Çevrimdışı
Mü’minler, Birbirlerine Karşı Bir Vücud Gibidirler
Sehl b. Sa’d radiyallahu anh’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’min, diğer mü’minler için vücudun başı gibidir. Cesedin baştaki acıyı hissetmesi gibi, mü’min de iman ehlinin çektiği acıdan dolayı acı hisseder." (Ahmed, Ebu Naim-el-Hılye’de hasen senedle rivayet ettiler)
Mü’min, hadiste belirtildiği gibi baştaki acıyı hisseden vücud gibidir.
Her mü’min diğer mü’mini, vücuttaki baş gibi görür. Çünkü baş, en önemli organdır. Şayet başta bir ağrı meydana gelse, bu ağrıyı bütün vücud hisseder. Mü’min de böyledir. İçlerinden birine eziyet gelse, hepsi üzülür.
Nu’man b. Beşir radiyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’minler bir tek adam gibidirler. Başı ağrısa bütün vücudu ağrır, gözü ağrısa bütün vücudu ağrır." (Müslim, Ahmed, Ebu Naim-Hılye’de)
Baş ve göz çok hassas bölgelerdir. O yüzden hadiste bu organlar belirtilmiştir. Eğer bir mü’minin başına gelen eziyet diğer mü’minleri üzmüyorsa onlar mü’min değildirler.
Nu’man b. Beşir radiyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’minlerin birbirine karşı sevgisi, merhameti ve iyi muamelesinin misali, aynı vücud gibidir. Şayet vücudda bir uzva zarar gelirse bütün vücud etkilenir ve buna ateşle, uykusuzlukla karşılık verir."(Müslim, Buhari-Edeb’il Müfred, Ahmed)
Mü’minlerin birbirlerine merhamet etmeleri, dünyalık bir beklenti sebebiyle değil, sadece Allah-u Teâlâ içindir. Bu sebeble mü’minler birbirlerini sever, birbirlerini ziyaret eder, birbirlerinin hal ve hatırlarını sorar, birbirleriyle hediyeleşir, birbirlerinin ihtiyaç ve sıkıntılarını giderir, birbirlerinin başına gelen musibetler sebebiyle üzülür ve birbirlerine karşı yapılması gereken böyle amelleri hiç eksiksiz yerine getirmeye çalışırlar. İşte gerçek mü’min topluluğunun özelliği böyledir...
Bu sıfatları bünyesinde bulundurmayan bir topluluk kesinlikle mü’min topluluğu değildir.
Sehl b. Sa’d radiyallahu anh’dan Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’min, diğer mü’minler için vücudun başı gibidir. Cesedin baştaki acıyı hissetmesi gibi, mü’min de iman ehlinin çektiği acıdan dolayı acı hisseder." (Ahmed, Ebu Naim-el-Hılye’de hasen senedle rivayet ettiler)
Mü’min, hadiste belirtildiği gibi baştaki acıyı hisseden vücud gibidir.
Her mü’min diğer mü’mini, vücuttaki baş gibi görür. Çünkü baş, en önemli organdır. Şayet başta bir ağrı meydana gelse, bu ağrıyı bütün vücud hisseder. Mü’min de böyledir. İçlerinden birine eziyet gelse, hepsi üzülür.
Nu’man b. Beşir radiyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’minler bir tek adam gibidirler. Başı ağrısa bütün vücudu ağrır, gözü ağrısa bütün vücudu ağrır." (Müslim, Ahmed, Ebu Naim-Hılye’de)
Baş ve göz çok hassas bölgelerdir. O yüzden hadiste bu organlar belirtilmiştir. Eğer bir mü’minin başına gelen eziyet diğer mü’minleri üzmüyorsa onlar mü’min değildirler.
Nu’man b. Beşir radiyallahu anh’den Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in şöyle dediği rivayet edilmiştir:
"Mü’minlerin birbirine karşı sevgisi, merhameti ve iyi muamelesinin misali, aynı vücud gibidir. Şayet vücudda bir uzva zarar gelirse bütün vücud etkilenir ve buna ateşle, uykusuzlukla karşılık verir."(Müslim, Buhari-Edeb’il Müfred, Ahmed)
Mü’minlerin birbirlerine merhamet etmeleri, dünyalık bir beklenti sebebiyle değil, sadece Allah-u Teâlâ içindir. Bu sebeble mü’minler birbirlerini sever, birbirlerini ziyaret eder, birbirlerinin hal ve hatırlarını sorar, birbirleriyle hediyeleşir, birbirlerinin ihtiyaç ve sıkıntılarını giderir, birbirlerinin başına gelen musibetler sebebiyle üzülür ve birbirlerine karşı yapılması gereken böyle amelleri hiç eksiksiz yerine getirmeye çalışırlar. İşte gerçek mü’min topluluğunun özelliği böyledir...
Bu sıfatları bünyesinde bulundurmayan bir topluluk kesinlikle mü’min topluluğu değildir.
