Muhalifler Humus'tan Çıkıyor

Muhalifler Humus`tan Çıkıyor
Suriye`de Esed rejimiyle muhalifler arasında gerçekleşen anlaşma çerçevesinde, yaklaşık 2 yıldır kuşatma altında kalan 2 bin 400 muhalif ve sivilin Humus`tan çıkmasına izin verildi.




HUMUS - Suriye`de Esed rejimiyle muhalifler arasında gerçekleşen anlaşma çerçevesinde, yaklaşık 2 yıldır kuşatma altında kalan 2 bin 400 muhalif ve sivilin Humus`tan çıkmasına izin verilmesiyle birlikte muhaliflerin ise ellerinde tutuklu bulunan bir Rus subayın ve 21 İranlının serbest bırakılması ve Halep`te muhaliflerin kuşatması altındaki Nübbul ve Zehra bölgesine yardımların girişine izin verilmesi işlemi başladı.

Suriye Haber Ağı`ndan (SLN) yapılan açıklamada, yaklaşık 2 yıldır kuşatma altında kalan 2 bin 400 muhalif ve sivilin Humus`tan çıkmasına izin verilmesiyle birlikte muhaliflerin ise ellerinde tutuklu bulunan bir Rus subayın ve 21 İranlının serbest bırakılması ve Halep`te muhaliflerin kuşatması altındaki Nübbul ve Zehra bölgesine yardımların girişine izin verilmesi anlaşması işlemi başladı.

Anlaşma çerçevesinde, 40 otobüsle eski Humus başta olmak üzere farklı bölgelerde kuşatma altında olan 2 bin 400muhalif ve sivilin muhaliflerin kontrolündeki bölgelere nakledilmesi işlemine sabah erken saatlerde 222 kişinin nakliyle başladı. Taşıma işlemi sırasında, anlaşmaya göre her otobüste bir BM yetkilisi bulunuyor.

Ayrıca Humus`u terk eden muhaliflerin ağır silahlarını almalarına izin verilmezken, her birinin yanında orta çapta silahların bulunmasına da izin verildi.

SLN`ye göre muhalifler ise anlaşma çerçevesinde muhaliflerin tutukladığı bir Rus subayını ve 21 İranlıyı Suriye ordusuna teslim edecek ve Halep`te Nübbul ve Zehra bölgelerinde kuşatma altında kalan rejim birliklerine yardımların ulaşmasına da izin verecek.

Bu arada, Suriye resmi haber ajansı SANA`ya açıklamada bulunan Humus Valisi Talal Burazi, Humus`taki anlaşma gereğince 2 bin 400 kişinin naklinin bugün başladığını doğruladı.

Suriye`nin Lübnan sınırına yakın olan Humus hem muhalifler için hem de Suriye rejimi için stratejik önem taşıyor, geçtiğimiz yıl Lübnan sınırına 6 kilometre yakınlıkta bulunan Kusayr kasabasında Hizbullah örgütü ve Suriye ordusu büyük çapta operasyon gerçekleştirerek muhalifleri bölgeden çıkartmıştı.

AA

Zaten humus stratejik önemini çoktan kaybetti yani kaybedilmişti.. Geçen sene Nisan aylarında neleri konuşuyorduk, bugün direnişin geldiği nokta çok hüzün verici.. Tabii nasruşşeytan ve hizbuşşeytan faktörü de etkili oldu, bu bir gerçek..

halidvelid' Alıntı:

, bugün direnişin geldiği nokta çok hüzün verici...

Genişletmek için tıkla ...

