Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Taliban'nın Pakistan'daki Askeri Okula Baskını

A Çevrimdışı

akıncı han

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ümmet dediğin kitlenin çoğunluğu daha tevhidi kavramayıp ve içselleştirmemişken ... bunların Mücahitlerin davasını anlamasını beklemiyorum zaten ... çoğunluğun düşündükleri doğrudur saçmalağını anlatma istersen . ...
Kafirler zaten dediklerini yapıyor ... Sofiler gibi bir tokat daha misali bekleyen acizlerden mi olalım. O zaman siz niye PKKlıları öldürdünüz ... size saldırı anında ölenlerden bahsetmiyorum ..
eli silah tutanlar ölmüş ... daha neyi savunuyorsun anlamıyorum ...
Mücahitlere militan denilen, onlara yapılan operasyonu paylaşan ve bundan haz duyan biri gözümde eşşekden farkı yoktur ...
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ümmet dediğin kitlenin çoğunluğu daha tevhidi kavramayıp ve içselleştirmemişken ... bunların Mücahitlerin davasını anlamasını beklemiyorum zaten ... çoğunluğun düşündükleri doğrudur saçmalağını anlatma istersen . ...
Kafirler zaten dediklerini yapıyor ... Sofiler gibi bir tokat daha misali bekleyen acizlerden mi olalım. O zaman siz niye PKKlıları öldürdünüz ... size saldırı anında ölenlerden bahsetmiyorum ..
eli silah tutanlar ölmüş ... daha neyi savunuyorsun anlamıyorum ...
Mücahitlere militan denilen, onlara yapılan operasyonu paylaşan ve bundan haz duyan biri gözümde eşşekden farkı yoktur ...
Birbirimizi anlamıyoruz...
 
hebbit kerrih Çevrimdışı

hebbit kerrih

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
abi abdulmuizz abi deliliyle yazmıs ya kaç yaşından itibaren öldürülebiliyor diye. okumanı tavsiye ederim. şöyle ki;

Kurayzaoğulları Gazası:

Allah Rasûlu (s.a.v.) sancağı Ali b. Ebî Tâlib'e verdi. Medine'de yerine vekil olarak îbn Ummi Mektum'u bıraktı. Kurayzaoğullannın kalelerinin karşısına gelip karargâhını kurdu. Onları yirmi beş gece kuşatma altında tuttu.
Kuşatma kendilerine iyice güçlük çıkarmaya başlayınca reisleri Kâ'b b. Esed, yahudilere şu üç teklifte bulundu:
"Ya müslüman olur Muhammed'in dinine gireriz,
ya çocukları ve kadınları öldürür, kılıçları çeker savaşmak için onun karşısına çıkar, muzaffer oluncaya yahut hiçbir fert sağ kalmamak üzere öldürülünceye kadar vuruşuruz;
ya da cumartesi günü Allah Rasûlü ve ashabına hücum eder onlan sıkıştırırız; çünkü onlar bugünde kendileriyle savaşmayacağımızdan emindirler."
Yahudiler, reislerinin bu tekliflerinden herhangi birini kabul etmeye yanaşmadılar. Peygamber'e (s.a.v.): "Bize kendisiyle istişare etmemiz için Ebu Lubâbe b. Abdulmunzir'i gönder!" diye haber yolladılar.
Yahudiler Ebu Lubâbe'nin geldiğini görünce karşılamak için ayağa kalktılar, ağlıyorlardı.
"Ey Ebu Lubâbe! Ne diyorsun, Muhammed'in hükmüne razı olalım mı?' dediler.
O da: "Evet" cevabını verdi ve bunun boğazlanmak anlamına geldiğini söylemek için eliyle boğazını işaret etti.
Sonra derhal Allah'a ve Rasûlu'ne (s.a.v.) hiyanet ettiğinin farkına vardı. Başını öne eğerek oradan çekip gitti. Allah Rasûlü'nün (s.a.v.) yanına dönmedi. Doğruca mescide, Medine mescidine gitti. Kendisini mescidin direğine bağlattı ve Allah Rasûlü (s.a.v.) kendi eliyle çözmedikçe ipini çözdürmeyeceğine, Kurayzaoğulları arazisine ebediyen girmeyeceğine yemin etti.
Bu durum Allah Rasûlu'ne (s.a.v.) ulaşınca: "Allah tevbesini kabul edinceye kadar onu bırakın." buyurdu.
Sonra Allah tevbesini kabul etti de Allah Rasûlü (s.a.v.) kendi eliyle onun ipini çözdü.

