Dün gündeme düşen haberlere baktığımda BM nin Suriye ye girmesi ihtimali oldukça yükselmiş gibi duruyor.
Peki bu çözüm mü? Yoksa !!!
Hadiste bildirildiği gibi günümüzde zaman oldukça kısalmış, hızlı yaşanır olmuştur.
Son 2-3 aylık zaman diliminde akıllara durgunluk verecek bir çok gelişmelere şahit olduk. Esed zulmü, ve ardından Mısır.
Analizimi uzatmamak için Suriyeden başlamak istiyorum.
Tunus, Libya, Mısır dan sonra Suriyede Esed i devirme yönünde seyreden hareket, göreceli olarak Emperyalizmin istediği veya kontrol edebildiği veya memnun olduğu bir durumda seyretmekte idi. Olayı dışarıdan seyrediyor görüntüsü veren emparyalist güçler, kontrollerine alabilecekleri liderlere mavi boncuklar dağıtarak durumu idare edebileceklerini düşünüyorlardı.
Birçoğunun farkına hala varamamış olmasına rağmen, 11 Eylül sonrasında Firavun ABD ve Yahudi sermayesinin himayesindeki küresel emperyalizmin tek gündemi Mescidi Aksa ve İsrailin güvenliğidir.
Suriyede ilk başlarda esed ve diğerleri gibi görünen çatışmalar, sonrasında şii sünni, alevi selefi savaşına dönüştü. En ok ismini duyduğumuz nusra ve Ahraruşşam ümmetin ümidi haline geldi. Suriyede iç savaş devam etmekte iken Golan tepelerinde mücahitlerin isminin duyulması ve videolarda "şamdan sonraki hedefimi Aksadır" söylemlerini duyan Firavunlar, en büyük kalelerini kaybedecekleri duygusuyla yüzleştiler.
Zamanın daha da hızlanması, stratejilerin değişmesinin en belirgin hali bunun ardından geldi
İsrail jetlerini kaldırarak Suriye içlerinde cephanelikleri vurdu.Ardından Reyhanlı ve gezi olayları. Bunların analizine girmeyeceğim. Ama bunların da büyük resimde aynı karede olduklarını düşünüyorum.
Daha sonrasında Şam civarında mücahitlerin tank konvoyları görünmeye başlanması ile yeni agresiflikle ve mısırda adeviyye olayları başladı. Darbecilerin filistine giden tünelleri kaparması, sinada israil operasyonları ardından geldi.
Esed zulmü, Myanmar, Ardından Mısırda yaşananlar, öncelikler kendine islamı nisbet eden müslümanların destek gösterilerine dönüştü. Mısırda adeviyede silahsız direniş eleştiri konusu olsa da , diğer ülkelerdeki müslüman kesimin hareket etmesine ve kendilerine güzel haberleri ulaştıran Nusra ve Ahraruşşama sempatiye dönüştü. Siyah üzerine beyaz Laİlaheİllallah bayrakları dünyanın birçok ülkesinde meydanlarda görünmeye başlandı.
Şamda mücahitler ilerlemeye devam ettikçe artık kriz haline gelen Suriye konusu israilin paniğini artırdı, ve Guta , ve BM suriyeye girsin söylemleri
Son bikaç gündür yaşanılanlar sonrasında dünki manşetlerde BM nin suriyeye girmesi gündem oldu.
Bir gün öncesine dönersek LaFigaro nun yanlış çevirildi denilen haberi , bana göre bir nabız yoklaması , tepkilerin ölçülmesi, ve gündemin BM haline dönüştürülmesi operasyonudur. Buna neden olan olay Guta saldırısı da doğal olarak buna zemin hazırlayacak bir olaydır. Analizim doğrultusunda Guta nın faili ve veya azmettiricisi İsrail gibi görünüyor. Böylece BM müdahalesi dünyanın BM ye yalvararak Ne Olur Artık Gir diyeceği bir zemini oluşturmuştur. Türkiyede mevcut siyasi iktidar sahibi şahsın BM de BM diye yalvarışları da bundandır.
Meydanlara toplanan kesimlere BM bir kurtarıcı yapılmaya çalışılmıştır.
Daha öncesinde Irak ve Afganistan da hezimete uğrayan Firavun, Afganistandan sonra düşmanı düşmanına kırdırma stratejisini daha fazla kullanmaya geçmiştir. (Bknz Bush 11 Eylül sonrasındaki konuşması)
Lakin Golan tepelerini kaptırmak üzere olduklarında alarm vermiş durumdalar.
ABD halkının Amerikan ordusunun Suriyeye girmesinini istediğini pek sanmıyorum. Guta sonrasında amerikan halkına söyleyebilecekleri mazeretleri artık var. Çünki dünya Firavun abisinden yardım istemişti!!!!
BM suriyeye girmesi durumunda , Esed i indirmeye gidiyoruz görüntüsü verse de orada daha önceden terörist diye isimlendirdiği Nusrayı durdurmak peşindedir.
Analizin en karmaşık yeri burda başlıyor.
BM suriyeye girdiğinde tek hedefi Esed ise , onu bertaraf ettiğinde suriyede savaşın duracağını düşünenler yanılıyorlar. Çünki şu an Tevhid ve değişik isimlerdeki düşmanları savaşmaktadır.
İsrailin sınırında güvenlik çemberini oluşturmaktan başka bir arzusunun olduğunu ben düşünemiyorum.
Bu arada Mücahitler ile de savaşacaktır.
ABD son söylemleri sonrasında RTE ye siz askerinizi sokun BM olarak da biz destekliyoruz der ise RTE kimle savaşacaktır.
Esed e mi saldıracaktır?? başka seçenke varmı?O da size saldıracak
Esedi savunan şiiiler de size saldıracak
Acilcilerin yönlendirdiği aleviler de size saldıracak.
E Nusraya da terörist dediniz?
Ne gariptir ki Suriyede Türkiye askerine kurşun sıkmayacak grup göremiyorum
BM nin suriye geneline göreceli olarak sukunet getireceğini varsayar isek bu durumda alevi sünni, şii selefi çatışmalar diğer ülkelere sıçrama kapasitesine sahiptir.
BM girip Esedi devirir ise Esedi destekleyen şiiler, aleviler, Hizbuşşeytan, acilciler.. bunların yeni düşmanı BM mi olacak. Yoksa Nusra ile işbirliği yapıp BM ye mi saldıracaklar( komik)
Yoksa bunlar BM ile birleşip Nusraya mı saldıracak? Sormak istiyorum. Bunun için mi BM yi davet ediyor RTE meydanlarda???
Şimdi sormak lazım yöneticilerimize.. Siz bu durumu algılayamayacak kadar cahilmisiniz/ körmüsünüz/ hainmisiniz??
Suriyede BM nin isminin geçmesi kimi cahillerin içini ferahlatabilir belki. Ancak bunun sonucu savaşın bitirecek gibi düşündüremiyor bana .Aksine savaşın daha da acımasızlaşarak yayılacağından korkutuyor.
ALLAH ın da bir planı vardır. Suriye ve Mısır nice hainleri öğrenmemize neden oldu.
Demokrasiyi mısırda eleştiren beyinler, Mısırda ölen şehid (inş) Esra bacımıza ağlayarak Türkiyede demokrasiyi haykırıyor.
Öyle günler yaşıyoruz ki , liderlerin / yönetimlerin/ ülkelerin/ sistemlerin tagutlukları/ firavunlukları artık gün gibi açık durumdadır.
CEHALET devrinin tartışılması da artık yersiz durumdadır.
Tevhid artık islamın tek gündemidir.
Tevhidi gündem edinmeyen , ılımlılar gafletinizden sıyrılamk zorundasınız.
Bugün islama zarar veren , artık ümmete eskisinden çok daha fazla zarar verdiğinden vebali Allahualem daha da ağırdır.
Günlük yaşamın içinde kıvranan kalabalıkların Tevhidden , İslamdan başka bir gündemi artık yoktur.
Suriyede akan kan üzerimizde vebaldir.
Eskiden de islama saldırı vardı. O zaman sıralı gidiyordu zulüm. Şu an aynı anda kaç ülkede müslümanlara saldırılıyor?
Müslüman olanlar Ümmet olmayı daha önce ne zaman bugünki kadar arzuladı.??
Bu ALLAH swt nin inananlara rahmeti değilmidir. ?? Bu rahmeti de mi geri çevirip islama dönmeyeceğiz.
Politikacıların , gazete , tvlerin, yalancıların , şarlatanların peşinden mi gideceğiz ???
Son söz , Bilmeliyiz ki;
Şüphesiz ALLAH zaferi müjdeledi,
ALLAHın vaadi yakındır.
