Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Nüfusun Aşırı Arttığı Bu Dönemde Çocuk Yapmak Mantıklı mı, Bu Konuda Neler Yapılabilir?

kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Esselamu aleykum we rahmetullahi we berakatuh

Bu mevzu bir süredir aklımda, İslâmi açıdan açıklığa kavuşturup neden doğru veya yanlış olduğunu izah edebilecekseniz memnun olurum. Eminim nüfus problemi hakkında yeterli bilginiz vardır ama yoksa da iyice araştırmanızı istiyorum (bu konuda iyi bilgisi olmayanlar cevap yazmasın lütfen).
Şu an dünyada nüfusun aşırı şekilde artmasının ekosistemi kötü etkilediği bilinen bir gerçek. Aynı zamanda bu sayede fakirlik ve açlık oranı da giderek artıyor, kaynaklar tükeniyor. Yetim çocuklar da artıyor, üstelik İslâm ümmetinin de bir sürü yetimi var. Bu durumu göz önüne alıp evli çiftlerin çocuk yapma kararı alması mantığa uyuyor mu? (Evet, ahir zamana kadar insanların istediği kadar çocuk yapması bir sorun teşkil etmiyordu ve bu lazımdı zaten. Ama şimdiki zamanda bence bu bir imtihan gibi duruyor.)

•Bu dediğime karşı verilecek cevaplardan biri Müslümanların sayıca fazla olması için çocuk yapmanın gerekli olacağıdır ama zaten ümmetin bir sürü bakılacak yetimi var (bir kadın hamile kalmadan da bir bebeğin onu emmeye başlamasıyla süt vermeye başlayabilir--yani indüklenmiş laktasyon--bu sayede onun süt annesi olabilir), buna rağmen insanlar neden ille de kendi çocuğu olsun istiyor? Demek ki istemekteki amaç bir Müslüman yetiştirmek değilmiş (içgüdüsel olarak istendiğinin de farkındayım ama şu an bulunduğumuz zamanda arzularımıza uymak saçma duruyor).

•İkinci getirilebilecek cevap ise, "zaten nüfus artmış artık yapacak bir şey yok." Ama bunu demek, "zaten ormanlar yok oluyor artık yapacak bir şey yok, daha fazla ağaç kesebiliriz" veya, "zaten ozon tabakası inceldi daha da incelse bir şey olmaz yapacak bir şey yok" demek gibi değil midir? (Bu arada nüfusun artması az önce bahsettiğim iki örnekteki felaketi de etkiliyor tabii ki de.)

Bu yüzyılda bu koşullar altında (bir de bunların üstüne maddi durum da iyi değilse) bu sadece bencilce bir istek değil midir? Lütfen aydınlatın beni. Ve de Müslüman ailelerin az önce bahsettiğim yetimleri süt evlat olarak yetiştirme işine girişmesi daha mantıklı olmaz mı? Yoksa da bu konuda başka neler yapılabilir? ALLAH sizden razı olsun.

(Bu konuyu ilk olarak Kur'an ve Sünnet'e Göre Soru Cevap forumuna sormuştum ama şimdi herkesin görüşünü almak istiyorum, forumda kültürlü ve bilgi sahibi birçok üye var.)
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Insanin kendi cocugu olmasiyla bir baskasinin cocugu ayni olmaz. Mesele sadece sut emzirmek degil kadinin hamilelik sureci bambaska hormonal bi durum. Sut annelik yapabilir yetime bakabilir ama kisi kendi cocugunu da dogurup buyutebilir. Kendi nesli kendi soyunun devami icindir bu.

Nufus artisi aclik vs durumlar sistemin orantisiz çarkıyla alakali.
Bizim ulkemizde dahi cifti urettigi salliyorum bezelyeyi 2 liradan satiyor, pazara gelene kadar fiyat 35 tl oluyor. 35 tlye bezelye alinmaz elde kalirsa çöpe gidiyor.
Misal tropik meyve yetistircileri kendi bulunduklari bolgede urun cok olmasina ragmen, bulunduklari bolgenin tekno gelisimi az oldugundan urun elinde patliyor.
Yani haddinden fazla israf soz konusu,somurge, vs pek cok sebep var.
Afrikaya pek cok yardim yapiliyor ama sistemin carkı oranin o sekilde kalmasinin daha uygun olduguna kanaat edip,o sekil stabil tutmaya calisiyor.

Yani inekler gaz cikartiyor
Kuresel isinma oluyor
O yuzden yapay et uretip, onu yiyelim demeye geliyor bu mevzu.
 
!sLaM4eVeR Çevrimdışı

!sLaM4eVeR

لا اله الا الله
Admin
Sanki tavada iki yumurta kirip omlet yapiliyor. Lütfen kelimelere dikkat edelim. Cocuk yapilmaz. Cocugu nasip eden, veren, takdir eden, var eden .... Allah`dir. Lütfen kardesler kelimelere-cümlelere dikkat edelim.

Soru ise gercekten irdelenmesi gereken izahet gereken, cok güzel bir soru. Süphesiz ümmetin coklugundan cok olmak her zaman sorunun cevabidir. Bu durumda biz anne ve babalara su zamanda cok is düsmekte. Yok calisiyorum, yok kendime zaman bile kalmiyor vs gibi bahanelerin arkasina siginamayiz.

Allahdan kaldiramayacagimiz yükü istememeliyiz eger ki cok cocuk istiyorsak isterken onlara mutlaka egitim verecegimizin de farkinda olmaliyiz aksi halde her nimetin karsiliginda gerekeni yapmazsak o nimetin zehir olacagi gibi en büyük nimetlerden cocukda bizim icin imtihan olup o imtihandan kalabiliriz.

Rabbim gücümüzün kaldiramayacagi yükü bize vermesin.

Rabbim ahirette sevaplarimizi verdigi zaman yükselip yükselip bir de cocuklarimizin yaptigi hayirlarla tekrar yükselen anne ve babalardan bizleri eylesin.

not: vaktim olmadigi icin katkimda olmuyor malesef bu konuda cok yazilacak konu ama kesmek zorundayim soru sahibi kardes alinma lütfen sadece sitem ediyorum.
 
mefhum Çevrimdışı

mefhum

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
.İyi bilenden kastınız nedir bilemediğim için cevap veremeyeceğim.
.Aslında soruyu da tam anlamadım. Nüfus artışı probleminden kastınız şu an ekonomik olarak gıda problemi yaşayan bazı bölgeler mi, dünya geneli mi Türkiye özelinde mi?
Dünya geneli olarak yazmışsınız fakat genelde böyle bir durum var mı? Dünyada ki nüfus artışının diğer etkenlere göre dünya üzerinde ki etkisini araştırarak mı bu yoruma vardınız? Faraza obezite, kaynakların kötü yönetilmesi, bilinçsiz tarım uygulaması, bu konuda eğitilmemiş coğrafyalar. Ekosistemin çökmesi pahasına yapılan çalışmalar. Nüfus artamasa da bu problemler yaşanabilir miydi? Nüfusun diğer etkenlere göre oranı nedir?
Dünya'da ki nüfus artış eğilimine bakmış olmalısınız, bu eğilim sizce problem teşkil edecek düzeyde mi?
Sadece obezite için harcanan kaynaklara baktığımda ki onlarca sebep var başka, nüfus artış eğilimini de göz ardı etmezsek benim için sorunun biraz daha açılması gerekiyor.
Kıtlık her çağda dünya üzerinde mevcuttu, nüfus ile ilgili olmaktan ziyade başka atraksiyonlara bağlı sanki..
Bu arada tarım teknolojisinde ki gelişmeleri de hesab ediyorsunuzdur muhtemelen.
Onlarca başlık altında irdelenmesi gereken bir konunun burada bir tarafından ele almakta yanlış olabilir tabi, istatistiklere, güncel verilere ve genel nüfus artışı değerlendirmelerine baktığım zaman lokal yerlerde ki bu kıtlığın sebebinin nüfus artışı olup olmadığı konusunda sizin kadar net olmamakla beraber iş burada da bitmiyor.
Bİr diğer esas başlık ise insana ne yeter, ne yetmeli hususu. Besin içeriği ne olmalı, günümüzde oluşturulan ve algımızı şekillendiren standartlar ne kadar doğru yada verimli.
Bir başka hususu da belirtmek gerekiyor tarihe baktığınızda gıdaya ulaşım yüzdelik ölçeklerde bu kadar rahat olmamıştır diye zannediyorum. Geçmişle yaptığınız kiyasta hangi kaynak yada verileri ele aldınız açıklar mısınız?. Dediğiniz gibi nüfusun pik yaptığı son yüzyıldan ziyade lokal kıtlıklar her zaman meydana gelmiş.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu kardeşim.

Doğrusu Küreselci sistemin "burda tehlike var" diye işaret ettiği hiçbir şeye tehlike olarak inanmadığım gibi, 'çözüm olarak ne sunuyorlarsa tam tersinin doğru olduğuna inanıyorum' desem yeridir ) Küresel Isınma var diye kafayı doğanın en üretken hayvanı olan ineklere takmış, çözüm olarak da hepimize labaratuvarda üretilen et yemeyi sunan bir zihniyetten bahsediyoruz. Nüfus çoğalması konusunda ise, rızkı veren Allah'tır ve O'nun (celle celaluhu) bu konuda zaten planları vardır, endişe etmeye gerek görmüyorum. Ki, zaten günden güne kısırlık/isteseler bile çocuk sahibi olamayan insan sayısı giderek artıyor. Kaçınılmaz savaşlar, doğal afetler, kitlesel hastalıklar vs derken zaten doğal olarak seyreliyoruz, bunun için doğrudan bir mudaheleye gerek yok. "Gerek var" diyen Küresel Yapıya uyumlu inançsız zihniyetlerin de çoğalmamayı seçeceğini düşünürsek, bırakalım onlar çoğalmayı durdursun, bizler "evlenin ve çoğalın..." hadisini biliyorken bize düşmez.

Ayrıca "müslümanlar olarak çoğuz" görüşüne de katılmıyorum, bence hiç de çok değiliz ve çoğalmaya gayet de ihtiyaç var. Ama beraberinde süt annelik de olabiliyorsa olsun tabi, ne kadarına güç yetiyorsa artık...
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu kardeşim.

Doğrusu Küreselci sistemin "burda tehlike var" diye işaret ettiği hiçbir şeye tehlike olarak inanmadığım gibi, 'çözüm olarak ne sunuyorlarsa tam tersinin doğru olduğuna inanıyorum' desem yeridir ) Küresel Isınma var diye kafayı doğanın en üretken hayvanı olan ineklere takmış, çözüm olarak da hepimize labaratuvarda üretilen et yemeyi sunan bir zihniyetten bahsediyoruz. Nüfus çoğalması konusunda ise, rızkı veren Allah'tır ve O'nun (celle celaluhu) bu konuda zaten planları vardır, endişe etmeye gerek görmüyorum. Ki, zaten günden güne kısırlık/isteseler bile çocuk sahibi olamayan insan sayısı giderek artıyor. Kaçınılmaz savaşlar, doğal afetler, kitlesel hastalıklar vs derken zaten doğal olarak seyreliyoruz, bunun için doğrudan bir mudaheleye gerek yok. "Gerek var" diyen Küresel Yapıya uyumlu inançsız zihniyetlerin de çoğalmamayı seçeceğini düşünürsek, bırakalım onlar çoğalmayı durdursun, bizler "evlenin ve çoğalın..." hadisini biliyorken bize düşmez.

Ayrıca "müslümanlar olarak çoğuz" görüşüne de katılmıyorum, bence hiç de çok değiliz ve çoğalmaya gayet de ihtiyaç var. Ama beraberinde süt annelik de olabiliyorsa olsun tabi, ne kadarına güç yetiyorsa artık...
Müslüman ebeveynlerin çocuğu Müslüman olacak diye bir kesinlik var mı? İlla kendi öz çocuğumuz diye o da Müslüman olacak diye bir şey yok.
Ve sonda dediğinize karşılık, öz çocuğun yanında öksüz bir çocuğa süt annelik yapmak öksüz çocuğu kötü etkiler. Bu durumda kişilerin öz çocuğu varsa öksüz çocukları bakımevlerinden alıp yetiştirme işi de olamaz.
 
Son düzenleme:
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Müslüman ebeveynlerin çocuğu Müslüman olacak diye bir kesinlik var mı? İlla kendi öz çocuğumuz diye o da Müslüman olacak diye bir şey yok.
Ve sonda dediğinize karşılık, öz çocuğun yanında öksüz bir çocuğa süt annelik yapmak öksüz çocuğu kötü etkiler. Bu durumda kişilerin öz çocuğu varsa öksüz çocukları bakımevlerinden alıp yetiştirme işi de olamaz.

"Müslüman olacağı garanti değil" diye canımızdan bir can olacak bir çocuk dünyaya getirmekten vazgeçip, aynı mantıkla "ilerde müslüman olacağının garantisi olmayan, hem de bir başkasının soyunu" soyumuza süt vasıtası ile katmak daha mı mantıklı yani?

“Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) hadisine binaen, kendi dünyaya getirdiğimiz çocuğun, vereceğimiz eğitimle müslüman olacağını ummak kadar doğal hiçbir şey yoktur. Bununla birlikte öz çocukta bu konuda risk varsa, süt çocukta da var... Kâfir olma ihtimali var diye çocuk dünyaya getirilmeyecekse, süt evlat da edinilmesin yani.

Ayrıca süt anneliği ve sonucu olan süt kardeşliğinin, öz çocuk ve öz kardeşten çok bir farkı varmış gibi düşünüyorsun sanırım kardeşim. Neden ötekini kötü etkilesin, imkân oluştuktan sonra neden bu iş olamayacak olsun? Tabi ki anne-baba iki çocuk arasında -birisi öz çocukları olduğu, ötekini ise kendileri isteyerek bakımını üzerine aldıkları halde- aralarında ayrımcılık yapmayacaksa...
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
"Müslüman olacağı garanti değil" diye canımızdan bir can olacak bir çocuk dünyaya getirmekten vazgeçip, aynı mantıkla "ilerde müslüman olacağının garantisi olmayan, hem de bir başkasının soyunu" soyumuza süt vasıtası ile katmak daha mı mantıklı yani?

“Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) hadisine binaen, kendi dünyaya getirdiğimiz çocuğun, vereceğimiz eğitimle müslüman olacağını ummak kadar doğal hiçbir şey yoktur. Bununla birlikte öz çocukta bu konuda risk varsa, süt çocukta da var... Kâfir olma ihtimali var diye çocuk dünyaya getirilmeyecekse, süt evlat da edinilmesin yani.

Ayrıca süt anneliği ve sonucu olan süt kardeşliğinin, öz çocuk ve öz kardeşten çok bir farkı varmış gibi düşünüyorsun sanırım kardeşim. Neden ötekini kötü etkilesin, imkân oluştuktan sonra neden bu iş olamayacak olsun? Tabi ki anne-baba iki çocuk arasında -birisi öz çocukları olduğu, ötekini ise kendileri isteyerek bakımını üzerine aldıkları halde- aralarında ayrımcılık yapmayacaksa...
İşte "canımızdan bir can olan çocuk" demek var, bir de "süt çocuk" demek var. Ben bu ayrımı görmüyorum mesela, benim için fark etmiyor, çocuk çocuktur. Kendi kanından olunca ne fark ettiriyor? Bazen kendi kanından olan kişiler sana daha düşman olabiliyor. Ben nüfus arttığı için bunu söylemiştim, yani çocuk bakmak isteniyorsa şu dönemde öksüz çocuklara bakmak daha iyi değil midir diye sormuştum. Savaşlardan dolayı ve nüfus artışından dolayı yüzbinlerce öksüz çocuk var, onlara yardım etmeyip kendi çocuğumuz olsun istersek ve bununla uğraşırsak (sırf kendi çocuğu olabilsin diye tedavilere diye binlerce para harcayanlar var) hesap vermek zorunda kalmaz mıyız?
 
A Çevrimdışı

ahmetalper

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
"Nikâh, benim sünnetimdir. Sünnetimi yapmayan benden değildir. Evlenin, çocuk sahibi olun; ben kıyâmet gününde ümmetimin çokluğu ile iftihar edeceğim." (İbn Mâce, Nikâh 1; Ahmed bin Hanbel, II/72)

Yetiştirme safhasında kendine güvenen bireylerin, evlat sahibi olmak için tereddüt etmelerine, bunu ertelemelerine dair hiçbir sebep olmasa gerek. Bakım ve terbiye verme hususunda, kendilerinde noksanlık görenler, şüpheleri olanlar için bir şey diyemeyeceğim. Lakin günümüzde, bilhassa genç nesillerin dinden, maneviyattan uzak olduğu, gayri İslami akımların da tesiri altında kalarak, İslam ve ümmetin ilerlemesine istikbal sunmadıkları göz önüne alınırsa; dinini ve bunun öğrettiği değerleri kendisine ilke edinen, uğruna benliğinden her türlü taviz ve fedakarlıkta bulanacak gençlere/nesillere bu ümmetin ne kadar çok ihtiyaç duyduğu gerçeğini de bilerek, düşünerek hareket etmemiz, önlemlerini almamız gereklidir.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
İşte "canımızdan bir can olan çocuk" demek var, bir de "süt çocuk" demek var. Ben bu ayrımı görmüyorum mesela, benim için fark etmiyor, çocuk çocuktur. Kendi kanından olunca ne fark ettiriyor? Bazen kendi kanından olan kişiler sana daha düşman olabiliyor. Ben nüfus arttığı için bunu söylemiştim, yani çocuk bakmak isteniyorsa şu dönemde öksüz çocuklara bakmak daha iyi değil midir diye sormuştum. Savaşlardan dolayı ve nüfus artışından dolayı yüzbinlerce öksüz çocuk var, onlara yardım etmeyip kendi çocuğumuz olsun istersek ve bununla uğraşırsak (sırf kendi çocuğu olabilsin diye tedavilere diye binlerce para harcayanlar var) hesap vermek zorunda kalmaz mıyız?


Allah'ın insanın fıtratına koyduğu ve helal olarak belirlediği, peygamberlerin dualarında istediği ve Rasulün (sallallahu aleyhi ve sellem) övdüğü bir iştir çocuk sahibi olmak ve bunu istemek dinimizde asla kınanmaz. Birinin çocuğu olmuyor diye masraf yapmak isteyip istememesi ise (bu işlemlerin ayrıca caiz olup olmaması konuları da var) o kişinin kendisini ilgilendirir ve konunun en başından beri bu söz konusu bile edilmedi. Yani, "normal çocuğu olabilecek kişilerin çocuk sahibi olup olmaması" konuşuluyor değil mi en başından bu yana?

Bu konuda son diyebileceklerim: "Rızık korkusu" ile cahiliye dönemi insanları çocukların canlarına kıyıyordu, bugün ise oluşacak canlara ket vurmaya kalkışılıyor; ve bana bunun mantığı tastamam aynı geliyor. Hani deseniz ki çok çocuk yapılıyor da, onlar azaltılsın ama zaten ortalama bir müslüman ailenin sahip olacağı çocuk sayısı: 1, 3 hadi olsun olsun da nadiren 5'e çıkmış olsun. Yerin göğün bereketini bu kadar çocuk mu alıp götürecek? Deseniz ki 1 aile ile değil, çokça ailenin bunu yapması ile sonuç kıtlığa varır; peki üçü beşi besleyen, daha çoğunu beslemekten mi aciz, haşa?

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onlara da, size de rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük bir suçtur."

İsra 31.

Bu ayet çocuk öldürmekle alakalı, konuyla alakasız ama zaten o kısmı için paylaşmadım. Rızkı verenin Kim olduğunu, sahip olunan çocukların rızıksız kalmayacağını hatırlatmak için paylaştım. Bu sebepten, bir aile en doğal hakkı olan çocuk sahibi olma konusunda asla kınanamaz.

Bununla birlikte yetim çocuk bakılmak isteniyorsa, onun da şartları yerine gelince o da olur, o da kınanmaz. Deniliyor ki: ikisi bir arada olmaz, ya o seçilecek, ya diğeri. Tekraren: Neden olmazmış? "Öz veya süt çocuk, çocuk çocuktur fark etmez"se, ve çok çocuk bakmak isteniyorsa: o da olur, diğeri de olur.

Kısaca: Kim hangisini seçiyorsa, istiyorsa bu onun kararıdır ve tekraren: "Bu onun kararıdır". Fikri özgürlüğe giren ve caiz konularda, kimse seçtiği yol sebebiyle kınanmaz, kınanamaz. Buna ilk mesajında "bencilce değil mi?" diyerek tanımladığın öz çocuk sahibi olmak isteyen aileler de, istemeyen aileler de dahildir kardeşim. ("Aileler" diyorum, nitekim çiftlerin her ikisi birden aynı fikirde olacak mı bakalım...)
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
ben tam anlamadım. islamda asıl olan bütçemize göre mi töremek yoksa rızık Allah'tandır diyip tekasür eylemek mi?
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bütçe ve burada üzerinde konuşulan temel soru olan "güya ekosistemi korumak" sebebi ile çocuktan kaçınmak tümden apayrı bir konular. Yani esasen üzerinde konuşulan konunun dışına çıkılıyor bu soru ile ama bağlantı olduğu için ona da kısaca değinmiş olalım:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir."

Nur: 32

Fakirlik sebebi ile çocuk sahibi olmaktan korunmak istemenin ilk adımı: evlenmemektir. Ancak bu ayet ile bu endişe geride kalıyor(kalmalı) "Evlenmek ayrı, çocuk sahibi olmak ayrı" derseniz, "evlenip ve ancak ilişkiden kaçınmak caiz mi" diye de bir aratın. Onu aştıktan sonra "azl" konusu gündeme gelecektir, o konuda neler söylenmiş dinimizde onu aratın. Çıkacak ortalama sonuç şu olacak: fakirlik korkusu ile evlenmekten geri durmayın ve evlendikten sonra ise, bunun sonucunda doğacak çocuğa da kimse engel olamaz. Yani, öyle bir endişe taşıyan için başvurulacak yollar belli. Ancak Allah'ın öğüdü ve hakikatler bunlar.

Bu arada "bütçe" kelimesi rızık kelimesinden ayrı bir anlama da sahip, buna değinmeden geçmek istemedim. Fakirlik halinde sadaka veya zekat olarak bize gelenler bütçemiz değil, rızkımızdır. Hiç beklenmedik yerden kazanılabilenler de bütçe değil rızıktır. Ve yine bu arada, Allahu Teala "rızkınızı veririm" derken, herkese 1 daire, 1 araba, et sucuk pastırma vs vermeyi kastetmiyor. Kimisi zengin muhitlerde, kimisi ağaç gölgelerinde rızkını yiyor. Uzun veya kısa yaşamayı da garanti vermiyor. Açlıktan veya hastalıktan ölüp ölmeyeceğimizin de garantisi yok. Herkes kendine biçilen ömür kadarını yaşayacak, rızkı kadarını yiyecek. Kendimiz için, tüm bu olumsuz durumlar bizim başımıza gelse nasıl sabredeceksek, doğacak çocuğun başına gelebilecek olanlar için de aynı şeyler geçerli. Küçükken başına bir şey gelir veya ölürse: ebeveynine sınavdır. Büyür ve yetişkinliğe ulaşırsa, ek olarak kendisine sınav olur. Bu dünya kısaca sınav yurdudur ve nerede ise "cennetteki lüksü kazanmadan evlilikten ve çocuk sahibi olmaktan uzak kalmayı hedeflemek" doğrusu inananlar için gerçeklikten/hakikatten çok uzak...

Ve Allahu Teala, işte kısaca bu konuları endişe ederek bunlardan kaçınmamızı istemiyor. Ardınca şimdi dileyen hiç evlenmeyerek bu işten korunsun, veya evlensin ve çocuk yapmamayı deneyerek korunsun. Caiz sınırları içinde kalabildikleri sürece, neyi deneyimlemek istiyorsalar insanlar özgür. Ancak Allah'ın bizlere öğüt olarak verdiklerinin ve vaad ettiklerinin, genel olarak endişe ve umud ettiklerimizden çok farklı olduğunun altını tekrar çizmek istiyorum. Nitekim şöyle bir halimize bakınca: Korkularımız da, dünyadan beklentilerimiz de genel olarak ciddi yanlışlar içeriyor.
 
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Bu arada, rızık endişesi ile gerek evlilikten, gerek çocuk sahibi olmaktan kaçınmak haram değil (bazı özel durumlar hariç). Ancak, Allah'ın vaadlerine bakınca O'na güvenmemizi istediği görülüyor. Burada kesin bir emir bulunmadığı, sadece bir yönlendirme bulunduğu için kişilere bir özgürlük doğuyor: kendilerine bir baksınlar, kendilerinde hangi seçeneği ağır görüyorsalar onu tercih etsinler. Ancak tekraren, ortada kınamalık hiçbir durum yok. Tüm caizlik sınırları içindeki, takvaya dair konularda olduğu gibi: kişiler bu tür kararlara ne zorlanabilir, ne de aldıkları kararları sebebi ile kınanırlar. Yeter ki başkalarına da "kendileri ile aynı seçimleri yapmaya dair" zorlama yapmasınlar..
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Ve aleykum selamu ve rahmetullahi ve berakatuhu kardeşim.

Doğrusu Küreselci sistemin "burda tehlike var" diye işaret ettiği hiçbir şeye tehlike olarak inanmadığım gibi, 'çözüm olarak ne sunuyorlarsa tam tersinin doğru olduğuna inanıyorum' desem yeridir ) Küresel Isınma var diye kafayı doğanın en üretken hayvanı olan ineklere takmış, çözüm olarak da hepimize labaratuvarda üretilen et yemeyi sunan bir zihniyetten bahsediyoruz. Nüfus çoğalması konusunda ise, rızkı veren Allah'tır ve O'nun (celle celaluhu) bu konuda zaten planları vardır, endişe etmeye gerek görmüyorum. Ki, zaten günden güne kısırlık/isteseler bile çocuk sahibi olamayan insan sayısı giderek artıyor. Kaçınılmaz savaşlar, doğal afetler, kitlesel hastalıklar vs derken zaten doğal olarak seyreliyoruz, bunun için doğrudan bir mudaheleye gerek yok. "Gerek var" diyen Küresel Yapıya uyumlu inançsız zihniyetlerin de çoğalmamayı seçeceğini düşünürsek, bırakalım onlar çoğalmayı durdursun, bizler "evlenin ve çoğalın..." hadisini biliyorken bize düşmez.

Ayrıca "müslümanlar olarak çoğuz" görüşüne de katılmıyorum, bence hiç de çok değiliz ve çoğalmaya gayet de ihtiyaç var. Ama beraberinde süt annelik de olabiliyorsa olsun tabi, ne kadarına güç yetiyorsa artık...
"Müslüman olacağı garanti değil" diye canımızdan bir can olacak bir çocuk dünyaya getirmekten vazgeçip, aynı mantıkla "ilerde müslüman olacağının garantisi olmayan, hem de bir başkasının soyunu" soyumuza süt vasıtası ile katmak daha mı mantıklı yani?

“Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) hadisine binaen, kendi dünyaya getirdiğimiz çocuğun, vereceğimiz eğitimle müslüman olacağını ummak kadar doğal hiçbir şey yoktur. Bununla birlikte öz çocukta bu konuda risk varsa, süt çocukta da var... Kâfir olma ihtimali var diye çocuk dünyaya getirilmeyecekse, süt evlat da edinilmesin yani.

Ayrıca süt anneliği ve sonucu olan süt kardeşliğinin, öz çocuk ve öz kardeşten çok bir farkı varmış gibi düşünüyorsun sanırım kardeşim. Neden ötekini kötü etkilesin, imkân oluştuktan sonra neden bu iş olamayacak olsun? Tabi ki anne-baba iki çocuk arasında -birisi öz çocukları olduğu, ötekini ise kendileri isteyerek bakımını üzerine aldıkları halde- aralarında ayrımcılık yapmayacaksa...
Allah'ın insanın fıtratına koyduğu ve helal olarak belirlediği, peygamberlerin dualarında istediği ve Rasulün (sallallahu aleyhi ve sellem) övdüğü bir iştir çocuk sahibi olmak ve bunu istemek dinimizde asla kınanmaz. Birinin çocuğu olmuyor diye masraf yapmak isteyip istememesi ise (bu işlemlerin ayrıca caiz olup olmaması konuları da var) o kişinin kendisini ilgilendirir ve konunun en başından beri bu söz konusu bile edilmedi. Yani, "normal çocuğu olabilecek kişilerin çocuk sahibi olup olmaması" konuşuluyor değil mi en başından bu yana?

Bu konuda son diyebileceklerim: "Rızık korkusu" ile cahiliye dönemi insanları çocukların canlarına kıyıyordu, bugün ise oluşacak canlara ket vurmaya kalkışılıyor; ve bana bunun mantığı tastamam aynı geliyor. Hani deseniz ki çok çocuk yapılıyor da, onlar azaltılsın ama zaten ortalama bir müslüman ailenin sahip olacağı çocuk sayısı: 1, 3 hadi olsun olsun da nadiren 5'e çıkmış olsun. Yerin göğün bereketini bu kadar çocuk mu alıp götürecek? Deseniz ki 1 aile ile değil, çokça ailenin bunu yapması ile sonuç kıtlığa varır; peki üçü beşi besleyen, daha çoğunu beslemekten mi aciz, haşa?

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Bir de geçim korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, onlara da, size de rızkı biz veririz. Şüphesiz ki onları öldürmek, çok büyük bir suçtur."

İsra 31.

Bu ayet çocuk öldürmekle alakalı, konuyla alakasız ama zaten o kısmı için paylaşmadım. Rızkı verenin Kim olduğunu, sahip olunan çocukların rızıksız kalmayacağını hatırlatmak için paylaştım. Bu sebepten, bir aile en doğal hakkı olan çocuk sahibi olma konusunda asla kınanamaz.

Bununla birlikte yetim çocuk bakılmak isteniyorsa, onun da şartları yerine gelince o da olur, o da kınanmaz. Deniliyor ki: ikisi bir arada olmaz, ya o seçilecek, ya diğeri. Tekraren: Neden olmazmış? "Öz veya süt çocuk, çocuk çocuktur fark etmez"se, ve çok çocuk bakmak isteniyorsa: o da olur, diğeri de olur.

Kısaca: Kim hangisini seçiyorsa, istiyorsa bu onun kararıdır ve tekraren: "Bu onun kararıdır". Fikri özgürlüğe giren ve caiz konularda, kimse seçtiği yol sebebiyle kınanmaz, kınanamaz. Buna ilk mesajında "bencilce değil mi?" diyerek tanımladığın öz çocuk sahibi olmak isteyen aileler de, istemeyen aileler de dahildir kardeşim. ("Aileler" diyorum, nitekim çiftlerin her ikisi birden aynı fikirde olacak mı bakalım...)
Bütçe ve burada üzerinde konuşulan temel soru olan "güya ekosistemi korumak" sebebi ile çocuktan kaçınmak tümden apayrı bir konular. Yani esasen üzerinde konuşulan konunun dışına çıkılıyor bu soru ile ama bağlantı olduğu için ona da kısaca değinmiş olalım:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

"Aranızdaki bekarları, kölelerinizden ve cariyelerinizden iyi davranışta olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi lütfu ile onları zenginleştirir. Allah, (lütfu) geniş olan ve (her şeyi) bilendir."

Nur: 32

Fakirlik sebebi ile çocuk sahibi olmaktan korunmak istemenin ilk adımı: evlenmemektir. Ancak bu ayet ile bu endişe geride kalıyor(kalmalı) "Evlenmek ayrı, çocuk sahibi olmak ayrı" derseniz, "evlenip ve ancak ilişkiden kaçınmak caiz mi" diye de bir aratın. Onu aştıktan sonra "azl" konusu gündeme gelecektir, o konuda neler söylenmiş dinimizde onu aratın. Çıkacak ortalama sonuç şu olacak: fakirlik korkusu ile evlenmekten geri durmayın ve evlendikten sonra ise, bunun sonucunda doğacak çocuğa da kimse engel olamaz. Yani, öyle bir endişe taşıyan için başvurulacak yollar belli. Ancak Allah'ın öğüdü ve hakikatler bunlar.

Bu arada "bütçe" kelimesi rızık kelimesinden ayrı bir anlama da sahip, buna değinmeden geçmek istemedim. Fakirlik halinde sadaka veya zekat olarak bize gelenler bütçemiz değil, rızkımızdır. Hiç beklenmedik yerden kazanılabilenler de bütçe değil rızıktır. Ve yine bu arada, Allahu Teala "rızkınızı veririm" derken, herkese 1 daire, 1 araba, et sucuk pastırma vs vermeyi kastetmiyor. Kimisi zengin muhitlerde, kimisi ağaç gölgelerinde rızkını yiyor. Uzun veya kısa yaşamayı da garanti vermiyor. Açlıktan veya hastalıktan ölüp ölmeyeceğimizin de garantisi yok. Herkes kendine biçilen ömür kadarını yaşayacak, rızkı kadarını yiyecek. Kendimiz için, tüm bu olumsuz durumlar bizim başımıza gelse nasıl sabredeceksek, doğacak çocuğun başına gelebilecek olanlar için de aynı şeyler geçerli. Küçükken başına bir şey gelir veya ölürse: ebeveynine sınavdır. Büyür ve yetişkinliğe ulaşırsa, ek olarak kendisine sınav olur. Bu dünya kısaca sınav yurdudur ve nerede ise "cennetteki lüksü kazanmadan evlilikten ve çocuk sahibi olmaktan uzak kalmayı hedeflemek" doğrusu inananlar için gerçeklikten/hakikatten çok uzak...

Ve Allahu Teala, işte kısaca bu konuları endişe ederek bunlardan kaçınmamızı istemiyor. Ardınca şimdi dileyen hiç evlenmeyerek bu işten korunsun, veya evlensin ve çocuk yapmamayı deneyerek korunsun. Caiz sınırları içinde kalabildikleri sürece, neyi deneyimlemek istiyorsalar insanlar özgür. Ancak Allah'ın bizlere öğüt olarak verdiklerinin ve vaad ettiklerinin, genel olarak endişe ve umud ettiklerimizden çok farklı olduğunun altını tekrar çizmek istiyorum. Nitekim şöyle bir halimize bakınca: Korkularımız da, dünyadan beklentilerimiz de genel olarak ciddi yanlışlar içeriyor.
Bu arada, rızık endişesi ile gerek evlilikten, gerek çocuk sahibi olmaktan kaçınmak haram değil (bazı özel durumlar hariç). Ancak, Allah'ın vaadlerine bakınca O'na güvenmemizi istediği görülüyor. Burada kesin bir emir bulunmadığı, sadece bir yönlendirme bulunduğu için kişilere bir özgürlük doğuyor: kendilerine bir baksınlar, kendilerinde hangi seçeneği ağır görüyorsalar onu tercih etsinler. Ancak tekraren, ortada kınamalık hiçbir durum yok. Tüm caizlik sınırları içindeki, takvaya dair konularda olduğu gibi: kişiler bu tür kararlara ne zorlanabilir, ne de aldıkları kararları sebebi ile kınanırlar. Yeter ki başkalarına da "kendileri ile aynı seçimleri yapmaya dair" zorlama yapmasınlar..


Hepsinin altina imzami attım.
Screenshot_20230712_163211_Samsung Notes.jpg
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
Demek bi de özensen... )
 
Umm Hureyre Çevrimdışı

Umm Hureyre

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
İşte "canımızdan bir can olan çocuk" demek var, bir de "süt çocuk" demek var. Ben bu ayrımı görmüyorum mesela, benim için fark etmiyor, çocuk çocuktur. Kendi kanından olunca ne fark ettiriyor? Bazen kendi kanından olan kişiler sana daha düşman olabiliyor. Ben nüfus arttığı için bunu söylemiştim, yani çocuk bakmak isteniyorsa şu dönemde öksüz çocuklara bakmak daha iyi değil midir diye sormuştum. Savaşlardan dolayı ve nüfus artışından dolayı yüzbinlerce öksüz çocuk var, onlara yardım etmeyip kendi çocuğumuz olsun istersek ve bununla uğraşırsak (sırf kendi çocuğu olabilsin diye tedavilere diye binlerce para harcayanlar var) hesap vermek zorunda kalmaz mıyız?

Yanlız çocuklar buyudugunde mahremiyet meselesi skinti olur mevzubahis evlatlık meselesi ise ..Kan bağı yok..Kan bağıyla oluşan mahremiyet yok
 
kâtib Çevrimdışı

kâtib

لَا إِلَٰهَ إِلَّا ٱللَّٰهُ
İslam-TR Üyesi
Yanlız çocuklar buyudugunde mahremiyet meselesi skinti olur mevzubahis evlatlık meselesi ise ..Kan bağı yok..Kan bağıyla oluşan mahremiyet yok
Süt emmeyle oluşan mahremiyet kanla oluşan mahremiyet gibidir.
 
Üst Ana Sayfa Alt