Sonra yahudiler Allah Rasulu'nün hükmüne boyun eğdiler.
Evs kabilesi mensubları Peygamber'e (s.a.v.) başvurdular ve: "Ey Allah'ın Rasûlu! Kaynukaoğulları hakkında bildiğin uygulamada bulundun. Onlar, kardeşlerimiz Hazreclilerin muttefiki idiler. Bunlar ise bizim muttefiklerimizdir. Bunlara iyilikte bulun." dediler.
Peygamber (s.a.v.): "Onlar hakkında sizden birinin hüküm vermesine razı olmaz mısınız?" buyurdu.
Onlar da: "Evet, razıyız." dediler.
Peygamberimiz: "Hüküm verme Sa'd. Muaz'a havale edildi." deyince
Evsliler: "Razı olduk." dediler.
Peygamber (s.a.v.) gelmesi için Sa'd b. Muaz'a haber saldı. Sa'd, aldığı bir yaradan dolayı sefere katılamamış, Medine'de kalmıştı. Onu bir eşeğe bindirdiler. Allah Rasulu'nün (s.a.v.) yanına geldi.
Yolda etrafını çeviren Evsliler kendisine: "Ey Sa'd! Muttefiklerine iyilik, güzellik düşün. Onlara iyilikte bulun. Allah Rasûlu (s.a.v.), onlara iyilikte bulunasın diye seni hakem tayin etti." diyorlar; o ise susuyor, onlara herhangi bir karşılık vermiyordu.
Evs'liler baskılarını artırdıkları vakit: "Vallahi, Sa'd'ın Allah yolunda hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmayacağı an gelmiştir." dedi.
Onun bu sözünü işittiklerinde bazıları Medine'ye dönüp halka Kurayza yahudilerinin ölüm haberini ilettiler.

Sa'd, Peygamber'in (s.a.v.) yanına yaklaşınca Peygamber (s.a.v.) sahabeye: "Kalkın, efendinizi karşılayın!" buyurdu.
Sa'd'ı yere indirdiler. "Ey Sa'd! Bu kavim senin hükmüne razı oldu." dediler.
Sa'd: "Hükmüm onlara geçerli mi?" diye sordu.
"Evet" dediler.
"Peki müslümanlara geçerli mi?" diye sordu.
Yine "Evet" cevabını verdiler.
Saygı ve hürmet olsun diye Allah Rasûlu (s.a.v.) tarafını işaret ederek ve yüzünü o tarafa çevirerek: "Peki şurada bulunan zata da geçerli mi?" diye sordu.
Peygamber (s.a.v.): "Evet, bana da." cevabını verdi.
Bunun üzerine Sa'd: "Erkeklerin öldürülmesine, kadınların ve çocukların esir alınmasına ve malların paylaştırılmasına hükmediyorum!" diyerek hükmünü ilan etti.
Allah Rasûlu (s.a.v.) bu hüküm üzerine: "Sen onlar hakkında Allah'ın yedi kat gök üstündeki hükmüne uygun hüküm verdin!" buyurdu."
(İbn Hişâm es-Sîre, 2/240.
Bu hadis sahîh-murseldir. Buharî ve Muslim'in metinleri ise: "Onlar hakkında Allah Teâlâ'nın hükmüyle hükmettin" şeklindedir.)
O gece kaleden inmeden önce bir grup yahudi müslüman oldu. Amr b. Sa'd kaçıp gitti. Nereye gittiği öğrenilemedi. Andlaşmayı bozanlar arasına katılmamakta diretmişti. Haklarında bu şekilde hüküm verilince Allah Rasûlu (s.a.v.) kendilerine ustura dokunan (ergenlik çağına giren) bütün yahudilerin öldürülmesini emretti. Tüyü bitmeyenler ise kadınlar ve çocuklar arasına katıldı."
(Ebu Davud, 4404; Tirmizî, 1584; Nesâî, 6/155; Ibn Mâce, 2541. Senedi hasendir)

Semure ibnu Cundeb (radıyallahu anh) anlatıyor: ''Rasulullah aleyhissalatu vesselam buyurdular ki:
''Muşriklerin yaşlılarını öldürün, fakat tıfıllarına yani henüz tüyü çıkmayanlara dokunmayın.''
(Ebu Davud, Cihâd 121, (2670); Tirmizi, Siyer 28, (1583)

