Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kalem Suresi İniş Sebebi

Ummu Aişe Çevrimdışı

Ummu Aişe

حسبي الله ونعم الوكيل
Site Emektarı
68- KALEM SÛRESİ


el-Hasen, İkrime, Atâ ve Câbir kavlinde Sûre Mekke'de ve Alak Sûresinden sonra nazil olmuştur. İbn Abbâs'tan rivayete göre önce Alak Sûresi, sonra bu sûre, sonra Müzzemmil, sonra Müddessir Sûreleri nazil olmuştur.[1]
Mâverdî'nin İbn Abbâs ve Katâde kavli olarak zikrettiğine göre ise başından "Biz onun burnunu yakında yere sürteceğiz, (âyet: 16)'ya kadarı mekkî, buradan "Azâb işte böyledir. Fakat âhiret azabı elbette daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı" (âyet: 33)'e kadarı medenî, buradan "Yoksa gayb kendilerinin katında mıdır da ondan yazıyorlar?" (âyet: 47)'ye kadarı tekrar mekkî, buradan "Rabbi onu seçti de salihlerden kıldı (âyet: 50)'ye kadar tekrar medenî, buradan sûrenin sonuna kadarı da yine mekkîdir.
İbn Abbâs ve Katâde'den Sûrenin mekkî oluşundan "Fakat âhiret azabı elbette daha büyüktür. Keşke bilmiş olsalardı"ya kadar olmak üzere "Biz vaktiyle o bahçe sahiplerini denediğimiz gibi bunları da denedik..." (âyet: 17-33) âyetlerinin ve "Sen Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi gibi olma... Rabbi onu seçti de salihlerden kıldı (âyet: 48-50) âyetlerinin istisnası da rivayet edilmiştir.[2]
Sûrenin çoğu el-Velîd ibnu'l-Muğîra ve Ebu Cehil hakkında nazil olmuştur.[3]

2. Sen, Rabbinin nimeti sayesinde bir deli değilsin.
İbnu'l-Münzir'in İbn Cüreyc'den rivayetine göre müşriklerin Hz. Peygamber hakkında "O önce delidir, sonra da şeytandır." demeleri üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuştur.[4]
İbn Abbâs'tan rivayet ediliyor: Hz. Peygamber (daha önceleri de yaptığı gibi) bir gün Hz. Hatice'nin yanından ayrılarak kaybolmuş. Hz. Hatice onu aradıysa da bulamamış. Bir gün geri çıkagelmiş; yüzünde toz toprak yokmuş ama allak bullak imiş. Hz. Hatice kendisine: "Sana ne oldu?" diye sormuş. Cibrîl'in kendisine geldiğini ve "Rabbının adıyla oku." dediğini anlatmış. İşte bu, Kur'ân'dan ilk nazil olandır. Şöyle devam etmiş: "Beni düz bir yere indirdi, abdest aldı, ben de abdest aldım, sonra namaz kıldı, ben de onunla beraber iki rekat namaz kıldım. Bana: "Ey Muhammed işte namaz böyledir." dedi." Hz. Peygamber (sa) bunu Hz. Hatice'ye anlatınca o da Varaka ibn Nevfel'e gitmiş. Varaka kavminin dinine muhalefet etmiş, hristiyan olmuş imiş. Hz. Hatice olanları kendisine anlatınca: "Muhammed'i bana gönder." demiş. Hz. Hatice de Efendimiz (sa)'i ona göndermiş de gelmiş. Varaka kendisine: "Cibrîl sana, insanları bir tek olan Allah'a çağır, dedi mi?" diye sormuş, Hz. Peygamber (sa): "Hayır." demiş. Varaka: "Allah'a yemin ederim ki senin davetine kadar yaşarsam sana elbette yardım ederim." demiş ve fakat çok geçmeden vefat etmiş.
İşte bu hadise Kureyş kâfirlerinin kulağına erişince: "O bir delidir." demişler de Allah Tealâ Onun deli olmadığına yemin etmiştir. Bunlar, bu Sûrenin başından beş âyettir.
Bunları söyledikten sonra İbn Abbâs der ki: İlk nazil olan "Rabbinin adıyla oku"dur. Bu âyet-i kerime ise ikinci nazil olandır.[5]

4. Muhakkak ki sen, büyük bir ahlâk üzeresin.
. Ebu Bekr el-Hârisî kanalıyla Hz.'Aişe'den rivayette o şöyle diyor: Ahlâkı Hz. Peygamber'den daha güzel bir başkası yoktur. Ashabından veya ailesinden kim onu çağırsa hemen "Buyur." derdi. İşte bunun için Allah Tealâ: "Muhakkak ki sen, büyük bir ahlâk üzeresin âyet-i kerimesini indirdi.[6]

10-13. Sen, devamlı yemin edip duran, izzet-i nefsi bulunmayana itaat etme. Daima ayıplayan ve lâf götürüp getirene, durmadan hayra engel olana, haddi aşana, çok günahkâra, kaba, haşin ve bunlardan başka zenîm (yani) kulağı kesik olana (da sakın itaat etme).
İbn İshak der ki: Ahnes ibn Şerîk ibn Amı uv-Sekafî kavminin ileri gelenlerinden, sözü dinlenen bir kimseydi. Rasûlullah (sa) a c/.iyet eder, ona cevap verirdi. Allah Tealâ onun hakkında bu âyetleri indirmiştir.[7] Bu âyet-i kerimelerin Zühre oğulları ile antlaşma olan el-Ahnes ibn Şerîk es-Sekafî veya el-Esved ibn Abdi Yağûs hakkında nazil olmuş olduğu da söylenir.[8] Ancak Taberî el-Esved ibn Abdi Yağûs hakkında nazil olduğuna dair haberi sahih bulmaz.[9]
İbn Abbâs ve Mukâtil kavlinde ise el-Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında nazil olmuştur. Onun on oğlu varmış; onlara ve akrabalarına: "Eğer sizden biri Muhammed'e tabi olacak olursa ona hiçbir faydam dokunmayacaktır." deyip müslüman olmalarının önüne geçermiş[10] Aynı Velîd ibnu'l-Muğîra bir hac mevsiminde Minâ'da hacıları doyurmada yirmi bin dinar veya belki de daha çok mal harcar ve fakat bir yoksula bir dirhem bile vermezmiş. Bu yüzden onun için "Durmadan hayra engel olan..." buyurulmuştur.[11]

14. Mal ve oğullar sahibi olmuş diye.
15. Ayetlerimiz ona okunduğu zaman "Öncekilerin masallarıdır." der.
16. Biz, onun burnunu yakında yere sürteceğiz.
Bu âyet-i kerimeler de el-Velîd ibnu'l-Muğîra hakkında nazil olan âyetler cümlesindendir.[12]

17. Biz, vaktiyle o bahçe sahiplerini denediğimiz gibi bunları da denedik. Hani sabah olunca onu mutlaka devşireceklerdi ve biçeceklerine yemin etmişlerdi.
İbn Ebî Hatim'in İbn Cüreyc'den rivayetine göre Bedir Gazvesi günü Ebu Cehil: "Onları yakalayıp iplerle bağlayın ve kimseyi öldürmeyin." demiş de bunun üzerine bu âyet-i kerime nazil olmuş.[13]

35. Biz, müslümanları mücrimler gibi tutar mıyız hiç?!
36. Ne oluyor size, nasıl hükmediyorsunuz?
37. Yoksa size mahsus bir kitab var da ondan mı okuyorsunuz?
İbn Abbâs ve başkalarından rivayete göre bu âyet-i kerimeler Mekke kâfirlerinin "Elbette âhirette bize, size verileceklerden daha hayırlıları verilecek." demeleri üzerine nazil olmuştur.[14]

48. Sen Rabbinin hükmüne sabret ve balık sahibi gibi olma. Hani o, gamla dolu olarak Rabbine seslenmişti.
49. Rabbinin katından ona bir nimet erişmiş olmasaydı mutlaka o, kınanmış olarak çıplak bir yere atılacaktı.
Rivayete göre Hz. Peygamber (sa), İslâm'ı arzetmek üzere Sakîflilere gittiğinde kendisine eziyet vermeleri üzerine onlara beddua etmek istemiş ve işte bunun üzerine bu âyet-i kerimeler nazil olmuştur.
Uhud gazvesinde Hz. Peygamber (sa)'in çevresinden açılıp onu düşmanlarıyla karşı karşıya bırakanlara beddua etmek istediği ve âyet-i kerimelerin bunun üzerine nazil olduğu rivayeti de vardır ve buna göre âyet-i kerimeler medenîdir.[15]

51. Doğrusu o küfretmiş olanlar zikri işittiklerinde az kalsın seni gözleriyle yiyeceklerdi. Ve "O mutlaka bir delidir. " diyorlardı.
Kelbî der ki: Kâfirler Hz. Peygamber (sa)'e göz değdirmeye çalıştılar. Onlardan bir adam vardı ki iki veya üç gün bir şey yemez, sonra abasının bir köşesini kaldırır, yoldan geçen develere, davara bakar. Bir deve hakkında: "Bugüne kadar bundan daha güzel bir deve görmedim"; bir koyun hakkında: "Bugüne kadar bundan güzel koyun görmedim." der ve o hayvan çok gitmeden yere düşer ölürmüş." İşte kâfirler bu adamın Hz. Peygamber (sa)'e nazar etmesini istemişler, o da bu isteğe muvafakat etmiş. Ancak Allah Tealâ, Rasûlü'nü o adamın göz değmesinden koruyup kendisine bu âyet-i kerimeyi indirmiş.[16]

[1] Alûsî, XXDC,22.
[2] Kurtubî, age. XVIII,146.
[3] Kurtubî, age. XVIII, 150.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/901.
[4] Suyûtî, Lubabu'n-Nukûl, n,m.
[5] Râzî, age. xxx,79.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/901-902.
[6] Vahidî, age. s. 316.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902.
[7] İbn Hişâm, es-Sîretu'n-Nebeviyye, 1,360.
[8] İbn Kesîr, Tefsîru'l-Kur'âni'l-Azîm, vni.220.
[9] Taberî, Câmiul-Beyân, XXIX, 17.
[10] İbnu'l-Cevzî, age. vm,33i; Râzî, age. xxx,84.
[11] Kurtubî, age. XVIII,154.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/902.
[12] Kurtubî, age. XVIII, 155.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903.
[13] Suyûtî, Lübâbu'n-Nukul, n,i78.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903.
[14] Kurtubî, age. xvm,i60.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903.
[15] Râzî, age. XXX,99; Alûsî, age. XXIX,37.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/903-904.
[16] İbnu'l-Cevzî, age.Vin,343.
Bedreddin Çetiner, Esbab-ı Nüzul, Çağrı Yayınları: 2/904.
 
Üst Ana Sayfa Alt