Eskilere ait bir söz vardır çok beğendiğim.
"Misafirliğe gidince gözünü, misafirlikten dönünce ağzını kapat"
Bu söz bize ne anlatıyor sizce?
Müslüman kardeşini ziyaret etmek dinimizde tavsiye ve teşvik edilen bir husustur, hele ki davet edilmişse davete icabet etmek onun üzerine haktır. Bundan da hoşnutluk duyarız çoğu zaman. Davetler ve icablar celbecidir zira insanlar için.
Fakat öyle bir şey ki, gittiği evin köşe bucağına kadar bakmak, vakıf olmak ister, bilhassa hanımlar.
Maalesef toplumumuz da yaygın bir huy edinme biçimidir bu.
Söze başlarken bahsettiğimiz sözün zarifliğine zıt olarak "Misafirliğe gidince gözünü, misafirlikten dönünce ağzını aç" düsturunu büyük bir iştahla kabullenip, uyguluyorlar hanımlarımız.
"Banyosunu gördün mü ne kadar kirliydi?"
"Peki ya şu aynada ki lekeler?" gibi onur kırıcı dedikodular gayesine kurban ettiler misafirlik kavramımızı da.
Müslüman ahlakının gerektirdiği, misafiri olduğun evin, evin sahibinin bir derdi tasası, bir ihtiyacı var mı? Varsa Müslüman kardeşi olarak ne yapabilirim? Veya aramızda var olan Allah'ın rızasını gözettiğimiz sevgimizi pekiştirmek adına, üzüntüsüne, sevincine, korkusuna, endişesine, yalnızlığına ortak olayım gibi örnekler daha da ziyadeleştirilebilir elbette, pak ve temiz hususlar ve sebepler dururken, kusur araştırıcı edasıyla muhabbetleri zehretmek hastalığından bir an evvel kurtulmak gereksiniminde olduğumuz zannındayım. Ve bir an evvel "Misafirliğe gidince gözünü, misafirlikten dönünce ağzını kapat" gibi zarafet kokan bu düsturu bu konuda kendimize öncelik belirlememiz ve bunun akabinde hemen hayatlarımıza geçirmemiz gerekmektedir.
Gözümüz kusur değil muhabbet görsün. Önümüze koyulan tek çeşit yiyecek bize ayıp olarak değil, verilen değer, emek olarak görünsün.
Geçiçi bir âlemde geçici amellere takılmak geçici zevklerden başka bir şey vermeyecektir. Gayemiz olan bâki olan âlem için bâki alemi kazandıracak amellere talip olup bâki zevklere erişmek olsun.
"Misafirliğe gidince gözünü, misafirlikten dönünce ağzını kapat"
Bu söz bize ne anlatıyor sizce?
Müslüman kardeşini ziyaret etmek dinimizde tavsiye ve teşvik edilen bir husustur, hele ki davet edilmişse davete icabet etmek onun üzerine haktır. Bundan da hoşnutluk duyarız çoğu zaman. Davetler ve icablar celbecidir zira insanlar için.
Fakat öyle bir şey ki, gittiği evin köşe bucağına kadar bakmak, vakıf olmak ister, bilhassa hanımlar.
Maalesef toplumumuz da yaygın bir huy edinme biçimidir bu.
Söze başlarken bahsettiğimiz sözün zarifliğine zıt olarak "Misafirliğe gidince gözünü, misafirlikten dönünce ağzını aç" düsturunu büyük bir iştahla kabullenip, uyguluyorlar hanımlarımız.
"Banyosunu gördün mü ne kadar kirliydi?"
"Peki ya şu aynada ki lekeler?" gibi onur kırıcı dedikodular gayesine kurban ettiler misafirlik kavramımızı da.
Müslüman ahlakının gerektirdiği, misafiri olduğun evin, evin sahibinin bir derdi tasası, bir ihtiyacı var mı? Varsa Müslüman kardeşi olarak ne yapabilirim? Veya aramızda var olan Allah'ın rızasını gözettiğimiz sevgimizi pekiştirmek adına, üzüntüsüne, sevincine, korkusuna, endişesine, yalnızlığına ortak olayım gibi örnekler daha da ziyadeleştirilebilir elbette, pak ve temiz hususlar ve sebepler dururken, kusur araştırıcı edasıyla muhabbetleri zehretmek hastalığından bir an evvel kurtulmak gereksiniminde olduğumuz zannındayım. Ve bir an evvel "Misafirliğe gidince gözünü, misafirlikten dönünce ağzını kapat" gibi zarafet kokan bu düsturu bu konuda kendimize öncelik belirlememiz ve bunun akabinde hemen hayatlarımıza geçirmemiz gerekmektedir.
Gözümüz kusur değil muhabbet görsün. Önümüze koyulan tek çeşit yiyecek bize ayıp olarak değil, verilen değer, emek olarak görünsün.
Geçiçi bir âlemde geçici amellere takılmak geçici zevklerden başka bir şey vermeyecektir. Gayemiz olan bâki olan âlem için bâki alemi kazandıracak amellere talip olup bâki zevklere erişmek olsun.