Atıyye el Kurazî (r.anh)’den rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:
“Kurayza savaşı günü Rasûlullah (s.a.v.)’e gösterildik sakal ve bıyığı olanı öldürüyor, sakal ve bıyığı çıkmayanı serbest bırakıyordu. Ben sakal ve bıyığı çıkmamış olanlardandım da beni serbest bırakmıştı.”
(Ebû Dâvûd, Hudud: 18; İbn Mâce, Hudud: 4)
ž Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir. Bazı ilim adamlarının uygulaması bu hadise göre olup, sakal, bıyık, etek, koltuk tüylenmesini ergenlik çağı olarak kabul etmişlerdir. Yaşı ve ihtilam olup olmadığı bilinmeyen çocukların ergenlik çağı tüylenmelerinden bilinir demektedirler. Ahmed ve İshâk bunlardandır.


Medine çarşısında onlar için hendekler kazdırdı. Yahudilerin boyunları vuruldu. 600-700 kişi kadardılar. Bir tek kadın dışında hiç kadın öldürülmedi. O kadın ise Suveyd b. Sâmit'in başına değirmen taşını atmış ve onu öldürmüştü. Adamlar hendeklere grup grup getiriliyorlardı.
(İbn Kayyim el-Cevziyye, Za’du’l-Mead, İklim Yayınları: 3/168-173)
 
E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu operasyonun faydası/zararı konusunda biraz ikilem içindeyim şahşen. Bir tarafta kafirlere acı tattırmak var ama diğer tarafta da "Muhammed (sav) kendi ashabini öldürüyor" dedirtmek var. Allahu alem.
 
Sayfullah at-Turki Çevrimdışı

Sayfullah at-Turki

حَسْبُنَا ٱللَّهُ وَنِعْمَ ٱلْوَكِيل
İslam-TR Üyesi
Değerli abem,ben eylemlerde izlencek yöntem ve eylemin doğuracağı sonuçlar özerinden bakışımı belirttim..

Akhim bu senin dediğin sonuçlar her saldırıya yorumlanabilir. Bu yaklaşımla 11 eylüle de karşı cikilabilir, tabii 11 eylül nass değildir ancak bu tür ictihadlardan dolayı mücahidleri kınamak ve zulümle itham etmek ne kadar doğru? Sonuçta pazara, markete saldirilmamis, askeri okula saldirilmis
 
E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Akhim bu senin dediğin sonuçlar her saldırıya yorumlanabilir. Bu yaklaşımla 11 eylüle de karşı cikilabilir, tabii 11 eylül nass değildir ancak bu tür ictihadlardan dolayı mücahidleri kınamak ve zulümle itham etmek ne kadar doğru? Sonuçta pazara, markete saldirilmamis, askeri okula saldirilmis
11 Eylul ile bunu kiyaslamak yanlış bence. Buradakiler ASLİ kafir değil ve (islama göre ergen sayılsalar bile) insanlarin ekseriyetinin gözünde bunlar çocuk. Dolayısıyla medyaya bu operayon "Taliban müslüman cocuklari öldürdü" olarak yansıdı.
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
11 eylüldeki ikiz kuleler,amerikadadır,küfrün merkezidir,ticaret merkezide bile olsa,asrın firavunun kalbidir ve oradakilerde o firavunun destekçileri ve ona finansman sağlıyanlardır,hiç olmazsa bile orası kafirlerin memleketidir,kökleri kurutulsa umurumda olmaz,ama amerika ile pakistanın şartları aynı değildir,pakistan müslüman bir ülkedir,yönetim olmasa bile..o okula gidenler obamanın vatandaşı değildir,sonuçta müslümandırlar,babaları küfrün uşağı olsa bile,çocukları zahiren müslümandırlar,ilerde ne olacakların şimdiden karar vermek ne kadar doğru?kaldıki 11 eylülde tüm müslümanlar sevindiler,çünkü abd islam coğrafyasına kan kusturuyordu ve ümmet olarak büyle bir eylem,heppimizin iftiharı oldu..ama pakistan halkı ile abd halkı birmi?abd olanla buradaki sonuçta bir olmuyor.11 eylüle herkes sevinirken,bu olaya pakistan halkı nasıl bakıyor diye bakmak lazım,müslüman halkta nasıl bir karşılık buluyor irdelemek lazım..
Bence ikisinin kıyası aynı değildir...Tabi bizimkisi bir yorumdur

Eğer,pakistanda abd yerlerine ve tağuti ordunun kalbine büyle bir saldırı olsaydı,sonuç çok daha farklı ve etkili olurdu,ama şimdi elde var sıfır,ve zalimler haklı ve adalet dağıtan bir role girdiler,mücahidler ise çocuk katleden caniler olarak lanse ediliyor,benim itirazım bunadır...
 
