hakim Tirmizi(1/124) Camiul Kebir(1/402) Taberani(8/247) Munavi Ithafatus Seniyye(28) Kesful Hafa(2863) Ibni Kesir(3/293) Ebu Nuaym(6/101) Heytemi Zevacir(2/423) sahihtir.)
…Bakis aslinda insana gelip catan genel olaylarin esasini teskil eder. Cunku bakis kalpte duyguyu dogurur, bu duygu dusunceyi meydana getirir, dusunce daha sonra sehveti uyandirir, sehvet arkasindan iradeyi dogurur, sonra bu guclenir ve nihayet kesin bir karar haline gelir, arkasindan fiil gerceklesir. Bunu engelleyecek bir husus olmadigi takdirde butun bunlar olur. Bundan dolayi soyle denilmistir: "Gozu harama karsi korumaya sabretmek, ondan sonrasindan gelecek acilara sabretmekten daha kolaydir…”
O halde Musluman kiz kardesim, sen erkeklere haram olan bakislardan gozunu koru bazi dergilerde sergilenen cekici resimlere bakma! Yahut ta televizyon ekranlarindaki, video filmlerindeki cekici resimlerden gozunu alikoy! Kotu akibetten boylece kurtulacaksin. Sahibini hasretlere bogan nice bakislar vardir. Esasen yangin kucumsenen kivilcimlardan olur.
2- Mahrem yerini koruma yollarindan birisi de sarki ve calgilari dinlemekten uzak durmaktir. Buyuk ilim adami Ibnu’l-Kayyim, Igasetu’l-Lehfan (Igasetul Lehfan (1/242, 248, 264, 265)) de sunlari soylemektedir:
“Ilim, akil ve dinden az pay sahibi olan kimselere seytanin tuzak ve hileleri ile kendileri vasitasiyla cahillerin ve batilcilarin kalplerini tuzaga dusurdugu hususlardan birisi de insanin kalbini Kur’an’dan alikoyan, fasikliga ve isyana yonelten haram aletler ile birlikte soylenen sarkilar, tutulan tempolar ve cirpilan ellerdir. Bunlar seytanin Kur’ani’dir. Rahmandan uzak tutan oldukca kalin bir perdedir. Bu Lut kavminin amelinin ve zinanin yoludur; bu yolla fasik olan asik, masukundan maksadina ulasir.
Kadindan yahut tuysuz cocuktan sarki dinlemege gelince; bu en buyuk haramlardan bir haram, dini bozan en buyuk fesat unsurlarindan birisidir… Hic suphesiz gayret sahibi her bir kimse aile halkini supheli hallere goturen yollardan uzak tuttugu gibi; sarki dinlemekten de uzak tutar… Bilindigi gibi kadini elde etmek, erkek icin zor bir hal alinca ona sarkilari dinletmeye gayret eder. Iste o vakit kadin yumusamaya baslar. Cunku kadin gercekten seslerden ileri boyutta etkilenir. Eger ses sarki nagmeleriyle birlikte olursa bu sefer hem sesten hem de anlami acisindan, iki bakimdan etki altina girer.
Bir de bu etkileyici unsurlara tef, kaval, kiritarak raks da eklenecek olursa kadinin sarkidan hamile kalmasi mumkun olsaydi bu sarkilar dolayisiyla hamile kalirdi. Allah’a yemin olsun ki nice kadin namus ve iffetini birakip sarkilarin etkisiyle fahiselerden bir fahise olup cikmistir…”
O halde ey Musluman kadin! Allah’tan kork ve bu tehlikeli ahlaki hastaliktan sakin! Bu ise muslumanlar arasinda cesitli yollar ve turlu usluplarla revac bulan sarki dinlemektir. Bu sebepten oturu bilgisiz bircok genc kiz, bu sarkilari kaynaklarindan istemekte ve bunlari birbirlerine hediye etmektedirler.
3- Mahrem yerleri korumanin yollarindan birisi de, beraberinde kendisini abes isler yapanlarin ve fasiklarin hudutlarindan koruyup himaye edecek bir mahremi bulunmaksizin kadinin yolculuk yapmasini engellemektir. Beraberinde bir mahremi olmaksizin kadinin yolculuk yapmasini engelleyen sahih bir takim hadis-i serifler, bize kadar ulasmis bulunmaktadir.
Ebu Said el-Hudri radiyallahu anh’tan rivayete gore Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, kadinin beraberinde kocasi yahut herhangi bir mahremi bulunmaksizin iki gun yahut iki gecelik bir yolculuga cikmasini yasaklamistir. (Buhari(savm 67) Muslim(1340))
Ebu Hureyre radiyallahu anh’dan rivayete gore Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: “Bir kadinin beraberinde onun icin mahrem olan birisi bulunmadikca bir gunluk ve bir gecelik bir mesafe ceken bir yolculuga cikmasi helal degildir.” (Buhari(taksirus salat 4) Muslim(1339) Muvatta(istizan 37) Ebu Davud(1723-1725) Tirmizi(1170))
Hadis-i Serifte belirlenen uc gun, iki gun ve bir gece bir gunduz tespitlerinden maksat, o donemlerde bilinen yayan yurumek ve binekler uzerinde yol almak gibi nakil araclaridir. Hadislerin uc gun iki gun yahut bir gece bir gunduz ve bundan daha az degisik sure tespitleri ihtiva etmeleri ile ilgili olarak ilim adamlari; “maksat ifadelerin zahiri degildir. Ancak kendisine yolculuk adi verilen her seyin kastedildigidir,” seklinde cevap vermislerdir. Buna gore (boyle bir yolculugu) kadinin yalniz basina yapmasi yasaktir.
Imam Nevevi Sahih-i Muslim Serhinde (el Minhac IX, 103.) sunlari soylemektedir: “Hulasa kendisine yolculuk denilebilecek her bir mesafeye kadinin beraberinde kocasi ya da mahremi bulunmaksizin yolculuga cikmasi yasaktir. Bu sure ister uc gun ister iki gun ister bir gun ister bir beridlik mesafe, isterse de baska bir uzaklik olsun fark etmez. Cunku bu hususta Ibn Abbas’in mutlak rivayeti delildir. Bu konuda gecen Muslim’in rivayetlerinin sonuncusu da odur. Bu rivayet. “Hic bir kadin beraberinde mahremi bulunmaksizin yolculuk yapamaz” seklindedir. Bu ise kendisine sefer adi verilecek butun yolculuklari kapsar. Dogrusunu en iyi bilen Allah’dir…”
Farz olan hac icin kadinlar toplulugu ile birlikte yolculuk yapmasinin caiz olduguna fetva verenlere gelince; bu fetva sunnete muhaliftir. Imam Hattabi, Mealimu’s-Sunen’de (Mealimus Sunen II, 276- 277) –Ibnu’l-Kayyim’in Tehzibi ile birlikte yapilmis baskisinda- sunlari soylemektedir: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem kadina, beraberinde mahremi olan bir erkek bulunmaksizin yolculuk yapmasini yasaklamistir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in tesbit ettigi sarti ongormeksizin hac yolculugunu yapabilecegini soylemek sunnete aykiridir. Mahremsiz yolculuga cikmasi bir masiyet olduguna gore bu durumda onun hac etmesi gerektigini soylemek caiz olamaz. Cunku boyle bir sey, sonunda masiyete ulastiran bir yolla itaat etmektir…”
Sunu belirtelim ki; onlar (bu fetvayi verenler) kadinin mutlak olarak mahremsiz yolculuk yapmasini kabul etmemektedirler. Onlarin boyle bir yolcugu kadin icin mubah kabul etmeleri sadece farz olan hac yolculugu icindir. Imam Nevevi, Mecmu’da sunlari soylemektedir: “Tatavvu (nafile hac icin ticaret ve ziyaret ve buna benzer) yolculuklar ise beraberinde mahrem bulunmaksizin caiz degildir.” (Mecmu VIII, 249)
Bu donemde, kadinin butun yolculuklarinda mahremsiz yola cikmasi hususunda isi gevsek tutan kimselerin bu kanaati sozlerine itibar edilir ilim adamlarindan hic bir kimse tarafindan paylasilmamaktadir. Bunlarin: Kadinin mahremi onu ucaga bindirir, sonra bir diger mahremi gitmek istedigi yerde ulastigi vakit onu karsilar. Cunku bunlarin kanaatine gore ucakta, erkek kadin pek cok yolcu bulunmaktadir. Boylelerine biz sunu soyleriz: Asla! Ucaktaki tehlike digerlerinden daha fazladir. Cunku yolcular onunla ihtilat halindedir. Belki bir erkegin yaninda oturur, belki ucak gitmek istedigi istikametten bir baska alana gitmek zorunda kalabilir. Bu durumda kendisini karsilayacak kimse bulamaz ve sonucta tehlikeye maruz kalir, bilmedigi ve mahremi bulunmayan bir yerde kadinin hali ne olacaktir?
4- Mahrem yerlerini koruma yollarindan birisi de erkegin mahrem olmayan bir kadinla birlikte tenhada bas basa kalmasinin onlenmesidir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: “Her kim Allah’a ve Ahiret gunune iman ediyor ise; beraberinde mahremi bulunmayan bir kadin ile kesinlikle basbasa kalmasin. Cunku bu takdirde ucunculeri seytandir.” ()
Amir b. Rebia’dan soyle dedigi nakledilmektedir: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Hic bir erkek kendisine helal olmayan bir kadinla bas basa kalmasin. Cunku suphesiz onlarin ucunculeri seytandir; beraberinde mahrem bulunmasi hali mustesna.” (Muslim(selam 22) Tirmizi(2779) Beyhaki Suab(5444) Buhari(9/290))
Mecduddin (Ibn Teymiyye), el-Munteka adli eserinde sunlari soylemektedir: “Bu iki hadisi de Imam Ahmed rivayet etmis olup bu anlamda Ibn Abbas’in rivayet ettigi Buhari ile Muslim’de yer alan bir hadis ise daha onceden gecmis bulunmaktadir”.
Imam Sevkani, Neylu’l-Evtar adli eserinde (VI, 120) sunlari soylemektedir: “Yabanci bir kadinla bas basa kalmanin haram oldugu icma ile kabul edilmistir. Nitekim bu icmai Hafiz Ibn Hacer, Fethu’l-Bari adli eserinde nakletmis bulunmaktadir. Haram kilmanin illeti, hadis-i serifte belirtildigi uzere seytanin ucunculeri olmasidir. Onlarin yaninda hazir bulunmasi her ikisini de masiyete dusurur. Mahremin varligi ile birlikte yabanci kadinla bulunmak ise caizdir. Cunku mahremin bulunmasi ile birlikte masiyetin meydana gelmesine imkan yoktur…”
Bazi kadinlar ve onlarin velileri bir takim halvet cesitlerinde isleri gevsek tutabilmektedir. Bunlar:
a- Kadinin kocasinin yakin akrabasi ile birlikte bas basa kalmasi ve onun yaninda yuzunu acmasi: Boyle bir bas basa kalis, digerlerinden daha buyuk bir tehlikedir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem soyle buyurmustur: “Sakin kadinlarin yalniz basina bulunduklari yerlere (evlerinde odalarina) girmeyiniz.” Ensardan bir adam:
“Ey Allah’in Resulu ya kayin hakkinda ne dersin”, diye sordu. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: “Kayin olumun kendisidir” diye buyurdu. (Buhari(nikah 11/1) Muslim(selam 20) Tirmizi(1171) Darimi(2645) Ahmed(4/149) Ibnu Katan Kitabun Nazar(s198) Beyhaki(7/90) Beyhaki Suab(5437) Deylemi(1551) Nesai Isretun Nisa(338) Fethul Bari(9/330) Ibni Cevzi Zadul Mesir(6/34))
Kadinin, kocanin erkek kardesi demek oldugu soylenmistir. Sanki Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem erkegin kardesinin kadin ile bas basa kalmasini mekruh gormus gibidir.
Hafiz Ibn Hacer, Fethu’l-Bari’de (Fethul Bari IX, 331) sunlari soylemektedir: “Nevevi dedi ki: Din ilmini bilenlerin ittifakla belirttiklerine gore “Kayinlar” kadinin kocasinin akrabalaridir. Babasi, amcasi, erkek kardesi, erkek kardesinin oglu, amcasinin oglu ve benzerleri… Hadis-i serifte bununla kastedilen kocanin -babalari ve ogullari disinda kalan- akrabalaridir. Babalar ve cocuklar ise esinin mahremleri olup onlarin boyle bir kadinla bas basa kalmalari caizdir ve bunlar “Olum” diye nitelendirilemezler… Bu hususta isin gevsek tutulmasi adet haline gelmistir. Kardes kardesinin hanimi ile bas basa kalabilmektedir. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem bunu olume benzetmistir. O bakimdan boyle bir bas basa kalisin engellenmesi oncelikle soz konusudur”.
Sevkani, Neylu’l-Evtar’da sunlari soylemektedir: “Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem Efendimizin “Kayin olumdur” buyrugu, ondan yana korku duymak, baskasina gore daha fazladir, demektir. Nitekim olumden korkmanin baska seylerden duyulan korkudan daha buyuk olmasi gibi…” (Neylul Evtar VI, 122)
O halde ey Musluman hanim, Allah’tan kork ve bu hususta –sair insanlar isi gevsek tutsalar bile- sen isini gevsek tutma! Cunku asil itibar edilmesi gereken seriat’in hukmudur, insanlarin adeti degildir.
b- Bazi hanimlar ve onlarin velileri kadinlarin tek basina mahremi bulunmayan bir sofor ile birlikte arabaya binmesine musaade edebilmektedir. Halbuki bu o kadina yabanci olan birisi ile bir halvet demektir.
