Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Murat Gezenler ve Onun Gibi Düşünenler - Salih Seriyye

Mubadil Çevrimdışı

Mubadil

t.me/hendekehli0
İslam-TR Üyesi
Murat Gezenler’in ilk videosundaki içerlemesine bakılırsa Musa Hoca’nın seçimlere iki gün kala yaptığı açıklamayı gözünde ciddi büyütmüş olmalı. Musa Hoca’nın bu açıklamasının oy kullananları cesaretlendirdiğini, en azından kafalarını karıştırdığını düşünüyor.
Gezenler’in kafasında kurduğunun aksine Musa Hoca halk önderi, herkesin eline kâğıt kalem alıp acaba ne söyleyecek diye beklediği biri değil. Videolarını en fazla birkaç bin kişi izliyor. Onları da ya sevenleri ya da sövenleri dinliyor.
Oy atmayla alakalı videosunda da kimseyi oy atmaya teşvik etmiyor, bilakis sakındırıyor ve ameli de şirk olarak nitelendiriyor. Murat Gezenler de bilir ki her ilim talebesi doğal olarak gündeminin ilk sırasına kendi kitlesini ilgilendiren şeyi alır.

Murat Gezenler’in sürekli halkların tekfirinden bahsetmesi toplumun gündeminde olduğu için değil kendi kitlesinin on yıllardır değişmeyen gündemi olmasından kaynaklanıyor.Musa Hoca sadece kendisinin değil...
Murat Gezenler’in kitaplarını tercüme ettirip piyasada dağıttığı âlimlerin tamamının yaptığı gibi meselede tafsilat olduğunu söylüyor. Bu açıklamayı seçimlere birkaç gün kala yapmakla zannımca şunu söylemeye çalışıyor:
Seçim olacak, milyonlarca kişi şu ya da bu sebeple oy kullanacak. Büyük çoğunluğu bizim nezdimizde mazeretli kimselerden olmasa da yine de kimisi babanız, anneniz; kimisi aranızda şer’i hukukun olduğu akrabalarınız, yakınlarınız bu amele bulaşacaklar.
İçlerinden şer’an mazur olanlar olabilir. Tekfir etmede ve şer’i haklarını düşürmede acele etmeyin, demeye çalışıyor. Gezenler, Musa Hoca’nın oy kullanmayla alakalı mezhebinin bu olduğunu on yıldır biliyor. Mezhebi buyken ve de yeni bir şey değilken itirazı anlamlı mı?
Oy kullanmaya teşvik etmiyor, meseleyi sulandırmıyor ve takipçilerine kendi mezhebine uygun bir şekilde dikkatli davranmalarını tavsiye ediyor. Aynı tavsiye ve ayrımı hiçbir zaman değişmediğini, 30 yıl önce neyse şimdi de aynı olduğunu söyleyen Gezenler’in...
Tercüme ettirip büyük bir iştahla yaydığı Otuz Risale kitabında Makdisi de yapıyor ve oy kullananların tekfirinde ayrım yapmamayı aşırılık olarak nitelendiriyor. Çektiği videolarda soru sormayı seven, cevap beklediğini tekrar tekrar yineleyen Gezenler’e birkaç soru da biz soralım
Musa Hoca’nın bu videosu mu insanları daha çok zehirlemiştir yoksa Makdisi’nin yazdıkları mı? İnsanlar Musa Hoca’ya mı daha çok itibar ederler yoksa Makdisi’ye mi? Uzun vadede Musa Hoca’nın söyledikleri mi daha büyük tahribata yol açmıştır yoksa Makdisi’nin yazdıkları mı?
Bu akide şirk akidesi ise bunu yayanın hükmü nedir? Âlimler içinde bidat sözlerin olduğu kitapları dahi yaymayı caiz görmezken içinde küfür olarak gördüğü sözleri yaymayı hangi şer’i gerekçeyle caiz görüyor?
Mutlak tekfir ile muayyen tekfir arasındaki ayrım müşriklere Müslüman demeye götüren bidat bir ayrımsa baştan sona bu ayrımdan bahseden ve bugün bu fikri savunanların ezici çoğunluğunun bakış açısına yön veren Otuz Risale tarzı kitapları basmak, halk arasında yaymak caiz mi?