E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ingilizce yazan bir twitterda gördüm 15-20 yaş arası 132 çocuk 9 da yetişkin taliban tarafından öldürüldü diye,en küçüğü 15 yaşında olanlar çocuk sayılmaz, o zaman beni kurayza yahudilerinin öldürmesinde peygamberi'de suçlamanız lazım, onlarda etek traşı gelen erkeklerin hepsini öldürmüşler
sonuçta o okuldan mezun olanlar mücahitlere karşı savaşacakdı
Akhi şeriata göre 9-10 yaşında ki de çoçuk olmayabilir Ayşe (ra) gibi. Bizim tartıştığımız bu operasyonun şeriata göre uygun olup olmayışı değil. Biz bu operayon islamın maslahatı açısından faydalı mı zararli mi onu tartışıyoruz.
 
Sayfullah at-Turki Çevrimdışı

Sayfullah at-Turki

حَسْبُنَا ٱللَّهُ وَنِعْمَ ٱلْوَكِيل
İslam-TR Üyesi
11 Eylul ile bunu kiyaslamak yanlış bence. Buradakiler ASLİ kafir değil ve (islama göre ergen sayılsalar bile) insanlarin ekseriyetinin gözünde bunlar çocuk. Dolayısıyla medyada bu operayon "Taliban müslüman cocuklari öldürdü" oldu.

Haklisin akhim, peygamberimiz nifaklari ortaya çıkan munafiklari, musrikler 'Muhammed ashabini' öldürüyor demesinler diye oldurtmemisti.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin

Mucahid bir ameliye yaparken, getirisini götürüsünü hesaplar ve Allaha tevekkul ederek girişir. İşin sonucunda Allahın planı dairesinde beklenen netice olmadı diye eleştirilemez.
Rasulullah (s.a.v.) Uhudda gençlerin ağırlık vermesi sonucu şehrin dışında savaşa girişmeye karar vermiş, işin sonunda Allahın takdiri meydana gelib 70 sahabe şehid olunca, "Muhammed (s.a.v.) gençlere uydu, böyle oldu" diye söylenenler olmuştu.
Diyeceğim o ki, cihad esnasında, canını ortaya koymuş ve öleceğini bilerek bir ameliyeye girişen mucahidler hakkında, medyanın havasını koklayarak koltuk üzerinden kavye kadı'lığına soyunan bizler haddimizi bilelim.
O mucahidler Allahın huzurunda bize dese ki "siz , farz-ı ayn oan cihad esnasında karı ve annelerinizle oturup kalarak bize destek vermediğiniz için gücümüz yetmediğinden böyle istişhadi eylemlere girişmek zorunda kaldık" ne cevab veririrz?

Mucahidlere nasıl operasyon yapılır, en iyi işkence ve savaş taktikleri, terörist öldürmede etkili silah çeşitleri nelerdir, Nato ve ABD predatorlerine nasıl gps koordinatları verilirin eğitimini gören mezuniyet öncesindeki mustakbel askerlere operasyon yapılması ile tekrar acı gerçeklerle yüzleştik.
11 Eylül bayramından sonra da aynı düşüncenin mahkumları Usame bin Ladin ve hareketi kınamış; hatta medyanın da etkisiyle sinelerindeki munafıklığı örtbas etmeye çalışan sözde İslami şahsiyet ve cemaatlerin kinlerini kusarak kâfirlerin aralarına koşuştuklarını da şahid omuştuk.

Kısacası mucahidleri her an ve dönemde kınayanlar olacaktır, hele ki zayıf durumdayken; bu kadar menfi propaganda yapılırken Allahın dini için canını ve malını feda edenleri savunabilmek, arkasında olabilmek hatta bi'l-fiil destek verebilmek suç görülürken.
Bizler cahiliyyenin hüküm ve hakim olduğu coğrafyalarda yetişmeden dolayı böyle tutarsız ve sözde insancıl (!) düşünüyoruz. Şunu tekrar hatırda tutalım ki Cihad Allah yolunda en büyük ticaret (Tevbe 111), ticarette de kâr da zarar da kardeştir. Kâr varsa cihad doğru, zarar varsa cihad hatalı anlayışını bırakmalıyız.




