Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

''Kur'an Tahrif Oldu'' İddiaları

MseyKa Çevrimdışı

MseyKa

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Es-selamü aleyküm herkese,

Önceden beri sürekli kafama takılan ve internette de cevabını tam bulamadığım bir sorun... Elimde şerh kitabı da olmadığından dolayı, büyük hadis alimlerinin bu konuda ne dediklerini tam da bilmiyorum. Bilmek istediğim için buraya konu açıyorum şimdi... Birçok yerde bu hadisleri görüyorum. Özellikle, hadissiz bir Kur'an anlayışına zemin hazırlıyor bu hadisler. Göründüğü kadarıyla yoruma açık hadisler de değil... Acaba, aranızda bu konuyla ilgili bilgisi olan var mı? (Belki hadisler asılsızdır diyeceğim ama bir çok yerde zikrediliyor.)

https://www.facebook.com/photo.php?v=321013311349731
 
halid.bin.velid Çevrimdışı

halid.bin.velid

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Aleykum selam ve rahmetullahi ve berekatuhu

SubhanAllah
hadise bakıp ayeti inkar etmektir bu bir hadis kuran ayetine terse o hadis atın çünkü o muhakak uydurma bir hadistir aslında buna yazacak söz yok ayetler açık ve kuran tahrip edildi diyen bir grupta sapık alevi düşünçeleridir kuran ayetlerini kendi nevsine göre tefsir eden münafıklar olduğu için desenki tefsir kitaplarıyla kuran ayetlerini tahrip olmuştur evet bu dogru olur çünkü tefsir kitap çıkartıp kuran ayetlerin saptıran çok münafık vardır eski zamanda şimdiki zamandada onun için saglam kaynak çok önemli ve tek kaynak olmamalıdır

(Kur’ana ehliyeti olmadan mânâ veren, Cehennemde azap görecektir.) [Tirmizi]

(Kur’anı kendi görüşüne göre tefsir eden kâfir olur.) [M. Rabbani]



Hazret-i Ebu Bekir
Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifi yanlış anlamak veya şüphe etmek imanı giderir. Bu inceliği iyi bilen Hazret-i Ebu Bekir, (Kur’anı kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler) buyuruyor. (Şir’a)

Hazret-i Ebu Bekir, hem mutlak müctehid, hem de Peygamberlerden sonra bütün insanların üstünü bir zat iken, o böyle söylerse, bizlerin ne söylemeye hakkı olur.

yüce Allah c.c şöyle buyuruyor

( Muhakkak ki Kur'an'ı Biz indirdik Biz. Onun koruyucusu da elbet Biziz. ( Hicr Suresi Ayet 9 )

Andolsun, biz sana apaçık âyetler indirdik. Bunları ancak fasıklar inkâr eder. (BAKARA suresi 99. ayet)

Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içerisindeki birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. Allah, kimi dilerse onu şaşırtır. Kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar. (EN'ÂM suresi 39. ayet)

Âyetlerimizi yalanlayanlar ve onlara uymayı kibirlerine yediremeyenler, işte onlar cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalacaklardır.
(A'RAF suresi 36. ayet)

Ayetlerimizi yalanlayanları, hiç bilemeyecekleri bir yerden ağır ağır çöküşe götüreceğiz. (A'RAF suresi 182. ayet)
 
MseyKa Çevrimdışı

MseyKa

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Evet, böyle bir iddiayı hak din kaldıramayacağı için uzun süredir bu konuya bakıyorum. Bu hadisler hakkında bilgisi olan birisi çıkarsa çok sevineceğim.

Ayrıca, dediğiniz gibi; inancına göre tefsir etmek çok kötü bir şey... Halbuki biz, dinimizi Kur'an ve sünnetten öğrenmedik mi? Meallerde bile inancına göre çevirenler. Aslında Kur'an'ı kendimize değil de, kendimizi Kur'an'a uydurmalıyız.
 
F Çevrimdışı

faraklit583

Üye
İslam-TR Üyesi
Kuranın tarif olduğuna dair şii ve sunni kitaplarda bazı zayıf rivayetler var ama bugün tüm müslümanların elindeki kuran'ın bir harfi bile değişmemiştir.İtibar edilmeyecek boş bir konu.Ben şianın elindeki kuranın değişik olduğunu zannediyordum.Bu fırkaya mensup biri bana İrana gidip bir kuran getirdi.Vallahi aynısıydı.İsteyen zaten googleden onların elindeki kuranı indirsin baksın.Aslında bu benim için iyi de oldu.Hiç bir insan kuran değişmiş işte bu fırkanınki farklı diyemez.Elhamdulillah Kuran muhtelif tevret ve incil değildir.Tek ve eşsizdir.
 