Yoksa bizim bilmediğimiz; Youtube üzerinde yayınlamak küfür, kitap olarak basmak değildir diyen bir kaide mi var? Seçimlere iki gün kala bu tür kitapların satışını durduruyor mu?
30 yıldır değişmedim derken akidesini mi kast ediyor yoksa hangi telden olursa olsun yeter ki satış olsun diyerek her kitabı satmayı mübah görmeyi mi? Sonra Musa Hoca’nın Oy kullanmak Kuran’da geçmiyor ki sözüyle dalga geçiyor ve...
Pek çok örnek vererek bunlar da Kuran’da geçmiyor o zaman bunlar da şirk değil mi diye soruyor. Bunu söylerken gülüyor. Dinlerken ben de güldüm. Sonra aynı yeri bir daha dinledim bir daha güldüm. Sonra başka ilim talebesi kardeşlere dinlettim hep birlikte güldük.
30 yıldır bu meselelerle uğraşıp ihtilafın neyden kaynaklandığını anlayamamak kaç kişiye nasip olur ki? Verdiği örneklerin Musa Hoca’nın söyledikleriyle alakasını kurabilenin gerçekten ilimden ne kadar nasibi vardır? Musa Hoca şöyle demiş olsa Gezenler elbette haklı olabilirdi:
Allah hükmün kendisine ait olduğunu söylüyor, günümüz yöneticilerine ait olmadığını söylemiyor ki ya da Allah kendisine dua etmemizi emrediyor, Mahmud Efendi’ye etmemizi yasaklamıyor ki tarzı bir şey söylese elbette çıkıp Hoca sen hiç mi usul okumadın...
Allah hüküm yalnız bana aittir dediğinde hükmün Allah’tan başkasına verilemeyeceği anlaşılır; Allah yalnız bana dua edin dediğinde duanın başkasına yapılamayacağı anlaşılır. Allah 1400 küsur yıldır gelen herkesin isimlerini tek tek sayıp bunlara dua etmeyin mi desin, diyebilirdi.
Musa Hoca oy kullanmanın şirk olduğunun Kuran’da geçmediğini söyleyerek meselenin aslına dikkat çekiyor. Oy kullanmak asıl itibariyle ne şirktir ne de küfürdür bilakis sadece ilim ehlinin değil akıl ehlinin icmasıyla da caizdir.
Aslı mübah olan diğer ameller gibi kendisine dahil olan bir etmen sebebiyle hükmü harama, küfre, şirke ya da müstehaba, vacibe dönebilir. Örneğin halife seçiminde halifeyi seçecek olan şura heyeti seçimi gizli oy, açık seçim sistemiyle yapmak isterlerse şirke mi girmiş olurlar?
Yolculuk yapan bir grup kendi aralarında birini emir seçmek isteseler bunun için de sandık kurup oylarını o sandığa atsalar şirke mi girmiş olurlar? Aklı başında herkes oy kullanma işinin aslen mübah olduğunda ittifak edeceğini bildiğim için bu noktanın üzerinde çok durmuyorum.
Oy kullanmaya şirk diyenler oy kullanmanın vekâlet verme anlamına geldiğini, vekilin de hükmen asıl gibi olduğu noktası üzerinde duruyorlar. Yoksa kimse çıkıp da oy kullanmanın şirk olması Kuran’da saraheten belirtilmiştir ya da bu amelin şirk olduğu fıtrat ile de bilinir demiyor
Büyük şirkin fıtraten bilineceğini söyleyip oy kullanmayı da buna dâhil eden arkadaşlara sormak lazım: Vekil, vekâlet ve bunlara taalluk eden hükümler fıtraten bilinebilir mi? Fıtraten bilinir diyenlerin fıtratlarına geçmiş olsun.
Ne Gezenler’in ne de başkalarının Bel’am demediği pek çok âlim hâkimiyetin Allah’tan başkasına verilemeyeceğini; Allah’ın bu hakkını bizzat gasp etmeye çalışan parlamenterleri muayyen olarak tekfir ederken oy kullanmanın vekalet verme anlamına geldiğini kabul etmiyorlar.
Oy kullanmanın vekâlet verme anlamı değil başa gelen ve savuşturulması mümkün olmayan iki beladan hafifini tercih etme kabilinden değerlendiriyorlar. Böyle değerlendirmeyip meselenin şirk olduğunu söyleyen âlimler de bu arkadaşların dediği gibi meseleyi fıtrata bağlamıyor
Bilakis meselenin şer’i delillerin bir araya getirilmesi ile karara bağlanacağını ikrar ediyor, içtihadıyla farklı bir sonuca ulaşan muhaliflerini de tekfir etmiyorlar. Gezenler’in Musa Hoca’ya gülerek okuduğu ayetlerin birinci dereceden muhatabı oy kullananlar değil
Bizzat teşri amelinde Allah’a ortak olmaya çalışanlar ki onlar da yasama faaliyetlerine katılanlardır. Oy kullananın da aynı hükümde olduğunu ispat etmeye çalışan bu ayetler üzerinden değil oy kullananın amelinin vekâlet verme anlamına gelmesi üzerinden ispat etmesi gerekir.
Bu da ister kabul edelim isterse kafamızı kuma gömelim ancak içtihadla, şer’i delilleri bir araya getirmeyle olabilecek bir şeydir ki bunu da ne selim fıtrat tespit ne de amelin hakikatini avam takdir edebilir.
İmam Şafii’nin Rey Ehli’nin imamlarından olan biri hakkında :“Önce yanlış bir şeyi asıl olarak tespit ediyor sonra da meseleleri onunla kıyaslayarak hüküm elde etmeye çalışıyor.” Dediği rivayet edilir. Bu durum her devirdeki bidatçilerin durumunu çok veciz şekilde özetliyor.
Büyük şirkin bütün suretleriyle birlikte fıtraten bilinebileceği gibi yanlış bir bilgiyi asıl ediniyor sonra her çıkan yeni meseleyi bu ölçüyle değerlendirip alakasız amellere şirk, millete de müşrik diyorlar.
Şirk her durumda fıtraten bilinen bir şey ise uzun uzadıya şirkten bahseden bu kadar ayet niye indirildi? Şirk her durumda fıtraten bilinen bir şey ise sizin de bel’am olarak isimlendirmediğiniz pek çok âlim daha doğrusu bilinen bütün alimler ya da istersen ezici çoğunluğu de...
Fıtraten bilindiğini iddia ettiğin bir ameli üstelik bu kadar da ayet varken şirk diye isimlendirmede nasıl hata ettiler? Hiçbiri hâkimiyetin sadece Allah’a ait olması, ibadetlerin sadece ona yapılması meselesinde ihtilaf etmez;
Hâkimiyetinde Allah ile çekişenin ya da ibadeti Allahtan gayrısına yöneltenin küfründe ve şirkinde durmazlarken bu meselede nasıl oldu da ihtilaf ettiler? Size göre dinin aslını tespit etmek için kitaba, peygambere dahi ihtiyaç yokken...
dinin aslına soktuğunuz meseleler nasıl oldu da bırak avamı sizin de çoğu için en azından ilimlerine şahitlik ettiğiniz kimselere gizli kaldı? Muhakkak ki bu nokta üzerine düşünen dinin aslı dedikleri şeyi heva ile doldurduklarını görür
Şirkin her durumda fıtraten bilineceğini iddia eden bu arkadaşların onlar da şirkin ancak fıtraten bilineceğini söyleyip sonucu kimsenin müşrik olamayacağına bağlayan dostlarıyla ara ara sohbet odalarındaki tartışmalarını dinliyorum.
Su katılmamış zındıklardan olan sohbet arkadaşları sorularıyla duman ediyor bunları. Büyük şirkin sadece fıtratla bilinebileceğini söylerseniz bu zındıkların ortaya attığı şüphelerin hiç birisine de cevap veremezsiniz, veremiyorsunuz da zaten.
Bu arkadaşlardan çok ümitli olduğum söylenemez. Lakin şu yazdıklarımı okuyan ortalama bir Müslümana şu nasihati edeyim: İman ve küfür meseleleri icmayla dinin en zor meseleleridir. Namaza, abdeste dair hükümleri bilmeyenin bu meseleler hakkında uzun boylu konuşması...
Şeytanın aldatmasından başka bir şey değildir. Abdestin farzlarını bilmekten aciz olanın bu meseleleri bilmesi mümkün değildir. Kendinize merhamet edin ve bu meseleyi ne selefi ne de halefi olmayan kimselere değil ilim ehline bırakın ve onların verdikleri fetvayla amel edip geçin...


