Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Suriye işkence merkezleri, işkenceci komutanlar ve işkence yöntemleri

H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye işkence merkezleri, işkenceci komutanlar ve işkence yöntemleri
Suriye-i%C5%9Fkence-merkezleri-i%C5%9Fkenceci-komutanlar-ve-i%C5%9Fkence-y%C3%B6ntemleri-300x152.jpg

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW) açıkladığı multimedya raporunda, eski tutuklu ve saf değiştirmiş askerlerin, Suriye istihbarat birimlerine ait 27 gözaltı tesisinin yerlerini, tesislerin hangi birimlerin idaresinde...

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW) açıkladığı multimedya raporunda, eski tutuklu ve saf değiştirmiş askerlerin, Suriye istihbarat birimlerine ait 27 gözaltı tesisinin yerlerini, tesislerin hangi birimlerin idaresinde olduğunu, buralarda uygulanan işkence yöntemlerini ve birçoğunda da sorumlu komutanların adlarını tespit ettiğini söyledi. İnsan Hakları İzleme Örgütü, belgeledikleri sistematik kötü muamele ve işkence uygulamalarının, işkence ve kötü muamelenin bir devlet politikası olduğunu net olarak ortaya koyduğunu ve bu nedenle insanlığa karşı suç teşkil ettiğini ifade etti.

78 sayfalık “İşkence Şebekesi: Suriye’nin Yeraltı Hapishanelerinde 2011 Mart’ından Beri Yaşanan Keyfi Gözaltılar, İşkence ve Zorla Kayıp Etmeler”başlıklı rapor, İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Suriye’de hükümet karşıtı gösterilerin başladığı Mart 2011’den beri yaptığı 200’ün üzerinde görüşmeye dayanıyor. Raporda gözaltı tesislerinin yerlerini gösteren haritalar, eski tutukluların konuştuğu videolar ve bu tesislerde işkence görmüş ya da işkenceye tanık olmuş kişilerin anlatımlarına dayanılarak hazırlanmış işkence yöntemlerinin çizimleri yer alıyor.

“İstihbarat birimlerinin ülkenin dört bir yanına dağılmış işkence merkezlerinden oluşan bir sistemi idare ettiğini” ifade eden İnsan Hakları İzleme Örgütü acil durumlar araştırmacısı Ole Solvang, “Bu merkezlerin bulunduğu yerleri yayınlamak, kullandıkları işkence yöntemlerini tarif etmek ve yetkililerin isimlerini vermek suretiyle sorumlulara bu korkunç suçların hesabını vermek zorunda kalacaklarına dair bir uyarıda bulunmuş oluyoruz” dedi.


İnsan Hakları İzleme Örgütü, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne çağrıda bulunarak Suriye’deki durumu Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne tevdi etmelerini ve bu ihlallere karıştıklarına dair haklarında güvenilir bilgi olan yetkililere yönelik hedefli yaptırımlar uygulanmasına karar vermelerini talep etti.

Raporda anılan tesisler, çok sayıda tanığın aynı mahalli işaret ettiği ve uygulanan işkencelerle ilgili detaylı bilgi verdiği yerler. İstihbarat birimlerince kullanılan gözaltı tesislerinin gerçek sayısı muhtemelen çok daha fazla.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü eski tutukluların neredeyse tamamı, gözaltı sırasında işkence gördüklerini ya da diğerlerine işkence yapıldığına tanık olduklarını ifade ettiler. Sorgucuların, gardiyanların ve görevlilerin kullandığı çok çeşitli işkence yöntemleri arasında uzun süreli dayak –çoğunlukla kablo ve cop gibi cisimlerle- , elektrik vermek, tutukluları uzun süre acı veren gerilme pozisyonlarında tutmak, asitle yakmak, cinsel saldırı ve aşağılama, tırnak sökmek ve sahte infaz bulunuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, güvenlik ve istihbarat birimlerinin başvurduğu 20’nin üzerinde işkence yöntemi tespit etti.

Çoğu durumda, tutuklular bu işkence yöntemlerinden birkaçına birden maruz kalmışlardı. Haziran ayında İdlip eyaletinde gözaltına alınan 31 yaşındaki bir tutuklu, İdlip Merkezi Cezaevi’nde istihbarat ajanlarının kendisine nasıl işkence yaptığını İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne şöyle anlattı:

“Beni soyunmaya zorladılar. Sonra parmaklarımı kerpetenle sıkıştırmaya başladılar. Parmaklarımı, göğsümü ve kulaklarımı zımbaladılar. Tel zımbaları ancak konuşursam çıkarmama izin vardı. Araba aküsüne bağlı iki kabloyu kullanarak bana elektrik verdiler. İki kez cinsel organımda elektroşok tabancası kullandılar. Ailemi bir daha asla göremeyeceğimi düşündüm. Üç gün süresince beni üç defa böyle işkenceden geçirdiler.”

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü işkence görmüş kişilerin çoğu, 18-35 yaş arası genç erkekler olmasına rağmen, görüşülen mağdurlar arasında çocuklar, kadınlar ve yaşlılar da bulunuyordu.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün araştırması en korkunç işkencelerin, halk tarafından topluca muhaberat olarak adlandırılan ülkenin dört ana istihbarat biriminin idaresindeki gözaltı tesislerinde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Bu birimler

  • Askeri İstihbarat Şubesi (Shu`bat al-Mukhabarat al-`Askariyya);
  • Siyasi Güvenlik Müdürlüğü (Idarat al-Amn al-Siyasi);
  • Genel İstihbarat Müdürlüğü (Idarat al-Mukhabarat al-`Amma); and
  • Hava Kuvvetleri İstihbarat Müdürlüğü (Idarat al-Mukhabarat al-Jawiyya).
Bu dört birimin her birinin Şam’daki genel merkezlerinin yanı sıra ülkenin tümüne yayılmış bölge, şehir ve yerel şubeleri bulunuyor. Bu şubelerin neredeyse hepsinde de farklı büyüklüklerde gözaltı tesisleri var.

İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün görüştüğü tanıkların tamamı, bizatihi kötü muameleye ve kimi durumlarda işkenceye varan gözaltı koşulları tarif ediyorlar: aşırı kalabalık, yetersiz gıda ve tıbbi destek ihtiyacının rutin biçimde reddedilmesi. Bir eski tutuklunun anlatımından yola çıkılarak çizilen aşırı kalabalık bir koğuşun grafik modeli, koşulların uluslararası yasal standartların ne kadar altında olduğunu gösteriyor.

İnsanlığa karşı suç işleyen ya da işlenmesini emreden kişiler uluslararası hukuk nezdinde cezai sorumluluk taşırlar; aynı şekilde, astlarının suç işlediği bilgisine sahip olan ya da olması gereken ve bunu önlemek ya da cezalandırmak yönünde birşey yapmayan komutanlar da cezai sorumluluk altındadır. Bu komuta sorumluluğu, yalnızca gözaltı tesislerinin komutanlarını değil, istihbarat birimlerinin liderlerini, hükümet üyelerini ve devletin başı olan Başkan Beşar Esad’ı da kapsar.

Suriye Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin kurucu tüzüğü olan Roma Tüzüğü’ne taraf olmadığı için, mahkemenin yargılama yetkisi ancak BM Güvenlik Konseyi’nin Suriye’deki durumu mahkemeye havale etmek yönünde bir karar alması halinde geçerlilik kazanacak. Rusya ve Çin daha önce Güvenlik Konseyi’nin Suriye’ye yükümlülükleri konusunda baskıda bulunma çabalarını engellemişti.

Solvang “Bu işkence merkezleri şebekesinin kapsamı ve zalimliği gerçekten korkunç. Rusya bundan sorumlu olan kişileri koruyucu kanatları altına almamalıdır” dedi.

Aşağıdaki tabloda işkence yapıldığı belgelenmiş gözaltı tesislerinin bulundukları yerleri, hangi birimin idaresi altında oldukları ve komutanlarının adları yer alıyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü aşağıdaki tesislerde işkence ve kötü muamele uygulandığını belgeledi:

İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch – HRW)2012 raporu

İşkencelere örnek

<iframe frameborder="0" width="480" height="270" src="//www.dailymotion.com/embed/video/x1rguv4" allowfullscreen></iframe><br /><a href="
" target="_blank">Suriye&#039;de ESED&#039;i destekleyen ve Zulme sessiz...</a> <i>paylaşan: <a href="http://www.dailymotion.com/islahhaber-net" target="_blank">islahhaber-net</a></i>
 
Üst Ana Sayfa Alt