MseyKa Çevrimdışı

MseyKa

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Tamam, doğru diyorsunuz da; bazı hadis alimleri diyorlar ki, ''Hadis Kur'an'a arzedilerek tenkid edilemez, sahih olup olmadığı öyle anlaşılmaz. Nasıl ki Kur'an'ın birden çok anlamı varsa, hadisin de olabilir. Eğer, sahih olarak ulaşmışsa bize, biz onu kabul ederiz. '' Ki, bu rivayetlerin önemli bir bölümü Kütüb-i Sitte'den görünüyor. Ben de direk böyle reddedebilirim, tamam da; benim bilmek istediğim şu: Elinde bu hadislere dair şerh gibi açıklamalar yapan alimlerin yazılarıyla ilgili bir şey olan var mı? Böyle hadisleri de onlar görmüşlerdir herhalde?
 
F Çevrimdışı

faraklit583

Üye
İslam-TR Üyesi
Tamam, doğru diyorsunuz da; bazı hadis alimleri diyorlar ki, ''Hadis Kur'an'a arzedilerek tenkid edilemez, sahih olup olmadığı öyle anlaşılmaz. Nasıl ki Kur'an'ın birden çok anlamı varsa, hadisin de olabilir. Eğer, sahih olarak ulaşmışsa bize, biz onu kabul ederiz. '' Ki, bu rivayetlerin önemli bir bölümü Kütüb-i Sitte'den görünüyor. Ben de direk böyle reddedebilirim, tamam da; benim bilmek istediğim şu: Elinde bu hadislere dair şerh gibi açıklamalar yapan alimlerin yazılarıyla ilgili bir şey olan var mı? Böyle hadisleri de onlar görmüşlerdir herhalde?

Doğru tariften kasıt kuranın tefsiridir.Hadis sahih ama kast edilen o olmayabilir.Böyle düşünülünce hadis ayet zıtlığı ortadan kalkar.
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Es-selamü aleyküm herkese,

Önceden beri sürekli kafama takılan ve internette de cevabını tam bulamadığım bir sorun... Elimde şerh kitabı da olmadığından dolayı, büyük hadis alimlerinin bu konuda ne dediklerini tam da bilmiyorum. Bilmek istediğim için buraya konu açıyorum şimdi... Birçok yerde bu hadisleri görüyorum. Özellikle, hadissiz bir Kur'an anlayışına zemin hazırlıyor bu hadisler. Göründüğü kadarıyla yoruma açık hadisler de değil... Acaba, aranızda bu konuyla ilgili bilgisi olan var mı? (Belki hadisler asılsızdır diyeceğim ama bir çok yerde zikrediliyor.)

https://www.facebook.com/photo.php?v=321013311349731

Recm ayetleri Hz. Aişe’nin (r.anha) evindeydi. Rasûlullah Efendimizin (s.a.v.) vefatından sonra, onlar techiz ve tekfin ile meşgulken odaya giren evcil bir hayvan (keçi ya da koyun), içerisinde recm ayetleri bulunan sayfayı yemiş’ deniliyor. Bunun aslı nedir? Bu hadis sahih midir ve açıklaması nasıldır?”

Cevabımız da şöyle olurdu: Bu hadis sahihtir. Aişe (r.anha) şöyle demiştir:
“Andolsun ki recmetme ayeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikahlamanın haramlığı) ayeti indi. Andolsun ki bu ayetler tahtımın (karyolamın) altında bir yaprakta (yazılı) idi. Rasûlullah (s.a.v.) vefat edip biz O’nun ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen evcil bir hayvan (koyun veya keçi), girip o yaprağı yedi.” [İbn Mâce, Nikâh, 36, Hadis no: 1944; Ahmed bin Hanbel, Müsned, 5/131, 132, 183, 6/269]

Bu mevzu hakkında âlimler şöyle diyorlar:

“Bu ayet, okunması nesh edilip hükmü mensûh olmayan ayetlerdendir. Bu hadiste sözü edilen ayetin yazılı olduğu yaprağın bir koyun veya keçi tarafından yenildiğine dair Hz. Aişe’nin (r.anha) sözünden maksat; bu ayetin, okunması gereken Kur’an’dan olduğunu söylemek değildir. Çünkü böyle bir söz, Kur’an-ı Kerim’de bir değişikliğin bulunmasını gerektirir ki, bu imkansızdır! Ve nassa muhaliftir. Zira Kur’an-ı Kerim her türlü değişiklikten korunmuştur. Allah Teâlâ onun koruyucusudur. Nitekim Rabbimiz (c.c.) buyuruyor ki:

“Şüphesiz Kur'an'ı kesinlikle biz indirdik; elbette onu yine biz koruyacağız.” [Hıcr suresi, 9]

Hz. Aişe (r.anha) bu ayetin lafzının / okunmasının mensûh olup hükmünün mensûh olmadığını söylemek istemiştir.”

Nâsih-mensûh hakkındaki eserlerde de tilâveti (lafzının okunması) mensûh, hükmü bâki âyete misal olarak belirtilmiştir. Hz. Ömer’den (r.a.) rivâyet edildiği ve Nur sûresi’nin bir âyeti olduğu söylenen bu âyet şöyledir: “Şeyh ve şeyhuha (evli erkek ve kadın) zinâ ederlerse, hemen ikisini de Allah’tan bir ceza olmak üzere recmedin. Allah azîzdir, hakîmdir.” Hz. Ömer’in, ‘Ömer Kur'an'a ilâve ediyor' denmesinden endişe etmesem, bu recm âyetini Kur'an'a yazardım" dediğinden de söz edilir. [Bkz. Buhârî, 93/21; Müslim, Hudûd 8, Hadis no: 1431; Ebû Dâvud, 41/1]

Buradan çıkan sonuç,sünnetin de kuran gibi hüküm ifade edeceğini gösteren bir delildir.Burada sadece kurana bakarım diyenlere bu hadis bir delil teşkil eder.Ayrıca müşriklerle müslümanların antlaşmasının kabeye asılması ve bu anlaşmanın güve tarafından yenilmesi sadece Allahın isminin baki kaldığının hatırlanmasını isteriz.
Ayrıca Hicr suresindeki ayeti de etraflıca anlamanızı bekleriz.Zira kuran bir zikirdir ve o Allahın korumasındadır kıyamete kadar.Dikkat edin mushaf değil zikir.Sahabe zamanında mushaflar zikir ile birebir yazılmıştır.Zikir hep hafızalardan silinmeden kuran bütün insanlığa hiç değişmeden ulaşmış ve kıyamete kadar korunacağının mucizesi ortaya çıkmıştır.Ayrıca her ayet iki adet şahitle birlikte yazılı kanıtlarla kitap haline getirilmiştir.
 
Ömer İbn Abdulaziz Çevrimdışı

Ömer İbn Abdulaziz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Sunni kaynaklarda Kur'an'ın tahrif olduğunu söyleyen rivayet yoktur. Bunu söyleyen icma ile kafir olmuştur.

Sizler "Nesh" konusunu karıştırıyorsunuz. Ehli sünnet ulaması Nesh'in kısımlarını açıklarken "Kur'an'ın lafzının nesh olması" gibi bir nesihten bahsetmişler. Şu ayette olduğu gibi:

"Eğer biz bir ayetin hükmünü kaldırır veya onu unutturursak, ondan daha hayırlısını veya dengini getiririz."

(Bakara Suresi 106. Ayet)

Ve şu ayette olduğu gibi:

"Biz bir ayeti değiştirip yerine başka bir ayet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, 'Sen ancak uyduruyorsun' derler. Hayır, onların çoğu bilmezler."

(Nahl Suresi 101. Ayet)

Nesh'in kısımları vardır. Hükmü nesh olan, lafzı nesh olan ayetler diye kısımlara ayrılmıştır. Bize mütevatir yolla ulaşan elimizdeki bu kitap'tan her kim bir harfini inkar ederse, o kimse kafirdir ona kafir demeyen de kafirdir. Ve bu konuda Ehli Sünnet alimlerinin icması vardır. Bu icmayı Kadı İyad gibi birçok alim nakletmiştir.
 