#Farkındayız 25.08.2013
Peki bu çözüm mü? Yoksa !!!
Hadiste bildirildiği gibi günümüzde zaman oldukça kısalmış, hızlı yaşanır olmuştur.
Son 2-3 aylık zaman diliminde akıllara durgunluk verecek bir çok gelişmelere şahit olduk. Esed zulmü, ve ardından Mısır.
Analizimi uzatmamak için Suriyeden başlamak istiyorum.
Tunus, Libya, Mısır dan sonra Suriyede Esed i devirme yönünde seyreden hareket, göreceli olarak Emperyalizmin istediği veya kontrol edebildiği veya memnun olduğu bir durumda seyretmekte idi. Olayı dışarıdan seyrediyor görüntüsü veren emparyalist güçler, kontrollerine alabilecekleri liderlere mavi boncuklar dağıtarak durumu idare edebileceklerini düşünüyorlardı.
Birçoğunun farkına hala varamamış olmasına rağmen, 11 Eylül sonrasında Firavun ABD ve Yahudi sermayesinin himayesindeki küresel emperyalizmin tek gündemi Mescidi Aksa ve İsrailin güvenliğidir.
Suriyede ilk başlarda esed ve diğerleri gibi görünen çatışmalar, sonrasında şii sünni, alevi selefi savaşına dönüştü. En ok ismini duyduğumuz nusra ve Ahraruşşam ümmetin ümidi haline geldi. Suriyede iç savaş devam etmekte iken Golan tepelerinde mücahitlerin isminin duyulması ve videolarda "şamdan sonraki hedefimi Aksadır" söylemlerini duyan Firavunlar, en büyük kalelerini kaybedecekleri duygusuyla yüzleştiler.
Zamanın daha da hızlanması, stratejilerin değişmesinin en belirgin hali bunun ardından geldi
İsrail jetlerini kaldırarak Suriye içlerinde cephanelikleri vurdu.Ardından Reyhanlı ve gezi olayları. Bunların analizine girmeyeceğim. Ama bunların da büyük resimde aynı karede olduklarını düşünüyorum.
Daha sonrasında Şam civarında mücahitlerin tank konvoyları görünmeye başlanması ile yeni agresiflikle ve mısırda adeviyye olayları başladı. Darbecilerin filistine giden tünelleri kaparması, sinada israil operasyonları ardından geldi.
Esed zulmü, Myanmar, Ardından Mısırda yaşananlar, öncelikler kendine islamı nisbet eden müslümanların destek gösterilerine dönüştü. Mısırda adeviyede silahsız direniş eleştiri konusu olsa da , diğer ülkelerdeki müslüman kesimin hareket etmesine ve kendilerine güzel haberleri ulaştıran Nusra ve Ahraruşşama sempatiye dönüştü. Siyah üzerine beyaz Laİlaheİllallah bayrakları dünyanın birçok ülkesinde meydanlarda görünmeye başlandı.
Şamda mücahitler ilerlemeye devam ettikçe artık kriz haline gelen Suriye konusu israilin paniğini artırdı, ve Guta , ve BM suriyeye girsin söylemleri
Son bikaç gündür yaşanılanlar sonrasında dünki manşetlerde BM nin suriyeye girmesi gündem oldu.
Bir gün öncesine dönersek LaFigaro nun yanlış çevirildi denilen haberi , bana göre bir nabız yoklaması , tepkilerin ölçülmesi, ve gündemin BM haline dönüştürülmesi operasyonudur. Buna neden olan olay Guta saldırısı da doğal olarak buna zemin hazırlayacak bir olaydır. Analizim doğrultusunda Guta nın faili ve veya azmettiricisi İsrail gibi görünüyor. Böylece BM müdahalesi dünyanın BM ye yalvararak Ne Olur Artık Gir diyeceği bir zemini oluşturmuştur. Türkiyede mevcut siyasi iktidar sahibi şahsın BM de BM diye yalvarışları da bundandır.
Meydanlara toplanan kesimlere BM bir kurtarıcı yapılmaya çalışılmıştır.
Daha öncesinde Irak ve Afganistan da hezimete uğrayan Firavun, Afganistandan sonra düşmanı düşmanına kırdırma stratejisini daha fazla kullanmaya geçmiştir. (Bknz Bush 11 Eylül sonrasındaki konuşması)
Lakin Golan tepelerini kaptırmak üzere olduklarında alarm vermiş durumdalar.
ABD halkının Amerikan ordusunun Suriyeye girmesinini istediğini pek sanmıyorum. Guta sonrasında amerikan halkına söyleyebilecekleri mazeretleri artık var. Çünki dünya Firavun abisinden yardım istemişti!!!!
BM suriyeye girmesi durumunda , Esed i indirmeye gidiyoruz görüntüsü verse de orada daha önceden terörist diye isimlendirdiği Nusrayı durdurmak peşindedir.
Analizin en karmaşık yeri burda başlıyor.
BM suriyeye girdiğinde tek hedefi Esed ise , onu bertaraf ettiğinde suriyede savaşın duracağını düşünenler yanılıyorlar. Çünki şu an Tevhid ve değişik isimlerdeki düşmanları savaşmaktadır.
İsrailin sınırında güvenlik çemberini oluşturmaktan başka bir arzusunun olduğunu ben düşünemiyorum.
Bu arada Mücahitler ile de savaşacaktır.
ABD son söylemleri sonrasında RTE ye siz askerinizi sokun BM olarak da biz destekliyoruz der ise RTE kimle savaşacaktır.
Esed e mi saldıracaktır?? başka seçenke varmı?O da size saldıracak
Esedi savunan şiiiler de size saldıracak
Acilcilerin yönlendirdiği aleviler de size saldıracak.
E Nusraya da terörist dediniz?
Ne gariptir ki Suriyede Türkiye askerine kurşun sıkmayacak grup göremiyorum
BM nin suriye geneline göreceli olarak sukunet getireceğini varsayar isek bu durumda alevi sünni, şii selefi çatışmalar diğer ülkelere sıçrama kapasitesine sahiptir.
BM girip Esedi devirir ise Esedi destekleyen şiiler, aleviler, Hizbuşşeytan, acilciler.. bunların yeni düşmanı BM mi olacak. Yoksa Nusra ile işbirliği yapıp BM ye mi saldıracaklar( komik)
Yoksa bunlar BM ile birleşip Nusraya mı saldıracak? Sormak istiyorum. Bunun için mi BM yi davet ediyor RTE meydanlarda???
Şimdi sormak lazım yöneticilerimize.. Siz bu durumu algılayamayacak kadar cahilmisiniz/ körmüsünüz/ hainmisiniz??
Suriyede BM nin isminin geçmesi kimi cahillerin içini ferahlatabilir belki. Ancak bunun sonucu savaşın bitirecek gibi düşündüremiyor bana .Aksine savaşın daha da acımasızlaşarak yayılacağından korkutuyor.
ALLAH ın da bir planı vardır. Suriye ve Mısır nice hainleri öğrenmemize neden oldu.
Demokrasiyi mısırda eleştiren beyinler, Mısırda ölen şehid (inş) Esra bacımıza ağlayarak Türkiyede demokrasiyi haykırıyor.
Öyle günler yaşıyoruz ki , liderlerin / yönetimlerin/ ülkelerin/ sistemlerin tagutlukları/ firavunlukları artık gün gibi açık durumdadır.
CEHALET devrinin tartışılması da artık yersiz durumdadır.
Tevhid artık islamın tek gündemidir.
Tevhidi gündem edinmeyen , ılımlılar gafletinizden sıyrılamk zorundasınız.
Bugün islama zarar veren , artık ümmete eskisinden çok daha fazla zarar verdiğinden vebali Allahualem daha da ağırdır.
Günlük yaşamın içinde kıvranan kalabalıkların Tevhidden , İslamdan başka bir gündemi artık yoktur.
Suriyede akan kan üzerimizde vebaldir.
Eskiden de islama saldırı vardı. O zaman sıralı gidiyordu zulüm. Şu an aynı anda kaç ülkede müslümanlara saldırılıyor?
Müslüman olanlar Ümmet olmayı daha önce ne zaman bugünki kadar arzuladı.??
Bu ALLAH swt nin inananlara rahmeti değilmidir. ?? Bu rahmeti de mi geri çevirip islama dönmeyeceğiz.
Politikacıların , gazete , tvlerin, yalancıların , şarlatanların peşinden mi gideceğiz ???
Son söz , Bilmeliyiz ki;
Şüphesiz ALLAH zaferi müjdeledi,
ALLAHın vaadi yakındır.
#Farkındayız 25.08.2013