Emeğinize sağlık, çok güzel yazdınız...
Allah Razı Olsun !
Allah Razı Olsun !
Kabristanda ölüler için Kur'ân okumanın mekruh olup olmadığı hakkında fukahanın farklı görüşleri vardır:
İmam Şafiî'ye göre mustehabdır. Çünkü ölü bundan yararlanır.
Muhammed bin Hasan da aynı görüştedir.
Ahmed bin Hanbel'e göre, bunda bir sakınca yok*tur.
İmam Ebû Hanîfe ile İmam Mâlik'e göre, bu hususta bir sünnet vârid olmadığından tenzihi kerahet vardır.
(Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla İslam Fıkhı, Uysal Kitabevi: 2/88)
Ebu Hanife, Malik ve benzeri selefin cumhurunun benimsediği görüş kabirlerin yanında Kur'ân'ın okunmasının mekruh olduğu şeklindedir. Aynı zamanda bu İmam Ahmed'in de görüşüdür.
Ebu Davud, Mesail (s. 158)'de şunları söylemektedir:
"Ahmed'e kabir yanında Kur'ân okunmasına dair soru sorulduğunu ve buna hayır diye cevap verdiğini dinledim."
Şeyhu'l-İslam İbn Teymiye, İktidau's-Sırati'l-Mustakim Muhalefete Ashabi'l- Cahiym (s. 182)'de şunları söylemektedir:
Bizatihi Şafiî'den bu meselede herhangi bir söz söylediği bilinmemektedir. Çünkü bu ona göre bir bid'atti. Malik ise şöyle demiştir:
"Ben bu işi bir kimsenin yaptığını bilmiyorum. Böylelikle ashabın ve tabiînin bu işi yapmadıkları öğrenilmiş olmaktadır." el-İhtiyaratu'l-İlmiyye (s. 53)'de şunları söylemektedir:
"Ölüye ölümünden sonra Kur'ân okumak ölümü yakın kimse için Kur'ân okumanın aksine bir bid'attir. Ölmek üzere olan kimse için Yasin suresini okumak müstehabtır".
Sunen’in sahibi Ebu Davut şöyle der:
"Ahmed’e kabirde Kur’an okunması hakkında soruldu, o da ‘okunmaz’ dedi " [Mesâil (s.158)].
Şeyhu’l-İslam İbn Teymiyye şöyle der:
" Şafii’den bu konu hakkında bir söz sabit değildir, bu da onun kabristanda Kur’an okunmasını bid’at saydığı içindir " [Sıratul- Mustakim (s.182)].
İmam Malik şöyle der :
" Bunu yapan birisini bilmiyorum, dolayısıyla sahâbe ve tabii’nin bunu yapmadığı ortaya çıkar ".
Daha önce de geçtiği gibi sevabın ölüye ulaşması kesin değildir. Kabirde Kur’an okuma hakkında sahabelerden gelen rivayetler azdır. Fakat dört mezhep zamanından günümüze kadar müslümanlar Kuran’ı ölünün mezarının yanında okumayı sürdüre gelmişlerdir.
Ahmed İbn-i Muhammed İbn-i Harun Ebu Bekir-il Hilal bu konuda "Cami" kitabında şöyle dedi: Abbas İbn-i Ahmed-İddevri bize şöyle dedi: Ahmet İbn-i Hanbel’e kabirlerin yanında Kur’an okumak konusunda bir şey bilip, bilmediğini sordum."Bilmiyorum" dedi. Sonra dedi ki: Yahya Bin Muin’e sordum. Mübeşşir Bin İsmail El-Halebi’den şöyle dedi: Abdurrahman İbnil Ala Bin El Lahlah’ın babasından şöyle dedi: Babam dedi ki; Ben öldüğüm zaman beni lahite koy ve Allah’ın adıyla Rasulullah’ın sünneti üzere de, başımın yanında Bakara’nın başlangıcını ve sonunu oku.
Ben İbn-i Ömer’in de bu şekilde vasiyet ettiğini duydum. Sonra Hilal başka bir rivayette şöyle dedi:
Ahmed İbn-i Hanbel bir cenazede iken ölü defnedilince, kör bir adam kabrin yanına gelerek Kur’an okudu. Ahmed Bin Hanbel ona şöyle dedi: "Ey adam kabrin yanında Kur’an okumak bid’attir.
"Muhammed İbn Kuddeme ona şöyle dedi: "Ey Eba Abdullah! Mübeşşir El Halebi hakkında ne diyorsun?" Ahmed Bin Hanbel dedi ki: "Güvenilir bir zattır."
Ona Mübeşşir’il Hanbeli’nin daha önceki yukarıda zikredilen hadisini zikredince Ahmed Bin Hanbel radiyallahu anh ona şöyle dedi: "Adamına git ve okumasını söyle.
"Hilal aynı şekilde şöyle demiştir: Ebu Bekr El-Mervuzi bize şöyle demiştir: Ahmed İbn-i Muhammed İbn-i Hanbeli’yi şöyle derken işittim:
"Kabirlere girdiğiniz zaman; Fatiha, Felak, Nas ve İhlas surelerini okuyun ve okuduklarınızı kabir ehline hediye edin, böylece bu okuduklarınızın sevabı onlara ulaşır."Aynı şekilde Zaferani’nin şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Şafii’ye radiyallahu anh kabrin yanında Kur’an okuma hakkında sordum" O şöyle dedi: "Bir sakınca yoktur."
Zaferani güvenilirdir ve Şafii’nin eski görüşünü rivayet etmiştir ve Şafii’den rivayet ettiği bu rivayet gariptir. Şafii’nin yeni görüşünde eski görüşüne muhalif bir şey varit olmadıkça eski görüşüyle amel edilir, fakat Şafii’nin Kuran’ın sevabının ölüye ulaştığını söylediği yeni görüşü şöyledir:
"Kur’an zikrin en şereflisidir. Zikir, zikredildiği yer için bir bereket sağlar ve bu bereket orada bulunanlara yayılır."
Bu görüşün temeli şuna dayanmaktadır:
Kabre iki hurma dikildiği zaman bunlar yaşadıkları müddetçe Allah’ı tesbih ederler. Böylece onların tesbihleri sonucu kabirde sahibi için bir bereket hasıl olur ve bu bereket dallar kuruyuncaya kadar devam eder. Rivayetin bu tefsiri bazı müfessirlere göredir.
Bitkilerin Allah’ı tesbih etmesinin bereketi hasıl olunca zikirlerin en şereflisi olan Kur’an; ki hayvan, bitki ve cansızlardan daha şerefli olan ademoğlu tarafından okunuyor, bilhassa okuyan salih kişi ise bu Kuran’ın bereketinin hasıl olması tabii ki daha evladır. Allah en iyisini bilir.
Soru :
Kur’an okumanın sevabı ölüye ulaşır mı? Şayet ulaşırsa kabir yanında okunduğu zaman mı, yoksa uzakta okunduğunda mı ulaşır? Ve ölü okuma sevabının tamamını mı yoksa dinleme sevabını mı alır?
CEVAP
Burada iki mesele var. Bu meselelerden birincisi, ikinci meselenin bir parçasıdır. Ben bu konuda Hanbeli mezhebinin şu görüşünü tercih ettim.Okuyucu, ölü için niyet edip okumaya yöneldiğinde okuduğu Kur’an ölüye fayda verir ve sevabı da ona ulaşır.
Bazı alimler şöyle dedi:
Okumanın başında ölü için okumaya niyet etmek şart değildir. Bilakis önce okuyup sonra bunun sevabını ölüye hediye ederse bu sevap ölüye ulaşır. Daha önce zikrettiğim gibi birinci görüş tercih edilmiştir.Bu iki görüş arasında yani Kuran’ın kabirde okunmasıyla kabirden uzakta okunmasının sevabının ölüye ulaşması hususunda fark yoktur. Her iki durumda da okumanın sevabı ölüye ulaşır.
Bazı Şafiiler ölü ancak dinleme sevabı alır dediler.
Peygamberimiz annesi için istiğfar etmeyi istediği ve izin verilmediği yazılıyor. Fakat Rasulullah'ın (sav) en çok dua ettiği "Rabbena atina" duasında (bunu namazlarda okuyoruz) anne ve baba için mağfiret dilendiği mealen yazılıyor. Burada çelişki yok mu?
Ölüye (kabirde) Fatiha okunması, İmam Şafii'ye göre, ölüye dua kastıyla Kur'an-ı Kerim'deki dua içerikli ayetler okunabileceğinden, Fatiha da bir nevî dua olduğundan ölüye okunabileceğini bildirmiştir.morueqq kardeşimiz gibi bende konuyu okudum ama onun gibi kafam karıştı. ve onun alıntı yaptığı kısımlar özellikle kafa karıştırıyor, anlamamızı zorlaştırıyor. Bir veya bir kaç mezhep imamın sevap veya sakıncası yoktur hükmüne karşı bidattir demek veya siz bunu yapıyorsuzun ve bid'at işliyorsunuz demek doğru mudur? Müstehaptır diyen Mezhep imamı veya imamları bu fiili yaptıklarında bid'at işlemekle suçlanabilirler mi?
Özellikle memleketimizde ölüler için Fatiha okumak meşhurdur? Seyfullah adlı üyenin dediği Ölüler için Fatiha okumak bid'at midir?
Şu hadisde doğrumudur. Başka bir yerde okudum.
Hz. Ebû Bekir'in (r.a.) rivayet ettiği hadis.
"Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini Cuma günü ziyaret ederek orada Yasin Sûresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar." (İbni Mace Tercemesi, 4:274)
Ayrıca bir de şöyle bir sorum var.
ilk sayfada şu yazı var. "Rasulullah (a.s.) anasının kabrini ziyaret etti kendisi ağladı çevresindekileri de ağlattı. Sonra söyle buyurdu: Rabbimden anam için İstiğfar etmeyi istedim, izin vermedi. Kabrini ziyarete izin istedim, verdi. Kabirleri ziyaret edin, zira bu size ölümü hatırlatır.") "
Peygamberimiz annesi için istiğfar etmeyi istediği ve izin verilmediği yazılıyor. Fakat Rasulullah'ın (sav) en çok dua ettiği "Rabbena atina" duasında (bunu namazlarda okuyoruz) anne ve baba için mağfiret dilendiği mealen yazılıyor. Burada çelişki yok mu?