Çevrimdışı
FRANSA'DA BİR KONFERANS
Bu anlatacağım olayı Fransa'da konferansa katılan bir hocanın bizzat kendisinden dinlemiştim.
Profesör Hamidullah (r.a.), Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemi anlatacağı bir konferans düzenler. Konferans için bir sinema salonu kiralanır. Sinema iki katlıdır. Üst balkon katta kadınlar, alt katta da erkekler oturacaktır. Profesör Hamidullah'ın konferans vereceğini duyan papazlar konferansı sabote etmek için planlar kurarlar. Bunun için bir kadın râhibeyi görevlendirirler. Râhibe salona gelir ve üst katta kadınlara ayrılan kısmın en ön sıralarından birisine oturur.
Konferansı yöneten konuşmacı konferansa gelenlere hoş geldiniz deyip teşekkür ettikten sonra profesör Hamidullah'ı tanıtmaya başlar.Tanıtımı bittikten sonra konferansını vermek üzere Profesör Hamidullah'ı sahneye dâvet eder.
Profesör Hamidullah mikrofonun başına gelir, dinleyicileri selamlar, hamdele ve salveleden sonra, "Bugün sizlere Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi anlatmak üzere buradayım" der demez,
- "Mösyö Hamidullah", diyen bir kadının sesi işitilir. Profesör Hamidullah susar ve sesin geldiği tarafa bakar. Ses üst balkondan, kadınların olduğu bölümden gelmektedir. Konuşan konferansı proveke etmek için görevlendirilen râhibedir. Kadın tekrar:
"Mösyö Hamidullah, hangi Muhammed'den bahsediyorsunuz? Şu dokuz karısı olan Muhammed'den mi?" der.
Profesör Hamidullah gâyet sâkindir. Râhibeye doğru yönelir ve:
"Madam Mariya", der. "Siz râhibeler neden hiç evlenmezsiniz? Çünkü sizler bu dünyada evlenmezseniz âhirette Hz. Îsâ ile evleneceğinize inanıyorsunuz değil mi? Peki, Hz. Îsâ'dan kıyamete kadar gelip geçecek olan milyonlarca, belki milyarlarca râhibenin Hz. Îsâ'nın hanımı olmasını kabul ediyor ve çok görmüyorsunuz da Hz. Muhammed'e dokuz tane eşi mi çok görüyorsunuz?" der.
Bunun üzerine râhibe gayri ihyiyârî elleri ile yüzünü kapatır ve;
"Eyvah, bizi rezil etti", der ve hemen salonu terkeder. Salonda bir alkış tufanı kopar. Profesör Hamidullah ise konferansına devam eder.
İşte ilim ehli böyledir. Ne zaman, nasıl taşı gediğine koyacağını iyi bilir.
Allah kendisine rahmeti ile tecellî etsin.
Bu anlatacağım olayı Fransa'da konferansa katılan bir hocanın bizzat kendisinden dinlemiştim.
Profesör Hamidullah (r.a.), Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemi anlatacağı bir konferans düzenler. Konferans için bir sinema salonu kiralanır. Sinema iki katlıdır. Üst balkon katta kadınlar, alt katta da erkekler oturacaktır. Profesör Hamidullah'ın konferans vereceğini duyan papazlar konferansı sabote etmek için planlar kurarlar. Bunun için bir kadın râhibeyi görevlendirirler. Râhibe salona gelir ve üst katta kadınlara ayrılan kısmın en ön sıralarından birisine oturur.
Konferansı yöneten konuşmacı konferansa gelenlere hoş geldiniz deyip teşekkür ettikten sonra profesör Hamidullah'ı tanıtmaya başlar.Tanıtımı bittikten sonra konferansını vermek üzere Profesör Hamidullah'ı sahneye dâvet eder.
Profesör Hamidullah mikrofonun başına gelir, dinleyicileri selamlar, hamdele ve salveleden sonra, "Bugün sizlere Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemi anlatmak üzere buradayım" der demez,
- "Mösyö Hamidullah", diyen bir kadının sesi işitilir. Profesör Hamidullah susar ve sesin geldiği tarafa bakar. Ses üst balkondan, kadınların olduğu bölümden gelmektedir. Konuşan konferansı proveke etmek için görevlendirilen râhibedir. Kadın tekrar:
"Mösyö Hamidullah, hangi Muhammed'den bahsediyorsunuz? Şu dokuz karısı olan Muhammed'den mi?" der.
Profesör Hamidullah gâyet sâkindir. Râhibeye doğru yönelir ve:
"Madam Mariya", der. "Siz râhibeler neden hiç evlenmezsiniz? Çünkü sizler bu dünyada evlenmezseniz âhirette Hz. Îsâ ile evleneceğinize inanıyorsunuz değil mi? Peki, Hz. Îsâ'dan kıyamete kadar gelip geçecek olan milyonlarca, belki milyarlarca râhibenin Hz. Îsâ'nın hanımı olmasını kabul ediyor ve çok görmüyorsunuz da Hz. Muhammed'e dokuz tane eşi mi çok görüyorsunuz?" der.
Bunun üzerine râhibe gayri ihyiyârî elleri ile yüzünü kapatır ve;
"Eyvah, bizi rezil etti", der ve hemen salonu terkeder. Salonda bir alkış tufanı kopar. Profesör Hamidullah ise konferansına devam eder.
İşte ilim ehli böyledir. Ne zaman, nasıl taşı gediğine koyacağını iyi bilir.
Allah kendisine rahmeti ile tecellî etsin.
