E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Guest
Rusya'da anne babası Hristiyan olan 4 erkek kardeş müslüman oldu. Kardeşlerden en küçükleri Suriye cihadına katıldı. Çok geçmeden ondan yaşça büyük olan diğer 3 kardeşi de peşinden koştu. 4 oğlunun da cihada gittiğini öğrenen Hristiyan anne baba Müslüman olarak İslam'a girdiler...2013-05-17
Bu kardeşlerden ikiz olan Esedullah ve Ebu Ali eşlerini geride bırakarak Suriye'ye gelmişlerdi. Karargaha girmelerinden kısa süre sonra mücahidlerin eğitmeni onlardaki iyi ahlak, itaat ve fiziksel kuvvetlerinden dolayı onları özel kuvvetler (cihadi komando) birliğine gönderdi.
Komando eğitimi sabah, ikindi ve akşam (bazen de yatsı) vakti olmak üzere günde 3 vakitte yapılıyordu. Kardeşlerden Ebu Ali haftayı bir gün oruçlu bir gün oruçsuz geçirdiği halde mutfak görevinde hizmet ediyor, kardeşlerine ölümüne ve ısrarla hizmet ediyordu.
Bununlada kalmaz eğitimlerde de oruçlu olmasına rağmen şınav, mekik ve koşuda bütün mücahidleri geride bırakıyordu. İkiz kardeşlerden Esedullah ise tıpkı Ebu Ali gibi takvalı ve zühd sahibiydi.
Bir süre onunla beraber duran bir arkadaşı şunları anlatıyor:
Hangi günün gecesi uyansam Esedullah'ı namaz kılarken görürdüm. Kardeşlerle şakalaşmayı sevdiğimden dolayı bir gün mutfakta hizmet etmekte olan Esedullah'ın yanına girdim. Karargah emiri mutfağa görevli kişiden başkasının girmesini yasaklamıştı. Esedullah'ın yanına gittiğimde bana şöyle dedi: "Seni kovmak istemem ama emirimizin vermiş olduğu bir emir var. Haydi Allah'tan sakın ve emire isyan etme."
Fakirlere karşı çok yumuşaktı. Karargaha yemek istemek için gelen bazı fakirler olurdu. Savaşçıların Emiri karargahtan yemek istemeye gelenlere yemek vermeyi yasaklamıştı. Bunun nedeni ise daha önce bazı casuslar bu şekilde yemek istemeye gelerek mücahidlerin bulunduğu yerlere işaretler bırakmış ve savaş uçaklarının buraları bombalamasına sebep olmuşlardı. Esedullah bu durum karşısında: "Allah’ın huzurunda bunlardan surumluyuz elimizde yemek var ve bunlara vermiyoruz" diyerek ağlardı.
O bir çok operasyona katılmıştı ancak operasyonlara "baskın" timinde değilde "nöbet" timinde katılıyordu. Nihayet "Ming Askeri Havaalanı" gazvesi geldiğinde Esedullah tüm hazırlıklarını tamamlayarak gazve meydanına doğru ilerledi. Bu operasyonda muhacirler tugayındaki mücahidler Arap, Türkiyeli ve Kafkasyalı olmak üzere 3 gruba ayrılmışlardı.
Baskın saati 22:00 olarak belirlenmişti. Havaalanı etrafındaki alan açık bir yapıya sahip olduğundan dolayı mücahid gruplar ekin sümbülleri arasında 4 saat boyunca sürünerek ilerlemişlerdi. Hedeflenen bölgeye ulaştıklarında yorgunluktan dolayı adeta tükenmiş bir hale gelmişlerdi. Bu arada Esedullah'ın grubu düşmana 400 metre kadar yaklaşmışlardı ancak Türkiyeli ve Arap mücahid timi üzerlerine açılan yoğun bombardıman ve ateşten dolayı Esedullah'ın timine yetişememişlerdi.
Esedullah 2 öz kardeşi ve 4 mücahidle birlikte düşmana iyice yaklaşmıştı. Neredeyse aralarında 100 metrelik mesafe kalmıştı. Diğer Kafkasyalı ve Rus mücahidler bu 7 mücahidi düşmana ateş ederek korumaya almışlardı. Esedullah ve arkadaşları düşmana iyice yaklaşarak kaskında fener takılı bir mürtedi ve havaalanındaki albayı öldürmeyi başardılar.
Daha sonra Esedullah kapıyı açmak için ileriye atıldı. Yoğun mermi atışlarına rağmen kapıyı açmayı başardı. Kendini yere atarak duvara doğru süründü ve daha sonra tekbir getirerek düşmana doğru saldırıya geçti. Esedullah bir süre çatıştıktan sonra karargaha doğru ilerledi ancak bu anda yanlarına bir el bombası düştü. Yoğun çatışma sesinden dolayı bombayı farkedemeyen Esedullah ve ikiz kardeşi Ebu Ali oracıkta çok istedikleri şehadete kavuştular, diğer kardeşleri de yaralandı.
Bir arkadaşları şöyle anlatıyor:
Saldırı sırasında Esedullah'ın şöyle bağırdığını duydum "Yarabbi beni al, beni seç!" Kardeşi Abdulvahid'de "Bugün Allah beni seçecek" diye operasyondan önce haber vermişti. Onunla baskına çıkan bir mücahidde Esedullah'ı rüyasında şehid olarak görmüştü.
Esedullah mutfakta hizmet ettiği sırada kulaklık vasıtasıyla devamlı sohbetler dinlerdi. İşi bitince de orada oturan arkadaşlarından birinin yanına gider ve bu dersleri anlatırdı. Mücahidler arasında herhangi bir anlaşmazlık gördüğünde hemen bir kenara çekilirdi ve onlara dua ederdi. O daima şöyle derdi: "Mücahid kardeşlerim bana öz kardeşlerimden daha sevimlidir."
Esedullah ve kardeşi komando birliğine girdiğinde mücahidler arasında "Davud orucu" tutanlar henüz mevcut değildi. 2 Rus kardeş oradaki mücahidler arasında bu sünneti ihya ettiler. Karagahdaki tüm savaşçılar bu 4 takvalı kardeşin yaşantısından, ilimleri az olmasına rağmen çok şey öğrendi.
Mücahid arkadaşlarına göre dört kardeşin hepsi birbirinden değerli olsa da Esedullah daha bir öne çıkmıştı. İşin diğer garip yönü ise Esedullah ve ikizi Ebu Ali aynı anda doğdular, yaşantıları hep aynıydı ve aynı anda şehadet şerbetini içtiler.
Allah (Subhanehu ve Teala) onların şehadetini kabul etsin...
Anadolu Haber Günlüğü - Zübeyir Medeni