Bu mu hüzün verici ? Haritalar ortada herkes doğal sınırlarına kavuştu şu anda hüzün vericilikten çok başarı söz konusu , batıdaki sorun dediğiniz gibi lübnan üzerinden kaynaklanıyor . Şu aaşamada kuzeyde kalan PKK denetimindeki iki bölgenin fethedilmesi ve özgürleştirilmesi daha kolay .Oraya yoğunlaşılabilse hem moral hem de reel başarı yenilemesi gelir üstelik Kürtler de müslüman sadece araplar arası olarak düşünülmemesi gerek. Stratejik olarak Nusayri bölgelerine yaklaşıldıkça tabii ki zorluklar artar ... Bence kesinlikle hüzün vericilik söz konusu değil , yaşanan sorunların temeli kesinlikle bağımsızlık değil devrimin hedeflenmesidir. Nüfus göçü tabi ki savaşlar sonucu olacak zaten şu an bile milyon insan göç etmiş durumda(iyidir demiyorum ama savaşın sonuçlarından biri budur sonuçda denemez ilk tepki belki de ). Üstelik o kürt bölgeleri niye kürt bölgeleri ? O da zamanında İran Irak tarafında şii baskısından göç edilmesinden dolayı . Olayın hem arap iç savaşı çerçevesine sıkışmaması için hem de kürt sunnilerinin özgürleşmesi ve olası bir islam devletine katılmaları için ( ayrıca moral kazançda yüksek olur ) Yoğunnluğun Türkiye sınırındaki iki kürt bölgesine verilmesi gerek . Ama işte başlangıçdaki esad devrilsin hedefi devleteşmeyi geciktirdi o da bugünkü sorunları doğurdu . Ve lakin haritalar ortada iken hüzünlük pek de bir durum yok !!! Yani hüzünlük durum kürt bölgelerinde daha çok . PKK ve Barzani denetimi oradaki sunni kürtlerin üzerinde devam etmekte, bunda da esadın veya İranın değil AKP nin ve Tayyip'in rolü yüksek .

Qusayr, Humus merkez kaybedildi, Halep merkez'de rejim kuşatma altındaydı şimdi neredeyse rejim muhalifleri kuşatma altına alacak, kalamun bölgesinde neredeyse tüm bölgeler rejime kaybedildi. İdlib kent merkezinden belki strateji gereği çekildiler tam bilemiyoruz.. Rakka kenti muhaliflerin kalesiyken şimdi en istikrarsız bölge oldu. Rasul Ayn bölgesi pyd'ye bırakıldı. Guta ve Yermuk hariç Şam'da bir çok bölge kaybedildi. Durum gerçekten hüzün verici, bunu da forumdaki kardeşleri aydınlatmak adına söylüyorum. Sebep ise belli, çatışma içinde çatışma. Özellikle Qusayr savaşında (o dönemde nusra toparlanma dönemindeydi onları suçlamıyorum) Ahrar ve Liva al-Haqq gibi gruplara yeterince destek olunamaması gibi sebepler acı neticeleri beraberinde getirdi. Birde buna rejimle savaşan ana İslami gruplara arkadan yapılan saldırılar eklenince fetihlerde haliyle duraksadı.

Bir tek istisna belki, Lazkiye cephesi olarak görülebilir. Orada da zaten gruplar arası ittifak sağlanıp, ösö'nun kontrol altına alınması ve işid'in bölgeden çıkışı etkili oldu. Ehli Şam çatısı altında "Enfal" operasyonları çerçevesinde ciddi ilerlemeler sağlandı. Arkada pyd gibi yanar döner bir grup, işid gibi kendi siyaseti için savaşan bir grup olduğu sürece sıkıntılı günlerin süreceğini üzülerek söyleyebilirim. Her şeye rağmen zevahirinin çağrısı karşılık bulmalı (iki taraf içinde geçerli), işid kendi bölgesine razı olup ateşkese yanaşmalı.. Böylece diğer İslami grupların da gözleri arkada kalmadan rejime yoğunlaşabilirler.

gruplar bazı bölgeleri ekonomik açıdan ve stratejik açıdan değerlendirerek oralara sahip olmaya çalışıyor.Özellikle petrol bölgeleri deyrizzor haseke gibi bölgeler petrol savaşlarına sahne oluyor.bir de sınır bölgeleri de stratejik açıdan sahip olunmaya çalışılıyor.esad ve hizbullah haricinde,yüzlerce farklı cephe ve grup,kendi konumunu kendi içinde güçlendirmeye çalışıyor.cihadın şekli her grubun kendinin ekonomik ve stratejik güç kazanması şekline döndü. Kimisi demokrasi ile uluslararası destek ile konumunu güçlendirmeye çalışıyor,kimi gruplar şeriat istiyor,kimi gruplar demokrasi islam karışık sistem üzerinde konumunu güçlendirmeye çalışıyor.kimisi kominizm getirmek istiyor.Laik gruplar,savaş yerine uluslararası tanınma yoluyla hükümet kurdu.Onlardan yardım ve destek karşılığında onların politikası üzerinde çalışıyorlar.Temsilcilikler açtılar.Birlik sağlanmadığı taktirde esadın destekçisi hep olacaktır.Suriyenin tamamının esaddan kurtarılması zor görünüyor.en azından belli bir ekonomik ve stratejik bölgenin esaddan kurtarılarak bir devlet altında güçlendirilmesi ve oraya savunma bakımından şeriat isteyen bütün müslüman grupların birleşerek bu devlet sınırlarını korumaya geçerek devletleşmeye yoğunluk verilmesi,ileride yapılacak fetihler için bir yatırım olur ve güçlendikçe yayılma hızı artar.

kısacası birlik yoksa başarıda yoktur,birlik yoksa zafer hayal olur,yenilgi kaçınılmaz olur.

iblisin insandan once yaratildigini bilip tadbirli olmadiklarindan dolayi ummetin basina gelen gelir,,,
kuran ve sunnete sarilmadikca zafer ,bereket ve izzet nasil olsun

Hassan Aboud: Humus Sahiplerine geri dönecektir! (Video)

Suriye’de muhalif İslam Cephesi Siyasi Lideri Hassan Aboud El Cezire kanalına Humus ile ilgili açıklamalarda bulundu. islahhaber.net-HABER Hasan Aboud, dün El Cezire kanalına yapmış olduğu açıklamada 2 yıldır kuşatma altında...

Suriye’de muhalif İslam Cephesi Siyasi Lideri Hassan Aboud El Cezire kanalına Humus ile ilgili açıklamalarda bulundu.

islahhaber.net-HABER

Hasan Aboud, dün El Cezire kanalına yapmış olduğu açıklamada 2 yıldır kuşatma altında olan sivilleri korumak adına rejimle anlaşma gereği bölgeyi terkettiklerini söylerken Humus’un yeniden gerçek sahiplerine geri iade edileceğini ifade etti.

Yapılan anlaşma rejimle uzlaşma veya bölgeyi rejime terketme değil sadece kuşatmada altında bulunanları kurtarmadır. Humus’un muhalifler için bir sembol şehir olduğunu vurgulayan Aboud, herkez Esed’in Humus’ta olan zaferini konuşuyor halbuki Kuneytra,Hama,İdlib ve çevresinde bir çok zafer elde etmiş ve ilerlemeye devam ediyoruz diyerek konuşmasını bitirdi.

Bilindiği üzere Suriye ordusuyla yapılan anlaşma çerçevesinde, yaklaşık 2 yıldır kuşatma altında olan muhalif ve siviller Humus’tan çıkarılmaya başlandı.

Gerçekleşen anlaşmayla çerçevesinde, Muhalifler, ellerinde tutuklu bulunan bir Rus subayı ve 21 İranlı’yı serbest bırakacak. Bununla birlikte Halep’te muhaliflerin kuşatması altındaki Nübbul ve Zehra bölgesine yardımların girişine izin verilecek.

birileri ne kadar Humus'tan çıkışı abartsa ve eleştirse de, oradan gelen haberlere göre çıkmaları elzemdi. Türk parasıyla yemeklik kedinin 1 milyar, kertenkelenin 300 tl olduğu bir yeri hayal edebiliyor musunuz (bunlar işkembeden söylemiyorum bizzat dinlediğim şeylerdir.). İnsanların ağaçlarda yaprak bırakmadığı bir kuşatmadan bahsediyoruz. Peygamber (sav) bile baskı ve işkencelerden dolayı Medine'ye hicret etmek zorunda kalmışken, kalkıp bu insanların direnişi sattığını iddia etmek sadece iş güzarlıktır.