MseyKa Çevrimdışı

MseyKa

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Benim tam anlıyamadığım şu: Bu ayetlerden, sadece Hz. Ömer veya Hz. Aişe mi haberdardı? Başka bir sahabi bilmiyor muydu? Meselâ Kur'an'ı ezbere bilen Zeyd bin Sâbit. Kur'an mushaf haline getirilirken böyle bir ayet nasıl koyulmamış? Çünkü o zaman gerçekten ne kadar ayet varsa toplatılmış. Onca hafız için ortak olarak bu ayeti bilmemesi mi söz konusu? Affımı bağışlayın. Konuyu daha iyi anlamak için önceden araştırdığım şeyleri burada yazacağım. Bu konuda bilginiz olduğunu düşünerek bunları paylaşıyorum:

“Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse onları evlere kapatın. Bu, ölüm canlarını alıncaya, ya da Allah onlara bir yol açıncaya kadar böyle gitsin.
İçinizden bu suçu işleyen çiftlere eziyet edin. Eğer tevbe edip kendilerini düzeltecek olurlarsa bırakın. Allah tevbeleri kabul eder, ikramı boldur.” (Nisa 4/15-16)

Nisa Sûresi iniş sırasına göre 98. olup Medine'de inmiştir.

“Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve o son güne inanıyorsanız, Allah’ın verdiği cezayı yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takım da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün.” (Nur 24/2)

Nur Sûresi de iniş sırasına göre 102. olup Medine'de Nisa Sûresi'nden daha sonra inmiştir.

Zina: Şer'î bir bağ olmadan kadına yaklaşmaktır.[İbn Kesîr Tefsîri - Kur'an Istılahları]

Yani, mana olarak evli veya bekarı kapsamıyor. Ayet de evli veya bekar olarak ayırmıyor.

“Karılarına zina suçu atan ve kendileri dışında şahitleri olmayanlar... Böyle birinin şahitliği, kesinkes doğru söylediğine dair dört defa Allah’ı şahit tutması ile olur.
Beşincisinde, eğer yalan söylüyorsa Allah’ın lanetine uğramayı diler.
Kadından o azabı (el-azab) giderecek olan şu şekilde dört defa şahitlik etmesidir: Allah şahit, kocası kesinkes yalan söylüyor.
Beşincisinde, eğer doğru söylüyorsa Allah’ın gazabına uğramayı diler.” (Nur 24/6-9)

8. âyetteki “o azab = el-azab” ifadesi, dört âyet önceki 100 değnek cezasını gösterir. “el” takısı ahd içindir; başında bulunduğu kelimeye, önceden belirlenmiş bir anlam yükler. Zina konusunda Kur’ân’da belirlenmiş azab 100 değnektir. Arapça bakımından o kelimenin başka bir şeyi göstermesi mümkün değildir. Yukarıdaki kadının evli olduğu da kesindir. Kocası diyerek de geriye atıf yapıyor.

Recm le ilgili olarak şu ayetler kafama takılıyor hep. ''Din bir bütündür.'' düşüncesi gereği bunları açıklamak zorundayım.


Ömer bin Abdülaziz, konuya yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Benim nesh konusuyla ilgili duyduğum şey genelde şudur:

1 - Kur'an'ın diğer kitapları neshi: Öncekiler de ilâhî kitap olduğu için ve aslında Peygamberimiz de önceki peygamberleri tasdik edici olduğu için, Kur'an önceki kitapların dengidir. Ve, ''Dininizi kemâle erdirdim.'' ile Kur'an, hakikatin zirve noktası / yani daha iyi hükümleri de olduğu için, diğer kitapları nesh edicidir.

2 - Kur'an'ın kendi içinde neshi: Böyle bir nesh daha çok tartışma konusu olmuş. Ama o tartışılan ayetlerle ilgili, son gelen hükmün ilk gelen hükmü yürürlükten kaldırması söz konusu değil tabii... Nisa Sûresi 15-16. ayetle Nur Sûresi 2. ayetin, veya içkiyle ilgili ayetlerin hepsi hala geçerlidir.

Kıssalar da az çok bazı yerlerde birbirini tekrar etmiş. Sadece olayın farklı yönünden tutuyor Kur'an. Bize, çok açıdan bakmayı öğretiyor...

Yanlış bir şey yazdıysam, düzeltin beni. Çünkü önemli konular bunlar...
 
E Çevrimdışı

Ebu & Dücane

Guest
Benim tam anlıyamadığım şu: Bu ayetlerden, sadece Hz. Ömer veya Hz. Aişe mi haberdardı? Başka bir sahabi bilmiyor muydu? Meselâ Kur'an'ı ezbere bilen Zeyd bin Sâbit. Kur'an mushaf haline getirilirken böyle bir ayet nasıl koyulmamış? Çünkü o zaman gerçekten ne kadar ayet varsa toplatılmış. Onca hafız için ortak olarak bu ayeti bilmemesi mi söz konusu? Affımı bağışlayın. Konuyu daha iyi anlamak için önceden araştırdığım şeyleri burada yazacağım. Bu konuda bilginiz olduğunu düşünerek bunları paylaşıyorum:

“Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin. Eğer şahitlik ederlerse onları evlere kapatın. Bu, ölüm canlarını alıncaya, ya da Allah onlara bir yol açıncaya kadar böyle gitsin.
İçinizden bu suçu işleyen çiftlere eziyet edin. Eğer tevbe edip kendilerini düzeltecek olurlarsa bırakın. Allah tevbeleri kabul eder, ikramı boldur.” (Nisa 4/15-16)

Nisa Sûresi iniş sırasına göre 98. olup Medine'de inmiştir.

“Zina eden kadınla zina eden erkekten her birine yüz değnek vurun. Eğer Allah’a ve o son güne inanıyorsanız, Allah’ın verdiği cezayı yerine getirirken onlara karşı yumuşamayın. İnananlardan bir takım da onlara yapılan azabı gözleriyle görsün.” (Nur 24/2)

Nur Sûresi de iniş sırasına göre 102. olup Medine'de Nisa Sûresi'nden daha sonra inmiştir.

Zina: Şer'î bir bağ olmadan kadına yaklaşmaktır.[İbn Kesîr Tefsîri - Kur'an Istılahları]

Yani, mana olarak evli veya bekarı kapsamıyor. Ayet de evli veya bekar olarak ayırmıyor.

“Karılarına zina suçu atan ve kendileri dışında şahitleri olmayanlar... Böyle birinin şahitliği, kesinkes doğru söylediğine dair dört defa Allah’ı şahit tutması ile olur.
Beşincisinde, eğer yalan söylüyorsa Allah’ın lanetine uğramayı diler.
Kadından o azabı (el-azab) giderecek olan şu şekilde dört defa şahitlik etmesidir: Allah şahit, kocası kesinkes yalan söylüyor.
Beşincisinde, eğer doğru söylüyorsa Allah’ın gazabına uğramayı diler.” (Nur 24/6-9)

8. âyetteki “o azab = el-azab” ifadesi, dört âyet önceki 100 değnek cezasını gösterir. “el” takısı ahd içindir; başında bulunduğu kelimeye, önceden belirlenmiş bir anlam yükler. Zina konusunda Kur’ân’da belirlenmiş azab 100 değnektir. Arapça bakımından o kelimenin başka bir şeyi göstermesi mümkün değildir. Yukarıdaki kadının evli olduğu da kesindir. Kocası diyerek de geriye atıf yapıyor.

Recm le ilgili olarak şu ayetler kafama takılıyor hep. ''Din bir bütündür.'' düşüncesi gereği bunları açıklamak zorundayım.


Ömer bin Abdülaziz, konuya yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Benim nesh konusuyla ilgili duyduğum şey genelde şudur:

1 - Kur'an'ın diğer kitapları neshi: Öncekiler de ilâhî kitap olduğu için ve aslında Peygamberimiz de önceki peygamberleri tasdik edici olduğu için, Kur'an önceki kitapların dengidir. Ve, ''Dininizi kemâle erdirdim.'' ile Kur'an, hakikatin zirve noktası / yani daha iyi hükümleri de olduğu için, diğer kitapları nesh edicidir.

2 - Kur'an'ın kendi içinde neshi: Böyle bir nesh daha çok tartışma konusu olmuş. Ama o tartışılan ayetlerle ilgili, son gelen hükmün ilk gelen hükmü yürürlükten kaldırması söz konusu değil tabii... Nisa Sûresi 15-16. ayetle Nur Sûresi 2. ayetin, veya içkiyle ilgili ayetlerin hepsi hala geçerlidir.

Kıssalar da az çok bazı yerlerde birbirini tekrar etmiş. Sadece olayın farklı yönünden tutuyor Kur'an. Bize, çok açıdan bakmayı öğretiyor...

