Çevrimdışı
Kadın ve Kapitalizm
Sevdiğim bir yazar-çizer kapitalizmi kağıt mendillere benzetir ve derki " kağıt mendiller…" diyerek cebimden bi tomar çıkardım ve sevdiceğime gösterdim " işte bize dayatılan hayat da tıpkı bunlara benziyor. kullan, işini görsün ve at, unut onu, sonra yenisini alırsın. bireyin topluma yabancılaşmasının ilk adımı olan tüketim toplumunu çok güzel özetliyor bu mendiller. ben var ya, bu tüketim toplumu hadisesinin orta yerine tüküreyim sevgilim. dev şirketler insanları sürekli tüketime sevk ediyor. ve bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok. insanlar yiye yiye dana gibi gezer oldu. ha şişmanladın mı? kolay, aynı firma sana light ürünler sunar. markaları da insanlaştırdılar. daha doğrusu insanlaştırmadılar da bize öyle sundular. korur, baştan çıkarır, yolda bırakmaz, güven verir, kıskandırır. sanki ürün değil bizim mahalledeki sebahattin abi, öyle mükemmel bir insan evladı sanki."(bir kısım ifadeler değiştirilmiştir) umut sarıkaya'nın bu tespitlerine hak vermemek mümkün değil eskiden cisimlerin de şahsiyetlerin de bir mânâ yönü vardı fakat kapitalizm her meseleye pragmatist yaklaşarak mahlukatın mana cihetini iflas ettirdi. Kapitalizm Mehmet'in güler yüzüne bakmaz, Ayşe'nin hoş sohbeti onun umrunda değildir azizim. İnsanlar bu sistemde karşısındakine fayda sapladığı kadar insan... pardon fayda sağladığı kadar kaliteli 'mendil'dir...
Kapitalizm yalanlar uydurur. İnsanı insan yerine koymazken markalarına şahsiyet yükler. Mesela "mutlu eder" der . evvela insanların arasını maddi kaygılar nedeniyle açıp sonra da "yalnız değilsiniz" der yalnızlaştırdığı kitlelere. Oysa güldüren de ağlatan da insanı yalnız bırakmayan da Allah azze ve celle değil midir? Biz ne zaman O'nu(c.c) unuttuk sistemimizi yıktılar, biz ne zaman O'na (c.c) yönelmemekte ısrar ettik kendi sistemlerini bize dayattılar. Biz ne zaman islamdan uzaklaştık kapitalizm, kardeşini makyaj malzemesinden daha az düşünen kadınları sundu bize saatlerce tırnağını cilalayan kadınlar... Oysa sadece ümmetin değil kainatın umudu idi kadın. Güzelliği boya sürmekten ibaret gösterdi kadınlara kapitalizm. ümmeti Muhammed'in (sav) ümidi olan saliha kadın adaylarını yoldan çıkardı kapitalizm. Oysa Allah peygamberimizi tüm beşeri ideolojileri yıkıp İslamı hakim kılsın diye göndermişti bizse kapitalizmin hakimiyetine değil ses çıkarmak alkış tuttuk. Nerede yüzüne gözüne boya sürmüş müslüman kadın gördü isek "nee kadar güzel olmuşsun" dedik, onların nefislerini okşadık. Sorarım size nefsi okşanmış ümmeti Muhammed'in kadınlarını ortaya çıkaran bizler Allah'a nasıl hesap vereceğiz? Nefsi okşanmış "çok güzel olmuşsun"ları duymaya alışmış bir kız nasıl olacak da Allah'ın emri tesettüre girecek? Ümitsiz değiliz elhamdülillah, elbet girecek, elbet İslam hakim olacak fakat davranışlarımızı sorgulamak gerek, şuurlu olmak gerek benim bu davranışım şeriat-ı garra-i Muhammediye'ye mi yoksa başka sistemlere mi faide sağlıyor diye düşünmek gerek zira karşımızda çok vahşi bir kapitalizm var, adeta sağdan ve soldan değil her yönden yaklaşan şeytan, kredi kartına bile kıble göstergesi koyacak kadar vahşi bir kapitalizm bu.
