Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Şeyh Elbani Rahımullah Soru Cevap-1

E Çevrimdışı

Ehli_Hadis

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
سؤال 1: فضيلة الشيخ! قرأت في كتاب صغير حديثاً يقول: "خذ من القران ما شئت لما شئت" فهل هذا الحديث صحيح؟ أفيدونا جزاكم الله خيراً

SORU 1: Muhterem hocamız kısa bir süre önce küçük bir kitabta: "Kur'ân'dan istediğini, istediğin için alabilirsin."(Silsiletu’l-Ahadisid Daife 557) diyen bir hadis gördüm. Acaba bu hadis sahih midir? Bu hususta bizi aydınlatır mısınız? Allah ecrinizi versin.


خذوا من القرآن ما شئتم لما شئتم " .
قال الألباني في " السلسلة الضعيفة و الموضوعة " ( 2 / 33 ) :

لا أصل له
الجواب: هذا الحديث: "خذ من القران ما شئت لما شئت"1؛ حديث مشتهر على بعض الألسنة ولكنه –مع الأسف الشديد - من تلك الأحاديث التي لا أصل لها في السنة ولذلك فلا يجوز روايته ونسبته إلى النبي صلى الله عليه وسلم.

CEVAP: "Kur'ân'dan dilediğini, dilediğin için alabilirsin" sözü bazı dillerde hadis diye yaygınlık kazanmıştır. Fakat maalesef bu da sünnette aslî bir dayanağı olmayan hadis türündendir. Bundan dolayı böyle bir sözü rivayet etmek ve bunu Peygamber (s.a)'e nisbet etmek caiz değildir.



هذا كلام باطل، ولعله من وضع أولئك الصوفية الكسالى الذين طُبعوا على الجلوس والسكن فيما يسمونها بالرباطات، ينزلون فيها وينتظرون رزق الله ممن يأتيهم به من الناس، عملاً أن هذا ليس من طبيعة المسلم، لأن النبي صلى الله عليه وسلم قد ربى المسلمين ثم ذا المعنى الواسع الشامل لا يصخ ولا يثبت مطلقاً في شريعة الإسلام: "خذ من القران ما شئت لما شئت" فمثلا إن أنا جلست في عقر داري، ولا أعمل في مهنتي وصنعتي، وأطلب الرزق من ربي أن ينزله علي من السماء لأني اخذ من القران لهذا! من يقول هذا؟!

1 "الضعيفة" "557".
ص -6- جميعاً على علو الهمة، وعلى عزة النفس، فقال عليه الصلاة والسلام: "اليدُ العليا خير من اليد السفلى، فاليد العليا هي المنفقة، واليد السفلى هي السائلة"

Bu batıl bir sözdür. Belki de şu ribatlar diye adını verdikleri ve oturup kalktıkları yerlerde yan gelip yatma karakterine sahib, tenbel sûfilerin uydurmalarındandır. Bunlar o ribatlarda oturur kalırlar ve Allah'ın rızkının kendilerine kimler tarafından getirileceğini gözetler dururlar. Ancak böyle bir tutumun müslümanın tabiatına uygun olmadığını bilmemiz gerekir. Çünkü Peygamber (sallahu aleyhi ve sellem) bütün müslümanları gayretli olmak ve izzetli bir nefse sahib olma esası üzere eğitmiştir. Peygamber (sallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: "Yukarıdaki el, aşağıdaki elden hayırlıdır. Yukarıdaki el infak eden eldir, aşağıdaki el ise dilenen eldir. Buhari 1429 lafız onun Müslim 1033


ويُعجبني بهذه المناسبة مما كنت قرأته فيما يتعلق ببعض الزهاد من الصوفية – ولا أطيل في ذلك، فقصصهم كثيرة وعجيبة - :

Bu vesile ile vaktiyle bazı zahid ve sufiler ile alakalı okumuş olduğum bir hususu hatırlatmak isterim. -Bu alanda sözü fazla uzatmak istemiyorum. Çünkü onların kıssaları pek çok ve acaibtir-:



زعموا أن أحدهم خرج سائحاً ضارباً في الأرض بغير زاد، فوصل الأمر إلى أنه كاد أن يموت جوعاً، فبدت له من بعيد قرية، فأتى إليها، وكان اليوم يوم الجمعة، وهو بزعمه خرج متوكلاً على الله، فلكيلا ينقض بزعمه توكله المزعوم، لم يظهر شخصه للجمهور الذي في المسجد، وإنما انطوى على نفسه تحت المنبر، لكيلا يشعر به أحد، لكنه كان يحدث نفسه لعل أحداً يُحس به، وهكذا خطب الخطيب خطبته، وهو لم يُصل مع الجماعة! فبعد أن انتهى الإمام من الخطبة والصلاة، وبدأ الناس يخرجون زرافات ووحداناً من أبواب المسجد، حتى شعر الرجل بأن المسجد كاد يخلو من الناس، وحينئذٍ تُقفل الأبواب، ويبقى وحيداً في المسجد من غير طعام ولا شراب، فلم يسعه إلا أن

1 البخاري "1429" واللفظ له، مسلم "1033".
ص -7- يتنحنح ليثبت وجوده للحاضرين، فالتفت بعس الناس، فوجدوه قد تحول كأنه عظم من الجوع والعطش، فأخذوه وأغاثوه.
وسألوه: من أنت يا رجل؟!
قال: أنا زاهد متوكل على الله.
قالوا: كيف تقول: متوكل على الله، وأنت كدت أن تموت؟! ولو كنت متوكلاً على الله لما سألت، ولما نبهت الناس إلى وجودك بالنحنحة، حتى تموت بذنبك؟!
هذا مثال إلى ما يؤدي به مثلُ هذا الحديث "خذ من القران ما شئت لما شئت".
والخلاصة: أن هذا الحديث لا أصل له.

İddia ettiklerine göre onlardan birisi yanına azık almaksızın seyahate çıkmış, nerdeyse açlıktan ölecek hale gelmiş. Uzaktan ona bir köy görünmüş, oraya gitmiş. O gün cuma günü imiş. O kendi kanaatine göre Allah'a tevekkül eden birisi olarak yola çıktığı için kendince tevekkülünü bozmamak maksadıyla da mescidde bulunan kalabalığa kendisini göstermemiş. Bunun yerine kendisini kimse görmesin diye minberin altında gizlenmiş.


Fakat içten içe de: ‘keşke birisi beni farketse’ diye düşünüyormuş. İşte hatib hutbesini verdi, kendisi de cemaatle birlikte namaza durmadı. İmam hutbe ve namazını bitirdikten sonra insanlar da grublar halinde teker teker mescidin kapılarından çıkmaya başlamış. Nihayet adam mescidde kimse kalmadığını ve artık kapıların kapatılma zamanı geldiğini anlamış. Yiyeceği, içeceği olmaksızın mescidde tek başına kalacağını farketmiş. Orada bulunanlara varlığını isbat etmek için öksürür gibi yapmaktan başka bir çare bulamamış. İnsanlardan birisi oraya dikkat etmiş ve açlıktan, susuzluktan bir deri, bir kemiğe dönmüş olduğunu görmüşler. Onu almışlar ve gereken yardımlarda bulunmuşlar.


Sonra ona: Sen kimsin be adam? diye sormuşlar.


O:Ben Allah'a tevekkül eden zahid birisiyim, demiş. Diğerleri: Sen az kalsın öleceksin. Nasıl olur da Allah'a tevekkül ettiğini söylüyorsun. Eğer Allah'a tevekkül eden birisi olsaydın, kimseden bir şey istemezdin ve öksürerek varlığını kimselere de hissettirmezdin; ta ki sonunda günahın sebebiyle ölüp gidecektin.


İşte bu "Kur'ân'dan dilediğini, dilediğin için al" şeklindeki bu hadisin ve benzerlerinin kişiyi nerelere kadar götüreceğine dair bir örnektir.


Hulâsa, bu hadisin aslı, astarı yoktur bkz: Şeyh Elbani Kur’an’ı Nasıl Tefsir etmeliyiz Soru:1
 
Üst Ana Sayfa Alt