Kafirlerin çok ve çeşitli bayramları vardır. Müslümanın bunların hepsini araştırıp öğrenmesi gerekmez. Bu konuda müslümana düşen görev, hangi kutlama hareketinin, hangi şenlik gününün ve hangi tören yerinin onlardan kaynaklandığını bilmektir. Bu kadarlık bilgiye sahip olmadığı takdirde de yapılan kutlama ve şenliklerin İslam'da yeri olmadığını bilmek yeterlidir. Çünkü İslam'da yeri olmayan şenlik ve törenler ya doğrudan doğruya bazı kimseler tarafından uydurulup ortaya atılmıştır veya özleri itibarı ile kafirlerden alınmıştır. Yani en azından birer bid'attırlar.
Şimdi size bu kafir kaynaklı tören ve şenliklerin müslü-manlara en çok bulaşmış olan belli başlılarını hatırlatalım: Bu şenliklerden biri hıristiy anların oruç bozumuna rastlayan perşembe günüdür. Onlara göre bu gün "İlahi bir ziyafet (Maide)" günüdür. Bu umadan sonraki pazar günü ile bir sonraki pazar günü arasında geçen hafta hıristiyanlar tarafından "Büyük Bayram" adı altında kutlanır. Bu günlerde yapılan hareketlerin tümü İslam'ın reddettiği, yasak davranışlardır.
Bu batıl adetlerin diğer bir kısmı kadınların mezarlıklarda toplanıp Ölüler için tütsü yakmaları, evlerin damlarına çamaşır asmak, özel yazılı ağaç yapraklarını evlerin kapılarına asmak, bu günlerde tütsü alışverişini adet edinmek, gerek bu günlerde veya başka zamanlar tütsü takdis ettirmek veya takdis edilmiş tütsü satın almak gibi adetlerdir. Çünkü takdis edilmiş tütsü yakmak ve bunu ibadet saymak hıristiyanlann ve yıldıza tapanların (sabiilerin) dini geleneklerindendir. Yoksa normal olarak tütsü, dumanından hoş koku sağlanan bir maddedir ve sırf bu niteliği ile misk ve benzeri koku salıcı maddeler gibidir. Böyle olduğu için ko*ku sürünmenin müstahap olduğu durumlarda tütsü de kullanılabilir.
Yine bu batıl adetler arasında söz konusu günlerde hıristiyanlara özenerek süt çorbası, yağ çorbası veya mercimek çorbası pişirmek veya yumurta pişirmek gibi gelenekleri saymalıyız.
Bu arada yumurtalarla kumar oynamak, böyle bir kumar oynayacak kimselere yumurta satmak veya kumarda kullanılmış yumurtalar satın almak gibi adetler var ki, bunlarla ilgili İslam'ın hükmü bellidir. Yine köylüler arasında görülen büyük damgalar vurma, çeşitli çamaşır parçaları topla*yıp bunları uğurlu saymak ve bunların sulan ile yıkanmak da hüküm bakımından az önceki adetler gibidir. Yine kadınlar arasında adet olan zeytin yaprağı toplamayı ve bu yaprakları kaynatarak elde edilen sularda yıkanmayı da bu kategoride saymalıyız. Çünkü bu adetler özleri itibarı ile hıtisiyanların vaftiz (mamudiye) suyunda yıkanma geleneğinden kaynaklanır.
Yine bu günlerde sanat, ticaret ve ilmi çalışma gibi her zamanki gündelik işleri bırakarak tatil yapmak veya bu haftadan önceki ve sonraki günlerde yapılmayan binicilik ve atıcılık gibi sporlar yapmak da aynı biçimde sakıncalıdır. Bu konudaki temel kural şu olmalıdır: Bu günlerde hiç bir özel hareket yapılmaz, öbür normal günlerden ayırdedümezler. Çünkü daha önce belirttiğimiz gibi Rasulullah (s.a.v.) ilk dönem müslümanlarına "cahiliye döneminde (müslüman olmadan önce) oyun oynayarak geçirdikleri iki şenlik gününü kutlamayı yasak ettiği gibi müşriklerin eski bayram yerlerinde kurban kesmeye de izin vermemiştir.
Şimdi size bu kafir kaynaklı tören ve şenliklerin müslü-manlara en çok bulaşmış olan belli başlılarını hatırlatalım: Bu şenliklerden biri hıristiy anların oruç bozumuna rastlayan perşembe günüdür. Onlara göre bu gün "İlahi bir ziyafet (Maide)" günüdür. Bu umadan sonraki pazar günü ile bir sonraki pazar günü arasında geçen hafta hıristiyanlar tarafından "Büyük Bayram" adı altında kutlanır. Bu günlerde yapılan hareketlerin tümü İslam'ın reddettiği, yasak davranışlardır.
Bu batıl adetlerin diğer bir kısmı kadınların mezarlıklarda toplanıp Ölüler için tütsü yakmaları, evlerin damlarına çamaşır asmak, özel yazılı ağaç yapraklarını evlerin kapılarına asmak, bu günlerde tütsü alışverişini adet edinmek, gerek bu günlerde veya başka zamanlar tütsü takdis ettirmek veya takdis edilmiş tütsü satın almak gibi adetlerdir. Çünkü takdis edilmiş tütsü yakmak ve bunu ibadet saymak hıristiyanlann ve yıldıza tapanların (sabiilerin) dini geleneklerindendir. Yoksa normal olarak tütsü, dumanından hoş koku sağlanan bir maddedir ve sırf bu niteliği ile misk ve benzeri koku salıcı maddeler gibidir. Böyle olduğu için ko*ku sürünmenin müstahap olduğu durumlarda tütsü de kullanılabilir.
Yine bu batıl adetler arasında söz konusu günlerde hıristiyanlara özenerek süt çorbası, yağ çorbası veya mercimek çorbası pişirmek veya yumurta pişirmek gibi gelenekleri saymalıyız.
Bu arada yumurtalarla kumar oynamak, böyle bir kumar oynayacak kimselere yumurta satmak veya kumarda kullanılmış yumurtalar satın almak gibi adetler var ki, bunlarla ilgili İslam'ın hükmü bellidir. Yine köylüler arasında görülen büyük damgalar vurma, çeşitli çamaşır parçaları topla*yıp bunları uğurlu saymak ve bunların sulan ile yıkanmak da hüküm bakımından az önceki adetler gibidir. Yine kadınlar arasında adet olan zeytin yaprağı toplamayı ve bu yaprakları kaynatarak elde edilen sularda yıkanmayı da bu kategoride saymalıyız. Çünkü bu adetler özleri itibarı ile hıtisiyanların vaftiz (mamudiye) suyunda yıkanma geleneğinden kaynaklanır.
Yine bu günlerde sanat, ticaret ve ilmi çalışma gibi her zamanki gündelik işleri bırakarak tatil yapmak veya bu haftadan önceki ve sonraki günlerde yapılmayan binicilik ve atıcılık gibi sporlar yapmak da aynı biçimde sakıncalıdır. Bu konudaki temel kural şu olmalıdır: Bu günlerde hiç bir özel hareket yapılmaz, öbür normal günlerden ayırdedümezler. Çünkü daha önce belirttiğimiz gibi Rasulullah (s.a.v.) ilk dönem müslümanlarına "cahiliye döneminde (müslüman olmadan önce) oyun oynayarak geçirdikleri iki şenlik gününü kutlamayı yasak ettiği gibi müşriklerin eski bayram yerlerinde kurban kesmeye de izin vermemiştir.