Yanlış bir şey yazdıysam, düzeltin beni. Çünkü önemli konular bunlar...

https://www.islam-tr.org/islam-fikhi/35324-recmi-inkar-eden-kafir-olur.html
 
Ömer İbn Abdulaziz Çevrimdışı

Ömer İbn Abdulaziz

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ömer bin Abdülaziz, konuya yorum yaptığınız için teşekkür ederim. Benim nesh konusuyla ilgili duyduğum şey genelde şudur:

1 - Kur'an'ın diğer kitapları neshi: Öncekiler de ilâhî kitap olduğu için ve aslında Peygamberimiz de önceki peygamberleri tasdik edici olduğu için, Kur'an önceki kitapların dengidir. Ve, ''Dininizi kemâle erdirdim.'' ile Kur'an, hakikatin zirve noktası / yani daha iyi hükümleri de olduğu için, diğer kitapları nesh edicidir.

2 - Kur'an'ın kendi içinde neshi: Böyle bir nesh daha çok tartışma konusu olmuş. Ama o tartışılan ayetlerle ilgili, son gelen hükmün ilk gelen hükmü yürürlükten kaldırması söz konusu değil tabii... Nisa Sûresi 15-16. ayetle Nur Sûresi 2. ayetin, veya içkiyle ilgili ayetlerin hepsi hala geçerlidir.

Kıssalar da az çok bazı yerlerde birbirini tekrar etmiş. Sadece olayın farklı yönünden tutuyor Kur'an. Bize, çok açıdan bakmayı öğretiyor...

Yanlış bir şey yazdıysam, düzeltin beni. Çünkü önemli konular bunlar...

Kur'an bir bütün olarak değil parça parça indirilmiştir. Ve "Dininizi kemale erdirdim." ayeti inmeden önce Allah azze ve celle bazı ayetleri nesh etmiş, yerine başka ayetler indirmiştir.

Tıpkı Nahl Suresi 101. ayette olduğu gibi. Allah azze ve celle buyuruyor ki:

وَإِذَا بَدَّلْنَا آيَةً مَّكَانَ آيَةٍ وَاللّهُ أَعْلَمُ بِمَا يُنَزِّلُ قَالُواْ إِنَّمَا أَنتَ مُفْتَرٍ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لاَ يَعْلَمُونَ

"Biz bir ayeti değiştirip yerine başka bir ayet getirdiğimiz zaman -ki Allah, neyi indireceğini gayet iyi bilir- onlar Peygamber’e, 'Sen ancak uyduruyorsun' derler. Hayır, onların çoğu bilmezler."

(Nahl Suresi 101. Ayet)

Ayette geçen بَدَّلْنَا kelimesi bir şeyi başka bir şeyle değiştirmektir. Yani farklı iki nesne için kullanılır. Ayetin zahirinden çıkan mana da Allah azze ve celle'nin bir ayetin yerine başka bir ayet getirmesi, ve bunu bir tutarsızlık olarak kabul eden müşriklerin de bu duruma itiraz etmeleridir. Çünkü nesh eden ayet, nesh olunan ayetin hilafına bir hüküm verir.

İslam tarihinde Kur'an'da nesh olduğunu Ehli sünnet ve'l cemaat, Zahiriler, Mutezile dahil tüm ümmet kabul etmiştir. Sizin söylediğiniz gibi Kur'an'ın kendi içerisinde ki neshi hiçbir zaman tartışma konusu olmamıştır. Bunun tam zıttına Nesh'in aklen ve naklen caiz olduğunda ümmetin icması vardır. Bu icmayı Fahruddin er Razi gibi kelam ehli dahi nakletmiştir.

Günümüz felsefe dini mensubu bazı mantık ehli kimseler Nesh'i inkar ettiler. Onlara göre Sahabe ve talebeleri de dahil olmak üzere tüm ümmet sapıklık üzere ittifak etmiş ve hakkı görememişler. Allah hidayet versin.
 
C Çevrimdışı

condor

Üyeliği İptal Edildi
Banned
kuranın tahrif olduğuna İNANIYORSAN kurana inanmazsın ! bu kadar basit!Allah sana kurana inanmamaktaki delilin ne diye sorduğunda ne diyeceksin?yarabbi ayetlerini keçi yemiş diye bir rivayet vardı onun için...Allah sana ben sizi zanni delillerle amel etmeyin diye uyardım derse ne diyeceksin?..hiç bir şey!
 
Üst Ana Sayfa Alt