Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Orucun Rükün ve Şartları

ikraislam Çevrimdışı

ikraislam

Aktif Üye
Site Emektarı
Orucun Rükün ve Şartları


İbâdetlerde rükün, o ibâdetin meydana gelmiş sayılabilmesi için bulunması zorunlu olan ana unsurlar demektir. Orucun rüknü, oruç süresince yeme içme ve cinsî ilişkiden uzak durma anlamına gelen “imsâk”tir. Niyet de, bazı mezheplerce rükün sayılmaktadır. Hangi durumlarda rüknün ihlâl edilmiş olacağı konusu, orucun şartları ve orucu bozan davranışlar bahsinde incelenecektir.


İbâdetin vücûb sebebi, o ibâdetin mükellef tarafından bizzat yerine getirilmesi yükümlülüğünün başladığını gösteren maddî göstergelerdir (alâmet). Meselâ, vaktin girmesi, namaz yükümlülüğünün; zenginlik zekât yükümlülüğünün sebebi sayılmıştır. Orucun vücûb sebebi ise vakittir, yani Ramazan ayının girmesidir. Buna göre, yükümlülük şartlarını taşıyan kimsenin Ramazan ayına ulaşması oruç emrinin fiilen ona yönelmesi anlamına gelir. Vücûb sebebi tâbiriyle kastedilen budur. Nitekim “... Ramazan ayına yetişen onu oruçlu geçirsin.” (2/Bakara, 185) âyeti de bu yükümlülük-sebep ilişkisini göstermektedir.


Namaz ibâdetinde vakit, namazın hem vücûb sebebi, hem de sıhhat şartı olduğundan onun sebep yönü üzerinde ayrıca durulmamıştır. Ramazan ayı ise, orucun sadece vücûb sebebi olduğundan ayrıca üzerinde durulmasına ihtiyaç vardır. Konuyu önemli hale getiren bir diğer sebep de Ramazan ayının başlangıç ve bitişinin tesbitinin nasıl yapılacağı konusunun öteden beri tartışmalı oluşudur. Literatürde bu konu, “rü’yet-i hilâl”, yani hilâlin görülmesi meselesi olarak adlandırılır.








Yükümlülük Şartları


Orucun yükümlülük şartları denince, bir kimsenin oruç ibâdetiyle yükümlü (mükellef) sayılması, farz veya vâcip bir orucun bir kimsenin zimmetinde borç olarak sâbit olması için aranan şartlar kastedilir. Fıkıh literatüründe bu şartlar, orucun vücûb şartları olarak da anılır. Oruç tutmamayı mubah kılan mâzeret halleri de, bu yükümlülük şartlarını açıklayan ilâve bilgilerdir.


Namaz mükellefiyeti için gerekli olan şartlar, yani müslümanlık, ergenlik (bülûğ) ve belli bir aklî olgunluk düzeyinde olmak (âkıl), oruç için de gerekli ve geçerlidir. Ergenlik yaşına gelmeyenler ibâdetlerle yükümlü olmamakla birlikte, alıştırmak ve ısındırmak maksadıyla, âile büyükleri onlara ara ara namaz kılmalarını ve oruç tutmalarını söylemelidir. Peygamberimiz, yedi yaşından on yaşına kadarki sürede çocuğun namaza alıştırılmasını tavsiye etmiştir. Bedenî durumlar dikkate alınmak şartıyla çocukların da aynı yaşlarda oruca alıştırılmaları uygundur.


Genel vücûb şartları yanında kişinin ayrıca oruç tutmaya güç yetirecek durumda olması ve yolcu olmaması da şarttır. Bu şartlar orucun edâsının vâciplik şartları olarak da adlandırılır. Kur'an'da belirtildiğine göre, hasta ve yolcu olan kişiler, isterlerse oruç tutmayabilirler (2/Bakara, 184). Fakat tutmadıkları oruçları normal duruma döndükten sonra kazâ ederler. Hasta için normal durum iyileşmek, yolcu için ise, yolculuğun bitmesidir (ikamet). Oruç tuttuğu takdirde kendisinin veya çocuğunun zarar görmesi muhtemel olan hâmile veya emzikli kadınlar da oruç tutmayabilirler. Hatta zarar görme ihtimali kuvvetli ise tutmamaları gerekir. Durumları normale döndüğünde tutamadıkları oruçları kazâ ederler. Yaşlılık sebebiyle oruç tutmaya artık gücü yetmeyenler, bunun yerine her bir oruç için bir fakir doyumluğu olan fidye verirler (2/Bakara, 184).
 
Üst Ana Sayfa Alt