Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Aklın Önündeki Gerçekler

M Çevrimdışı

mamur

Üye
İslam-TR Üyesi
Bir insan akıl ve zekası önünde ki gerçekleri nefis perdesi altında göremez. Nefis perdesi kalbin önünde ne kadar kalınsa, gerçek bizden o kadar uzaktır. Bu kalın perde gururdur.

Gurura bağlı hırs ve emel, insanı yakıp yok edici bir enerji fırtınasıdır. Çağımızda inkarcı çok rahatsızdır. Gerçekler kalbine diken gibi batmaktadır. Düşünün öyle bir hayvan ki, tehlikeli her eylem de, tedbir düşünmez kaçar durur. O hayvanların en akılsızı yaban eşeğidir. Müddesir suresinde: ayet 50,Allah şöyle buyuruyor:

‘Sanki ürkmüş yaban eşekleri.’

İnsanın tabiatında bütün hayvanların karakterleri vardır. Kaplanda cesaret, panterde teyakkuz, devede sabır. İnkarcının hareketi amaçsız yaban eşeğini taklit etmektir. Onların kalpleri kapalı mânâ kulakları tıkalı cereyanları kesiktir. Hayvansal hayata mahkum, sanki işitme duyuları ameliyatla çıkarılmış robot adam. Gerçekleri işitmezler. Kâinatın ilâhi bir gücün denetiminde olduğuna da inanmazlar. Kaybolmayan tek bir gerçek var:

Gözler, kulaklar ve deri. Üç organa dikkat ederseniz, onlar dünyada iken nefsin gururun en çok iş birliği yaptığı sistemlerdir. Önemli bir sır ise, bu organların hafıza kabiliyetleri vardır.

Fussilet suresi:ayet, 20

‘.......onlar aleyhinize şahadet edecekler.’

Kulakların, derin, gözlerin haşır günü, mahşerde bir araya ışınlanacaklar. Allah ‘ın kitabı açık, Allah sözün doğrusunu söyler sen anlamaya çalışırsın, sana yakışanda budur. Kur’an-ın belâgatı ahengi apayrı bir mucizedir. Aklı inkar etmeden ona karşı çıkmak mümkün değildir.

Fussilet suresi: ayet, 42

‘.. Ona ne önünden nede ardından bâtıl yaklaşamaz.’

Bir tek ayetinde bir eksik ilmi tenakûz bulunamamıştır. Batıl nasıl yaklaşsın ki? Ona çağlar boyu dünyanın beşte dördü karşı çıkmış, zamanın Nemrutları,Firavunları iktidar ve sulta sahipleri, Onun tebligatına engel olmuşlar ama, Allah’ın nurunu asla söndürememişler.

Şeytanın en korktuğu, müminin sabırla gönül hazzına ulaşmasıdır. Bir yerde düşmanlık kürekleniyorsa, orda şeytan tam fitne halindedir. Zaten hayır ve şer kavramı, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmada alınan bir tavır meselesidir. İnanıyoruz ki Allah’a misafir olmanın ikramı sonsuzdur. Aklın ve hayallerin ötesinde bir lütuf deryasıdır. Evet Kur’an, sırrını ancak dört başı mamur ihlas sahiplerine verir. En ufak baştan savma tavır bu hikmeti bozar. Mümine esenlik sağlayan bu yücelme, çetin gurur ve kin duvarını yıkar.

Halbuki, Allah gerçeği âhiret aklın içindedir. O inkar edilemez. Dünyada yaşarken, kendilerine kuvvet vehmedenler, mahşer günü demir tozların mıknatısa koşmaları gibi, gidip azaba yapışacaklar.

İlâhi azap fırtınası estiği vakit her şey dona kalmış görürsün, sonra dağılan kristal vazo gibi paramparça oluverirler. Bir baksanıza onlar hem bu dünyada hüsrana yuvarlandılar hem de âhiret de.

Hiç bir inkarcı, duygusunda kesin değildir. Hak ve hakikatten uzaklığı oranında içinde şiddetli bir şüphe vardır. Allah, bu duygudan yakalayıp soruyor:

‘Eğer Kur’an ve Allah gerçeği hakikat olmasa, bu şüphe, sizin içinizde dolaşır durur mu idi? O takdirde haktan iyice uzaklaşmış sizlerden daha sapık kim olabilir? ‘

Fussilet sur: ayet,52


Brüksel / 2004

Ali Kılıç Kakiz
 
Üst Ana Sayfa Alt