Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sakın Bamyacı Olma - Dr. Iyad Kunaybî

R Çevrimdışı

Rebi3

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Dr. İyad Kunaybi anlatıyor:

Bir kardeşim beni aradığı sırada çok meşguldüm.
-“Hocam! Seni acilen görmem gerek” dedi.
-“Kardeşim, beni mazur gör, bugün çok meşgulüm, yarın görüşelim” dedim.
-“Eşimi boşamak istiyorum” dedi birden.
-“Subhânallah! Pekâlâ, biraz sonra geliyorum” dedim.

Oraya ulaştığımda:
-“Hayrola, eşinle aranızdaki sorun nedir?” diye sordum.
-“Hocam, ihmalkâr… Eşim son derece ihmalkâr. Bir düşün; bugün açlıktan bitkin düşmüş bir halde işten geldim, önüme bir tabak bamya yemeği koydu; buz gibiydi, hakeza pilav da soğuktu. Onu çağırdım ve dedim ki: “Bütün gün sonunda soğuk bir yemek yemek için mi yoruluyorum? Bana ve yorgunluğuma hürmetin bu mu?!”

Çocuklar da aynı, pejmürde vaziyetteler… Görünüşlerine hiç önem vermiyor. İç gömlekleri pantolonlarının dışından sarkmış, yüzlerinde yemek artıkları. Bir de bu halleriyle (aşağı katta oturan) annemin evine iniyorlar.
Daha fazla bu duruma tahammül edemeyeceğim!”

Ona: -“Eşin namaz kılıyor mu?” diye sordum.
-“Bunda bile sorun var, namazını da aksatıyor” dedi.
-“Arkadaşım! Allah (duanı) geri çevirmesin. Sen eşinin sana yaptıklarına müstahaksın!”
-“Neden (böyle söylüyorsun) hocam?”

-“Çünkü sen kendi nefsine önem veriyor ama Allah’ın hakkını ihmâl ediyorsun. Bir tabak soğuk bamya yemeğine ve çocuklarının pejmürde hallerine sinirlendiğin kadar eşinin namazı ihmal etmesine sinirlenmedin, hem şu hadis-i şerifi de bildiğin halde: ‘Hepiniz çobansınız ve hepiniz güttüklerinizden sorumlusunuz.’

Şayet sen, eşinin benliğinde Allah-u Teâlâ’nın hakkını yüceltseydin, Allah-u Teâlâ da eşinin nefsinde senin hakkını yüceltirdi. Sen Allah’ın hakkını küçümsedin, eşin de seni küçümsedi.
Bu gece eşine git ve ona şöyle söyle:

-‘Ey Âdem kızı! Ben şimdi senden kendim için bir şey istemiyorum, seninle şahsi hususlarda tartışmayacağım. Artık aramızdaki tek mesele var, o da senin namazlarını doğru düzgün kılmandır. Çünkü ben, namazını ihmal ederek teslimiyeti hususunda şüpheye düşen bir kadınla yaşayamam.'
Sakın ona namaz, bamya yemeği, çocukların kıyafetleri diye sıralama! Aksine bu aşamada sadece namaz üzerinde dur.”


Arkadaşımız gitti ve ne öğüt verdiysem onu yaptı. Bir zaman sonra bana, eşiyle beraber gece namazlarında benim için dua ettiklerini yazan çok hoş bir mektup gönderdi. Allah-u Teâlâ’dan muhabbetlerinin ve hidayetlerinin devamını niyaz ediyoruz…

Bizim “bamyacılar” olmamız, yani insanların bize hürmet etmesini isteyip de, onları Allah-u Teâlâ’nın hakkını yüceltmeye davetten gaflete düşmemiz çok çirkin bir şey.
Eşler arasındaki sorunların çoğunun, hatta insanlar arasında cereyan eden birçok sorunun çözüm anahtarı şudur:
Allah’ın hakkını yücelt ve onu insanlara sevdireceğin şekilde esas meselen haline getir. O zaman eğer onlar hakkını çiğneyip, sana zulmetseler bile, Allah- Teâlâ onların nefislerinde senin hakkını yüceltecektir. Sakın bamyacı olma!
Dr. İyad Kunaybî
Çeviri: Rabia Erdoğan Öztürk
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
”Bir tabak bamya mı? Yoksa Allah’ın hakkı mı?


