Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haber Suriye Cihadında Çeçenlerin Ne Işi Var?

E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şehadetinin 8. yıldönümünde, Kafkasya’da şehid düşen Arap komutan Ebu Hafs’ın anısına…

Ne işi var bu Çeçenlerin Suriye’de? Ensaru’d Din Cephesi lideri Emir Selahaddin el-Çeçen, Nusret Cephesi Şehid komutanı Emir Seyfullah el-Çeçen, Cundu’ş Şam lideri Emir Müslim el-Çeçen ve diğerleri… Ailevi ve özel bir durumu olanlar müstesna, birçok Suriyeli erkek savaşma imkânı varken Türkiye’ye mülteci olmaya, canını kurtarmaya bakarken bunların evinde canı mı sıkıldı da Suriye’ye savaşmaya gittiler? Rahat mı battı evlerinde? Eşlerini ve çocuklarını arkada bırakıp ölüm kusan bir savaşa katılmak da neyin nesi? Her gün içlerinden birileri yaralanıyor, sakat kalıyor, esir düşüyor, işkence görüyor… Her gün uçaklar ve tanklar ölüm yağdırıyorken Suriye’ye neden geldi bu Çeçenler?!

Bu sorular insanların zihinlerinde açığa çıkarmasalar da yer kaplıyor. Bu soruyu idrak edebilmek için ise 1994’te başlamış olan Kafkasya cihadına bakmak gerek. Ne mi göreceksiniz bakınca Kafkas dağlarına? Orada Ebu Hafs el-Ürdüni’nin mezarı çıkacak karşınıza. Mezar taşında “Ürdünlü Arap Ebu Hafs, Ruslara karşı savaşta Çeçen Müslüman kardeşleri ile beraber burada şehid düştü.” yazısına dokunacaksınız…

Evet, Kafkasya’daki cihadda birçok Arap Müslüman rahat yaşamını bırakıp cepheye koştu ve karlı dağlarda dillerini bile anlamadıkları Çeçen kardeşleri için birer birer şehid düştüler. Tek ümmet ve tek ordu olduğumuzu kazıdılar Çeçen çocukların bilincine. Bir de hicret etmeyi ve cesur olmayı öğrettiler…

Onlardan biri de Faris Yusuf Emirat yani Ebu Hafs el-Ürdüni’dir. 1973’te Ürdün’de doğan Ebu Hafs, üniversite eğitimini tamamlayana kadar Ürdün’de yaşadı. Cihadın ümmetin bir numaralı gündemi olduğu, Çeçenistan cihadının Kafkas Müslümanları için ölüm kalım savaşına döndüğü o günlerde, 22 yaşındaki Ebu Hafs rahat dünya yaşamından yüz çevirip 1995 yılında Kafkasya dağlarına cihada hicret etti.

Ebu Hafs, mücahidler arasında takvası ve ilmiyle öne çıkmıştı. Rus askerlerini vura vura komutanlığa kadar yükselmiş bir Arap’tı o. Kendisi gibi Arap olan Komutan Hattab ve Ebu Velid’in şehadeti üzerine Yabancı Mücahidler Komutanlığı görevini yürütüyordu. Sahip olduğu ilmi birikim ve komutanlık yeteneği neticesinde Çeçenistan – İçkerya Cumhuriyeti Şura Meclisi’ne Şamil Basayev’in yardımcısı olarak atandı. Kafkasya’nın efsanevi komutanı Şamil Basayev’in şehadetinden sonra Çeçen cihadının lideri Dokko Umarov’un yardımcılığı görevine de getirilmişti. Davanın ümmet davası olduğunun en net ispatıdır bu: Bir Arap, Kafkasya cihadında ikinci adam olmuştu!

Komutan olmasına rağmen daima mütevazı olmaya devam eden Ebu Hafs, bir yandan yaralılarla ilgileniyor, bir yandan yemek yapıyor, bir yandan ilmi dersler veriyor, bir yandan da cephede en ön safta çarpışıyordu…

Ebu Hafs, bundan tam 8 yıl önce (26 Kasım 2006) Dağıstan cephesini ziyarete gittiğinde Hasavyurt’ta pusuya düşürüldü. Çatışmada yaralandı ve tedavisi için bir eve götürüldü. Ruslar onun önemini biliyordu ve Ebu Hafs’ın öldürülmesi çok büyük bir komutanın kaybı demekti. Bulunduğu ev Rus Özel Kuvvetleri (FSB) tarafından kuşatıldı. Rus tanklarının da kullanıldığı şiddetli çatışmada, emrindeki dört Çeçen mücahidle beraber Ebu Hafs son nefesine kadar çarpışarak 33 yaşında şehid düştü. Çeçen kaynakları, Ebu Hafs’ın şehid olduğu çatışmada 21 Rus komandosu ile 7 FSB ajanının da öldürüldüğünü açıkladılar. (1) Rusya haberi “El Kaide’nin Kafkaslar bölgesi sorumlusu Ebu Hafs Dağıstan’da öldürüldü” diye duyurdu. (2)

Bir röportajında “Mücadelemiz Çeçenistan’da, kalbimiz Kudüs’te! (3) diyerek tüm cihad cemaatlerinin beraber olduğunu, değişik coğrafyalardaki cihad bölgelerinin aslında küresel İslami direnişin cepheleri olduğunu haykırıyordu bizlere. Bir de Kudüs’ün namus meselesi olduğunu…

Ebu Hafs, Hattab, Ebu Velid, Muhanned gibi Arap komutanlar çok şey kattı Kafkas cihadına. Ümmetin unutulmuş toprakları olan Kafkasya’da onların şehid düşmesini Kafkasya’nın evlatları asla unutmadı. Binlerce kilometre öteden gelip birileri sizinle namazda ve savaşta saf saf duruyorsa, hatta günü geldiğinde sizinle omuz omuza son mermisine kadar çarpışıp can veriyorsa, ona ve onun davasına olan sevginiz yüreğinize kazınır ve asla unutmazsınız! Kafkasya dağlarında vurulup düşen her Arap, her Türk, her Kürt öğretti Çeçen gençlerine tek ümmet ve tek ordu olduğumuzu…

Derken Allah’ın lütfuyla cihad, Resulullah (sav)’in hadislerinde övdüğü ve hicrete teşvik ettiği Şam topraklarına ulaştı. Allah’ın Resulü Hz. Muhammed (sav)’in “Rahmanın melekleri Şam’ın üzerine kanatlarını geriyorlar.” (4) buyurduğu topraklarda cihad çağrısı yankılandı. Bu çağrı Dağıstan sokaklarına, Çeçenistan dağlarına, Karaçay steplerine kısa sürede ulaştı. Suriye’nin firavunu Esad’a karşı kıyam başlamış, cihadın ışığı Şam’a, gölgesi Kudüs’e düşmüştü…

“Hayye ale’l cihad” çağrısını duyan Kafkasya’nın evlatları, Ebu Hafs’tan öğrendikleri düstur için ileri atıldılar: Hicret, cihad ve şehadet… Dillerini bilmedikleri Arap kardeşleri için ölme sırası kendilerindeydi. Arap Ebu Hafs, Kafkasya’nın karlı dağlarını göze almıştı; şimdi Çeçenler Mesih’in ineceği “Beyaz Minare”nin olduğu Şam topraklarından nasıl yüz çevireceklerdi! Hayır, Kafkasya cihadının başkomutan yardımcısı olan Ebu Hafs’tan öğrendiklerine sadık kaldılar. “Vefa ehline feda kolaydır” diyor ya Emir Ebu Muhammed el Cevlani, Çeçenler de vefa ehli olduklarını Şam topraklarında onlarca şehid vererek ispatladılar…

Ey Arap analar! Sizler çok sevdiğiniz evlatlarınız ve kocalarınızı alnından öpüp Kafkasya’ya ölüme gönderdiniz. Çeçen anaların acısını paylaşmak ve ümmetin izzeti için yaptınız bunu. Evlatlarınız olan Ebu Hafs’lar ve Hattab’lar çok kan kusturdu kahpe düşmana. Şimdi sıra Çeçen analarında… Onlar evlatlarını ve eşlerini Şam topraklarına gönderdiler acınıza ve ölümlerinize ortak olmak için… Ve emin olun ki düşmana azap olup yağmadan can vermeyecekler! Allah öfkenizi dindirene kadar Esad’ın domuz sürüsünü avlamaya devam edecekler. Korkmayın! Ebu Hafs’ın topukları üzerine dönüp kaçmadığı gibi onlar da sizi terk etmeyecek. Ebu Hafs’ın bedeni Kafkasya dağlarında gömülü olduğu gibi, onlar da Şam topraklarına gömülmekten onur duyacak! Ebu Hafs’ın duruşu ve davası Halep sokaklarında, İdlib kırsalında, Kalemun dağlarında mevzi mevzi, cephe cephe yaşamaya devam ediyor…

Ebu Hafs, Emir Hattab’ın sağ koluydu. Emir Hattab’ın Çeçenistan’da kurduğu askeri eğitim kamplarında yetişen Emir Müslim el Çeçen’in şu an Cundu’ş Şam Genel Emiri olarak Suriye Lazkiye’de Esad güçlerine karşı çarpışması, önce Allah’a, sonra da Hattab ve Ebu Hafs’lara karşı ahde vefanın göstergesidir. Bu ümmet birbirine kenetlenmiştir ve cephelerdeki kardeşlik kan kardeşliğidir!

Sözlerimi Komutan Ebu Hafs ile şehadetinden bir ay önce yapılan röportajının son cümleleri ile noktalamak istiyorum ki şehid komutanın verdiği müjdeyi dost – düşman herkes bilsin:

“Yakında bayram gelecek. Bu bayram Irak’ın, Afganistan’ın Çeçenistan’ın ve Filistin’in kurtulduğu gün olacaktır. Hep birlikte saf olup, omuz omuza vererek Yahudilerden temizleyeceğimiz Mescidi Aksa’mızda namaz kılıp tekbirler getireceğiz. Bütün dünya şunu bilsin ki, mücadelemiz Çeçenistan’da yüreklerimiz ise Kudüs’tedir.” (5)


Twitter: @MiracKaraaslan

Mirac Karaaslan / Ümmet-i İslam



-Dipnotlar-

1) http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2006/11/30/2443.shtml

2) http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2006/11/27/2424.shtml

3) http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2006/11/05/2381.shtml

4) Tırmizi, Sünen, Menakıb 3939

5) http://www.kavkazcenter.com/tur/content/2006/11/05/2381.shtml
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Üst Ana Sayfa Alt