Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Video Rukyede Konuşan Cin : Türkiye'deki Deprem Allah'ın Ceza ve Uyarısı

SalihBeratt Çevrimdışı

SalihBeratt

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Son düzenleme:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Öğrenen Müslüman Çevrimdışı

Öğrenen Müslüman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bu kişi neden hep kadınları kullanıyor bir sebebi var mı?
Yanlış hatırlamıyorsam bir videosunda bu tarz cin yakalama için kullanılan kişilerin hepsinin bu tarz uygulamalara uygun olmadığını bu yüzden de sadece bu konuda deneyimli kişileri kullandığını söylemişti diye duymuştum. Yanlış hatırlıyor olabilirim. Allah affetsin.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yanlış hatırlamıyorsam bir videosunda bu tarz cin yakalama için kullanılan kişilerin hepsinin bu tarz uygulamalara uygun olmadığını bu yüzden de sadece bu konuda deneyimli kişileri kullandığını söylemişti diye duymuştum. Yanlış hatırlıyor olabilirim. Allah affetsin.
Doğru hatırlıyorsun. Hatta beyaz ve siyahi erkeklerle de pek çok çok uygulama videosu var
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Rukyedeki cinlerin yalan söyleyip söylemediğinin bir kesinliği oluyor mu?
Kesinliği bilemem fakat yalan söyledikleri oluyor tabi. Nasıl ki kafir/müşrik insanlara güvenmiyorsak belki de onlardan daha beter olan ifrit/marid cinlere mi güveneceğiz?
Örneğin birine büyü yapılıp cin musallat edilmiş, rukye yapılıp cin devreye girdiğinde büyü yapan kişiyi değil başkasını da söyleyebilir fitne çıkması için. Her dediklerine güvenilmez.
Kendimden de örnek vereyim, bir kadın var musallatlı (sanırım cini yahudiydi ALLAH bilir) benim arkamdan yakınlarıma benim hislerimin tam aksi olan şeyler söylemiş, yakınlarım buna inansalar aramız bozulabilir soğukluk girebilirdi.
Başka musallatı olan kişilerde de anladım bunu yapmadığım bir şeyi yapmışım gibi söylemediğimi söylemiş gibi diyorlar. Amaçları nedir? Fitne çıkarmak. Akidesi bozuk olmayan insanların arasını açmak.
Dünyalık dertleri olan insanlar için yapmazlar ama bunu. Neden yapsınlar ki muhabbetleri hep onların istediği gibi.

Aklı başında bir insan duyduğuna mı inanır, gördüğüne mi?
Söylediğin cümleler üzerinden genelden özele bir şey demek istiyorum.
Aklı başında ve denge sahibi bir insan ne her duyduğuna inanır ne de her gördüğüne. Hatta yeri gelir aklına bile güvenemez. İnsanın aklı bile ona oyun oynayabilir.
Şeytanın hileleri zayıftır ama insanları malesef öyle bir aldatıyor ki şu an bile belki de dünyada öyle duyduğunu zannettiği ya da öyle gördüğünü zannettiği için bile birbirini öldüren insanlar vardır.
Çölde serap görülebiliyor mesela. Gözün görüyor ama aslında yok.
Sen düz diyorsun karşındaki küre diyor. Sonra bu konu üzerinden tartışılıyor. Sanki ALLAH bize hesap gününde dünyanın düz mü yoksa küre mi olduğunu soracakmış gibi.
Oysa ALLAH bize dünyada vaktimizi nasıl ve nerede geçirdiğimizi, gençliğimizi nerede tükettiğimizi... soracak.
Korkuyorum ki düze inananlar küreye inananlara, küreye inananlar düze inananlara müşrik veya kafir diyecek ya da ima edecekler diye. Çünkü bu fitneden başka bir şey olamaz. Buna şeytandan başka kimse de sevinmez.
ALLAH tüm Müslümanları fitneden korusun. Amin.
 
Y Çevrimdışı

yavuzbey

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Nasıl muamele görmek istiyorsan öyle hareket edeceksin. Sen forumun / benim paylaştığı Abdurrauf bin Halima'ya terbiyesizce hitab edersen, karşılığını görmen de doğaldır. Bir itirazın var ise ortaya delil koyacaksın, istemediğin hitabları evvela kendin kullanmayacaksın.
Nasıl muamele diye birşey yok arkadaş. Sonuçta buda bir insan , beşerdir şaşar.Peygamber veya sahabe böyle cinden haber almışmı.Eğer bu durum, cinden gayba ait haber alma durumu doğru birşey olsaydı peygamberin hayatında mutlaka bir örneği olurdu.Bana peygamberden, sahabeden bir örnek verirsen sana katılırım, örnek veremezsen bu işe ne ad veriliyor?Bunun adını koyalım.
Artı diğer konu bu cin denen mahluklarla iletişime geçildiğinde her zaman doğruyu konuştuklarına dair garanti varmı?Yok tabiki.Peki söylediklerinin içinde yalan olduğu ihtimali demiyorum, yalan sözleri olma durumu varmı.Evet kesinlikle var.Dolayısıyla bir müslüman bu cinnilerden şeytanlardan gelen hiçbir bilgiye önem vermemeli.İslam mantık dinidir, akla mantığa göre hareket edilmeli.Öteki türlü cinninin dedikleri tamamen gayb bilgisi, bizim yaratılışımıza uygun olmayan ve dünya formunda bize verilen yeteneğimizle, akli melekemizle test etme, deneyleme, gözlemleme ile cinninin verdiği bilgiyi sınayamadığımız bir durum söz konusu.Zaten böyle olduğu için peygamberin hayatında hiçbir örnek hiçbiryerde bu yönde birşey görmedim, okumadım, duymadım.Hal böyleyken bir müslümanın bu gibi şeylere itibar etmeyeceği aşikar.
Artı şunuda diyeyim bu kişiye karşı da yani cinniyi konuşturana olumsuz bir söylemim yok yanlış anlaşılmasın, islam akıl mantık dinidir, aklı kullanmayı bırakıp da gaybi bilgi veren cinninin peşinde koşma ve bu bilgiye önem verme davranışına maskaralık dedim.
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
Nasıl muamele diye birşey yok arkadaş. Sonuçta buda bir insan , beşerdir şaşar.Peygamber veya sahabe böyle cinden haber almışmı.Eğer bu durum, cinden gayba ait haber alma durumu doğru birşey olsaydı peygamberin hayatında mutlaka bir örneği olurdu.Bana peygamberden, sahabeden bir örnek verirsen sana katılırım, örnek veremezsen bu işe ne ad veriliyor?Bunun adını koyalım.
Artı diğer konu bu cin denen mahluklarla iletişime geçildiğinde her zaman doğruyu konuştuklarına dair garanti varmı?Yok tabiki.Peki söylediklerinin içinde yalan olduğu ihtimali demiyorum, yalan sözleri olma durumu varmı.Evet kesinlikle var.Dolayısıyla bir müslüman bu cinnilerden şeytanlardan gelen hiçbir bilgiye önem vermemeli.İslam mantık dinidir, akla mantığa göre hareket edilmeli.Öteki türlü cinninin dedikleri tamamen gayb bilgisi, bizim yaratılışımıza uygun olmayan ve dünya formunda bize verilen yeteneğimizle, akli melekemizle test etme, deneyleme, gözlemleme ile cinninin verdiği bilgiyi sınayamadığımız bir durum söz konusu.Zaten böyle olduğu için peygamberin hayatında hiçbir örnek hiçbiryerde bu yönde birşey görmedim, okumadım, duymadım.Hal böyleyken bir müslümanın bu gibi şeylere itibar etmeyeceği aşikar.
Artı şunuda diyeyim bu kişiye karşı da yani cinniyi konuşturana olumsuz bir söylemim yok yanlış anlaşılmasın, islam akıl mantık dinidir, aklı kullanmayı bırakıp da gaybi bilgi veren cinninin peşinde koşma ve bu bilgiye önem verme davranışına maskaralık dedim.

Kardeşim gaybten hiç kimse haber alamaz.Boyle bir şey söz konusu değil.

Bazı cinler insan suretinde görülebiliyor.Tipki bedirde şeytanın insan şekline bürünmesi gibi.
Hayvan şekline de.Zaten her insan da karin adında bir şeytan (cin) mevcut hadiste.

Ebu Eyyub el Ensari'den şöyle rivayet edilmiştir: Bir hurmalık vardı. Bir cin gelir ve ondan alırdı. Bundan Peygamber (sav)e yakındım. Bunun üzerine Rasulullah (sav), şöyle buyurdu:
"Git ve onu gördüğün zaman 'bismillah' de ve ona, 'Peygamber'e tabi ol!' diye söyle."
Sonra cini yakaladı, fakat bir daha gelmeyeceğine yemin etmesi üzerine bıraktı. Arkasından Ebu Eyyub, Peygamber (sav)e geldi ve Resul-i Ekrem ona: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Cin, bir daha gelmeyeceğine yemin etti." dedi.
Resul-i Ekrem: "O cin, yalan söyledi ve esasen o, yalan söylemeğe alışıktır." buyurdu.
Ebu Eyyub, cini tekrar yakaladı ve bir daha gelmeyeceğine dair yemin etmesi üzerine onu tekrar serbest bıraktı. Sonra Ebu Eyyub, Resulullah (sav)a geldi ve Resulullah tekrar: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Bir daha gelmemeye (ikinci kez) yemin etti!" dedi. Daha sonra cini (üçüncü kez) yakaladı ve (ona) dedi ki: "Seni Resulullah (sav)a götürmeden bırakmayacağım!"
Bunun üzerine cin, şu mukabelede bulundu:
"Ben sana bir şey söyleyeceğim. Ayet-ül-Kürsi'yi oku! Evinde bunu oku, ne şeytan ne de başkası sana yaklaşamaz."
Ebu Eyyub, Peygamber (sav)e tekrar geldi ve Resul-i Ekrem:
"Esirini ne yaptı?" diye sordu.
Ebu Eyyub, cinin söylediğini Peygamber (sav)e bildirdi. Resul-i Ekrem dedi ki:
"Bu sefer doğru söylemiş, fakat kendisi yalancıdır!"
Tirmizi, C.5, H.no: 3039, s. 25.

