Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Suriye’de 3. Kişi Olalım!

islahhaber Çevrimdışı

islahhaber

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye’de son günlerde İslami savaşçılar arasında cereyan eden bir kaç olay sonrasında sürtüşmeler yerini çatışmalara bırakmış ve bu çatışmalar akabinde ise her iki taraftanda bir çok kişi hayatını kaybetmiş bulunmaktadır.

Suriye’de yaşanan bu sorunlara bazı kardeşlerimiz Suriye direnişine zarar veriyor derken bazı kardeşlerimiz ise Suriye’de yaşanan bu sorunlar karşısında bizler bizler ne yapabiliriz, ne yapmalıyız gibi soruların cevabını bulmaktan ziyade sanki takım tutar gibi birileri İŞİD, birileri, İslami cephe vs gibi grupları tutmuş olaylar karşısında taraf tutmayı yeğlemiştir.

Hali hazırda Suriye’de yaşanan bu olaylar karşısında savaşa dahil olmayanbirçok insan birbirine düşman olmuş ve birbirlerini tekfir edecek konuma girmişlerdir.

Esed ve aveneleri tamamen İslam düşmanı olmasına karşın Suriye’de düşmana karşı Allah’ın şeriatını yeryüzüne hakim kılmak için savaşanlar birbirlerine karşı silah çekmeleri mutlaka herkesi derinden üzmüştür.

Küfür tek millet olmuş Müslümanları nasıl yok ederiz hesabında iken, yaşanan olaylar karşısında kimileri İŞİD haklı demiş kimileri ise İŞİD’e karşı savaşan gruplar haklı diyerek olayı körüklemiştir.

Peki bu tür yaşanan sıkıntılar karşısında neden kimse Allah azze ve celle’nin Kur’an-ı Kerimde buyurduğu gibi üçüncü kişi olmayı yeğlememiştir. Yazıma bu duayı ederek son verirken okuyularımıza İbni kesirin tefsirini sunarak 3. kişi olmalarını tavsiye ediyoruz.

Allah’ım, Suriye’de İslami savaşçılar arasında yaşanan bu sorunları tez zamanda yok et ve savaşçıları zalime karşı tek yürek olmalarını nasip et inşallah. AMİN

Allah (c.c) Hucurat suresinde

9 — Eğer mü’minlerden iki taife çarpışacak olurlarsa aralarını düzeltin. Şayet biri diğeri üzerine saldırırsa; saldıranlarla Allah’ın buyruğuna dönünceye kadar savaşın. Eğer dönerlerse, artık adaletle aralarını bulun ve âdil davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever.

10 — Mü’minler ancak kardeştirler. Öyle ise iki kardeşinizin arasını düzeltin ve Allah’tan korkun ki, esirgenesiniz.


Mü’minler Ancak Kardeştirler

Allah Teâlâ birbirlerine saldıran müslümanların arasını düzeltmeyi emrederek: «Eğer mü’minlerden iki taife çarpışacak olurlarsa aralarını düzeltin.» buyurur. Birbirleriyle dövüşmelerine rağmen Allah Teâlâ onlara mü’minler adını vermiştir. Buhârî ve başkaları bu âyeti delil getirerek, ne kadar büyük olursa olsun günâhların îmândan çıkarmadığım söylerler. Haricîler ile onlara uyan bazı Mutezilîler ve benzerleri ise bunun tersini ileri sürmektedirler. Buhârî’nin Sahîh’inde Hasan kanalıyla Ebu Bekre’den rivayetle sabit olduğu üzere Allah Rasûlü (s.a.) bir gün ashabına hitâb ederken minberde yanında Hz. Ali’nin oğlu Hasan da varmış; bir ona, bir insanlara bakarak şöyle buyurmuş: Bu oğlum Seyyid’dir. Umarım ki Allah bununla, müslümanlardan iki büyük grubun arasını düzeltsin. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.) in söylediği gibi olmuş ve korkunç olaylar, uzun savaşlardan sonra Allah Teâlâ Şamlılarla Iraklıların arasını onunla düzeltmiştir.

Allah Teâlâ buyurur ki: «Şayet biri diğeri üzerine saldırırsa; saldıranlarla Allah’ın buyruğuna dönünceye, (hakkı dinleyip itaat edinceye) kadar savaşın.» Enes’ten rivayet edilen sahîh bir hadiste Allah Rasûlü:

Zâlim olsun, mazlum olsun kardeşine yardım et, buyurmuştu. Ey Allah’ın elçisi, mazlum olana yardımı anladık, zâlim olduğu halde ona nasıl yardım edeceğiz? dediler. Onun iki elinin üstünden tutarsın, buyurdu.

İmâm Ahmed der ki: Bize Ârim’in… Enes’ten rivayetine göre; o, şöyle anlatıyor: Hz. Peygamber (s.a.)e: Abdullah İbn Übeyy’e gelsen, denilmişti. Hz. Peygamber (s.a.) ona gitmek üzere yola çıktı. Bir merkebe bindi. Müslümanlar da onunla birlikte yürüdüler. Orası çorak bir arazî idi. Hz. Peygamber (s.a.) ona vardığında İbn Übeyy: Benden uzak dur, Allah’a yemin ederim ki merkebinin kokusu bana eziyet veriyor, dedi. Ansâr’dan birisi: Allah’a yemîn olsun ki Rasûlullah’ın merkebinin kokusu senin kokundan daha hoştur, dedi. Kavminden birtakım kimseler Abdullah’a kızdı. İki gruptan herkes birbirine karşı öfkelendiler. Aralarında soyulmuş hurma çubuklarıyla, elleriyle ve nâlinlerle vuruşmalar oldu. Bize ulaştığına göre onlar hakkında: «Eğer mü’minler-den iki taife çarpışacak olurlarsa aralarını düzeltin.» âyeti nazil oldu. Buhârî hadîsi Sulh bahsinde Müsedded’den, Müslim de Meğâzî bölümünde Muhammed İbn Abd’ül-A’lâ’dan; her ikisi birden Mu’temir İbn Süleyman’dan, o ise babasından rivayetle zikretmişlerdir. Saîd îbn Cü-beyr der ki: E vs ile Hazrec arasında hurma çubukları ve nâlinlerle dövüşme olmuştu. Allah Teâlâ da bu âyet-i kerîme’yi indirerek aralarını düzeltmeyi emretti.

Süddî der ki: Ansâr’dan İmrân adında bir adam vardı onun, Üm-mü Zeyd adında bir de karısı vardı. Kadın bir gün ailesini ziyaret etmek istedi. Kocası ise onu kendisinden başka hiç kimsenin girmediği bir odaya hapsetti. Kadın ailesine haber gönderdi. Kavmi gelip onu götürmek üzere odadan çıkardılar. Adam daha önce evden çıkmıştı. Adamın ailesi çevreden yardım istedi. Kadınla, kadının ailesi arasına girmek üzere amcasının oğulları geldi, çekiştiler ve nâlinlerle birbirlerine vurdular. İşte onlar hakkında bu âyet-i kerîme indi. Allah Rasûlü (s.a.) onlara haber göndererek aralarını düzeltti ve onlar Allah’ın emrine döndüler.

Allah Teâlâ buyurur ki: «Eğer dönerlerse, artık adaletle aralarını bulun. (Birbirlerine yapmış oldukları şeylerde onlar arasında) âdil davranın. Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever.» îbn Ebu Hâtim’-in Ebu Zür’a kanalıyla… Abdullah İbn Amr’dan rivayetine göre Allah Rasûlü (s.a.) şöyle buyurmuştur: Âdil davrananlar, dünyada adaletli davranmaları mukabilinde âhiret günü Rahmân’ın huzurunda inciden minderler üzerindedirler. Hadîsi Neseî, Muhammed İbn Müsennâ’dan, o da Abd’ül-A’lâ’dan rivayet etmiştir. Bu rivayetin isnadı ceyyid ve kuvvetlidir, isnadının râvîleri de Sahîh’in şartlarına uygundur. Yine İbn Ebu Hâtim’in Muhammed İbn Abdullah İbn Yezîd kanalıyla… Abdullah İbn Amr’dan, onun da Hz. Peygamber (s.a.) den rivayetine göre Efendimiz şöyle buyurmuştur: Âdil davrananlar, kıyamet günü Allah katında Arş’ın sağında nurdan minderler üzerindedirler. -Onlar; hükümlerinde, aileleri hakkında ve üstlendikleri görevlerde adaletli davrananlardır. Hadîsi Müslim ve Neseî de Süfyân îbn Uyeyne kanalıyla rivayet etmişlerdir.

Allah Teâlâ: «Mü’minler ancak kardeştirler.» buyurur ki, hepsi din kardeşleridir. Nitekim Allah Rasûlü (s.a.) :

Müslüman müslümanm kardeşidir. Ona haksızlık etmez ve hor bakmaz, buyurmuştur. Sahîh bir hadîste:

Kul, kardeşine yardım ettiği sürece Allah kula yardım eder, buyurmuştur. Yine sahîh bir hadîste: Müslüman, kardeşine gıyabında duâ ettiği zaman melek: Âmin, bir misli de sana olsun, dsr, buyurmuştur. Bu hususta hadîsler pek çoktur. Yine sahîh bir hadîste: Birbirlerini sevme, birbirlerine acıma ve gelip gitmede mü’minlerin misâli; tek bir cesedin misâli gibidir: Onun bir uzvu dertlenince cesedin diğer tarafları ateş ve uykusuzlukla ona katılırlar, buyrulmuştur. Yine sahîh bir hadîste Rasûlullah (s.a.): Mü’min, mü’min için birbirini destekleyip güçlendiren bir bina gibidir, buyurmuş sonra da parmaklarını birbirine geçirmiştir.

İmâm Ahmed der ki: Bize Ahmed İbn Haccâc’m… Sehl İbn Sa’d es-Sâidî’den, onun da Allah Rasûlü (s.a.)nden rivayetine göre Rasûlullah (s.a.) şöyle buyurmuştur: İmân ehline göre mü’min cesede göre baş mertebesindedir. Başta meydana gelen acıdan cesedin acı duyduğu gibi, mü’min de îmân ehlinin başına gelenlerden acı duyar. Hadîsi sadece İmâm Ahmed rivayet etmiştir. İsnadı zararsızdır.

Allah Teâlâ buyurur ki: ((Öyle ise iki kardeşinizin (birbiriyle dövüşen iki grubun) arasını düzeltin ve (bütün işlerinizde) Allah’tan korkun ki, esirgenesiniz.» Bu, Allah Teâlâ’nın, Zâtından korkanlara rahmetinin kesin bir müjdesidir.

/Huzeyfe Sare
 
Üst Ana Sayfa Alt