-bir-tabak-bamya-mi--yoksa-allah-in-hakki-mi-.jpg
 
eL_Muhacir Çevrimdışı

eL_Muhacir

İlimsiz Mucâhid, kâtil; Cihâdsız âlim, belâm olur
Frm. Yöneticisi
cazakALLAHul hayr
 
Muddessir Çevrimdışı

Muddessir

الحمد الله
Frm. Yöneticisi
Eşler arasındaki sorunların çoğunun, hatta insanlar arasında cereyan eden birçok sorunun çözüm anahtarı şudur:
Allah’ın hakkını yücelt ve onu insanlara sevdireceğin şekilde esas meselen haline getir. O zaman eğer onlar hakkını çiğneyip, sana zulmetseler bile, Allah- Teâlâ onların nefislerinde senin hakkını yüceltecektir. Sakın bamyacı olma!
Çok doğru bir söz.

Malesef ki eşler arası şiddetli geçimsizlik bin bir zorlukla ve nice umutlarla inşa edilen muvahhid ailelerimize de nüksetmiş. Özellikle son zamanlarda artan boşanmalar ümmet olarak ciddi bir sorun içerisinde olduğumuzun kanısını oluşturuyor bizlerde.

Gençlerin davetlerini bereketlendirebilmek adına ve sünnetullah gereği evlenmeleri olağan ve güzel bişey. Lakin herkes kendi mesuliyetlerini yerine getirebildiği ve fazla beklentilerin içerisinde olmadığı müddetçe...

Allah muvahhid ailelerimize huzur ve sekinet ihsan etsin..
 
Son düzenleme:
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

لا اله الا الله
Site Emektarı
"Sen dindar olanı seç..."

Öğüt tutabilene Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem)'den öğüt...

Bakmayın hadisin kadın için olduğuna, erkeğin dindeki durumu daha mühimdir. Çünkü erkek ailede yöneticidir, kadın ise itaat etmesi beklenen...

Screenshot_20240515-112443_Photos.jpg


20240519_095123.jpg
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

لا اله الا الله
Site Emektarı
Çok doğru bir söz.

Malesef ki eşler arası şiddetli geçimsizlik bin bir zorlukla ve nice umutlarla inşa edilen muvahhid ailelerimize de nüksetmiş. Özellikle son zamanlarda artan boşanmalar ümmet olarak ciddi bir sorun içerisinde olduğumuzun kanısını oluşturuyor bizlerde.

Gençlerin davetlerini bereketlendirebilmek adına ve sünnetullah gereği evlenmeleri olağan ve güzel bişey. Lakin herkes kendi mesuliyetlerini yerine getirebildiği ve fazla beklentilerin içerisinde olmadığı müddetçe...

Allah muvahhid ailelerimize huzur ve sekinet ihsan etsin..
Muvahhid ailelere öğüdüm olsun, her iki taraf için de; hiç fark etmez kadın mıdır, erkek mi:

Her insan çocukluktan itibaren aileden, çevreden, okulundan, izlediği film veya okuduğu bir kitaba kadar her yönden: çeşitli bilgilerle/olaylarla vs karşılaşır ve karşı cinse karşı bir algı geliştirir. Bu algı "erkekler/kadınlar böyledir" gibi bir tanımlama genellemesi de olabilir, "şöyle davranırsam şunun olmasını sağlarım" gibi bir çözüm genellemesi de. İşte bu tür genellemeler: şeytanın evlilikler için kurduğu en büyük tuzaklardır, çünkü hiç kimsenin ahlakı bir diğeri ile birebir aynı değildir. Açıkça söyleyeyim: parmak izlerimizin eşsizliği/kendine özgülüğü kadar eşsizdir huylarımız/kendimize özgülüğümüz... Ve bu, istisnasız karşı tarafta olan herkes için: tahmin edilemez durumdadır.

Bu bakımdan, evliliğin bilhassa ilk yıllarında bilinmesi gereken yegâne şey: birbirinizi tanımıyorsunuz. Ama tanıyacaksınız. Bu aşamada sıklıkla anlaşmazlıklar çıkabilir, tartışmalar olabilir; olmalıdır da, nitekim fikirlerin çatıştığı bu yerler ortaya çıkmadan "tanışma" diye bir şey mümkün değildir. Bu tartışmaların var olmasından asla korkmayın, bunlar net uyuma giden yolun olmazsa olmaz aşamalarıdır.

Ama:

Kırıcı olmaktan korkun, saygısız olmaktan korkun, haddi aşmaktan korkun. Bilhassa erkekler, bundan çok korksun; çünkü kadın korkutularak bastırılırsa, her şeyi içine atmaya bir yönelirse: o evlilik ya kısa sürede biter veya sürse bile o evlilikte huzur bulunmaz, çünkü kadın huzurlu değilse asla huzur vermez. Bunun ahiretteki vebali de ayrıdır.

