Dâvûd bin Ebî Sâlih dedi ki:
Birgün Mervan; yüzünü Rasûlullâh’ın kabr-i şerîfinin taşına koymuş bir kişiyi gördü ve yakasından tuttu ve :
–Ne yaptığını sanıyorsun? dedi. Adam başını çevirince bir de baktı ki bu kimse Ebû Eyyûb el-Ensârî imiş. Şöyle dedi:
–Evet, ne yaptığımı biliyorum. Ben Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e geldim, taşa gelmedim. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şöyle dediğini işittim:
“Dini ehil olanlar üstlendi mi din için kaygılanma; ancak ehil olmayanlar dini tedvîre başladılar mı din için ne kadar endişelensen ve ağlasan yeridir.” (Ahmed bin Hanbel, V, 422)
Birgün Mervan; yüzünü Rasûlullâh’ın kabr-i şerîfinin taşına koymuş bir kişiyi gördü ve yakasından tuttu ve :
–Ne yaptığını sanıyorsun? dedi. Adam başını çevirince bir de baktı ki bu kimse Ebû Eyyûb el-Ensârî imiş. Şöyle dedi:
–Evet, ne yaptığımı biliyorum. Ben Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e geldim, taşa gelmedim. Rasûlullâh -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in şöyle dediğini işittim:
“Dini ehil olanlar üstlendi mi din için kaygılanma; ancak ehil olmayanlar dini tedvîre başladılar mı din için ne kadar endişelensen ve ağlasan yeridir.” (Ahmed bin Hanbel, V, 422)