A
Çevrimdışı
Mehmet Öz
Kürtlere yıllarca Kemalistler tarafından zulmedildi. Ve hala geçmişte kalıplaşan bu zulümler sürdürülüyor.
PKK/BDP ise; Kürtlere yapılan bu zulümlerin hepsinin sadece kendilerine yapıldığını düşünüyor. Sadece PKK’li ve BDP’li olanlara! Zira PKK/BDP için Kürtler sadece şuan çatısı altında olanlardır ve onların dışında olanların hepsi haindir(!) Onlardan öncesi mi? Önemli değil o!
PKK/BDP, Mazlumum diyor(!) Özgürlüğüm yok diyor(!) Beni kabullenmek zorundasınız diyor(!) Özgürlük diyor(!) Demokrasi diyor(!) İnsan hakları diyor(!) Barış diyor(!)Düşünce özgürlüğü diyor(!) Çocuklara verilen cezalar insanlık dışıdır diyor(!) Kadın hakları diyor(!) Ve daha bir sürü haklardan söz ediyor. Güzel.Bunların hiç birine sözümüz ve itirazımız yok! Eğer bir yerde bunlardan herhangi biri yoksa, herkes tarafından ısrarla talep edilmeli.
Ancak PKK ve BDP bunları talep ederken; kendi insanlarını katletmekte geri durmuyor! Kendi insanlarına hakaret etmekte geri durmuyor! Başka düşüncelere tahammülsüzlükten geri durmuyor! Güçlü olduğuna inandığı yerde gözüne kestirdiği insanlara saldırmaktan geri durmuyor. Gücünü ispatlamayı yaklaşık 200 kişilik gruplarla bir derneğe saldırıp ve nihayetinde mazlum/mustazaf bir insanı katletmekte gösteriyor(!) Çocukların mekteplerine Molotoflar atarak ve gencecik bedenleri yakarak gösteriyor(!) Halk otobüslerinde bomba patlatarak gencecik bir kızın hayatına son vermekle ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor tüm dünyaya(!) Ve en son Mersin’in Tarsus ilçesinde pikniğe giden Kur’an kursu öğrencilerine sopalarla saldırıda bulunarak...
Bunların hepsi güç gösterisi(!) Bunları doğru okumak lazım! PKK’nın ve BDP’nin bu gücü görmemezlikten gelinmemeli(!) Bunlar görülmeli. Bunlar görülmeli çünkü biz bir dernek başkanı yardımcısının katledilmesinden söz ediyoruz! Genç bir kızın halk otobüsünde o kadar insanın içinde nasıl katledildiğinden söz ediyoruz! Baksanıza yahu; adamlar saldırmadığı dernek, kırmadığı camekân kalmadı memlekette! Bunlar daha anlatılabilir. BDP ile PKK’nin Kemalistlerden aşağı kalır gücü yok değil onlarında çok gücü var(!) Hatta başka yazılar kaleme alınmalı ‘’BDP ve PKK’nin gücü’’ diye! Ve orada daha teferruatlı anlatılmalı bunlar.
Bir de; BDP’nin şuan bir özerklik talebi de var malum! Tabi kendisinin yönetimin başında olması gereken bir özerklik! Ve daha Kürt halkının %80’i PKK ve BDP’yi temsilci kabul etmedikleri halde böyle bir yönetim ilanından söz ediliyor. Şimdi bu saçma özerklik ilanının gerçekleştiğini varsayalım. Ve PKK ile BDP’nin bölgede %80’e inat bir yönetimi eline aldığını düşünelim. Ne olur acaba?
Mesela: Kemalistlerin 1923’lerden bu yana yaptıklarının aynısını yapmasınlar mı? Şuan Hakkâri’ye baktığımızda neden olmasın diyoruz! Hatta şimdi zaman ilerlemiş, teknoloji de beraberinde gelişmiş, konumlar değişmiş, imkânlar ve stratejiler gelişmiş, farklı yöntemler var. PKK/BDP bu tavırlarıyla bölgede mevcut olan zulümleri ortadan kaldırabilecek mi? Nasıl bir özgürlük sağlayabilecek? Mesela bir İslami STK üyesi olarak faaliyetlerde bulunmama tahammül gösterebilecek mi? Camilerimizde ilkokul çağlarındaki çocuklarımıza Kur’an dersi verilmesine “amenna” diyebilecek mi? Tüm okul ve kamusal alanlarda tesettür sorununu ortadan kaldıracak mı? Düşünelim bakalım...
