Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

ÜMMETİN DİRİLİŞİ

B Çevrimdışı

berae24

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
ÜMMETİN DİRİLİŞİ


Hamd ve övgü Hükümranlığında ve İlahlığında ortağı olmayan bir ve Tek olan Allah’a mahsustur. Salat ve selam Tevhid sancağının önderi komutanımız Muhammed (s.a.v) üzerine , ailesine , ashabına ve kıyamete kadar onları takip edenlerin üzerine olsun...

Resulullah (s.a.v) söyle buyurur:

“ Fetih’den sonra hicret sevabı yoktur”


İmam Buhari

Ben bu hadise adeta vurulmuş ve bu hadisin şerhi beni dahada etkilemişti. Sahabe (r.a) arasında Akabe beyaatı ve Bedir ne kadar önemli ise sahabelerin kendi aralarında takva üstünlüğü ne kadar önemli konum alıyor ise Mekke fethinde önce Medine’ye hicret edenler ve Mekke fethinden sonra Medine’ye hicret edenler arasında ne kadar takva büyük önem taşıyor ise benim rabbimin yolunda hicret etmek cok büyük önem taşımaya başlamıştı. Kardeşlerim Allah’ın davasını yeryüzünde hakim kılmak icin annemi,babamı, 2 yaşındaki çocuğumu, 5 aylık hamile eşimi ve işletmemi bu yolda geri bırakmaya karar verdim. Çocuklarıma sarılıp vedalaşırken gitmemem için çok ağladılar ve şeytan musallat olmak için elinden geleni yaptı fakat İslam kazandı ve onlara şu ayeti okuyarak ayrıldım.

“ Ey İman edenler şüphesiz ki eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlarda olabilir ( Allah yolundan alıkoyarak düşmanlık yaparlar). Onlardan sakının ( kendinizi tamamen kaptırmayın salih amele devam edin)...”


Tegabun /14

ve onları Allah’ın dininin önüne gecirmekten rabbime sığındım. Otobüs terminaline doğru yol almıştım hep cevreme bakıyordum memleketime belki bu bakışlarım son kez olcakdı belkide bir daha bu topraklara dönemeyecektim. Yolculuğum başlamıştı Resulullah (s.a.v) hadisi ile biraz amel edip ve yoluma devam ettim. 6 kardeş Tahran’da buluşmuştuk bir nebze olsa da yalnızlıktan kurtulmuştum. Bu buluşamnın en güzel tarafı ise haftalık sohbet grubu içindeki en değer verdiğim insan Allah’ın dilemesi sonucu bana yol arkadaşı olmuştu. Tehran’ın büyük otobüs terminali Azadi’den 7 kişilik bilet almıştık ve hemen yola koyulduk. Gideceğimiz şehir 24 saat uzaklıkda idi ve kendi kendime hep zikir edip kuran okuyordum. Düşüncelerim büyüktü fikriyatım genişti burada yine anladımki bütün şartlar eşit sabreden kazanıyor yani yine resullullah (s.a.v) söylediği gibi “Üstünlük Takva’dadır.” Nihayet bize yol rehberliği yapacak olan kardeşin evine varmıştık, 2 gün içinde son hazırlığımızı yapıp şehit kanları ile sulanmış afganistan’a doğru yol alacakdık. Hava çok sıcakdı ve bunaltıcı idi sanki bir çöl sıcaklığı gibi hepimiz tüm kardeşler bize tahsis edilen bir Pick- up ile sınır bölgesini gecmiş bulunmakta idik yolumuza devam ediyorduk. Güneş batmıştı en yakın olan afgan köyüne girmiş bir tane ensarın evine yerleşmiştik. İmtihan dönemi başlamıştı 15-16 mücahit 9 metrekare büyüklüğünde bir odada bizleri bu bölgeden Kandahar bölgesinde ki merkezimize götürecek rehberimizi bekliyorduk. Bu bölgede en sıkıcı sözcük ise ( Leyse Müşkül) yani sorun yok anlamında idi 30 güne yakın bu küçücük oda’ da cihad’ı, sabrı ve yanındaki insanları iyice tanıma imkanı bulduk. Bu gercekten hepimiz için iyi olmuştu çünkü cihad insanı olgunlaştırıyor ve hayatı öğretiyordu. Büyük şeytan vesvese veriyordu kendi kendime sıkıntı etmeye başladım içim daralıyordu ve bunalıyordum, bir ara acaba dönsem mi ki diye düşünüyordum madem yol yok devam beklemenin bir manası yokdu diye kendimi kandırmaya başlıyordum. Kaynaklanan tüm sıkıntılar kendimizi sünnete tam tabii olmadığımızdan kaynaklandığını hissettim. Rabbimize hamd olsun rehberimiz ulaşmıştı kendisi ile bir tane toyota cip getirmişti. Allahu – Akbar nasıl bir seferdi bu 21 insan toyota aracın arkasına sıkıştırlmış ve cihad kavramı beynime işlemişti o anda aklıma hemen şu geldi Allah resulu (s.a.v) ve Ebu bekir sıddık (r.a.) hicret’te 1deve değiştirerek binmeleri o günde bu sıkıntı aynen vardı. O araç’ da ağladım gözyaşlarımı tutamıyordum çünkü ben çok rahatlık görmüştüm hem iş hem ailevi konumda rahattım. Bizler Mercedes ler’de arka koltuğa binmeme kavgası yaparken burada karga tulumba bir pick-up’ın arkasına doluşmuştuk. Uzun bir yolculuk’dan sonra mücahitlere yardım eden Doktor Gül Zamanın evinde bizleri misafir olarak ağırladı. Dr. Gül Zaman’ın büyük bir çiftliği bulunmakta idi büyük bahcesi erik ve elma ağacları ile süslüydü. Rabbimizin bir lütfu ve ikramı idi bizlere bu öyle bir ensar’ın mücahitlere hizmeti beni gercekten çok şaşırtmıştı. Sabah namazından sonra yine geldiğimiz araç ile yolumuza devam ettik. Etraf çok sıcakdı kavruluyorduk sıcağın altında bu zor yolculuk sırasında yol arkadaşım Ebu İsa şu ayeti bana hatırlattı:

“ Ey müminler yoksa siz sizden önce gelip gecen müminlerin başlarına gelen sıkıntılar sizinde başınıza gelmeden hemen cennete gireceğinizimi sandınız. Onlara öyle yoksulluk ve sıkıntı dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki hatta Peygamber ve onunla beraber olanlar demişlerdiki “ Allah’ın vaad ettiği yardımne zaman “ diyecek duruma gelmişlerdi iyi bilinki Allah’ın yardımı çok yakındır.”


Bakara / 214

Rabbimiz diledi ve savaş meydanı Afganistan içinde sorgusuz sualsiz yol alıyorduk, Allah’ın rahmeti o kadar büyüktü ki bunu kelimeler ile anlatılması mümkün değildi. Yolda birçok türkiyeli ve avrupalı mücahit kardeşlerimiz ile karşılaştık türklerden bilgi aldık. Sevindik, üzüldük, ağladık, güldük ve rabbimizin yardımı ve rahmeti ile Kandahar’a vardık. Evet burası dünya İşgal güçlerine mezar olan topraklarından bir parcası idi Afganistan İslam Emirliğine bağlı mücahitlerin birçok askeri üssleri burada bulunmakta idi . Bölgenin askeri emiri hemen yanımıza gelmişti Molla Ziyauddin, karşımda bütün hücreleriyle davasına inanmış, yaşamını halkına ve davasına adamış bir adam vardı . Bu hadiseden sonra Taliban'ın bu savaşı kazanacağına dair bende oluşan düşünce daha da güçlendi. Çünkü Afganistan'daki işgal güçleri, kendilerinin hayatı sevdiklerinden çok daha fazla ölüme tutkun olan bir halkla savaşıyorlardı. Ölüme bu kadar tutkulu olan bir halkla savaşan hangi ordu zafer kazanabilir ki ? Evet Taliban’a katılmıştık ve burada Allah ( c.c) bizden ikramını hiç eksiltmedi samimi kardeşler ile tanışmıştık dedim ki Alhamdulillah, rabbime hamd olsun bizlere bu nimeti sunduğu için dünyanın birçok beldesinde bekleyen kardeşler vardı bu topraklara gelmek isteyen ama bu sefer rabbim bizlere nasip etmişti bakalım kısa zaman sonra şehadet gelini ile evlenmeye gelecek olan diğer adaylar kim olcakdı….?


“ Başarım ancak Allah’ın yardımı iledir. Ancak O’na güvenip O’na dayandım ve yalnız O’na yönelirim.”
Hud / 88



Ibrahim Turki

Bu yazı Elif Medya Enformasyon Grubu tarafından hazırlanmıştır.


Salih Dualarınızda, Hakka yönelmiş, batıla ve tağuta karşı diş bilemiş olanlara karşı destek veren bizlere de yer ayırınız.


Tefekkür ile...
 
Üst Ana Sayfa Alt