Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Sözlük ve Terim Anlamıyla Cin

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
SÖZLÜK VE TERİM ANLAMIYLA

CİN



الجن لغة: اسم جنس جمعي، واحده جني، وهو مأخوذ من الاجتنان، وهو التستر والاستخفاء. وقد سموا بذلك لاجتنانهم من الناس فلا يرون)، والجمع جنان، وهم الجنة.

أي لا يرون على طبيعتهم وصورتهم الحقيقة كما سيأتي في تعريفهم، وبذلك يعلم عدم التعارض بين هذا القول، وما ورد أنهم يتشكلون في صور البشر، والحيات والكلاب وغير ذلك وبذلك يفهم قول الشافعي: «من زعم أنه يرى الجن أبطلنا شهادته» أخرجه أبو نعيم في «الحلية» (9/141) فإنه يريد على طبيعتهم وصورتهم الحقيقية.

انظر «القاموس المحيط» ص1532، مادة (جنن)، و «لسان العرب» (13/95)

Sözlük te “cin” çoğul bir cins isimdir. Tekili “cinnî” diye gelir. Bu (gizlenmek) anlamına gelen “el-ictinân” kökünden gelmek tedir. Bu da örtü ile örtünmek, gizlenip saklanmak demektir. Onlara bu ismin veriliş sebebi insanlara karşı örtülü olmaları ve görünmeyişleridir.(1)Çoğulu “cennân diye geldiği gibi; çoğul olarak onlar dan “el-cinne diye de sözedilir.(2)

Dipnot: (1)-Cinler, ileride tanımları yapılırken görüleceği üzere gerçek sûretleri ve tabiatları üzere görülemezler. Böylelikle bu görüş ile onların insan, yılan, köpek ve başka şekillerde şekillenebileceklerine dair gelmiş rivâyetler arasında bir çelişki olmadığı ortaya çıkmaktadır. Bu yolla da İmam Şafiî’nin: “Her kim cinleri gördüğünü iddia ediyorsa biz onun şehadetini kabul etmeyiz.” sözü de doğru bir şekilde anlaşılabilmektedir. Bunu Ebû Nuaym, el-Hilye (IX, 141)’de zikretmiştir. Onların gerçek sûret ve tabiatlarında görülmeleri iddiasını kastetmektedir.
(2) Bk. el-Kamusu’l-Muhît, s. 1532, c.n.n maddesi; Lisânu’l-Arab, XIII, 95

وكل شيء وقيت به نفسك، واستترت به فهو جنة، ومنه قول النبي r فيما أخرجه البخاري في كتاب الصوم: «والصيام جنة» أي وقاية، حيث يقي صاحبه من المعاصي.

وسمي الجنين جنينًا لاستتاره في بطن أمه، ومنه قوله تعالى: {وَإِذْ أَنْتُمْ أَجِنَّةٌ فِي بُطُونِ أُمَّهَاتِكُمْ}.

(3)سورة النجم: 32.
(4)انظر «المفردات» ص98.

Kendisi ile korunduğumuz ve onunla örtündüğümüz her bir şey “cünne (kal kan)”dır. Buhârî’nin oruç bahsinde rivâyet ettiği Nebî sallallâhu aleyhi ve sellem’in: “Oruç bir cünnedir. (kalkandır)” Yani bir koruyucudur, hadisinde de bu lafız kullanıl mıştır. Çünkü oruç kişiyi masiyetler’den korur. Yüce Allah’ın: “Ve analarınızın kar nında ceninler halinde iken.” (en-Necm, 53/32) buyruğunda da bu lafız kullanılmış tır.Bk. Râğıb el-Isfahânî, el-Müfredât, s. 98

وسميت الجنة – بفتح الجيم – بذلك لكثرة شجرها، بحيث يستر بعضها بعضًا

انظر «تهذيب اللغة» للأزهري (10/499)



“Cenin”ede bu ismin veriliş sebebi, annesinin karnında gizli ve örtülü oluşundan dolayıdır. “Cennet”e bu adın veriliş sebebi ise, bir kısmı diğerini örtecek şekilde ağaçlarının çok oluşundan dolayıdır.Bk. el-Ezheri, Tehzibu’l-Luga, X, 499

وأما الجن اصطلاحًا فهم: نوع من الأرواح العاقلة المريدة المكلفة على نحو ما عليه الإنسان، مجردون عن المادة، مستترون عن الحواس، لا يرون على طبيعتهم وصورتهم الحقيقية، يأكلون ويشربون ويتناكحون، ولهم ذرية، محاسبون على أعمالهم في الآخرة



Te rim olarak “cinn”e gelince, onlar; insanların mükellefiyetlerine benzer şekilde mükellef kılınmış, irade ve akıl sahibi, maddeden soyutlanmış, duyu organlarından saklanıp perdelenmiş, gerçek tabiat ve sûretlerinde görülmeyen yiyip içen, ev lenen, zürriyetleri bulunan ve ahirette amellerinden sorumlu tutulacak olan ruhlar dan bir çe şittirler.Bk. İbn Hazm, el-Fısal fi’l-Mileli ve’l-Ahvai ve’n-Nihal, V, 12; İbn Hacer, Fethu’l-Bari, VI, 344; el-Münavi, Feyzu’l-Kadir, I, 113

فإن قال قائل: وما الفرق بين الجن والشياطين؟

Birkimse: “Cin ile şeytan lararasında ki fark nedir?” diye sorarsa, cevap şu dur:

فالجواب: أن الشياطين هم مردة الجن، ومنه قوله تعالى: {وَاتَّبَعُوا مَا تَتْلُو الشَّيَاطِينُ عَلَى مُلْكِ سُلَيْمَانَ وَمَا كَفَرَ سُلَيْمَانُ وَلَكِنَّ الشَّيَاطِينَ كَفَرُوا يُعَلِّمُونَ النَّاسَ السِّحْرَ وَمَا أُنْزِلَ عَلَى الْمَلَكَيْنِ بِبَابِلَ هَارُوتَ وَمَارُوتَ وَمَا يُعَلِّمَانِ مِنْ أَحَدٍ حَتَّى يَقُولا إِنَّمَا نَحْنُ فِتْنَةٌ فَلا تَكْفُرْ...} الآية.


سورة البقرة: 102



Şeytanlar cinlerin azgınlarıdır. Yüce Allah’ın şu buyruğu bunu anlatmaktadır:

“(Yahudiler) şeytanların Süleyman’ın mülkü (nübüvvet ve hü kümdarlı ğı) hakkında uydurdukları şeylere uydular. Halbuki Süleyman (büyü yapıp da) kâfir olmadı. Fakat o şeytanlar (sihir yaparak) kâfir oldular. İnsanlara büyüyü ve Bâbil’deki iki meleğe Ha rut ve Marut’a indirilen şeyleri ö retiyorlardı. Halbuki o iki melek: ‘Biz ancak imtihan (için)iz. Sakın (büyü yapıpda) küfre girme’ demedikçe kimse ye büyü öğretmezler di...” (el-Bakara, 2/102)

وواحد الشياطين شيطان، مأخوذ من شطن بمعنى بعد ولا يقتصر هذا اللفظ على مردة الجن فقط، بل يطلق كذلك على كل عارم ومؤذ من الجن والإنس، قال الله تعالى: {شَيَاطِينَ الإِنْسِ وَالْجِنِّ}، وقال سبحانه عن المنافقين: {وَإِذَا خَلَوْا إِلَى شَيَاطِينِهِمْ قَالُوا إِنَّا مَعَكُمْ} أي إلى أصحابهم من الجن والإنس.)



Çoğul olan (ve şeytanlar demek olan): “Şeyâtîn”in tekili “şeytân”dır. Bu da uzak ol du anlamında “şetana”dan alınmıştır. Ancak bu lafız sadece cinlerin azgın olanları hakkında kullanılmakla kalmayıp, aynı şekil de cin ve insanlar dan taşkınlık yapan ve eziyet veren her bir varlık hakkında da kullanılabilir. Nitekim Yüce Allah: “İnsan ve cin şeytanları...” (el-En’âm, 6/112) buyurmaktadır. Münafıklar hakkında da: “Ama kendi şeytanlarıyla baş başa kaldıklarında: ‘Biz sizinle beraberiz’ derler.” (el-Bakara, 2/14) buyurulmaktadır ki, onların cin ve insanlar dan olan arkadaşları kastedilmektedir.Râğıb, el-Müfredât; Ayrıca bk. Fethu’l-Bari, VI, 344
 
Üst Ana Sayfa Alt