Peygamber (s.a.v.), Muğire'yi evlenmek istediği kıza talib olmadan önce onu görmesi için teşvik etmiştir. Çünkü evlenmek isteyen kişilerin tanıma amacıyla birbirlerini görmelerinin, aralarındaki sevgi ve ulfetin oluşumunda büyük rolü vardır.
Ebu Humeyd (ya da Ebu Hamide)'den rivayet edilen bir hadîste, Peygamber (s.a.v.);
"Sizden biriniz bir kadınla evlenmek istediğinde ona bakmasında bir beis yoktur. Ancak evlenme niyetiyle bakması caizdir. Bunu baktığı kadın bilmese de hüküm değişmez." buyurmuştur.
(Bu hadîsi, imam Ahmed, Musa b. Abdullah'tan Ebu Humeyd yoluyla rivayet etmiştir. Neylu'l-Evtâr.VL, 110)
Abdurrezzak ve Said b. Mansur'un Muhammed b. el-Hanefıyye'den naklettiğine göre:
"Ömer (r.anh), Ali'den (r.anh) kızı Ummu Gulsum'u istemişti. Ali (r.anh), kızının küçük olduğunu hatırlatarak "Onu sana göndereyim, şayet razı olursan hanımın olsun" dedi.
Ali (r.anh), kızını Ömer'e (r.anh) yolladı. Ömer (r.anh) kızın eteğini dizine kadar açıp baktı.
Bunun üzerine Ummu Gulsum,"Şayet Emiru'l-Mu'minin olmasaydın gözüne bir yumruk yerdin" dedi.
Ummu Gulsum, Ali'nin (r.anh) sözünden itibaren Ömer'in (r.anh) hanımı olmuş, dolayısıyla bakması da helal hâle gelmiştir."
Fakihlerin çoğunluğu evlenmek isteyen kişinin, evlenmek istediği kadının yalnız yüz ve ellerine bakabileceğini söylemişlerdir. Yüz ve eller güzellik ve vucudun iyiliğine muttali olmak bakımından yeterli sayılmıştır. Zira güzelliklerin aynası olması bakımından yüz güzelliğe, eller de vücudun hayır ve iyiliğine delâlet eder.
Ebu Hanife, el ve yüz dışında ayaklara da bakılmasını caiz görmüştür.
Hanbelîler ise, günlük ev işlerini yaptığı sırada görünen uzuvlarına bakmanın caiz olduğunu söylemişlerdir. Bu uzuvlar yüz, boyun, el, ayak, baş, bacak (diz altındaki bölüm). Çünkü kız hakkında fikir sahibi olmak için bu uzuvların görülmesine ihtiyaç vardır. Daha önce zikredilen "Ona bak..." hadîsi, Ömer (r.anh) ve Cabir'in hareketleri bu görüşü teyid etmektedir.
Evzaî, "Etli kısımlarına bakar" derken, Dâvud ez-Zâhiri, "Ona bak" hadîsinin zahirine göre "Vucudunun tamamına bakması caizdir" demiştir.
Koca, yaşadığı sürece karısının bütün vücuduna bakabileceği gibi kadın da kocasının bütün vücuduna bakabilir. Karı kocanın birbirlerinin cinsî organlanna da bakmaları caizdir. Ancak bu mekruh görülmüştür.
Şafıî'lere göre; evlenmek isteyen kişinin, talip olmadan önce kıza bakması gerekir. Bundan kızın ve ailesinin haberi olmaması lâzımdır. Böyle yapmak, kızın ve ailesinin onuru açısından daha uygundur. Eğer kız hoşuna giderse talib olur. Böylece kız ve ailesi incinmemiş olur. Makul olan ve tercihe şayan görüş de budur. Kızın izni olsun veya olmasın, bakmanın caiz olduğuna delâlet eden hadîs-i şeriflerin zahiri bu görüşü teyid etmekledir. (Muğni'l-Muhtâc, III, 128)
Malikî'ler ise; kızı iyice tanıma bakımından, yüz ve ellere nikâh akdinden önce bakmanın caiz olduğunu söylemişlerdir. Ancak bundan kızın veya ailesinin haberdar olması gerekliğini ileri sürmüşlerdir. Malikîlere göre, kızın kendisine bakıldığından haberi olmaması mekruhtur.
Bakıştan lezzet almamak kaydıyla evlenmek isteyen kişinin kendisi veya vekili kıza bakabilir. Aksi takdirde bakmasına müsaade edilmez. Kızın yüz ve elleri dışındaki yerleri avret olduğu için, bakılması caiz değildir. (eş-Şerhu's-Sağîr, II, 340; et-Kavânînu'l-Fıkhıyye, 193-194)
(Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ans. C. 9, Sayfa : 23)