pakistan-taliban-okul-saldiri-3-Custom.jpg

2014-12-19t161415z_1155636777_gm1eack00j701_rtrmadp_3_pakistan-school.jpg_1718483346.jpg


 
E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Mucahid bir ameliye yaparken, getirisini götürüsünü hesaplar ve Allaha tevekkul ederek girişir. İşin sonucunda Allahın planı dairesinde beklenen netice olmadı diye eleştirilemez.
Rasulullah (s.a.v.) Uhudda gençlerin ağırlık vermesi sonucu şehrin dışında savaşa girişmeye karar vermiş, işin sonunda Allahın takdiri meydana gelib 70 sahabe şehid olunca, "Muhammed (s.a.v.) gençlere uydu, böyle oldu" diye söylenenler olmuştu.
Diyeceğim o ki, cihad esnasında, canını ortaya koymuş ve öleceğini bilerek bir ameliyeye girişen mucahidler hakkında, medyanın havasını koklayarak koltuk üzerinden kavye kadı'lığına soyunan bizler haddimizi bilelim.
O mucahidler Allahın huzurunda bize dese ki "siz , farz-ı ayn oan cihad esnasında karı ve annelerinizle oturup kalarak bize destek vermediğiniz için gücümüz yetmediğinden böyle istişhadi eylemlere girişmek zorunda kaldık" ne cevab veririrz?

Mucahidlere nasıl operasyon yapılır, en iyi işkence ve savaş taktikleri, terörist öldürmede etkili silah çeşitleri nelerdir, Nato ve ABD predatorlerine nasıl gps koordinatları verilirin eğitimini gören mezuniyet öncesindeki mustakbel askerlere operasyon yapılması ile tekrar acı gerçeklerle yüzleştik.
11 Eylül bayramından sonra da aynı düşüncenin mahkumları Usame bin Ladin ve hareketi kınamış; hatta medyanın da etkisiyle sinelerindeki munafıklığı örtbas etmeye çalışan sözde İslami şahsiyet ve cemaatlerin kinlerini kusarak kâfirlerin aralarına koşuştuklarını da şahid omuştuk.

Kısacası mucahidleri her an ve dönemde kınayanlar olacaktır, hele ki zayıf durumdayken; bu kadar menfi propaganda yapılırken Allahın dini için canını ve malını feda edenleri savunabilmek, arkasında olabilmek hatta bi'l-fiil destek verebilmek suç görülürken.
Bizler cahiliyyenin hüküm ve hakim olduğu coğrafyalarda yetişmeden dolayı böyle tutarsız ve sözde insancıl (!) düşünüyoruz. Şunu tekrar hatırda tutalım ki Cihad Allah yolunda en büyük ticaret (Tevbe 111), ticarette de kâr da zarar da kardeştir. Kâr varsa cihad doğru, zarar varsa cihad hatalı anlayışını bırakmalıyız.
Haklısın hocam bizim onlara bir şey demeye hakkımız yok gerçekten. Ancak diğer cihadi cemaatler (Afgan Talibani) de bu yönde bir açıklama yapınca biz de kendimizce bir şeyler yazdık. Allah affetsin.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Haklısın hocam bizim onlara bir şey demeye hakkımız yok gerçekten. Ancak diğer cihadi cemaatler (Afgan Talibani) de bu yönde bir açıklama yapınca biz de kendimizce bir şeyler yazdık. Allah affetsin.
Afganistan Talibanı neyi nasıl kınadığını tam olarak bilmiyoruz.

İzle : http://tr.euronews.com/embed/292464/

pakistan-sb1.jpg

Fasık ve kafir medya, her haberi olduğu gibi bunu da kendi çıkarına gelecek şekilde çarpıtmış olabilir. Çünkü Afganistan Talibanı, Peşawer Asker ve sivil memurların çocuklarının bulunduğu Askeri okul baskınından 5 gün önce Afganistan'da okul baskını (Peşawer'deki baskından 1 gün sonra da Banka baskını) yaptı. Dikkat Askeri okul da değildi!