Genelde yalancı oldukları bariz hadisten anladığımız.Kuran ayetleri ile rukye yapıldığında ciddi şekilde canları yandiklarindan dolayı okumayı kesmek için sorulan soruları cevaplarlar.

Çok yaşadıkları için tarihten haber verebilirler
Bin sene den fazla yasayani var.

Çeşitli cinsleri var bunların denizlerde yasayani.ifrit olanları vs...
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Dolayısıyla bir müslüman bu cinnilerden şeytanlardan gelen hiçbir bilgiye önem vermemeli.
Cinler yalan söyler evet güvenilmez de ama bu "mutlak" olarak yalan söyleyecekleri anlamına gelmez. Bazı hadislerde de bunu görüyoruz.


Ebu Eyyub el-Ensari (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:

İçerisinde hurma bulunan bir ambarım vardı. Cin gelir o hurmadan alırdı. Bunu Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e şikayet ettim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

“Git! Onu görünce ‘Bismillah’ diyerek Allah’ın Rasulune cevap ver, de!”

Ben de onu yakaladım. Bir daha gelmeyeceğine yemin etti ve ben de onu serbest bıraktım. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldiğimde şöyle buyurdu:

“Yakaladığın kimse ne yaptı?”

Geri gelmeyeceğine yemin etti, dedim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

“Yalan söylemiştir! Yalanı üzerine geri döner!”

Onu diğer bir defa daha yakaladım. Geri dönmeyeceğine yemin etti ve ben de onu serbest bıraktım. Sonra Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldiğimde şöyle buyurdu:

“Yakalayıp esir ettiğin ne yaptı?”

Geri dönmeyeceğine yemin etti, dedim. Bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

“Yalan söylemiştir! Geri döner!”

Onu tekrar yakalayıp:

Seni Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e götürmeden bırakmam, dediğimde bana şöyle dedi:

Sana bir şey hatırlatacağım. Bu, Ayete’l-Kürsi’dir. Onu evinde oku, sana ne şeytan ve ne de başkası yaklaşamaz! Ben de onu serbest bırakıp Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’e geldiğimde bana şöyle buyurdu:

“Esirin ne yaptı?”

Onun bana söylediğini haber verdim. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)’de şöyle buyurdu:

“O çok yalancı olduğu halde doğru söylemiştir!”

Tergib ve Terhib 3/309

Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem, "çok yalancı olduğu halde doğru söylemiştir" diyor.
Cin 10 tane cümle kuruyorsa 3 ü doğru olabilir (olasılık). Kişiye kalan ise söylenenleri İslam'ın gereğine uygun şekilde hareket etmektir.
Hadisteki örneğe baktığımız zaman Ayetel Kürsi gerçekten de şeytanlardan korunma konusunda çok önemlidir. Bu hadiste de şeytan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem in yanına gitmekten kurtulmak için doğru olanı söylemiş. Belki rukye yapan kişilerde buna göre gidiyor olabilirler.
Yoksa rukye yapan kişiye devreye giren cin senin annen şunu yapıyor onu öldürmelisin dese, ona inanıp gidip annesini mi öldürecek?
Cinlerin kafirlerin planlarıyla ilgili bahsettikleri şeylere tam inanmasak bile hiç değilse tedbirli oluruz ve ALLAH'a sığınırız.
Ki yahudiler her türlü pisliği yapabilecek insanlar oldukları için cinleri bile kullanma ihtimalleri var.
Ama söyledikleri şeyler de Müslüman olan kişi bakar, bu cinin derdi fitne mi? Kendini kurtarmak için mi doğru/yalan diyor? Ona göre hareket edilir.
Bazen onları konuşturmak için ayetler okunarak ya da vurularak canları yakılır (bazı rukyeciler öyle yapıyor)
Bu insanlarda da var mesela, konuşturmak için bazı işkence yöntemleri uygulanıyor. En sonunda doğruyu söylemek zorunda kalabiliyor.
İşkence dediğim de devreye girince biraz cimciklesen bile canları acıyor. Saffat suresi okumak vs.
Biri (ALLAH uzak etsin) sana büyü yapmış olsa sen kimin yapmış olduğunu öğrenebilmek istemez miydin? Ya da cinin derdinin ne olduğunu? En önemlisi de ona İslam daveti yapılıp vücudundan çıkıp seni rahat bırakmasını. Söylediklerine inanmasak bile hiç değilse temkinli olabiliriz ya da bazı kişilere daha dikkatli olabiliriz.
Ne her sözüne güvenebiliriz. Ne de her sözüne yalan diyebiliriz. Bozuk saat misali.

İslam mantık dinidir, akla mantığa göre hareket edilmeli.
İslam mantık değil, vahiy dinidir.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Kardeşim gaybten hiç kimse haber alamaz.Boyle bir şey söz konusu değil.

Bazı cinler insan suretinde görülebiliyor.Tipki bedirde şeytanın insan şekline bürünmesi gibi.
Hayvan şekline de.Zaten her insan da karin adında bir şeytan (cin) mevcut hadiste.

Ebu Eyyub el Ensari'den şöyle rivayet edilmiştir: Bir hurmalık vardı. Bir cin gelir ve ondan alırdı. Bundan Peygamber (sav)e yakındım. Bunun üzerine Rasulullah (sav), şöyle buyurdu:
"Git ve onu gördüğün zaman 'bismillah' de ve ona, 'Peygamber'e tabi ol!' diye söyle."
Sonra cini yakaladı, fakat bir daha gelmeyeceğine yemin etmesi üzerine bıraktı. Arkasından Ebu Eyyub, Peygamber (sav)e geldi ve Resul-i Ekrem ona: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Cin, bir daha gelmeyeceğine yemin etti." dedi.
Resul-i Ekrem: "O cin, yalan söyledi ve esasen o, yalan söylemeğe alışıktır." buyurdu.
Ebu Eyyub, cini tekrar yakaladı ve bir daha gelmeyeceğine dair yemin etmesi üzerine onu tekrar serbest bıraktı. Sonra Ebu Eyyub, Resulullah (sav)a geldi ve Resulullah tekrar: "Esirini ne yaptın?" diye sordu.
Ebu Eyyub: "Bir daha gelmemeye (ikinci kez) yemin etti!" dedi. Daha sonra cini (üçüncü kez) yakaladı ve (ona) dedi ki: "Seni Resulullah (sav)a götürmeden bırakmayacağım!"
Bunun üzerine cin, şu mukabelede bulundu:
"Ben sana bir şey söyleyeceğim. Ayet-ül-Kürsi'yi oku! Evinde bunu oku, ne şeytan ne de başkası sana yaklaşamaz."
Ebu Eyyub, Peygamber (sav)e tekrar geldi ve Resul-i Ekrem:
"Esirini ne yaptı?" diye sordu.
Ebu Eyyub, cinin söylediğini Peygamber (sav)e bildirdi. Resul-i Ekrem dedi ki:
"Bu sefer doğru söylemiş, fakat kendisi yalancıdır!"
Tirmizi, C.5, H.no: 3039, s. 25.

Genelde yalancı oldukları bariz hadisten anladığımız.Kuran ayetleri ile rukye yapıldığında ciddi şekilde canları yandiklarindan dolayı okumayı kesmek için sorulan soruları cevaplarlar.

Çok yaşadıkları için tarihten haber verebilirler
Bin sene den fazla yasayani var.

Çeşitli cinsleri var bunların denizlerde yasayani.ifrit olanları vs...
MaşaAllah, tevafuk olmuş. Hemen hemen aynı şeyleri yazmışız.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Nasıl muamele diye birşey yok arkadaş. Sonuçta buda bir insan , beşerdir şaşar.Peygamber veya sahabe böyle cinden haber almışmı.Eğer bu durum, cinden gayba ait haber alma durumu doğru birşey olsaydı peygamberin hayatında mutlaka bir örneği olurdu.Bana peygamberden, sahabeden bir örnek verirsen sana katılırım, örnek veremezsen bu işe ne ad veriliyor?Bunun adını koyalım.
Artı diğer konu bu cin denen mahluklarla iletişime geçildiğinde her zaman doğruyu konuştuklarına dair garanti varmı?Yok tabiki.Peki söylediklerinin içinde yalan olduğu ihtimali demiyorum, yalan sözleri olma durumu varmı.Evet kesinlikle var.Dolayısıyla bir müslüman bu cinnilerden şeytanlardan gelen hiçbir bilgiye önem vermemeli.İslam mantık dinidir, akla mantığa göre hareket edilmeli.Öteki türlü cinninin dedikleri tamamen gayb bilgisi, bizim yaratılışımıza uygun olmayan ve dünya formunda bize verilen yeteneğimizle, akli melekemizle test etme, deneyleme, gözlemleme ile cinninin verdiği bilgiyi sınayamadığımız bir durum söz konusu.Zaten böyle olduğu için peygamberin hayatında hiçbir örnek hiçbiryerde bu yönde birşey görmedim, okumadım, duymadım.Hal böyleyken bir müslümanın bu gibi şeylere itibar etmeyeceği aşikar.
Artı şunuda diyeyim bu kişiye karşı da yani cinniyi konuşturana olumsuz bir söylemim yok yanlış anlaşılmasın, islam akıl mantık dinidir, aklı kullanmayı bırakıp da gaybi bilgi veren cinninin peşinde koşma ve bu bilgiye önem verme davranışına maskaralık dedim.
Maskaralığı daha da ileri götürebilirim diyorsun. O bir insansa sende bir insansın, o zaman aynı karşılığı kendine alırsan itiraz etmeyeceksin. Yoksa herkes insan ama bir edeb olmalı.

Cinlerin her dediği doğrudur , verdiği haberler sahihtir diyen olmadı. İddia edilmeyen bir şeye kendi kendine cevab vermen abesle iştigal. Cinler çokça yalan söyler . Fakat konular hakkında ihtiyatlı olarak fikir sahibi de olunabilir.

Peygamber veya sahabe (cinlerle konuşarak yapılan) rukyeci değillerdir. İşi gücü rukye olan peygamber veya sahabe yoktu. Onların genelde yaptığı rukye, hayvan (akrep - yılan) ısırmasına, nazar - hastalık, ağrı veya şeytandan korunmaya karşı yapılan dua rukyesi türüdür.
Suleyman (a.s.)'ın cinleri hizmetinde kullandığı malumunuzdur.

Asi olan şeytanları ise zincirlerle bağlı olarak ona boyun eğdirdik...” (Sad, 38)
Denize dalarak onun için cevherler çıkaran ve başka işler de gören şeytanları yine onun emrine verdik.” (Enbiya, 82)

Denize sokturularak hizmet ettirilen Cin'lerin zaten musallat olabildiği insanların bedenlerine girdirilerek yakalanarak bir nevî hizmet ettirilmesi de câizdir. Yeter ki meşrû olan âyet ve dualar ile yapılmış olsun.

عن صَفِيَّةُ بِنْتُ حُيَيٍّ رضي الله عنها قالت: «كان النبي صلى الله عليه وسلم مُعْتَكِفًا، فَأَتَيْتُهُ أَزُورُهُ ليلا، فَحَدَّثْتُهُ، ثمَّ قُمْتُ لِأَنْقَلِبَ، فقام معي لِيَقْلِبَنِي -وكان مسكنها في دار أُسَامَةَ بن زَيْدٍ-، فَمَرَّ رَجُلاَنِ من الأنصار، فلما رأيا رسول الله صلى الله عليه وسلم أسرعا، فقال النبي صلى الله عليه وسلم : على رِسْلِكُمَا، إنها صَفِيَّةَ بِنْتُ حُيَيٍّ، فقالا: سبحان الله يا رسول الله، فقال: إن الشَّيْطَانَ يَجْرِي من ابن آدم مَجْرَى الدَّمِ، وإني خَشِيتُ أن يَقْذِفَ في قُلُوبِكُمَا شرا -أو قال شيئا-». وفي رواية: «أنها جاءَت تَزُورُهُ في اعْتِكَافِهِ في الْمَسْجِدِ، فِي العَشْرِ الأوَاخِرِ من رمضان، فتَحدَّثَتْ عنده ساعة، ثم قامت تَنقَلِبُ، فقام النبي صلى الله عليه وسلم معها يَقْلِبُهَا ، حتى إذا بَلَغَتْ باب المسجد عند باب أم سلمة...» ثم ذكره بمعناه.
[صحيح] - [متفق عليه]​

Safiyye binti Huyey –radıyallahu anhâ-’dan merfû olarak rivayet edildiğine göre;
Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem- itikafta idi. Akşam vakti yanına uğradım. Bir muddet konuştuktan sonra gitmek üzere ayağa kalktım. O da beni yolculamak üzere benimle birlikte kalktı. Safiye’nin yaşadığı yer Usâme b. Zeyd’in evinde idi. O esnada Ensar’dan iki adam geçti. Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-’i görünce hızlandılar.
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Acele etmeyin. Bu Huyey kızı Safiye’dir.» buyurdu.
İki adam: ‘’Subhanallah! Ey Allah’ın Rasûlü’ dediler
Bunun üzerine Onlara «Şubhesiz şeytan Adem oğlunun içinde kanın aktığı yerden (damarın içinde) akar. Ben onun kalbinize bir şer bırakmasından korktum.» Yahud da «(Böyle) bir şey» buyurdu.
Başka bir rivayette; "Ramadanın son on gününde mescitteki itikafı esnasında onu ziyaret etmek üzere gelmişti. Yanında bir süre konuştuktan sonra gitmek üzere kalktı. Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- de onu uğurlamak için kalktı. Mescidin Ummu Seleme’nin kapısının yanındaki kapısına ulaştı…’’ Sonra da hadisi aynı manada zikretti.
(Muslim, Selam, Bab 24, Hadis no: 2174 - 2175; Buhari; Sahih Hadis -

Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- Ramadanın son 10 gününde itikafta idi. Hanımı Safiye O'nu bir gece ziyaret etti ve biraz konuştu. Sonra da evine dönmek için kalktı. Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- Onu yolcu etmek ve arkadaşlık etmek için kalktı. Ensar’dan iki adam geçtiler.
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-’i görünce hayâ ettiklerinden ve onunla beraber hanımını gördüklerinden dolayı hızlandılar.
Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Acele etmeyin. Yani yavaş yürüyün. Bu benim eşim Safiye’dir.» buyurdu.
İkisi de subhanallah dediler. Senin hakkında kötü zan etmemiz düşünülebilir mi? dediler. Onlara şeytanın ademoğlunu saptırmak için hırslı ve onun bunu yapmak için büyük bir gücü olduğundan haber verdi. Giriş kolaylığı sebebiyle içinde kanın aktığı yerden (damardan) akar. Böylece onların kalblerine bir şey bırakmasından korkup, endişe duydu.

Kaadî İyad ve başkalarının beyânına göre; "ulemadan bazıları şeytanın, insanın kanına girip dolaşmasını hakikat mânâya hamletmiş. Ve : Allah, O'na insanın İçinde ve kanında dolaşacak kuvvet ve kudreti halketmiştir.» demişlerdir.
Diğer bazı ulemaya göre bu söz şeytanın çok vesvese verdiği ve insanı çok yoldan saptırdığı için istiare edilmiştir. Sanki şeytan insandan ayrılmamak hususunda onun kanı mesabesindedir. Bir takımları : «Şeytan vesvesesini bedenin ince mesamatına bırakır, oradan vesvese kalbe ulaşır» demişlerdir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e tesadüf eden iki zâtın ensardan Useyd b. Hudayr ile Abbâd b. Bişr oldukları rivayet edilir.



دّثنا مُحَمَّدُ بْنُ بَشَّارٍ. حدّثنا مُحَمَّدُ بْنُ عَبْدِ اللهِ الأَنْصَارِيُّ. حَدَّثّنِي عُيَيْنَةُ بْنُ عَبْدِ الرَّحْمنِ. حَدَّثَنِي أَبِي عَنْ عُثْمَانَ بْنِ أَبِي الْعَاصِ؛ قَالَ: لَمَّا اسْتَعْمَلَنِي رَسُولُ اللهِ صلى الله عليه وسلم عَلَى الطَّائِفِ، جَعَلَ يَعْرِضُ لِي شَيْءٌ فِي صلاتِي، حَتَّى مَا أَدْرِي مَا أُصَلِّي. فَلَما رَأَيْتُ ذلِكَ، رَحَلْتُ إِلَى رَسُولِ اللهِ صلى الله عليه وسلم. فَقَالَ: ((ابْنُ أَبِي الْعَاصِ؟)) قُلْتُ: نَعَمْ! يَا رَسُولَ اللهِ! قَالَ ((مَاجَاءَ بِكَ؟)) قُلْتُ: يَا رَسُولَ اللهِ! عَرَضَ لِي شَيْءٌ فِي صَلَوَاتِي، حَتَّى مَا أَدْرِي مَا أُصَلِّي. قَالَ ((ذَاكَ الشَّيْطَانُ. ادْنُهْ)) فَدَنَوْتُ مِنْهُ. فَجَلَسْتُ عَلَى صُدُورِ قَدَمَيَّ. قَالَ، فَضَرَبَ صَدْرِي بِيَدِهِ، وَتَفَلَ فِي فَمِي، وَقَالَ ((اخْرُجْ. عَدُوَّ اللهِ!)) فَفَعَلَ ذلِكَ ثَلاَثَ مَرَّاتٍ. ثُمَّ قَالَ ((الْحَقْ بَعَمَلِكَ)).
قَالَ، فَقَالَ عُثْمَانُ: فَلَعَمْرِي! مَا أَحْسِبُهُ خَالَطَنِي بَعْدُ
في الزوائد: إسناده صحيح، رجاله ثقات. ورواه الحاكم وقال: هذا حديث صحيح الإسناد.
Osman bin Ebi'l -Âs (r.anh)'den; Şöyle demiştir:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) beni Tâif vâliliğine tâyin ettiği dönemde namazımda bana bir hâl peyda olmaya başladı, hattâ ne kıldığımı bilmezdim. Ben bu durumu görünce kalkıp (Tâif'ten Medîne-i Munevvere'ye) Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanına gittim.
Rasûl-u Ekram (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (beni görünce) : "Ebu'l-Âs'ın oğlu!" buyurdu.
Ben: Evet, Yâ Rasûlallah, dedim.
O: Seni (buraya) getiren sebeb nedir? buyurdu.
Ben: Yâ Rasulallah! Namazlarımda bana bir hâl peyda oldu, öyle ki ne kıldığımı bilmiyorum, dedim.
Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Anlattığın şey, şeytân'dır. Onu bana yaklaştır, buyurdu.
Bunun üzerine ben O'nun yakınına vardım ve (diz çökerek) ayaklarım üzerinde oturdum.
Efendimiz (Sallallau Aleyhi ve Sellem): (Mubârak) elini göğsüme vurdu, ağzımın içine tükürdü ve: Çık. Ey Allah'ın düşmanı, buyurdu.

Bu işi üç defa tekrarladı. Sonra (bana): (Git) işinle meşgul ol, buyurdu.
(İbn Mâce, Kitabu't Tıb, Bab 46, Hadis no: 3548)
Râvi demiştir ki: Sonra Osman şöyle dedi: Hayatıma and olsun ki, ondan sonra şeytan'ın bana sokulduğunu sanmam.


Zevâid'de şöyle denilmiştir: Bunun senedi sahih olup râvîleri sıka, güvenilir zâtlardır. El-Hâkim de bu hadisi rivayet ederek senedinin sahih olduğunu söylemiştir.

