Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Cariyeyi İlişkiye Zorlamak Caiz mi?

Mert Gezici Çevrimdışı

Mert Gezici

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Esselemu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuh
Sahibinin, cariye ilişkiye girmek istemediği halde onunla zorla ilişkiye girmesi caiz midir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullahi we berakatuh;

Onlar - Mûminler, mahram yerlerini günahlardan korurlar. Yalnız eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri ile ilişki kurarlar.” (Mu'minûn, 5-6)

Eğer (birden çok evlilikte kadınlar arasında) adaleti gerçekleştirmekten endişe ederseniz, bir kadınla veya eliniz altında olan cariyelerle yetinin.” (Nisa, 4/3)

Cariyeye sahib olmayı sağlayan milku’l-yemin - akdu’l-milk (milk akid ve tasarruf: satın alma, miras, ganimet veya bağış yoluyla elde etme…) bir hukuki işlemdir ve bu hukuki işlem, sahibi ile cariye arasında karı-koca gibi yaşama hakkını da vermekte, nikah akdinden daha güçlü ve kapsamlı olarak onun yerine de geçmektedir. (Prof. Dr. Hayrettin Karaman)

Sahibinin, Câriyesi ile Cinsel İlişki İçin Neden Nikah Akdi Gerekmez?

Çünkü; milk akdi, nikah akdinden daha güçlüdür. Nikah akdi, bir menfaat akdidir. Milk akdi ise, önce ilgili şahsın kendisine sahib olmak vardır. Menfaat akdi ise buna bağlı olarak gerçekleşmiş olur.
(Mahmud Hamdi Zakzuk, et-Teserri adlı makalesi)

Sahibi - Efendinin, câriyesi ile karı koca olmaları da şart değildir. Efendi, onu sadece bir hizmetçi olarak istihdam edebilmektedir. Ayrıca, câriyenin kocası esirler arasında ise, eşlerin nikâhları devam edeceğinden, efendinin bu cariye ile munasebette bulunması câiz değildir. Hattâ erkek başka birisinin, kadın da bir başkasının yanında köle ise, yine efendi, yanında bulunan bu kadın köleden cinsî yönden faydalanamaz. (Istılâhat-ı Fıkhiyye Kamusu, III/402)

"Sizden cariyesi olan biriniz onu en güzel bir şekilde terbiye eder, yetiştirir de sonra azad edib onunla evlenirse, onun için iki sevab vardır." (Buhari ,Itk 15)

İslâmın köle ve cariyeleri ne kadar himaye ettiği, onların haklarını koruduğu açıkça görülmektedir. Cariye "kadınlığından" istifade edilen cinsel bir obje olarak görülmemelidir. O aynı zamanda evin bir ferdi, ailenin bir parçasıdır. Ailenin, hanımından sonra evin en sorumlu kadınıdır.


Câriye'nin, Cima İçin Efendisini Kâbul veya Reddetme Hakkı

Câriye edinirken “Teserri”
kavramı gündeme gelir. Bunun anlamı; câriye olarak elde edilen bir köle kadını eş olarak almaya, onunla birlikte olmaya karar vermek demektir.

İslam hukukuna göre, teserri olgusu, sadece cariyeye sahib olmakla gerçekleşmez. Nikah akdi dışında, normal kadınlarla evlilikte gereken bütün şartların hazırlanması gerekir. Hanefî Mezhebi'ne göre teserrinin gerçekleşmesi için iki şart vardır:
1- Normal hür kadınlardan olan eşlerine ayırdığı gibi, tesri (birlikte olmak) istediği cariyesi için de hususî bir mesken ayırması.

2- Diğer eşleri için birlikte olmak için ayırdığı zamanı, Câriyesine de ayırması.
Ebu Yusuf’a göre ondan bir çocuk edinme arzusu da şarttır. (el-Bedai’, 8/344-45-şamile)

Bu iki şart, Şafii mezhebinde geçerlidir.(Muğni’l-Muhtac, 20/316; Nihayetu’l-muhtac, 29/343-şamile)
Bu şartları yerine getirirse Efendinin cima için câriyesinden izin alması gerekmez. Nitekim hür eşi de olsa kocası kendisini cimaya çağırdığında, karısının bunu özürsüz olarak reddetmesi, câiz değildir. Hattâ âdetli olması da bir özür değildir. Çünkü kocası onun, âdetli iken haram olan bölgesi dışında bir yerinden yararlanabilir. (Fetâvây-i Hindiyye -yazma- 611/45; Muslim, hayz 16; Nesâî, Taharet 180; İbn Mâce, taharat 124)
Savaş sırasında düşman tarafından esir edilen kız ve kadınlar "cariye" olarak alınır. Hukuk itibariyle ganimet sayıldıklarından, İslâm devleti tarafından hizmetçiye ihtiyacı olan gazilere verilirdi. Azat edilmedikleri müddetçe de, ticarî bir eşya gibi alınıb satılırdı. Artık o andan itibaren "câriye" ailenin bir parçası ve bir ferdi olarak kabul edilir, ona göre muamele görürdü. Cariyenin sahibi olan "efendi" onu şahsî hizmetlerinde ve ev işlerinde istihdam edebildiği gibi, isterse, ayrıca bir nikâh kıymaya ihtiyaç duymadan istifade edebilir.


İlgili Konu:


Cariye ve Hukuku
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt