Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Peygamberlerin Nubuvetten Önceki Dönemlerini Şirkle İtham Etmenin Hükmü Nedir?

M Çevrimdışı

Muvahhid Faruk

* لا أمثل إلا نفسي *
İslam-TR Üyesi
Peygambere (peygamberlik verilmeden önce) “şirk” nisbet etmenin hükmü nedir?
Bismillahirrahmanirrahim
Soru: Herhangi bir Peygambere (peygamberlik verilmeden önce) “şirk” nisbet etmenin hükmü nedir?
Soru: Adem (aleyhisselam) büyük günah işledi diyenin hükmü nedir?
Ehli Sünnet fukahasaı bu konuda ne söylemiş?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Peygamberlerin nubuvetten önceki hayatlarında şirk işlemiştir inancı küfürdür!

"İşte böylece sana da kendi buyruğumuzla bir ruh (Kur'an) vahyettik. Sen kitab nedir, iman nedir bilimiyordun; ama şimdi onu dilediğimiz kullarımızı sayesinde doğruya eriştirdiğimiz bir ışık kıldık. Hiç şubhe yok ki sen doğru yolu göstermektesin." (Şûra, 52)

Sen daha önce sana verilen kitabın içeriğini ve bütün iman konularını bilmiyordun, bunların hakikatini idrak etmiş değildin.


Çoğunluğun kabul ettiği kanaate göre yüce Allah ne kadar peygamber gönderdi ise mutlaka ona peygamberlik verilmeden önce mûmin idi. Şu kadar var ki bu kanaat bu husus kesin bir haber ile sabit olmadıkça, bir parça tehakkum (dayanaksız bir iddia) ihtiva eder.

Kadı Ebu'l-Fadl Iyad dedi ki: peygamberlerin peygamberlikten önce Allah'ı, sıfatlarını tanımamak ve bu hususlardan herhangi birisi hakkında şubheye düşmekten masum olduklarıdır. Nitekim Musa, İsa, Yahya, Suleyman ve diğer peygamberlerin hallerinden bilinen budur.
Yüce Allah: "Biz ona hikmeti daha çocuk iken verdik" (Meryem, 12) diye buyurmaktadır.
Mufessirler şöyle demişlerdir:
Yahya (a.s)'a Allah'ın kitabına dair bilgi çocukluk halinde iken verilmişti.
Mâmer dedi ki: Yahya 2 ya da 3 yaşında iken çocuklar kendisine: Ne diye oynamıyorsun? diye sormuşlar.
O da: Ben oyun için mi yaratıldım diye cevab vermiştir.

Yüce Allah'ın: "Allah'tan bir kelimeyi doğrulayıcı" (Âl-i İmran, 39) buyruğu hakkında denildiğine göre; Yahya üç yaşında iken İsa (a.s)'ı tasdik etmişti. Onun Allah'ın kelimesi ve ruhu olduğuna şahidlikte bulunmuştu. Yüce Allah İsa (a.s)'ın henüz beşikte iken konuşmuş olduğunu ve: "Muhakkak ben Allah'ın kuluyum. Bana kitabı verdi ve beni peygamber kıldı" (Meryem, 30) dediğini bildirmektedir.
Suleyman (a.s)'ın henüz oyun çağında bir çocuk iken taşa tutulan kadın ve küçük çocuk ile ilgili olayda hüküm verdiği ve onun bu hükmüne babası Davud (a.s)'ın uyduğu nakledilmiş bulunmaktadır. Taberî'nin naklettiğine göre Suleyman (a.s)'a mülk (krallık) verildiğinde 12 yaşında idi.

Bir diğer açıklamaya göre; İbrahim (a.s)'ın ateşe atılması ve imtihan edilmesi 16 yaşında iken olmuştu. İshak'ın kurban edilmekle sınanması ise 7 yaşında iken olmuştu. İbrahim (a.s)'ın yıldızı, Ay'ı ve güneşi Allah'ın varlığına delil görmesi ise 15 yaşında iken olmuştu. Yine denildiğine göre Yusuf (a.s)'a kardeşleri tarafından kendisi kuyuya atılmak istendiği sırada henüz küçük bir çocuk iken vahyedilmiş idi. Çünkü yüce Allah: "Andolsun ki bu yaptıklarını kendilerine haber vereceksin diye vahyettik" (Yusuf, 15) diye buyurmaktadır.


Peygamberler, çocukluklarından beri Allah'ın koruma ve murakebesi altında yetiştirildiklerinden, ehl-i sunnete göre kufur, şirk ve büyük gunahlardan korunmuşlardır.
Bazı peygamberler hata yoluyla, unutmak veya daha iyiyi terk etmek suretiyle bizim bildiğimiz şeklin dışında "zelle" denen bazı hatalar işlemişlerdir. (Muvazzah ilm-i Kelâm, s.184; Fıkh-ı Ekber Şerhi, s.154; Risale-i Hamidiye, s. 491) Âdem (a.s.)'in Cennette iken yasak ağacın meyvelerinden yemesi zelleye misal olarak verilebilir. Âdem (a.s.), yasak meyvelerden yemekle bizim bildiğimiz mânâda bir günah işlememiş, daha iyi olanı terk etmiştir.
Âdem (as)'in yasak ağacın meyvesinden yiyerek Cennetten çıkarılmasında kaderin hissesini unutmamak gerekir. Çünkü, Cenab-ı Hakk'ın insanı yaratmasındaki hikmet ve maksadın gerçekleşmesi, ancak Âdem (a.s.) ve Havva'nın Cennetten yeryüzüne inmesiyle mümkün olmuştur.


Bize Sufyân ibn Uyeyne tahdîs edip şöyle dedi: Biz bu hadîsi Tâvûs ibn Keysân'dan belledik.
O: Ben, Ebû Hurayra (r.anh)'den işittim, dedi ki:
Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: "Âdem ile Mûsâ birbirlerine karşı huccet getirip çekiştiler.
Mûsâ, Âdem'e:—
Yâ Âdem! Sen bizim babamızdın. Sen bizi cennetten çıkardığın için, bizleri mahrumiyet ve zarara düşürdün! dedi,
Âdem de ona
: — Yâ Mûsâ! Sen, Allah'ın kelâmı ile seçip mumtaz kıldığı ve lehine eliyle yazıp çizdiği Musa'sın. Öyle iken sen, Allah'ın beni yaratmasından kırk sene evvel üzerime takdir buyurduğu bir işten dolayı beni kınıyor musun? dedi".
Bunu tâkîben Peygamber: "Böylece Âdem, Musa'ya delil ve burhan ile gâlib oldu. Âdem Musa'ya delîl ve burhanla gâlib oldu" cümlesini 3 kere söyledi.
(Buhari, Kitâbu'l Kader, Bab 10, Hadis no: 20)

Sufyân dedi ki: Bize Ebu'z-Zinâd, el-A'rec'den; o da Ebû Hurayra'dan; o da Peygamber'den bunun benzeri hadîsi tahdîs etti
 
Üst Ana Sayfa Alt