Selam ve dua ile…
(Hürseda Haber)
Kürtlere yıllarca Kemalistler tarafından zulmedildi. Ve hala geçmişte kalıplaşan bu zulümler sürdürülüyor.
PKK/BDP ise; Kürtlere yapılan bu zulümlerin hepsinin sadece kendilerine yapıldığını düşünüyor. Sadece PKK’li ve BDP’li olanlara! Zira PKK/BDP için Kürtler sadece şuan çatısı altında olanlardır ve onların dışında olanların hepsi haindir(!) Onlardan öncesi mi? Önemli değil o!
PKK/BDP, Mazlumum diyor(!) Özgürlüğüm yok diyor(!) Beni kabullenmek zorundasınız diyor(!) Özgürlük diyor(!) Demokrasi diyor(!) İnsan hakları diyor(!) Barış diyor(!)Düşünce özgürlüğü diyor(!) Çocuklara verilen cezalar insanlık dışıdır diyor(!) Kadın hakları diyor(!) Ve daha bir sürü haklardan söz ediyor. Güzel.Bunların hiç birine sözümüz ve itirazımız yok! Eğer bir yerde bunlardan herhangi biri yoksa, herkes tarafından ısrarla talep edilmeli.
Ancak PKK ve BDP bunları talep ederken; kendi insanlarını katletmekte geri durmuyor! Kendi insanlarına hakaret etmekte geri durmuyor! Başka düşüncelere tahammülsüzlükten geri durmuyor! Güçlü olduğuna inandığı yerde gözüne kestirdiği insanlara saldırmaktan geri durmuyor. Gücünü ispatlamayı yaklaşık 200 kişilik gruplarla bir derneğe saldırıp ve nihayetinde mazlum/mustazaf bir insanı katletmekte gösteriyor(!) Çocukların mekteplerine Molotoflar atarak ve gencecik bedenleri yakarak gösteriyor(!) Halk otobüslerinde bomba patlatarak gencecik bir kızın hayatına son vermekle ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor tüm dünyaya(!) Ve en son Mersin’in Tarsus ilçesinde pikniğe giden Kur’an kursu öğrencilerine sopalarla saldırıda bulunarak...
Bunların hepsi güç gösterisi(!) Bunları doğru okumak lazım! PKK’nın ve BDP’nin bu gücü görmemezlikten gelinmemeli(!) Bunlar görülmeli. Bunlar görülmeli çünkü biz bir dernek başkanı yardımcısının katledilmesinden söz ediyoruz! Genç bir kızın halk otobüsünde o kadar insanın içinde nasıl katledildiğinden söz ediyoruz! Baksanıza yahu; adamlar saldırmadığı dernek, kırmadığı camekân kalmadı memlekette! Bunlar daha anlatılabilir. BDP ile PKK’nin Kemalistlerden aşağı kalır gücü yok değil onlarında çok gücü var(!) Hatta başka yazılar kaleme alınmalı ‘’BDP ve PKK’nin gücü’’ diye! Ve orada daha teferruatlı anlatılmalı bunlar.
Bir de; BDP’nin şuan bir özerklik talebi de var malum! Tabi kendisinin yönetimin başında olması gereken bir özerklik! Ve daha Kürt halkının %80’i PKK ve BDP’yi temsilci kabul etmedikleri halde böyle bir yönetim ilanından söz ediliyor. Şimdi bu saçma özerklik ilanının gerçekleştiğini varsayalım. Ve PKK ile BDP’nin bölgede %80’e inat bir yönetimi eline aldığını düşünelim. Ne olur acaba?
Mesela: Kemalistlerin 1923’lerden bu yana yaptıklarının aynısını yapmasınlar mı? Şuan Hakkâri’ye baktığımızda neden olmasın diyoruz! Hatta şimdi zaman ilerlemiş, teknoloji de beraberinde gelişmiş, konumlar değişmiş, imkânlar ve stratejiler gelişmiş, farklı yöntemler var. PKK/BDP bu tavırlarıyla bölgede mevcut olan zulümleri ortadan kaldırabilecek mi? Nasıl bir özgürlük sağlayabilecek? Mesela bir İslami STK üyesi olarak faaliyetlerde bulunmama tahammül gösterebilecek mi? Camilerimizde ilkokul çağlarındaki çocuklarımıza Kur’an dersi verilmesine “amenna” diyebilecek mi? Tüm okul ve kamusal alanlarda tesettür sorununu ortadan kaldıracak mı? Düşünelim bakalım...
Selam ve dua ile…
(Hürseda Haber)