Salih Seriyye
 
Leprusal Çevrimdışı

Leprusal

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Az önce Murat Gezenler denen kişinin bir iki videosuna baktım orada cübbeliye karşı çıkıyordu. Söyledikleri pek mantıksız gelmedi. O neden kötü? Neden sevilmiyor bu sitece Abdulkadir Polat gibi? Başka tarikatlarla mı ilgileri var yoksa bunlar?

Bir de cubbeliyi tekfır edenler harıcı mıdır? Harıcılık nedir?
@Mubadil açıklar mısın rica etsem kısaca? Bu cübbeliye karşı olan insanlar neden birlik olamıyor? Neden onlar Hüseyin Çevik cübbeli mahmut birlik oluyor.

Bana haricilik konusunu anlatabilecek var mı? Bir ara cübbeli aleyhine video paylastıgım ıcın bana da harıcı dendi. Nedir bu harıcılık ya? Kimşn harici olduğu neye göre belirleniyor. Vahabbilik Selefilik Haricilik bu üç zümrenin birbirinden farkları ve benzer yönleri neler?

Bu tarikatlar bana saçma geldiği için karşıyım da bu insanların birbirileri arasındaki meseleleri çözemedim aslında söylem olarak hepsi birbirine benzer değil mi?

Belam kim belam fetullah gülen değil mi ya?
 
Son düzenleme:
R Çevrimdışı

Radikal

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ben birisini haksız yere tekfir ettiğini işitmediğim kimseye harici diyemem ve yine birisinin küfür sözü söylediğini ve küfür ameli işlediğini bilmeden o kişiye kafir diyemem
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Az önce Murat Gezenler denen kişinin bir iki videosuna baktım orada cübbeliye karşı çıkıyordu. Söyledikleri pek mantıksız gelmedi. O neden kötü? Neden sevilmiyor bu sitece Abdulkadir Polat gibi? Başka tarikatlarla mı ilgileri var yoksa bunlar?
Tarikat meselesinde zaten hepsi aşağı yukarı aynı konuşuyor. Bu onları haklı yapmaz. Her ikisi de samimiyetsiz ve bilerek veya bilmeyerek tek amaçları fitne çıkarmak. Ama tabii herkes bunlar gibi değil isim vermeyeceğim ama bazı kişilerin yanlış hatta bir tık aşırı görüşleri bile olsa bunları İslâm'a olan samimiyetinden yaptıkları, nasstan habersiz olmaktan veya nassı doğru anlamamaktan dolayı yapılan hatalar olduklarını görürsün. Ancak ismini andığın şahısların tek amacı, hakkı kötülemek ve kendileri gibi düşünmeyenleri İslâm'dan saymamak.


Bir de cubbeliyi tekfır edenler harıcı mıdır? Harıcılık nedir?
Değildir. Şirkte master yapmış ve şirk davetçisi olmuş adam tabii ki de tescilli kâfirdir. Hariciliğin detaylı tanımı için tıkla.


Vahabbilik Selefilik Haricilik bu üç zümrenin birbirinden farkları ve benzer yönleri neler?
Vahhabilik ve Selefilik dedikleri şey aslında bidat ve delalet ehli insanların, Tevhid ehlini yermek için kullandığı tanımlamalardan ibaret. En basit haliyle bunu bilsen yeter. Hariciliği ise araştırıp öğrenirsin zaten.


Belam kim belam fetullah gülen değil mi ya?
Bel'am, hakkı gizleyen demek. Misal laik devletin yalakası sakal uzatanlar var ya, "Oy vermek vaciptir." vs... diyenler. İşte onlar gibi hakkı gizleyen, üzerini örten, hakkı savunma cesareti gösteremeyen, tağuta yalaka olan, dinde taviz çukuruna, şirke ve küfre düşen necislere bel'am diyoruz.
 
Leprusal Çevrimdışı

Leprusal

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
@Hanbeliyye münafık gibi bir şey o zaman Belam değil mi?
Cevapların için çok teşekkür ederim. Allah razı olsun senden.. Ben artık kullanırım bu kelimeyi ilk kez bu sitede fetullah için gördüm de demek ki din tüccarları için kullanılan genel bir kelime.

Yani dediklerinden anladığım kadarıyla bu insanlar genel olarak ehli tehdit selefi anlayış içinde ama kişisel egoları yüzünden fitne çıkarıyorlar tarikatçı değiller. O yüzden dinlenmemesi gerekiyor.

Peki neden birlik olunamıyor. Böyle yaparak birbirlerini tekfir ederek tarikatçılara koz vermiş olunmuyor mu?

Bu arada ben hiç oy kullanmadım. :D
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
@Hanbeliyye münafık gibi bir şey o zaman Belam değil mi?
Cevapların için çok teşekkür ederim. Allah razı olsun senden.. Ben artık kullanırım bu kelimeyi ilk kez bu sitede fetullah için gördüm de demek ki din tüccarları için kullanılan genel bir kelime.

Yani dediklerinden anladığım kadarıyla bu insanlar genel olarak ehli tehdit selefi anlayış içinde ama kişisel egoları yüzünden fitne çıkarıyorlar tarikatçı değiller. O yüzden dinlenmemesi gerekiyor.

Peki neden birlik olunamıyor. Böyle yaparak birbirlerini tekfir ederek tarikatçılara koz vermiş olunmuyor mu?

Bu arada ben hiç oy kullanmadım. :D
Münafık, küfrünü gizleyerek kendini mü'min göstermeye çalışan veya iman ile küfür arasında bocalayan kimseye denir.

Bel'am ise en kısa ve öz haliyle "Hakkı Gizleyen" demek.

Rica ederim, ne demek.


Yani dediklerinden anladığım kadarıyla bu insanlar genel olarak ehli tehdit selefi anlayış içinde ama kişisel egoları yüzünden fitne çıkarıyorlar tarikatçı değiller. O yüzden dinlenmemesi gerekiyor.
Eğer bir adam samimiyetsizse, ikiyüzlülük yapıyorsa, dün ak dediğine bugün kara deyip sonra "Ben hiç sözümü değişmedim ki" diyebiliyorsa, çıkarcıysa, hevasına göre konuşuyorsa bütün bunların üstüne bide tekfirde aşırıya kaçmayı koyuyorsa o adam Selefi değildir. Kendini selefe nispet etmesi de bunu değiştirmez. Ehli Tevhid de değildir. Ehli Bid'at'tir.

Ama bunun yanında tekfir konusunda aşırıya gitme hatasına düşen ama hayatının her alanında tevhidi uygulayan, Allah'ın kelimesini yüceltmek için canını vermeye hazır olan, ticaret-sohbet vs... hayatının her alanında en güzel şekilde nebevi ahlâka uyan ve takvâ gösteren adam sadece hatalıdır ve iyi niyetlidir. Rabbim onları Sırat-ı Mustâkim üzere kılsın.

İlk zümre fırıldak gibi dönerken, ikinci zümre tevhid için ölmek istiyor. Bu ikisi aynı değildir. Ancak ismini andığın şahısların ikinci zümreden olmadığı çok açık.



Peki neden birlik olunamıyor. Böyle yaparak birbirlerini tekfir ederek tarikatçılara koz vermiş olunmuyor mu?

Bu arada ben hiç oy kullanmadım. :D
Bunun pek çok sebebi var.
Tekfir konusunda cahil olmak, gençliğin verdiği toylukla fazla atılgan olmak, sünneti iyi tahlil edememek gibi...
Böyle yaparak sadece tarikatçılara değil, bütün düşmanlara koz verilmiş olunuyor ister istemez.
Çünkü bunlar bu cahillikleriyle bilmedikleri konuda tekfire kalkıştıkları için belki de ileride iman edecek olan potansiyel müslümanların da önünü keserek İslâm'ı kötü gösterip vebal alıyorlar.

Oy vermenin kendisi küfür veya şirk değil. Ama bu düzende demokrasiye icabet, destek gibi şeyleri yaptığın için küfür olur. Üstelik hakimiyette Allah'a ortak koştuğun için şirktir. Çünkü "yaratmak da, yönetmek de ancak Allah'a aittir." (A'raf 54)
 
Son düzenleme:
Leprusal Çevrimdışı

Leprusal

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
@Hanbeliyye cübbeliyi ve mahmutu tekfir ediyorlar o aşırı mı sence?

Bir o ayette yaratma ve emir Allah’a aittir mi diyor yoksa yaratma emrini vermek Allah’a aittir mi diyor?
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
@Hanbeliyye cübbeliyi ve mahmutu tekfir ediyorlar o aşırı mı sence?

Bir o ayette yaratma ve emir Allah’a aittir mi diyor yoksa yaratma emrini vermek Allah’a aittir mi diyor?
"Aşırı tekfir" demek kâfire kâfir demekle olmaz. Küfür işleyen ve inat edeni tabii ki tekfir edeceksin. Etmezsen sen kâfir olursun.
Mesela bir adam çıkıp "Türkiye'de yaşayan herkes kâfirdir, müşriktir. Hiç müslüman olmamıştır." derse bu adam aşırıcı ve zihinsel özürlüdür. Hükümet ve düzen, şirk düzenidir doğru. Ama bu içindeki herkesin müşrik olduğu anlamına gelir mi? Misal oy vermemiş, kabirlere tapmamış, devlete memur olmamış, askere gitmemiş, küfür sözleşmelerinden kaçınmış, okul meselesine dikkat etmiş yani kısaca hiçbir şirk ve küfre bulaşmamış tevhîd üzere sebat eden yüzlerce kişi yok mu?
O sözü söyleyen şahıs, bütün bu insanları da tekfir etmiş/aşırıya kaçmış olmaz mı?

Ayette "elâ lehu'l halku ve'l emr" geçiyor. Yani halk(yaratma) ve emr(emir/emretmek/hüküm koymak/yasa çıkarmak/teşri yapmak) ancak ve ancak Allah'a aittir, buyruluyor.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
"Aşırı tekfir" demek kâfire kâfir demekle olmaz. Küfür işleyen ve inat edeni tabii ki tekfir edeceksin. Etmezsen sen kâfir olursun.
Mesela bir adam çıkıp "Türkiye'de yaşayan herkes kâfirdir, müşriktir. Hiç müslüman olmamıştır." derse bu adam aşırıcı ve zihinsel özürlüdür. Hükümet ve düzen, şirk düzenidir doğru. Ama bu içindeki herkesin müşrik olduğu anlamına gelir mi? Misal oy vermemiş, kabirlere tapmamış, devlete memur olmamış, askere gitmemiş, küfür sözleşmelerinden kaçınmış, okul meselesine dikkat etmiş yani kısaca hiçbir şirk ve küfre bulaşmamış tevhîd üzere sebat eden yüzlerce kişi yok mu?
O sözü söyleyen şahıs, bütün bu insanları da tekfir etmiş/aşırıya kaçmış olmaz mı?

Ayette "elâ lehu'l halku ve'l emr" geçiyor. Yani halk(yaratma) ve emr(emir/emretmek/hüküm koymak/yasa çıkarmak/teşri yapmak) ancak ve ancak Allah'a aittir, buyruluyor.


Bütün devlet memurları ve her okula gönderen aileler için genelleyerek mi söylediniz?
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Bütün devlet memurları ve her okula gönderen aileler için genelleyerek mi söylediniz?
Okul meselesinde hayır. Adam zaten tevhîdin bilincinde olup tâğutî sisteme en ağır şekilde düşmanlığını gösterip sakınmaya çalışıyorsa zaruret halinde bu adamın, çocuğunu okula göndermesinin küfür bir tarafı olmaz ki. Buna küfür diyenler aşırıdır. Ben zaruret olmaksızın bir insan kendi çocuğunun küfre düşme ihtimaline rıza gösterir mi meselesindeyim. Rızık korkusuyla veya bu tarz kılıflar uydurarak çocuğunu böyle bir ateşe atanlar tabii ki suçludur. Ama güçsüz durumda olup zor durumda kalanlar için çocuğunu tamamen küfrün eline kaybetme tehlikesine karşı tabii ki olabildiğince sakındırmaya çalışarak ve bilinçlendirerek gereğini yapması daha uygundur.

Memurluk meselesinde ise eğer tekfirin engelleri kalkmışsa evet. Çünkü kimse seni memur ol diye zorlamıyor.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Okul meselesinde hayır. Adam zaten tevhîdin bilincinde olup tâğutî sisteme en ağır şekilde düşmanlığını gösterip sakınmaya çalışıyorsa zaruret halinde bu adamın, çocuğunu okula göndermesinin küfür bir tarafı olmaz ki. Buna küfür diyenler aşırıdır. Ben zaruret olmaksızın bir insan kendi çocuğunun küfre düşme ihtimaline rıza gösterir mi meselesindeyim. Rızık korkusuyla veya bu tarz kılıflar uydurarak çocuğunu böyle bir ateşe atanlar tabii ki suçludur. Ama güçsüz durumda olup zor durumda kalanlar için çocuğunu tamamen küfrün eline kaybetme tehlikesine karşı tabii ki olabildiğince sakındırmaya çalışarak ve bilinçlendirerek gereğini yapması daha uygundur.

Memurluk meselesinde ise eğer tekfirin engelleri kalkmışsa evet. Çünkü kimse seni memur ol diye zorlamıyor.


Sizin deliliniz "Kimse seni memur ol diye zorlamıyor" mu? Bu nasıl bir genelleme delili olabilir?
Örneğin hastaneye tıbbi sekreter olarak atanmış bir memuru neye dayanarak ve genelleyerek tekfir etme cüreti gösterilebiliyor?
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Sizin deliliniz "Kimse seni memur ol diye zorlamıyor" mu? Bu nasıl bir genelleme delili olabilir?
Örneğin hastaneye tıbbi sekreter olarak atanmış bir memuru neye dayanarak ve genelleyerek tekfir etme cüreti gösterilebiliyor?
Tekfirin hücceti Allah ve Rasûlü'dür. Eğer kişi, bile isteye küfür içeren bir söz/yemin söylerse veya onay verirse kâfir olmaz mı diyeceksin?


Bu konuda deliller ve konunun teferruatı mevcut. Sürekli aynı şeyleri tekrar tekrar konuşup konuları boş yere kirletiyoruz. Başka sorun olursa özelden yazabilirsin.
 
Vҽϲízҽ Çevrimdışı

Vҽϲízҽ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Tekfirin hücceti Allah ve Rasûlü'dür. Eğer kişi, bile isteye küfür içeren bir söz/yemin söylerse veya onay verirse kâfir olmaz mı diyeceksin?


Bu konuda deliller ve konunun teferruatı mevcut. Sürekli aynı şeyleri tekrar tekrar konuşup konuları boş yere kirletiyoruz. Başka sorun olursa özelden yazabilirsin.


SubhanAllah, bu konuyu nasıl çevirmektir. Bütün memurları genelleyerek konuştun önceki yazılarda.
Bütün memurlar çıkıp küfür söz mü söylüyor, bütün memurlar yemin mi ediyorlar?
Foruma girip yazdığını gören biri bu sefer diyecek bütün memurlar böyle mi?
O zaman de ki şöyle şöyle yapan memurlar hariç, bizde diyelim ki genellemiyor.

Abdulmuiz Fida'nın forum da birine yazdığı cevap.
 

Ekli dosyalar

  • Screenshot_2023-07-04-18-25-04-154_com.android.chrome.jpg
    Screenshot_2023-07-04-18-25-04-154_com.android.chrome.jpg
    86 KB · Görüntüleme: 129
  • Screenshot_2023-07-04-18-25-15-606_com.android.chrome.jpg
    Screenshot_2023-07-04-18-25-15-606_com.android.chrome.jpg
    76.5 KB · Görüntüleme: 96
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
SubhanAllah, bu konuyu nasıl çevirmektir. Bütün memurları genelleyerek konuştun önceki yazılarda.
Bütün memurlar çıkıp küfür söz mü söylüyor, bütün memurlar yemin mi ediyorlar?
Foruma girip yazdığını gören biri bu sefer diyecek bütün memurlar böyle mi?
O zaman de ki şöyle şöyle yapan memurlar hariç, bizde diyelim ki genellemiyor.

Abdulmuiz Fida'nın forum da birine yazdığı cevap.
Bütün memurları tekfir ettiğime dair bir şey söylediğimi hatırlamıyorum. Bahsettiğim; küfür fiili işleyip kendisinden "tekfirin engelleri" kalkmış kişilerdi.
Memurluk meselesinde ise eğer tekfirin engelleri kalkmışsa evet.
Burada "tekfirin engelleri kalkmışsa evet, tekfir ediyorum." demişim. Tekfirin engelleri ise tekfiri gerektirecek fiil işleyenler için olur. Bunu anlamak bu kadar zor olmamalı. Haram veya mekruh fiil işleyeni, eğer kasıtlı olarak küfür işlememişse neden tekfir edeyim?
Bugün üzerine konuştuğumuz memuriyet yemini denen bir şey var değil mi? Allah'ın düşmanlarına bağlı olacağına ve karşı gelmeyeceğine namusun ve şerefin üstüne yemin ediyorsun.

Genelleme yapmamın sebebi, hepsini tekfir etmem değil, İslâm düşmanı bir rejimde şayet küfre düşülmese bile görev almayı caiz görmeyişimdendir. Çünkü Allah'ın şeriatına savaş açmış Allah düşmanlarının düzeninde görev almanın durumuna göre küfür, haram ve mekruh olmak üzere sonuçları vardır. Demek istediğim buydu.

قَالَ رَبِّ بِمَٓا اَنْعَمْتَ عَلَيَّ فَلَنْ اَكُونَ ظَهٖيراً لِلْمُجْرِمٖينَ

“Dedi ki: "Rabbim, bana verdiğin nimetler adına, artık suçlu günahkarlara destekçi olmayacağım." (Kasas, 17)


Ebu Said el-Hudrî ve Ebu Hureyre (Radiyallahu Anhuma) şöyle dedi:
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:

لَيَأْتِيَنَّ عَلَيْكُمْ أُمَرَاءُ يُقَرِّبُونَ شِرَارَ النَّاسِ، وَيُؤَخِّرُونَ الصَّلاَةَ عَنْ مَوَاقِيتِهَا، فَمَنْ أَدْرَكَ ذَالِكَ مِنْكُمْ، فَلاَ يَكُونَنَّ عَرِيفًا، وَلاَ شُرْطِيًّا، وَلاَ جَابِيًا، وَلاَ خَازِنًا

“İleride başınıza, mahiyetinde insanların şerlisi olan emirler gelecek! Onlar namaz vakitlerini geciktirecekler! Buna müteakiben sizden kim onlara ulaşırsa, katiyen yönetici, polis, vergi memuru ve veznedar olmasın!”

Mecmauz-Zevaid, 5/233; İbni Hibban, Tergib ve Terhib 2/239
 
Üst Ana Sayfa Alt