حدّثنا هَارُونُ بْنُ حَيَّانَ. حدّثنا إِبْرَاهِيمُ بْنُ مُوسى. أَنْبَأَنَا عَبْدَة بْنُ سُلَيْمَانَ. حدّثنا أَبُو جَنَابٍ عَنْ عَبْدِ الرَّحْمنِ بْنِ أَبِي لَيْلَى عَنْ أَبِيهِ أَبِي لَيْلَى؛ اقل: كُنْتُ جَالِساً عِنْدَ النَّبِيِّ صلى الله عليه وسلم إِذْ جَاءَهُ أَعْرَابِيٌّ، فَقَالَ: إشنَّ لِي أَخاً وَجِعاً. قَالَ: ((مَا وَجَعُ أَخِيكَ؟)) قَالَ: بِهِ لَمَمٌ. قَالَ ((اذْهَبْ فَأْتِنِي بِهِ)) قَالَ؛ فَذَهَبَ فَجَاءَ بِهِ، فَأَجْلَسَهُ بَيْنَ يَدَيْهِ. فَسَمِعْتُهُ عَوَّذَهُ بِفَاتِحَةِ الْكِتَابِ، وَأَرْبَعِ آيَاتٍ مِنْ أَوَّلِ الْبَقَرَةِ، وَآيَتَيْنِ مِنْ وَسَطِهَا. وَإِلهُكُمْ إِلهٌ وَاحِدٌ، وَآيَةِ الْكُرْسِيِّ، وَثَلاَثِ آيَاتٍ مِنْ خَاتِمَتِهَا، وَآيَةٍ مِنْ آلِ عِمْرَانَ ((أَحْسِبُهُ قَالَ: شَهِدَ اللهُ أَنَّهُ لاَإِلهَ إِلاَّ هُوَ)) وَآيَةٍ مِنَ الأَعْرَافِ: إِنَّ رَبَّكُمُ اللهُ الَّذِي خَلَقَ. الآيَةَ، وَآيَةٍ مِنَ الْمُؤْمِنِينَ، وَمَنْ يَدْعُ مَعَ اللهِ إلهاً آخَرَ لاَبُرْهَانَ لَهُ بِهِ، وَآيَةٍ مِنَ الْجَنِّ: وَأَنَّهُ تَعَالَى جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلاَ وَلَداً، وَعَشْرِ آيَاتٍ مِنْ أَوَّلِ الصَّافَّاتِ، وَثَلاَثِ آيَاتٍ مِنْ آخِرِ الْحَشْرِ، وَقلْ هُوَ اللهُ أَحَدٌ، وَالْمُعَوِّذَتَيْنِ. فَقَامَ الأَعْرَابِيُّ قَدْ بَرَأَ، لَيْسَ بِهِ بَأْسٌ.
في الزوائد: هذا إسناد فيه أبو جناب الكلبيّ، وهو ضعيف، واسمه يحيى بْنُ أبي حية. ورواه الحاكم في المستدرك من طريق أبي جناب، وقال: هذا الحديث محفوظ،
صحيح.
Ebû Leylâ (el-Ensârî) (r.anh)'den;
Şöyle demiştir: Ben (bir kere) Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in yanında oturuyordum.
O esnada bir bedevi huzura gelerek: Hasta bir erkek kardeşim var, dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Kardeşinin hastalığı nedir? diye sordu.
Bedevi: Kardeşimde bir nevî delilik var, dedi.
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) (bedeviye) : Git de Onu bana getir, buyurdu.
Ebu Leylâ demiştir ki: Bedevi de gidip Onu getirdi ve Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in önünde oturttu.
Ben, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Ona şifâya kavuşması için Allah'a sığınarak şunları okuduğunu işittim: Fatiha sûresi, Bakara sûresinin başından dört âyet, ortalarından;
وَإِلهُكُمْ إِلهٌ وَاحِدٌ âyeti ile Âyetu'l-Kursî, aynı sûre'nin son üç âyeti (284,285,286), Âli İmrân sûresinden bir âyet (sanırım dedi ki: شَهِدَ اللهُ أَنَّهُ لاَإِلهَ إِلاَّ هُو âyeti), Â'raf sûresinden; إِنَّ رَبَّكُمُ اللهُ الَّذِي خَلَقَ âyeti, Mûminun sûresinden; وَمَنْ يَدْعُ مَعَ اللهِ إلهاً آخَرَ لاَبُرْهَانَ لَهُ بِهِ âyeti. Cin sûresinden; وَأَنَّهُ تَعَالَى جَدُّ رَبِّنَا مَا اتَّخَذَ صَاحِبَةً وَلاَ وَلَدا âyeti, Sâffât sûresinin başından on âyet, Haşır sûresinin sonundan üç âyet, İhlâs sûresi ve Muftvvizeteyn sûresi.
(Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunları okuduktan) sonra bedevi şifâya kavuşarak, hiçbir rahatsızlığı kalmayarak ayağa kalktı."
(İbn Mâce, Kitabu't Tıb, Bab 46, Hadis no: 3549)

Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu senedde Ebu Cenab el-Kelbi bulunur. Bu ravi zayıftır, adı da Yahya bin Ebi Hayye'dir. El-Hakim de bu hadisi el-Mustedrak'te Ebti Cenab yoluyla rivayet ederek: Bu hadis, mahfuz ve sahihtir, demiştir.