Hicaz Muftusu Muhammed b. Ibrahim Alu’s-Seyh, Mecmuu’l-Fetava’da (Mecmuul Fetava X, 5) sunlari soylemektedir: “Beraberinde bir mahremi bulunmaksizin yabanci bir hanimin tek basina soforle birlikte arabada yolculuk etmesinin apacik bir munker oldugu hususunda herhangi bir suphe bulunmamaktadir. Boyle bir yolculukta kucumsenemeyecek capta pek cok mefsedet bulunmaktadir.
Kadinin vakarli, genc birisi olmasi ile erkeklerden fazla kacmayan, onlarla konusan ve fakat iffetli birisi olmasi arasinda herhangi bir fark yoktur. Mahremlerinin boyle bir yolculuk yapmasina ses cikarmayan bir erkek, dindarligi gevsek, mahremlerini kiskanmasi az bir kimse demektir. Peygamber Efendimiz de soyle buyurmustur: “Bir erkek bir kadin ile bas basa kaldi mi, mutlaka seytan onlarin ucunculeri olur.”
Kadinin surucu ile bas basa arabaya binmesi, ev ve benzeri bir yerde bas basa kalmasindan daha da ileri derecede bir halvet sayilir. Cunku surucu onu alip -istese de istemese de- sehrin icinde ya da disinda istedigi yere goturebilir. Bunun sonucta ortaya cikaracagi kotuluk ve zararlar ise mucerred halvetin sebep olabilecegi kotuluk ve zararlardan daha fazladir...”
Halvetin kendisi sebebiyle ortadan kalkacagi kisinin, yasca buyuk olmasi gerekir. Kucuk bir cocugun bulunmasi bunun icin yeterli degildir. Bazi hanimlarin; beraberinde kucuk bir cocuk bulundurmakla halvet ortadan kalkar, seklindeki kanaatleri yanlistir. Imam Nevevi soyle diyor: “Yabanci bir erkek yabanci bir kadinla ucuncu bir sahis bulunmadan (halvet halinde), bas basa kalmalari, ilim adamlarinin ittifakiyla haramdir. Ayni sekilde beraberlerinde yasinin kucuklugu sebebiyle kendisinden utanilmayan, sakinilmayan bir kucuk bulunmasi halinde de haram olan halvet, ortadan kalkmis olmaz.”
c- Bazi hanimlar tedaviye gerek gordukleri gerekcesiyle kadinin doktorun yanina girmesi hususunda isi oldukca gevsek tutmaktadir. Bu da karsisinda sessiz kalinmasi caiz olmayan, buyuk bir munker ve buyuk bir tehlikedir.
Seyh Muhammed b. Ibrahim, Mecmuu’l-Fetava’da (Mecmuul Fetava X, 13.) sunlari soylemektedir: “Durum ne olursa olsun, bir kadinin kendisine yabanci olan bir erkekle -isterse bu kendisini tedavi edecek bir doktor olsun- basbasa halvette kalmasi ser’an haramdir. Cunku; “Bir erkek bir kadin ile bas basa kaldi mi mutlaka onlarin ucunculeri seytan olur” hadisi bunu gerektirmektedir. O halde beraberinde kocasinin yada erkek mahremlerinden birisinin bulunmasi mutlaka gereklidir. Eger boyle birisi bulunamazsa hic olmazsa hanim akrabalarindan birisi bulunmalidir. Sayet sozu edilenlerden kimse bulunamaz ve hastalik da ertelenemeyecek kadar tehlikeli olursa, hic olmazsa haram kilinmis olan halvet halinin sinirlarinin disina cikilmis olmamak icin en azindan bir hastabakicisinin bulunmasi gerekir...”
Ayni sekilde erkek doktorun kendisine yabanci olan meslektasi yada hastabakicisi ile halvet halinde bulunmasi da caiz degildir. Gozleri gorsun, gormesin, ogretmenin kiz ogrencisi ile, ucaktaki hostesin kendisine yabanci birisi ile halvette kalmasi da caiz olmaz... Sozum ona uygarlik, kafirlerin koru korune taklit edilmesi ve ser’i hukumlere aldirmamaktan oturu, insanlar bu hususlarda gevseklik gostermektedirler. La havle ve la kuvvete illa billahil aliyyil azim!
Erkegin evinde hizmet eden hizmetci ile bas basa kalmasi caiz olmadigi gibi ev sahibi olan hanimin hizmetci erkekle bas basa kalmasi da caiz degildir. Hizmetci problemi gercekten cok tehlikeli bir problemdir. Gunumuzde pek cok insanin basina bir beladir cunku kadinlar ogrenim ve evin disinda is yapmakla mesgul bulunmaktadirlar. Bu ise mumin erkek ve mumin kadinlarin son derece dikkatli olmalarini ve gerekli ihtiyat tedbirlerini almalarini ve kotu aliskanliklarin pesinden gitmemelerini gerektirmektedir.