C
Çevrimdışı
Öncelikle belirteyim amacım kimseyi tahrik etmek değil sadece aklıma gelen bu 3 soruya müslümanların nasıl cevap verebileceklerini merak ediyorum.
1- Eğer Allah "ol" deyince oldurabiliyorsa bizi doğrudan cennette yaratıp orada sonsuza dek tutabilirdi. Bütün dert ve kederlerden azad edebilirdi. Bize kötüyü seçme fırsatı dahi vermeyebilirdi. Her türlü güzel vasfı verip özgür irademizi buna göre de tayin edebilirdi. Allah'ın bizi sınamaya ihtiyacı olmadığını ancak bizim ihtiyacımız olduğunu iddia ediyorsunuz halbuki "ol" deyince olduran bizi bu ihtiyaçtan da muaf edebilirdi. Buna karşın savunmasız hayvanların ve bebeklerin daha taciz edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu hâli aklınıza nasıl yatırıyor ya da mantıklı görüyorsunuz
2- Dünyadaki çile ve kederleri "sınav" olarak nitelendiriyorsunuz ancak bu kederleri yalnızca insanlar ya da aklı başında insanlar çekmiyor. Bazı insanlar çok düşük zeka düzeyinde doğuyor ve hayatları boyunca birçok hastalıklara uğruyorlar. Sınanamayacak derecede bu insanların acı çekmesi adalet midir ? Ya da onlara acı çektirmek suretiyle başka insanları sınamak adalet midir ? Öyleyse tecavüze uğrayan masum bir çocuğun çektiği kendisini sınamak olmadığına göre kimi sınamak olabilir ? Ya da Kuzey Kutbunda kanser olup sürekli acı çeken zavallı bir ayı yavrusunun bu derdinden hakiki amaç nedir ?
3- Hiçbirimiz yaratılmayı kendimiz seçmedik. Misal ben çıkıp "keşke hiç olmasaydım ne dünyada olmak ne cennete ne de cehenneme" gitmek istiyorum diyemez miyim ? Bu nasıl bir ilahi adalet ki bizim irademize hiçbir şekilde sual edilmeden doğrudan bizi hayata postalıyor ? Yani biz hayat denen sınavın kapısından içeri bakıp kendi irademizle girmiyoruz ki gözümüzü bir açıyoruz sınavın ortasında doğmuşuz, irademize sual edilmeden doğrudan bu sınava tabi tutulmamız hak mıdır ?
Konu "soru-cevap" olduğu için buraya açtım, cevaplarınızı merak ediyorum, iyi günler.
1- Eğer Allah "ol" deyince oldurabiliyorsa bizi doğrudan cennette yaratıp orada sonsuza dek tutabilirdi. Bütün dert ve kederlerden azad edebilirdi. Bize kötüyü seçme fırsatı dahi vermeyebilirdi. Her türlü güzel vasfı verip özgür irademizi buna göre de tayin edebilirdi. Allah'ın bizi sınamaya ihtiyacı olmadığını ancak bizim ihtiyacımız olduğunu iddia ediyorsunuz halbuki "ol" deyince olduran bizi bu ihtiyaçtan da muaf edebilirdi. Buna karşın savunmasız hayvanların ve bebeklerin daha taciz edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Bu hâli aklınıza nasıl yatırıyor ya da mantıklı görüyorsunuz
2- Dünyadaki çile ve kederleri "sınav" olarak nitelendiriyorsunuz ancak bu kederleri yalnızca insanlar ya da aklı başında insanlar çekmiyor. Bazı insanlar çok düşük zeka düzeyinde doğuyor ve hayatları boyunca birçok hastalıklara uğruyorlar. Sınanamayacak derecede bu insanların acı çekmesi adalet midir ? Ya da onlara acı çektirmek suretiyle başka insanları sınamak adalet midir ? Öyleyse tecavüze uğrayan masum bir çocuğun çektiği kendisini sınamak olmadığına göre kimi sınamak olabilir ? Ya da Kuzey Kutbunda kanser olup sürekli acı çeken zavallı bir ayı yavrusunun bu derdinden hakiki amaç nedir ?
3- Hiçbirimiz yaratılmayı kendimiz seçmedik. Misal ben çıkıp "keşke hiç olmasaydım ne dünyada olmak ne cennete ne de cehenneme" gitmek istiyorum diyemez miyim ? Bu nasıl bir ilahi adalet ki bizim irademize hiçbir şekilde sual edilmeden doğrudan bizi hayata postalıyor ? Yani biz hayat denen sınavın kapısından içeri bakıp kendi irademizle girmiyoruz ki gözümüzü bir açıyoruz sınavın ortasında doğmuşuz, irademize sual edilmeden doğrudan bu sınava tabi tutulmamız hak mıdır ?
Konu "soru-cevap" olduğu için buraya açtım, cevaplarınızı merak ediyorum, iyi günler.