Bu iki hadis notlarda belirtildiği gibi Zevâid nevindendir. Bir üstteki hadis namazlardaki vesvesenin şeytandan geldiğine ve Nebi (s.a.v.)'in bir mucizesine delalet eder. Bu hadiste geçen "Lemem" bir nevi delilik ve cin çarpması manalarına gelir. Kamus sahibi böyle açıklamıştır. Bu hadis de hem Nebi (s.a.v.)'in bir mucizesini ifade eder. Hem de delilik, cin çarpması ve sara gibi bir hastalığa tutulan kimseye hadiste anılan ayetleri okumak suretiyle Allalı'a sığınarak şifa dilemenin mustehablığına delalet eder.

Hadiste anılan sureler ve ayetler şunlardır: Fatiha süresinin tamamı, Bakara süresinin 1, 2, 3, 4, 163, 255, 284, 285 ve 286. ayetleri, Al-i İmran süresinin 18. ayeti, Âraf suresinin 54. ayeti, Mûminün süresinin 117. ayeti, Cin suresinin 3. ayeti, Saffat süresinin 1 - 10. ayetleri, Haşir süresinin 22, 23 ve 24. ayetleri, İhlas, Felak ve Nas sureleri.
 
Y Çevrimdışı

yavuzbey

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
yok terbiyesizlik yok maskaralığı ileri götürebilirisn ifadelerine bakarsan bu terbiyesizliği sen yapıyorsun o zaman.Ben burda bu kişiye ne maskara dedim nede başka şey.benim dediğim sonuçta bu bir insan ve bu kişide yanlışa gidip yanlış davranışları olabilir.ben ne bu kişinin şahsına maskara dedim nede başka kötü birşey.Aklımızı farklı boyuttaki bir varlığın verdiği bilginin doğruluğunu sınayamayacağını, verdiği bilgilerin ne kadar doğru olduğunu bilemeyeceğimizi, bu yüzdende bu haber almaların bu gibi durumların mantıkdışı olduğunu demek istedim.peygamberin konuşması ile bizimki aynı değil, o kendine vahiy gelen, meleği, cenneti cehennemi gören Allahın en sevgili kulu.Dolayısıyla onun cini sorgulamasıyla normal bir insanın sorgulaması farklı.Onun için şunu diyebiliriz, bizi sadece cinlerin çokca yalan söylemelerine karşı ve diğer tuzaklarına karşı peygamberimiz uyarmış, uyanık olmamız yönünde dikkat çekmiş.Onların boyutu farklı bizimki farklı.Neyse okuyan anladıgını anlar.
Burada bir müslüman olarak sadece görüşümü belirttim ve söz konusu kişiye saygıısız davrandığım vs. hiç eleştiri kabul etmediniz nedense.Bu şekilde gaybi haber almaları pek doğru bulmuyorum ve insanı aldığı bilgilerden dolayı yanlışa sürükllediğini görüyorum.haarp teknolojisi varsa müslümanlar olarak fizik bilimi, jeoloji bilimi,maynetizma bilimiyle uğraşacağımız yerde bu gibi cinden haber alma vs gereksiz.bu saatten sonra burada bir yere doğru bir sonuca varılmaz artık.
Üyeliğimin sonlandırılmasını istiyorum.
 
B Çevrimdışı

birhkm

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Sesler kişinin ses tellerinden havanın çıkmasıyla bununda yanak, dil, diş ve dudaklarla şekillenmesiyle oluşur. Cin girmesini neden ses değişikliğiyle ilişkilendiririz.cin Bu basamaklarından birinde değişikliğe mi yol açıyor yoksa karşıdakiler inansın diye aktörün sesini kartlaştırmasıyla mı oluşuyor. Gözleri yukarı baktıran ,değişik el ve kol hareketlerine yol açan görüntülerdeki cinlerin kişiyi yürütüp bir köprüden atmasıda mümkün olsa gerek . Hatta cin böyle yapsa müslüman kitleleri sessizce öldüren başarılı bir seri katil haline de gelebilirdi.böylece hedefine de ulaşırdı ama vakıa öylemi tabii ki de değil.
Abdurrauf denen adamın videolarında geçen cüsseli bu adam 3 yıldır onun videolarında boy gösteriyor. Benim aklıma iki seçenek geliyor. 1) ya bu abdurrauf denen adamın rukye tedavisi başarılı olmuyor 3 yıldır 2) ya da bu adam flash tv cast ajansındaki oyuncular gibi bir oyuncu. Benim tercihim oyuncu olmasından yana. Nasıl ki bundan 30 yıl önce cep telefonları yoktu, cinler bunlardan haber vermiyordu, şimdiki cinlerde 30 yıl sonraki olaylardan haber vermiyor. Peki ne yapıyor, internette ne aratırsanız karşınıza onla ilgili içerikle gün boyu geliyor ya, maşaAllah bu adamın da videoları google arama motoru gibi, epstein dosyasından ukrayna savaşına oradan israil- filistin savaşına, 5g teknolojisi, aşı zararları gibi her telden videoları var.

Ben bu adamın sağlam pabuç olduğunu düşünmüyorum, bir pabuç olduğunu da düşünmüyorum pabuç olsaydı en azıdan busha fırlatılan ayakkabı gibi bir işe yarardı
 
Üst Ana Sayfa Alt