Bugün eğer reklamlarıyla bir tek parfüm ile gökten 'axe etkisi' kisvesi altında kızları yağdırıyorsa bu düzen eğer yaptığı araba reklamlarında kadını kullanıp sloganını 'ilk kez sen binip test etmek istemez misin?' olarak alçakça, kalleşçe seçiyorsa, dondurma; kadınların ağzında çıkardığı sesle insanların gözünde erotik bir meta haline dönüşüyorsa, sadece yediği bir çubuk krakerin (crax) çıkardığı sesler sonucu kadını kırıtacak bir varlık gibi gösteriyorsa insanlara ve bu ümmet utanmıyor sıkımıyorsa cidden büyük problemlerimiz var demektir. beni kahreden ümmet-i Muhammed'in(sav) gelecek neslini yetiştirecek olan ileride çocuklarımızın anneleri olacak olan kadınların adeta bu durumdan memnun olması ve de ümmeti Muhammed'in(sav) erkeklerinin şu durumu ağızlarından salyalar akarak seyretmesi.
Eşyayı put haline getiren, sevgiyi değil maddiyatı öne çıktığı şu düzende insanlar birbirine ahlak, edep, sevgi, saygı penceresinden değilde maddiyat, ev, araba cihetinden bakmaktadırlar bu durumu bir yansıması olarak da insanlar maddiyatı elde edebilmek için her türlü rezalete bulaşmaktadır. Oysa izzetimiz islamdan değil miydi? Kadını sadece şehvet çerçevesinde ele alan insanlar kadın aynı zamanda cennetin ayaklarının altnda olduğu mübarek analarımız değil miydi? Elbette şehvet denen hissiyatı tamamen inkar etmek, maddi birikim yapma hissiyatını tamamen reddetmek yani Allah'ın verdiği hissiyatı inkar ederek yaşamaya çalışmak ahmaklık olur bu hissiyatları Allah'ın helal kıldığı yolla mutmain eylemek gerekir amenna fakat o senin mahremin değil mi müslüman neden sağda solda konuşur böylesi durumları ağza sakız edersin?
Bırak axe etkisini yüze sürülen boyları da 'sıbğatullah'la Allah'ın boyasıyla boyan terim ilaçtır benim diyen halk türkümüze kulak ver, boş ver seni pis olan bir dünyevi mekandan başka pis olan bir dünyevi pis mekana taşıyacak olan arabayı da seni ahirette cennete taşıyacak olan eşi ara bul onu Mevlaya yol olan Leyla eyle.
Son olarak tevbe var unutma. Selematle.
yazan: HEBBİT KERRİH
Sevdiğim bir yazar-çizer kapitalizmi kağıt mendillere benzetir ve derki " kağıt mendiller…" diyerek cebimden bi tomar çıkardım ve sevdiceğime gösterdim " işte bize dayatılan hayat da tıpkı bunlara benziyor. kullan, işini görsün ve at, unut onu, sonra yenisini alırsın. bireyin topluma yabancılaşmasının ilk adımı olan tüketim toplumunu çok güzel özetliyor bu mendiller. ben var ya, bu tüketim toplumu hadisesinin orta yerine tüküreyim sevgilim. dev şirketler insanları sürekli tüketime sevk ediyor. ve bizim yapabileceğimiz hiçbir şey yok. insanlar yiye yiye dana gibi gezer oldu. ha şişmanladın mı? kolay, aynı firma sana light ürünler sunar. markaları da insanlaştırdılar. daha doğrusu insanlaştırmadılar da bize öyle sundular. korur, baştan çıkarır, yolda bırakmaz, güven verir, kıskandırır. sanki ürün değil bizim mahalledeki sebahattin abi, öyle mükemmel bir insan evladı sanki."(bir kısım ifadeler değiştirilmiştir) umut sarıkaya'nın bu tespitlerine hak vermemek mümkün değil eskiden cisimlerin de şahsiyetlerin de bir mânâ yönü vardı fakat kapitalizm her meseleye pragmatist yaklaşarak mahlukatın mana cihetini iflas ettirdi. Kapitalizm Mehmet'in güler yüzüne bakmaz, Ayşe'nin hoş sohbeti onun umrunda değildir azizim. İnsanlar bu sistemde karşısındakine fayda sapladığı kadar insan... pardon fayda sağladığı kadar kaliteli 'mendil'dir...
Kapitalizm yalanlar uydurur. İnsanı insan yerine koymazken markalarına şahsiyet yükler. Mesela "mutlu eder" der . evvela insanların arasını maddi kaygılar nedeniyle açıp sonra da "yalnız değilsiniz" der yalnızlaştırdığı kitlelere. Oysa güldüren de ağlatan da insanı yalnız bırakmayan da Allah azze ve celle değil midir? Biz ne zaman O'nu(c.c) unuttuk sistemimizi yıktılar, biz ne zaman O'na (c.c) yönelmemekte ısrar ettik kendi sistemlerini bize dayattılar. Biz ne zaman islamdan uzaklaştık kapitalizm, kardeşini makyaj malzemesinden daha az düşünen kadınları sundu bize saatlerce tırnağını cilalayan kadınlar... Oysa sadece ümmetin değil kainatın umudu idi kadın. Güzelliği boya sürmekten ibaret gösterdi kadınlara kapitalizm. ümmeti Muhammed'in (sav) ümidi olan saliha kadın adaylarını yoldan çıkardı kapitalizm. Oysa Allah peygamberimizi tüm beşeri ideolojileri yıkıp İslamı hakim kılsın diye göndermişti bizse kapitalizmin hakimiyetine değil ses çıkarmak alkış tuttuk. Nerede yüzüne gözüne boya sürmüş müslüman kadın gördü isek "nee kadar güzel olmuşsun" dedik, onların nefislerini okşadık. Sorarım size nefsi okşanmış ümmeti Muhammed'in kadınlarını ortaya çıkaran bizler Allah'a nasıl hesap vereceğiz? Nefsi okşanmış "çok güzel olmuşsun"ları duymaya alışmış bir kız nasıl olacak da Allah'ın emri tesettüre girecek? Ümitsiz değiliz elhamdülillah, elbet girecek, elbet İslam hakim olacak fakat davranışlarımızı sorgulamak gerek, şuurlu olmak gerek benim bu davranışım şeriat-ı garra-i Muhammediye'ye mi yoksa başka sistemlere mi faide sağlıyor diye düşünmek gerek zira karşımızda çok vahşi bir kapitalizm var, adeta sağdan ve soldan değil her yönden yaklaşan şeytan, kredi kartına bile kıble göstergesi koyacak kadar vahşi bir kapitalizm bu.
Bugün eğer reklamlarıyla bir tek parfüm ile gökten 'axe etkisi' kisvesi altında kızları yağdırıyorsa bu düzen eğer yaptığı araba reklamlarında kadını kullanıp sloganını 'ilk kez sen binip test etmek istemez misin?' olarak alçakça, kalleşçe seçiyorsa, dondurma; kadınların ağzında çıkardığı sesle insanların gözünde erotik bir meta haline dönüşüyorsa, sadece yediği bir çubuk krakerin (crax) çıkardığı sesler sonucu kadını kırıtacak bir varlık gibi gösteriyorsa insanlara ve bu ümmet utanmıyor sıkımıyorsa cidden büyük problemlerimiz var demektir. beni kahreden ümmet-i Muhammed'in(sav) gelecek neslini yetiştirecek olan ileride çocuklarımızın anneleri olacak olan kadınların adeta bu durumdan memnun olması ve de ümmeti Muhammed'in(sav) erkeklerinin şu durumu ağızlarından salyalar akarak seyretmesi.
Eşyayı put haline getiren, sevgiyi değil maddiyatı öne çıktığı şu düzende insanlar birbirine ahlak, edep, sevgi, saygı penceresinden değilde maddiyat, ev, araba cihetinden bakmaktadırlar bu durumu bir yansıması olarak da insanlar maddiyatı elde edebilmek için her türlü rezalete bulaşmaktadır. Oysa izzetimiz islamdan değil miydi? Kadını sadece şehvet çerçevesinde ele alan insanlar kadın aynı zamanda cennetin ayaklarının altnda olduğu mübarek analarımız değil miydi? Elbette şehvet denen hissiyatı tamamen inkar etmek, maddi birikim yapma hissiyatını tamamen reddetmek yani Allah'ın verdiği hissiyatı inkar ederek yaşamaya çalışmak ahmaklık olur bu hissiyatları Allah'ın helal kıldığı yolla mutmain eylemek gerekir amenna fakat o senin mahremin değil mi müslüman neden sağda solda konuşur böylesi durumları ağza sakız edersin?
Bırak axe etkisini yüze sürülen boyları da 'sıbğatullah'la Allah'ın boyasıyla boyan terim ilaçtır benim diyen halk türkümüze kulak ver, boş ver seni pis olan bir dünyevi mekandan başka pis olan bir dünyevi pis mekana taşıyacak olan arabayı da seni ahirette cennete taşıyacak olan eşi ara bul onu Mevlaya yol olan Leyla eyle.
Son olarak tevbe var unutma. Selematle.
yazan: HEBBİT KERRİH