Afganistan'da Fransız Okuluna Saldırı
http://www.haksozhaber.net/afganistanda-fransiz-okuluna-saldiri-55083h.htm
 
M Çevrimdışı

Mutedil Olun

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bu sözlerim ile doğrudan bu olayı kastetmiyorum. Oldukça genel bir yorum yapıyorum:
İslam, insanlık üzerine kurulmuş bir dindir. İnsanlığın olmadığı yerde İslam da olmaz. İnsanlığın eridiği yerde İslam'da erir. Bir örnek vereyim, bir kadın Şer'i olarak bazı alimlere göre belki de cumhura göre bilemiyorum ilmi boyutunu, evde yemek pişirmek, kıyafetleri yıkamak ve ütülemek gibi bir görevi yoktur. Ama erkek tüm gününü çalışmaya, ilme, davete, cihada vb. işlere ayırıyorsa, kadının bu ev işi görevleri yapması onun bir insanlık görevidir. Bu konuda bir ayet ve hadis olmaması meseleyi değiştirmeyecektir.

Aynı şekilde eşler birbirlerinin ana-babalarına bakmak zorunda değildir. Eşinin ailesi evsiz kalsa, bir koca kaynanasına ve kayınbabasına evini açmak zorunda değildir. Şeriatımız böyle bir zorunluluk yüklememiştir. Aynı şekilde gelin, kaynanasının hizmetini görmek zorunda değildir. Fakat örf ve hayat şartlarını bunu gerektirebilir. İnsanlık bunu gerektirebilir. Bu görevlerden kaçmak için Şeriat'a sığınamayız. Yoksa hayat bizim için çekilmez, tatsız, donuk bir hale gelebilir.

Aynı şekilde, 16-17 yaşında baliğ olmuş bir çocuğun, kafir saflarında bulunması onun öldürülmesini mubah kılabilir. Fakat onun öldürülmesinin İslam adına diğer insanlarda bırakacağı hissiyat çok farklıdır. Yaşadığımız dönemde bu insanlık dışı olarak telakki ediliyorsa, müslümanlar işlerinde buna uygun bir tavır sergilemelidir. Müslüman kafire ensesini uzatmaz, bir hakkı gaspedildiyse onu alır, fakat bunu yaparken kendisi zulümle itham ettirecek yanlışlar yapmaz. Evet kınayıcıların kınamasından çekinceğimiz yoktur. Ama biz mü'miz, en faziletli insanlarız, kendimizi itham ettirmeyiz. Şer'i olarak makul bir işi bile dikkatlice icra etmemiz gerekiyorsa buna uygun hareket ederiz. Vakıaya bakıyoruz gerçekten üzülmemek elde değil. Bir tarafta ölen çocuklar, diğer tarafta bu olay akabinde, dağlarda cihad ettiğini söyleyen kardeşlerimizin 100lercesi katledildi. Şimdi bu eylem kime yaradı.
1- Müslümanları haklı bir dava sahibi olarak mı gösterdi?
2- Karşı taraf maddi manevi ağır bir hasar mı aldı?
3- Müslümanlar zalim olarak mı, hakkın savunucusu olarak mı itham edildi?

Bakın şu hadis hakikaten calibi dikkat bir hadis:

Âişe radiyallahu anhâ'dan: (Allah Resulü sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu: )

(Âişe'ye hitaben) "Kavmini görmüyor musun, Kâbeyi yaptıklarında ibrahim'in temellerinden eksik yapmışlar!" buyurunca dedim ki:

"Ey Allah'ın Resulü! Onu tekrar İbrahim'in temellerine çeviremez misin?"

"Kavmin küfre yakın olmasalardı, bunu yapardım" buyurdu. (Buhari-Müslim)
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Sedd-u zerai , farz-ı ayn cihadı yerine getirenlere, mustehab olan Kâbe'nin asli ilk temellerine inşâsını çevirmemesini delil getirebilmek için normal bir beyin taşımamayı gerektirir. Bunda iyi niyet aramıyorum!
Bir bacımızın tesettürü sebebiyle Yahudi kavmini sürüp atan peygamberin ummeti, kelime oyunlarıyla böyle zelil düşüncelere giremez!
 
M Çevrimdışı

Mutedil Olun

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sedd-u zerai , farz-ı ayn cihadı yerine getirenlere, mustehab olan Kâbe'nin asli ilk temellerine inşâsını çevirmemesini delil getirebilmek için normal bir beyin taşımamayı gerektirir. Bunda iyi niyet aramıyorum!
Bir bacımızın tesettürü sebebiyle Yahudi kavmini sürüp atan peygamberin ummeti, kelime oyunlarıyla böyle zelil düşüncelere giremez!

bu kardeşiniz de, bu eylemi farz-ı ayn görenlerin normal bir beyin taşımadığını düşünüyor
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt