Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale TEVHİD ARAYIŞI

Ebu Suheyb Çevrimdışı

Ebu Suheyb

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
TEVHİD ARAYIŞI

Ey okuyucu! Şimdi seni Hz Peygamber (s.a.v.)’in kendisi hakkında; “O tek başına ümmet olarak diriltilecektir” buyurduğu kutlu bir insan hakkında tefekküre davet ediyorum.(1)

ZEYD İBN AMR BİN NUFAYL

Zeyd ibn Amr ibn’Nufeyl, Mekke’den Şam’a doğru çıktı da tevhîd dîninden soruyor ve ona tâbi’ olup, onu arıyordu. Derken Yahûdîler’den bir âlime kavuştu da ona dinlerinin mahiyetinden sordu. Ve:
— Belki ben de sizin dininize girerim. Onun için bana dininizin hâlini haber ver, dedi. Yahudi âlim, Zeyd’e:
— Sen Allah’ın gazabından payını almadıkça bizim dinimize üzere olamazsın, dedi. Zeyd de ona:
— Ben ancak Allah’ın gazabından kaçıyorum, ben ebeden Allah’ın gazabından hiçbir şey taşımam ve ben onu taşımamaya muktedir hâldeyim. Sen bana dinlerden bir başka dine delâlet eder misin? dedi. Âlim:
— Ben o dinin ancak Hanîf Dini olabileceğini biliyorum, dedi. Zeyd:
— Hanif Dini nedir? dedi. Yahudi âlimi:
— O, İbrahim Dini’dir. İbrahim ne bir Yahudi, ne de bir Hıristiyan’dı. O, Allah’tan başkasına ibadet etmezdi, dedi. Zeyd onun yanından çıktı ve Hristiyanlar’dan bir âlime kavuştu. Ona da Yahudi âlimine söylediği gibi söyledi. O da Zeyd’e:
— Sen Allah’ın la’netinden nasibini almadıkça asla bizim dinimiz üzere olamayacaksın, dedi. Zeyd ona da:
— Ben ancak Allah’ın lanetinden kaçmaktayım, ben ebeden Allah’ın lanetinden de, gazabından da hiçbir şey taşıyamam. Ben bunu taşımamaya muktedir hâlde bulunuyorum. Sen bana başka dine delâlet eder misin? dedi. Hristiyan âlimi:
— Ben o dinin ancak Hanif Dini olabileceğini biliyorum, dedi. Zeyd:
— Hanif Dini nedir? dedi. Hristiyan âlimi:
— İbrahim Dini’dir. O ne bir Yahudi, ne de bir Hristiyân’dı ve yalnız Allah’a ibadet ederdi, dedi.
Zeyd, bunların İbrahim Peygamber hakkındaki sözlerini görünce, oradan çıktı ve onların arazisinden dışarı çıkınca iki elini yukarıya kaldırdı da şöyle dua etti:
— Yâ Allah(ım), ben Seni şâhid tutuyorum: Ben İbrahim Dini üzereyim, dedi.
Ve el-Leys ibn Sa’d şöyle demiştir: Bana Hişâm, babası Urve ibnu’z-Zubeyr’den; o da Ebû Bekr’in kızı Esmâ’dan olmak üzere şöyle yazdı: Esma şöyle demiştir:
Ben Zeyd ibn Amr ibn Nufeyli, sırtını Ka’be’ye dayamış olduğu hâlde ayakta gördüm, şöyle diyordu:
— Ey Kureyş toplulukları! Allah’a yemin ediyorum ki, benden başka sizlerden hiç kimse İbrahim Dini üzere değildir!(2)
—————————————————————————————
Şahid olduğumuz bu olay, gerçek ve yaşanmış bir hakikat. Bize düşen bu hakikaten hisse alabilmek. Şüphesiz bu hakikatler kenarında-kıyısında dolanıp, derinlemesine bir anlam arayışı içinde olmadığımız müddetçe, cevherlerini bize sunmayacağı gibi zahirdeki yaşantımızın hiçbir alanına da yansımayacaktır!
Bunu noktayı kavradığımıza göre. Bu hadisten istifade arayışına başlayabiliriz.

1- Tevhid dinini öğrenmek adına gösterilen çaba;

Onların yanında akideye (dine) verilen önemi anlamamız adına muhteşem bir tablo. Şüphesiz amaç sırf bir dine mensup olmak adına bir dine mensup olmak değil. Bilakis şuurlu, ne istediğini bilerek “babalar ve atalar izi üzere olmamak, sürü piskolojisiden, ortamın doğrularını mutlak doğrular olarak almaktan uzak olarak bir arayış… Zeyd’in ilk karşılaştığı topluluk olan Yahudilerle diyaloğundan bu ortaya çıkmakta;
“Sen Allah’ın gazabından payını almadıkça bizim dinimiz üzere olamazsın,
Zeyd de ona:
— Ben ancak Allah’ın gazabından kaçıyorum, ben ebeden Allah’ın gazabından hiçbir şey taşımam ve ben onu taşımamaya muktedir hâldeyim. Sen bana dinlerinden bir başka dine delâlet eder misin?”

Tam bu noktada EBu Hanifenin dakik bir tespitini sizlerle paylaşmak istiyorum. O şöyle diyor;

“ Tevhid ilminin inceliklerinden bir mesele kişi için içinden çıkılmaz bir hal alırsa, ona düşen bir alim bulup da ona soruncaya dek Allah katında doğru olan ne ise ona inanmandır. Soracağı alimi araştırmasında geciktirme yapması caiz değildir. Eğer bu hususta duraksarsa mazur olmaz, şayet duraksarsa (sonraya ertelerse-boş verir-tehir ederse ) kafir olur. (3)

Günümüz şartları ve imkanlarıyla Zeyd’i ve bizleri kıyas ettiğimizde, Zeyd’in Tevhidi aramada gösterdiği samimiyet-teslimiyet ve gayreti bizdeki eksik noktalar olduğu düşüncesindeyim. Gerek geçim gerekse de hayatımıza aldığımız öncelikler, elimizin altında hazır halde bulunan Tevhid pınarından faydalanmamız adına aşılmaz dağ gibi durmakta…
Nedir bizim önceliklerimiz? Müslüman için her anın kendine has, yerine getirmekle sorumlu olduğu vaciplerinin var olduğunu biliyoruz…O zaman ey okuyucu bu noktada dur ve düşün! Kendi durumunu sor! nedir benim önceliğim?

Zeyd kendi çağında küfürle dop dolu olduğu bir ortamda arayışını başlatmış ve Tevhidi bulmuştu! Bu gün insanlar nasıl olupta Tevhid’den habersiz yaşarlar anLAmak çok zor…

2-Doğru kullanıldığı takdirde aklın Allaha götürücü olduğu!

Allah’tan gafil olmayan ve tabiat hadiselerini bir hayvan gibi değil, düşünen bir insan gibi gözleyen herkesin hakikat’ı anlaması kaçınılmazdır. Beynini ve gözlerini doğru biçimde kullanabilen bir insanın, Allah’ın Birliği hakkında herhangi bir şey öğrenme imkanı bulunmayan şirk’in egemen olduğu bir çevrede doğup büyümüş de olsa, Gerçekliğe ulaşabilir. Tek şart, kişinin tabiattaki olguları doğru olarak gözlemleyip, onlar üzerinde dikkatlice düşünmesi ve bağlantılı, mantıki bir düşünce zinciriyle gerçeğe ulaşmak için aklını kullanmasıdır!(4)

3-Günümüz insanı ile kıyas;

Biraz önce günümüz ile kıyas yapmıştık. Fakat burda daha faklı bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum;
Kendini islama nisbet eden günümüz insanların bir çoğuna Tevhid ve içinde bulundukları durumun küfür olduğu hatırlatılmasına rağmen, hareketsiz ve tepkisiz bir şekilde hiçbir arayış ve çırpınış içine girmediklerini görmekteyiz. Oysaki Buhari ve Müslimin Enes (r.a.)’dan naklettikleri bir hadisteAllah’ın Rasulü (s.a.v.) şöyle buyurmaktadır; “ … küfre dönmekten ateşe atılacakmışçasına hoşlanmamak.” (Müslim)

Hayatta kendini ateşe atacak durum ve duruştan daha önemli ve öncelikli ne olabilir?!
Ya kendini ateşten kurtaracak daha öncelikli bir iş var mıdır?
Hanif Cihad
-——————————————————
(1) Zehebi, Tecridu Esmai’s-Sahabe I,200
(2) Sahih-i Buhari (Menakıbul Ensar 25)
(3) el-Fıkhul Ekber-Ebu Hanife
(4)Mevdudi-Tefhumul Kuran

arayýþ2.jpg
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt