Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Suriye hakkında lütfen herkes katılsın!

Muhammed Yusuf Çevrimdışı

Muhammed Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye'de Esed'in özel askerleri Şebbihaların, sivil halka yönelik uyguladığı işkencelerin kan donduran görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde Şebbihalar, elleri ve ayakları bağlı sivilleri bıçakla delik deşik ediyor ardından da taşlarla kafalarını ezerek öldürüyor. İşte insanlıktan utandıran vahşet anları:
Esed'in askerinin dehşete düşüren işkencesi (+18) - Ortadoğu Haberleri


Yayınlanan görüntülerde Şebbihaların elleri ve ayaklarını bağladıkları sivilleri ellerindeki bıçakları defalarca vücutlarına saplayarak öldürmesi tüyleri diken diken ediyor. Görüntülerde Şebbihanın yakaladığı yaklaşık 10 sivili bir inşaatın bodrum katında tuttuğu görülüyor. Elleri ve yüzleri bağlı sivillerin bir kaçını başka bir yere götüren silahlı milisler, daha sonra bıraktıkları iki kişiye şiddet uygulamaya başlıyor.
Şebbihalar duvara yüzlerini dayadıkları sivillerin ellerindeki bıçaklarla önce elbiselerini daha sonra vücutlarını parçalamaya başlıyor. Bir Şebbiha elindeki bıçağı kameraya göstererek, yüzlerini duvara çevirdikleri savunmasız sivillere saplamaya başlıyor. Aldığı bıçak darbeleri ile bir sivil yere yığılırken Şebbihalar ayakta zor duran diğer bir kişiye bıçak saplamaya devam ediyor.
Ürperten görüntülerde şahısları bıçaklamaya devam eden Şebbihalar, can çekişerek yere yığılan şahıslara "Ölmediniz mi, bunlar daha ölmedi" diyerek beton parçaları ile vuruyor. Şebbiha ve askerler öldüklerinden emin oldukları iki sivilin üzerine moloz ve karton parçaları atarak olay yerinden ayrılıyor.


Kaynak: CİHAN

aynı haber vahdethaber

 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Arkadaşlar Paylaşmak ile paylaşmamak arasında kaldım ama Mynette 110 bin Hit almış.Mynet Haberi

'Cennete gitmek için onlarla ilişkiye girin'

Suudi Arabistan’da müftü Muhammed El Arifi Suriyeli muhaliflerin cinsel ihtiyaçlarını giderebilmek için Suriyeli kadınları kısa süreliğine nikahlarına geçirebileceklerini ilan etti.
suudi-muftu1.jpg

Güncelleme:02 Ocak 2013 12:55Fars Haber Ajansı'nın haberine göre, Suudi Arabistanlı bir müftü Suriye’deki muhalifler için ilginç bir fetva verdi. Şeyh Muhammed El Arifi, mücahitler diye andığı muhaliflerin Suriyeli kadınları kısa süreliğine hatta birkaç saatliğine kendi nikahlarına geçirebileceklerini ileri sürdü.

Şeyh El Arifi fetvasında, söz konusu mücahitlerle Suriyeli kadınların bu şekilde evlenmelerinin çarpışan bu milislerin cinsel ihtiyaçlarını giderebileceğini, dolaysıyla Suriye lideri Beşar Esad iktidarına karşı daha azimli savaşmalarına yardımcı olabileceğini dile getirdi.

El Arifi, söz konusu milislerle bu şekilde evlenmeyi kabul eden Suriyeli kadınlara da Cennet vaadinde bulunan bu fetvasında ayrıca, böyle bir nikahın 14 yaşın üzerindeki kız ve kadınları kapsadığını söyledi

http://haber.mynet.com/cennete-gitmek-icin-onlarla-iliskiye-girin-670739-dunya/
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye'de Esed'in özel askerleri Şebbihaların, sivil halka yönelik uyguladığı işkencelerin kan donduran görüntüleri ortaya çıktı. Görüntülerde Şebbihalar, elleri ve ayakları bağlı sivilleri bıçakla delik deşik ediyor ardından da taşlarla kafalarını ezerek öldürüyor. İşte insanlıktan utandıran vahşet anları:
Esed'in askerinin dehşete düşüren işkencesi (+18) - Ortadoğu Haberleri


Yayınlanan görüntülerde Şebbihaların elleri ve ayaklarını bağladıkları sivilleri ellerindeki bıçakları defalarca vücutlarına saplayarak öldürmesi tüyleri diken diken ediyor. Görüntülerde Şebbihanın yakaladığı yaklaşık 10 sivili bir inşaatın bodrum katında tuttuğu görülüyor. Elleri ve yüzleri bağlı sivillerin bir kaçını başka bir yere götüren silahlı milisler, daha sonra bıraktıkları iki kişiye şiddet uygulamaya başlıyor.
Şebbihalar duvara yüzlerini dayadıkları sivillerin ellerindeki bıçaklarla önce elbiselerini daha sonra vücutlarını parçalamaya başlıyor. Bir Şebbiha elindeki bıçağı kameraya göstererek, yüzlerini duvara çevirdikleri savunmasız sivillere saplamaya başlıyor. Aldığı bıçak darbeleri ile bir sivil yere yığılırken Şebbihalar ayakta zor duran diğer bir kişiye bıçak saplamaya devam ediyor.
Ürperten görüntülerde şahısları bıçaklamaya devam eden Şebbihalar, can çekişerek yere yığılan şahıslara "Ölmediniz mi, bunlar daha ölmedi" diyerek beton parçaları ile vuruyor. Şebbiha ve askerler öldüklerinden emin oldukları iki sivilin üzerine moloz ve karton parçaları atarak olay yerinden ayrılıyor.


Kaynak: CİHAN

aynı haber vahdethaber



Kafir ŞEREFİSİZler Şimdi buraya Kadar Soğukkanlılığımı korumaya Çalıştım Ama Bunu İzleyen Şii İrancı Varsa Bunu İyi okusun.

ALLAH hepinizin belasını Versin kafir herifler destekledğiniz Esadı görün Artık körler.Tağutu bize Filistinin Mücahidi olarak tanıtmaya çalışıyorlar Allah belanızı versin Kafir Şerefsizler.Allahım Müslümanlara zafer Nasip eyle.Kardeş tüylerim diken diken oldu ya ne yaptn ya
 
Mekselina.. Çevrimdışı

Mekselina..

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Aleykum Selam... Öncelikle doğru adrestesin, Suriye topraklarında, farklı gruplar var... hepsi İSLAM için ÜMMET için SURİYE HALKI için savaştığını söylüyor... ama SELEFİ diye bilinen gruplar yani Ehli hadis/Ehli sünnet, Tevhid ehli gruplarda var ve bizimde kalblerimiz onlarla çarpıyor. onun haricinde Özgür suriye Ordusu isimli bir grup var Üyelerinin büyük bir çoğunluğunu, Beşşar Esed'e bağlı Suriye Ordusu'nun katliamlarına karışmak istemeyen asker ve subaylardan oluşuyor... Bazı Türkmenlerinde farklı isimlerle kurduğu gruplar mevcut. Bütün Bunların Ortak yanıda, Tağut Esad rejimine son vermek.

kardeş bilgilendirdigin için teşekkür ederim inşallah daha yakından takip etmeye devam edecem
 
Çay-Şakird Çevrimdışı

Çay-Şakird

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Arkadaşlar Paylaşmak ile paylaşmamak arasında kaldım ama Mynette 110 bin Hit almış.Mynet Haberi

'Cennete gitmek için onlarla ilişkiye girin'

Suudi Arabistan’da müftü Muhammed El Arifi Suriyeli muhaliflerin cinsel ihtiyaçlarını giderebilmek için Suriyeli kadınları kısa süreliğine nikahlarına geçirebileceklerini ilan etti.
suudi-muftu1.jpg

Güncelleme:02 Ocak 2013 12:55Fars Haber Ajansı'nın haberine göre, Suudi Arabistanlı bir müftü Suriye’deki muhalifler için ilginç bir fetva verdi. Şeyh Muhammed El Arifi, mücahitler diye andığı muhaliflerin Suriyeli kadınları kısa süreliğine hatta birkaç saatliğine kendi nikahlarına geçirebileceklerini ileri sürdü.

Şeyh El Arifi fetvasında, söz konusu mücahitlerle Suriyeli kadınların bu şekilde evlenmelerinin çarpışan bu milislerin cinsel ihtiyaçlarını giderebileceğini, dolaysıyla Suriye lideri Beşar Esad iktidarına karşı daha azimli savaşmalarına yardımcı olabileceğini dile getirdi.

El Arifi, söz konusu milislerle bu şekilde evlenmeyi kabul eden Suriyeli kadınlara da Cennet vaadinde bulunan bu fetvasında ayrıca, böyle bir nikahın 14 yaşın üzerindeki kız ve kadınları kapsadığını söyledi

'Cennete gitmek için onlarla ilişkiye girin' | Mynet Haber
fars haber sitesi diye kaynak verip paylaşmıştı biri, bildiğim kadarıyla bu alim ehli sünnet bir alim. Allahu alem şiiler kendi pisliklerini başkalarına yamamak için uydurmuşlar.
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
kaynak fars haber ajansı,bence doğrulatın fasıkça bir haber yani...

126,362 Mynet Haber tıklanması Haber bu linkte 'Cennete gitmek için onlarla ilişkiye girin' | Mynet Haber

Ben Böyle bir nikahın helal olacağı ya da olmayacağı hakkında yazmıyorum bile.Ben Türkiye'nin En çok tıklanan Haber sitesinde Suriye gündemini bulandırmak için yine portalkal arkadaşın dediği gibi Farsi bir haberi alarak haber yapıyor.Ve 126,362 Hit alıyor bunu belirtmek için haber yaptım takip edenler bilir
 
portalkal Çevrimdışı

portalkal

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
demekki fasıklardan gelen haberleri araştıracağız da,bu iranlılar artık fasıklıkdan,münafıklığa,hatta kafirliğe doğru son sürat gidiyorlar,Allahım onları düzelt düzeltmezsen eğer,kahr-u perişan eyleki 1000 yıllık fitne ortadan kalksın.neymiş füze yapmışlar,50 nc kamyonet üzerinden füze fırlatıcam diye tehdit ettiği ülkeler her tarafıyla gülüyor irana şu anda,saddam da kendisini böyle abartıyordu,amerika girdiğinde o caddelerde yürüttüğü ordudan birisi silah sıkmadı ehli küffara
 
M Çevrimdışı

Murat76

Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye İntifadasının Son Durumu Üzerine Düşünceler

Mart 2011 ayında başlayan Suriye intifadası, her geçen gün güçlenerek ve büyüyerek devam ediyor. Gelinen noktada, intifadanın geldiği son durum ile bir takım değerlendirmelerde bulunmanın gerekli olduğunu düşünüyorum.

Öncelikle, Suriye intifadasının, kendi şartları çerçevesinde değerlendirildiğinde; adeta sıfırdan başlayarak, rejim unsurlarını inlerine çekilmeye mecbur edecek seviyeye gelebilen destansı bir mücadele olduğunu düşünüyorum. Suriye ve Esed hanedanı ile Baas rejiminin geçmişi ve tesis ettiği korkunç dikta rejimi ile; geçmişte başta İhvanı Müslim mensupları olmak üzere Müslümanlara yaptıkları zulüm ve katliamlar dikkate alındığında, böyle bir intifadanın ortaya çıkması bile, -tabiri caizse- adeta bir mucizedir. Nitekim, Tunus, Mısır ve Libya’da Arap baharı denilen halk ayaklanmaları ortaya çıktığında, ben de dahil pek çok kişi Suriye’de böyle bir intifadayı beklemiyorduk.

Böyle güçlü bir intifada karşısında Esed rejiminin bu güne kadar dayanabilmiş olması da üzerinde durulması gereken bir durumdur. Diğer her hangi bir Arap ülkesinde böyle bir intifada karşısında rejimlerin bu kadar dayanabilmesi kanaatimce mümkün değildir. Esed rejiminin bu kadar dayanabilmesinin, Suriye’nin konumuna özel iç ve dış faktörlerden kaynaklandığını düşünüyorum.

İç faktörlerin en önemlisi, rejimin Nusayri azınlığına dayanan bir azınlık diktatörlüğü olması nedeniyle, çoğunluk olan Sünnilere iktidarı kaptırmamak için, kilit noktalara Nusayrilerin yerleştirildiği çok kuvvetli bir sistem inşa etmiş olmasıdır. Öyle ki, kilit noktalarda bulunan ve yıllarca yapılan zulüm ve katliamlara ortak olmuş olan kişiler, rejimin yıkılması halinde değil geleceklerinin, hayat haklarının bile olmadığı bilinciyle canhıraş bir şekilde mücadeleye devam etmektedirler.

Dış faktörlerin en önemlisi ise, İran ile dışarıdaki destekleyici ve eklentilerinden oluşan Şiacı blokun, Esed rejimine verdikleri maddi ve manevi desteklerdir. Sadece bu destek olmasaydı bile, Esed rejiminin ömrü çok kısa olurdu kanaatindeyim. Mezkur şii bloğunun desteği ise, Suriye ve Ortadoğu’da şii hegemonyası kurmalarının ancak mevcut Esed rejimi ile mümkün olduğu; rejim yıkılırsa şia’nın İran’a sıkışan güdük bir güç odağı haline geleceği ve Ortadoğu”da bir şia hegemonyası ihtimalinin sıfırlanacağı öngörüsüyle, tıpkı rejimin kilit noktalarındaki azınlık unsurları gibi, mezhebi bir varlık yokluk mücadelesi olarak sürmektedir. Bu saatten sonra da bu bloğun tavır değişikliği onlara bir şey kazandırmayacağından, rejim yıkılana kadar devam edecektir kanaatindeyim.

Diğer önemli bir dış faktör ise, Esed rejimine Rusya ve müttefiklerinin (Çin vs) direk, Amerika ve müttefiklerinin (Avrupa ülkeleri vs) dolaylı destek vermesidir. Ben ABD ve başta İsrail olmak üzere diğer batılı ve halen halk kıyamı oluşmamış Arap müttefiklerinin Esed rejimine dolaylı desteğinin etkisinin, Rusya’nın direk desteğinden daha az olmadığı kanaatindeyim.
ABD ve müttefikleri için Esed rejimi, gitse de olur gitmese de olur bir konumda iken; rejimin yerine gelmesi kuvvetle muhtemel islami rejim kesinlikle gelmemesi gereken bir rejim konumundadır. Böyle bir rejimi ABD ve müttefiklerinin, Rusya’dan daha sert şekilde istemediğini düşünüyorum.

Çünkü batılılar, sünni bir ülkede oluşacak kendi kendine yeterli gerçek bir islami rejimin dünyadaki diğer sünni islam memleketlerine örneklik oluşturacağı, tabiri caizse işbirlikçi arap rejimlerinin hakim olduğu ülkelerde domino etkisi yapacağı öngörüsü ve korkusu içindedirler.

İran rejiminin mezhebi yapısının şii olmayanları dışlayıcı olması ve sünni memleketlerde ciddi bir etkisinin bulunmayışı, böyle bir etki yapmadığının ve yapamayacağının farkında olmaları nedeniyle, şianın hegemonyasındaki bir Suriye onlar için her daim tercih edilebilir bir seçenektir.

Bunun mümkün olmaması halinde, yarı laik yada batı etkisine açık islami bir rejim arzulamaktadırlar. Bu nedenle ABD ve müttefikleri savaşın uzayarak direnişin islami kesiminin iyice güçten düşmesini ve batıya yanaşmasını; bu şekilde islami taleplerden iyice uzaklaşmış yarı laik bir yönetimin oluşmasını arzulamaktadırlar.

Lakin bu beklentileri boş çıkmak bir yana, kanaatimce uzayan savaş halk nezdindeki islami bilinç ve talepleri daha da artırmakta ve keskinleştirmekte, savaşan islami güçlerin prestij, tecrübe ve örgütlenmelerini artırmaktadır.

Savaşın uzamasının can ve mal kaybındaki artışlara yol açtığı açık. Fakat, bu kayıpların bir karşılığı olarak, sahada islami güçlerin yerel bazda devletleşmeye giden örgütlenmeleri gerçekleştirdikleri, Suriye’nin büyük bir kısmının kurtarılmış bölgeler biçiminde bu güçlerin denetim ve yönetimine geçtikleri görülmektedir.

Gözlemleyebildiğim kadarıyla, Suriye’de sahada hakim olan asıl güç muhalifler olup, rejim kapana kısılmış – inlerine girmiş bir vaziyette varlığını sürdürmeye gayret etmektedir. Muhaliflerin Suriye çapında tabandan tavana doğru bir devlet yapısını inşa etmekte oldukları da görülmektedir.

Savaşın uzaması ve batının Suriyeli muhalefete destek vermemesi, direnişin öz güvenini artırmakta, batıya borçlu olmamanın verdiği bir izzete dönüşmekte; batının ve işbirlikçi Arap rejimlerinin gerçek yüzünün halk nezdinde bir kez daha ortaya çıkmasına vesile olmaktadır. Bu nedenle, bir gün rejim yıkıldığında ne ABD nede başka bir güç, Suriye halkına batı yanlısı islam dışı bir rejim dayatamayacak; buna dair yapılacak girişimler ve ayak oyunları sonuçsuz kalacaktır inşaallah.

Eğer Suriye direnişi ilk günlerde ABD ve müttefiklerinin desteğini alsa ve bunun etkisiyle rejim yıkılsa idi; islami bir rejimin kurulması ve kurulacak rejimin batının etkisinden uzak kalabilmesi çok zor olacaktı diye düşünüyorum. Gelinen noktada direnişin kimseye diyet borcu bulunmamakta olup, bu nedenle halkın islami iradesi Esed sonrası oluşacak yönetime direk yansıyacaktır inşaallah.

Suriye’deki mücadeleyi 2.Bakara Suresi 153’ten 157’ye kadar olan ayetler ışığında değerlendirdiğimizde, bu mücadelenin doğru yolda ilerleyen bir mücadele olduğunu görebiliriz. Sadece Allah’a dayanarak mücadele eden ve olumsuz şartlara sabredenlerden oluşan bir mücadele. Elbetteki böyle bir mücadelede can ve mal kayıpları olacaktır ki, bu kayıplara kayıp demek bile doğru değildir aslında. Giden canların şehit, malların ise Allah’tan karşılığı ahirette alınacak karzı hasen (güzel borç) olduğunu değerlendirirsek, daha isabetli bir değerlendirme yapmış oluruz.

Gelinen noktada direniş sadece Allah’a dayanarak mücadelesine devam etmekte olup; hattı müdafa yoktur sathı müdafa vardır savaş kaidesi gereğince, adım adım Suriye’yi özgürleştirmektedir.

Bu nedenledir ki, çılgına dönen ve panikleyen Esed rejimi, başını ininden çıkarabildiği anlarda, fırın kuyruklarında ekmek sırası bekleyen insanlara uçaklarla saldırmaktadır. Muhtemelen dehşet oluşturarak halkla mücahidleri karşı karşıya getirmeyi amaçlayan bu tür saldırılar tam aksi sonuç verecek; Suriye halkının rejime nefretini ve mücahidlere desteğini artıracaktır.

2.Bakara Suresi 216. ayette, hoşumuza gitmediği halde savaşın farz kılındığı; hoşumuza gitmeyen şeylerin bizim hayrımıza, sevdiğimiz şeylerin ise şerrimize sebep olabileceği bildirilmektedir. Elbette Suriye’de yaşananlar çok acı, hiç birimizin hoşuna gitmeyen şeyler.

Elbette ne Suriye’li Müslümanlar, nede bizler bela ve felaket aramıyoruz. Fakat, imtihan hikmeti gereği kaçınılmaz durumlar oluştuğunda, yukarıdaki ayetler ışığında dayanmak, mücadele ve sabretmek zorundayız. Böyle yaptığımızda Allah’ın yardımı er geç gelecek ve mü’minler için hayırlı neticeler oluşacaktır.

Kaldı ki bu intifada başlamasa bile, Suriye’deki rejim insanlara zulmetmeye ve düşük yoğunluklu da olsa katletmeye devam edecekti. Bu zulüm ve kayıpları yıllara yaydığımızda, uzun süreç toplamında 2 yıllık intifada da verilen kayıplardan daha fazlası olacak, lakin dikta rejimi ve zulüm devam edecekti.

Suriye’li kardeşlerimiz üzerlerine düşen vazifeleri hakkıyla ifa etmekte, şahitliklerini gerçekleştirmekte, aralarından şehitler vermektedirler ve Allah’ın izni ile başarıya ulaşacaktır. Nitekim zaferin yaklaştığına dair ciddi emareler ortaya çıkmıştır. Lakin, Suriye mücadelesi sadece onların değil, tüm Müslümanların mücadelesidir. Özellikle, yakın olmamız nedeniyle Türkiyeli Müslümanların daha fazla çaba göstermesi gereken bir mücadeledir.

Bu konuda bu güne kadar Özgür-Der yüzü akı bir performans sergilemiştir kanaatindeyim. Özellikle Suriye direnişi hakkında İran-şii bloğu kaynaklı dezenformasyon çabalarının etkisiz bırakılarak islami camiada direnişin sahiplenilmesinde önder rol oynamıştır. Aynı zamanda direnişin tüm Türkiye halka duyurulması ve halkın sahiplenmesi için yaptığı çalışmalarda kayda değer neticeler vermiştir.

Bununla da kalmayarak, mağdur durumda olan Suriye halkı için kendi çapında gerçekleştirdiği yardım kampanyaları ile topladığı yardımları bizzat Suriye içinde dağıtması da önemli bir çalışmadır. Özelikle Suriye içinde mağdur durumda bulunan halka yardım hususunda İHH’nın çalışmalarının da takdir ve teşvik edilmesi gereken yüz akı faaliyetler olduğuna dair gözlem ve kanaatimi de bu vesile ile paylaşmak istiyorum.

Bu faaliyetler daha da arttırılarak devam etmeli ve tüm islami camialar ile halkımızın da katılımının sağlanmasına gayret edilmelidir. Rejim düşene kadar tüm bu faaliyetlerde gevşeklik gösterilmemeli, Suriye konusu gündemden düşürülmemelidir.

Gün bu gündür. Bu gün aç olan bir insanı açlıktan kurtarmazsak, o insana tok olduğu günde dünyaları bağışlasak bir kıymeti olmaz. Bu gün bu faaliyetleri yapmazsak, rejim devrildikten sonra yapacağımız faaliyetlerin bir kıymeti olmayacaktır. Suriyeli kardeşlerimiz orada kulluk imtihanlarının gereğini yaptıkları gibi, bizlerde burada kulluk imtihanımızın görevlerimizi yapmalıyız.

Faaliyetlerimiz onlara bir ihsan değil, Rabbimize olan kulluğumuzun ve hakka şahitliğimizin bir gereğidir.

Yazar: Mustafa Siel
HAKSÖZ HABER sitesinden 02 Ocak 2013 tarihinde yazdırılmıştır.
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"yarı laik yada batı etkisine açık islami bir rejim arzulamaktadırlar" burada yazan ne demek oluyor açıklayacak olan var mı arkadaşlar.

Yarı Laik İslami rejim ya da Batı etkisine açık İslami Rejim olur mu?

Artı olarak Özgür-Der ve İhh nın reklamını yapması dışında güzel bir yazıydı.Nitekim Özgür-Der Ve İHH nın Demokrasi ye ve Türkiye iktidarına bakışları belli,verdikleri destek belli
 
M Çevrimdışı

Murat76

Üye
İslam-TR Üyesi
İslami rejim Kur'an ve Sünnete dayalı ve raşit halifeleri de örnek alan bir sistemdir.

Bu Allahu a'lem batının bir alternatif olarak kendilerince üretmeye çalıştıkları bir modeldir. "İslami" dış görünüşü olup ta kapitalizmin ve batı hayranlığı ve etkisi kendisinde bulunan bir model. Nitekim bu Sünnete ve hadislere saldırılarının sebepleri bundandır (bir euro islam, batı islamı). İslamı içinden yıkma, boşaltma ve fikren sömürme faaliyetlerinin bir ürünü olarak çıkarmak istedikleri şeydir.

Ayrıca bu yukarıdaki yazının ne sahibini ve nede bu övdükleri kuruluşları tanımamaktayım. Uzun yıllar Türkiye dışında kaldığım için buradaki olan biten den çok haberdar değildim.
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İslami rejim Kur'an ve Sünnete dayalı ve raşit halifeleri de örnek alan bir sistemdir.

Bu Allahu a'lem batının bir alternatif olarak kendilerince üretmeye çalıştıkları bir modeldir. "İslami" dış görünüşü olup ta kapitalizmin ve batı hayranlığı ve etkisi kendisinde bulunan bir model. Nitekim bu Sünnete ve hadislere saldırılarının sebepleri bundandır (bir euro islam, batı islamı). İslamı içinden yıkma, boşaltma ve fikren sömürme faaliyetlerinin bir ürünü olarak çıkarmak istedikleri şeydir.

Ayrıca bu yukarıdaki yazının ne sahibini ve nede bu övdükleri kuruluşları tanımamaktayım. Uzun yıllar Türkiye dışında kaldığım için buradaki olan biten den çok haberdar değildim.

Allah Hayır versin sordum ve cevabımı aldım.Ben sadece belirtmek istedim sizin böyle bir düşüncede olduğunuzu asla düşünmedim zaten yanlız takdir edersiniz ki Ziyaretçiler Misafir olarak giriyorlar ve örneğin sadece böyle bir yazıyı görüp farklı düşüceler oluşturabilirler zihinlerinde.O yüzden Makaledeki birkaç Noktaya dipnot düşmek gerktiğini düşündüm
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Teftenez Havaalanı ele geçirildi KureselHaber

Nusret Cephesi ile Ahraru’ş Şam ortaklaşa gerçekleştirdiği operasyonla Teftenaz Askeri Havaalanı’nı sonunda ele geçirdi. Bir süredir kuşatma altında tutulan havaalanından önemli ganimetler elde edildi.E

Ensar Sitesi’nde yayınlanan habere göre Nusret Cephesi ve Ahraru’ş Şam Grubu İdlib şehrinde yer alan Teftenaz Askeri Havaalanı’nı tamamen ele geçirdi.Havaalanında ele geçirilen ganimetler ise şöyle: 100 kutu mühimmat, 7 roketatar, 3 helikopter, 200 makineli tüfek, 5 tank ve 9 askeri araç.Haber, Nusret Cephesi ve Ahraru’ş Şam Grubu’nun resmi kaynaklarınca ise henüz tekid edilmedi.
Öte yandan İdlib iline bağlı Binş Şehri medya ofisi, dün Esad güçlerine bağlı bir tankın Esad güçlerinden ayrılarak Esad askerlerine doğru ateş açtığını ve ardından Teftenaz askeri havaalanını kuşatan mücahitler tarafından desteklendiğini açıkladı.
İsimlerini vermek istemeyen kaynakların ifadesine göre aralarında albay ve yarbaylar da bulunmak üzere 8 subay Esad Ordusu’ndan ayrılarak Ürdün’e ulaştı.

 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Suriye’de en büyük esir değişimi!03 Ocak 2013 Perşembe 11:35KureselHaber

Ahfadu’l Emeviyyin Sancağı ile Seyfu’ş Sancağı Şam’ın güneyinde Esad güçleriyle en büyük esir değişimini gerçekleştirdi. Bir grup Esad askeri karşılığında 300 esir serbest bırakıldı.

Ahfadu’l Emeviyyin Medya Ofisi çok sayıda esirin, Esad güçleriyle yapılan esir değişimi anlaşması kapsamında kurtarıldığını duyurdu. Açıklamada şöyle dendi: ‘Ahfadu’l Emeviyyin ve Seyfu’ş Şam Sancaklarından mücahitlerimiz Şam’ın güney bölgesinde esir değişimi anlaşması yaptı. Bu yolsuz rejimin birkaç paralı askerinin karşılığında 300’ün üzerinde esirimizi kurtardık.
Bizlere, Esad’ın kölelerinin yakaladığı masum sivillerinin kanının korunmasında yardım eden Allah’a hamdolsun.’Sancağın medya ofisi tarafından yayınlanan videolarda ise esirlerin teslim alınışı, tekbirler eşliğinde ailelerine teslim edilişi ve esir Esad askerlerinin görüntülerine yer verildi.
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
BM: Suriye’de Ölü Sayısı 60 Bini Geçti HaksozHaber (03 Ocak 2013 Perşembe 12:32)
Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) tarafından
yaptırılan araştırmada, Suriye'de rejim karşıtı gösterilerin başladığı 15 Mart
2011 ile 30 Kasım 2012 tarihleri arasında 59 bin 648 kişinin hayatını kaybettiği
belirtildi.

Raporun sonuçlarını Cenevre'de açıklayan BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri
Navi Pillay, bu rakamın 2013 başı itibarıyla 60 bini geçtiğinin tahmin
edildiğini belirtti. Pillay, ''Bu rapor bugüne kadar hazırlanan en detaylı
analiz ama doğal olarak kesin rakamlar değil'' dedi.

BM Genel Sekreterliği Sözcüsü Martin Nesirky dün yaptığı açıklamada, ölü
sayısının şu an 60 bini geçtiğini ve bu rakamın "beklenenden çok daha yüksek"
olduğunu kaydetti.

Tamamlanması yaklaşık 5 ay süren araştırmada, yedi farklı kaynaktan gelen
toplam 147 bin 349 ölüm bilgisinin önce kayıtlara geçirildiği, daha sonra
kurbanların soy isimlerine göre, ölüm tarihi ve yeri ilgili bilgiler de dahil
olmak üzere bir sıralama yapıldığı ifade edildi.

Ölü sayısının tespit edilmesinde en az dört kaynak tarafından doğrulanmayan
ölümlerin listeye alınmadığı kaydedildi.

Nesirky araştırmada, İhlalleri Tespit Merkezi, Suriye İnsan Hakları Ağı,
Suriye Devrim Genel Konseyi, Suriye Şehitler Sitesi, 15 Mart Grubu, Suriye İnsan
Hakları Gözlem Evi, Suriye Hükümeti'nden gelen verilerin değerlendirildiğini
belirtti.

Araştırmada ayrıca, gerçek ölü sayısının 60 bin rakamının çok daha üstünde
olduğunun tahmin edildiği notu da yer alıyor. Bazı bölgelerde gerçekleşen
ölümlerin, adı geçen 7 kaynaktan hiçbiri tarafından kayıtlara geçirilmediği ve
bu sayıyı tespit etmenin çok zor olduğu ifade ediliyor.
 
M Çevrimdışı

Musluman.

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İsrail, Suriye Sınırına Duvar Örüyor(03 Ocak 2013 Perşembe 10:54) HaksozHaber
İsrail, 1967’den beri işgal altında tuttuğu Golan ve
Suriye sınırına duvar örüyor.
Esed sonrasına hazırlık yapan İsrail 1967’den beri işgal altında tuttuğu
Golan ve Suriye sınırına duvar örüyor.

Bu bölge, İsrail tarafından bugüne kadar “tehlikeli” olarak adlandırılan
kategoride yer almıyordu.

Suriye’de Esed rejiminin çökmesi durumunda militan grupların eylemlerine açık
hale gelmekten korkan İsrail şimdiden çeşitli saldırılara maruz kaldığını
düşünüyor. Suriye’de 21 aydır devam eden çatışmalarda zaman zaman İsrail’in
işgal altında tuttuğu bölgelere havan mermileri isabet etmişti.

56 km olması düşünülen duvarın Golan Tepelerinin güneyinden başlayıp Kuneytra
bölgesinin kuzeyine kadar uzaması planlanıyor.

Esed rejiminin devrilmesi durumunda İslamcı militanların bölgeyi kontrol
altına almasından çekinen İsrail, Mısır’ın Sina yarımadasında yaşadığı sıkıntıyı
burada da yaşamaktan korkuyor. Bilindiği üzere Mübarek rejiminin çökmesinden
sonra bu bölge İslamcı militanlarca bir üs olarak kullanılmaya başlanmıştı.
 
Üst Ana Sayfa Alt