Bu arada kadınlar da: her ne kadar bizlerin saygısızca bağırması çağırması erkekler için korkutucu olmasa da, gayet de kırıcı olabilmektedir. Ve erkekler de içine atmaya yönelirse (ki ekseri onlarda da öyle oluyor) o evlilik de aynı şekilde: ya kısa sürede biter veya sürse bile o evlilikte huzur bulunmaz, çünkü erkek huzurlu değilse de asla huzur vermez. Bunun ahiretteki vebali de yine ayrıdır.

Demek ki neymiş? Her iki taraf da saygıya muhtaç. Ve her iki taraf da "içine atarsa" evliliğin gidişatı olumsuza gidiyor.

Öyleyse ne yapıyoruz:

Tartışmadan korkmuyoruz. Ama saygılı tartışıyoruz. İçimize atmıyoruz, çünkü atarsak sorun asla çözülmez. Tartışın, evet tartışın. Saygıyla, netlikle, imâdan uzak, olabildiğince kendinizi/isteğinizi açıkça yansıtacak şekilde. Karşı tarafı da buna yönlendirin. İçine kapanmaya meyilli ise, çok da zorlamadan yavaş yavaş onu konuşmaya teşvik edin. Birbirinizi anlamaya çalışın, ve birbirinizde yakalayacağınız "erkekler/kadınlar böyledir, bu işe yarar" gibi genellemelerin birbirinizde geçersizliğini fark edip fark ettirin. Herkes kendine özgüdür; hiçbir kadın hiçbir kadınla, hiçbir erkek hiçbir erkekle aynı kafada değildir. Kimin neyi neden yaptığının/istediğinin de birden/ondan/yüzden fazla sebebi olabilir. Tahmin etmeyi bırakın ve açıkça sorun: neden? Ve ardınca anlamaya çalışın. Neden bunu istiyor, korkuyor veya böyle düşünüyor. Unutmayın, kimse sizin kafanızdaki dünyayı bilemez. Ve siz de kimsenin kafasının içindeki dünyayı bilemezsiniz. Bu yüzden: Tanımak için konuşun. Açık, net, imâsız ve saygılı...
 
Ummu Aişe Çevrimiçi

Ummu Aişe

لا اله الا الله
Site Emektarı
Bu arada bir ekleme daha:

Yine bu "kendine özgülük"ten ötürü, eşlerin evlilik hayatında beklediği şeyler birbirinden çok farklıdır ve karşı tarafa sevgilerini gösterme yöntemleri de aynı şekilde farklıdır. Bu konuda "Gary Chapman'ın; Beş Sevgi Dili" adlı kitabı kadın-erkek herkese tavsiye ediyorum. Hem kendiniz okuyun, hem de eşlerinize okutun. Okumayı sevmiyorsa özetini siz geçin, sorun değil.

Bu neden önemli, kısa bir anlatım geçeyim. (Erkeklere yönelik bir anlatım seçiyorum)

Eşiniz misal prenses hikayelerinin etkisinde kalarak büyüyen bir hanımsa, o sevildiğini hissetmek için bir çiçek, bir sevgi sözcüğü, hediye paketinde bir küçük hediyeye vesaireye muhtaçtır. Onu hiç suçlamayın, çünkü insan nasıl yetişirse bu huy olarak yerleşir; ve kimin huyunun nasıl şekillendiği çocukken oluştuğu için, çocuklar da suçlanamayacağı için... Anlaşıldı?

Bununla birlikte siz de Kurtlar Vadisi izleyerek büyüdüyseniz: ona olan sevginizi, onu her tür tehlikeden koruyarak, tüm gücünüzle her tür önlemi alarak gösterirsiniz. Marketten aldığınız 2 torba dolusu pahalı gıdaya tüm sevginizi sığdırmışsınızdır. Ve ama hanım, küçük bir kutuda minik bir hediye, beraberinde tatlı bir söz duymadığı sürece sevildiğini asla hissetmeyecek, çünkü onun sevgiden anladığı o... Bu arada siz de suçlu değilsiniz, çünkü siz de çocukken bu huylara doğru geliştiniz. Kimse suçlu değil, sadece sonuç olarak farklısınız ve hepsi bu. (Dikkat, ne bu erkek örneği, ne de bu kadın örneği ile "tüm erkekler ve kadınlar böyledir" genellemesine çıkılamaz. Şair ruhlu erkekler var olduğu gibi, "bana şiirle gelme, beni seviyorsan şu falan işi hallet" diyen kadınlar da olabilir. Tekraren: herkes farklıdır.)

İşte bu yüzden sevgi dillerini öğrenmek önemli. Bu kitap birbirinizin sevgi dilinizi fark etmenize ve ona göre güzellikle karşı tarafı anlamanıza/ona karşı doğru davranışları bulmanıza yardımcı olacaktır inşaAllah.
 
Üst Ana Sayfa Alt