Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Kafam Allak Bullak Oldu Yaa

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Cnn - İmam Samudra Röportajı!

8225

Orjinali
8226
 
Son düzenleme:
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bir yandan tekfirci olmayayım diyorum tekfir etmediğim için tekfir ediliyorum ama tekfir etmeyeyim derken acaba biraz geniş davranıp mürcieye mi kayıyorum bilemiyorum. Oy kullanmak ve muhakeme olmak küfür amelidir ama tevhid itikadı olan kişinin küfür ya da şirk ameli işlemesi onu ebedi cehennemlik kafir ya da müşrik yapar mı bilemiyorum. Oy kullananları ve muhakeme olanları dilleri ile müslüman olduklarını söyledikleri sürece ne kadar küfür, şirk işleseler de tekfir etmemek ircaya mı girer?
 
K Çevrimdışı

karabatak

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
bu zibidiler ancak böyle gündem oluyorlar.Tekfir yeni çıkan bir kural değildir.Ne olduda böyle gündem oldu.Biraz akıllı olup düşünmek lazım.Kim sürdü bunları piyasaya.
 
M Çevrimdışı

Muhammed El-Ensar

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ona kafa karıştırmak değil ilim ve hüccet ile küfrü ve şirki ispat etmek denir. Bir çoğuna ise ilim ve hüccet ile ağzının payını vermek denir.

Oy vermek şirktir. Kim verirse müşrik olur. Cehalet, tevil ve taklid mazeret değildir. Allah svt'dan başkasını ilah edinmenin cehaleti de, tevili de, taklidi de mazeret olmaz. Aksine tek bir delil bile kimse getiremez.
 
M Çevrimdışı

Muhammed El-Ensar

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Seçimlerde sandık başına gidip oy vermek, demokratik dine mensup olmanın bir gereğidir bu dinin olmazsa olmaz bir esasıdır. Oy kullanmak demokratik rejim için hayatiyet ifade eder. İnsan için kan ne kadar önemliyse ve insanın hayatını sürdürmesine neden oluyorsa, oy kullanmakta demokratik rejim için o kadar önemli ve rejimin hayatiyetini devam ettirebilmesi için gereklidir.

Seçmenler, demokratik dinlerinin hayatiyetini biraz daha sürdürebilmesi ve demokratik dine tabi olduklarının malum çevrelerce bilinebilmesi için sandık başına gidilerek ya da götürülerek oylarını kullanırlar. Oy kullanmak bir ülkede bulunmanın ve orada yaşamanın bir gereği değil, demokratik dine iman (inanmanın) etmenin ve ona kulluk yapabilmenin gereği ve kaçınılmaz bir sonucudur. Nasıl ki bir Müslüman, yüce Allah’a iman ettiğini yaptığı ibadetlerle gösterip kulluğunu ve bağlılığını yüce Allah’a takdim ediyorsa, aynı şekilde bir demokratta oy kullanarak demokratik dine kulluğunu ve bağlılığını takdim ediyor demektir.

Oy vermek laikliğe ve demokrasiye evet demektir. Çünkü seçilen bütün parti başkanları ve milletvekilleri laikliğe, demokrasiye ve atrün il ve inlarına bağlı kalacaklarına dair televizyonda halkın karşısında teker teker yemin ederler, and içerler. Oy verenler ise böyle bir yönetimi ve böyle yemin eden yöneticiyi desteklediklerinden Allah katında mesul olurlar. Çünkü İslam’da iyi bir işe yardım eden sevap alır, kötü bir işe yardım eden ise günah alır. Bunu Allahu Teala Kur'an’da şöyle bildirmiştir:

“Kim iyi bir işe aracılık ve yardım ederse, onunda o işten nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ve yardım ederse onunda ondan bir payı olur. Allah herşeyin karşılığını vericidir.” (Nisa: 85)


Kur’anî esaslara iman eden ve bu esasları en üstün kabul edip onlara teslim olan müslümanların demokratik din için oy kullanması mümkün değildir. Bilakis böyle bir davranış şirk olarak isimlendirilecek sahibini ise mü’minlerin safından çıkarıp müşrik ve kafirlerin saflarına katacaktır. Çünkü oy kullanmak rububiyeti, insanları idare etme yetkisini demokratik sisteme vermektedir ki, işte bu Müslümanlar için şirktir; yani iki dine birden tabi olmaya kalkışmaktır. Müşrikler asla iflah olmazlar.

Bilindiği gibi “harama rıza haramdır, küfre rıza küfürdür.” Oy vermek ise rızanın ötesinde desteklemektir. Bu sebeble kişinin imanı gider kafir olur. Peygamber efendimiz (s.a.v) şöyle buyurmaktadır.

“Sizden her kim bir münkeri görürse onu eliyle değiştirsin, eğer eliyle değiştirmeye güç yetiremezse diliyle değiştirsin. Şayet buna da güç yetiremezse kalbiyle buğz etsin. İşte bu imanın en zayıf derecesidir.” (Müslim)

Hadisi şeriften anlaşıldığı üzere imanın en zayıf derecesinde kalabilmek için o şeye buğzetmek, kızmak gerekir.

Belki Allah-u Teala'nın istediği yönetim şeklini kurmaya gücümüz yetmeyebilir ama, Allah'ın istemediği bir yönetim şeklini desteklememeye gücümüz yeter.

Unutmayalım bir partiye oy vermek laik ve demokrasi yönetimine evet demektir. Çünkü hangi parti başa gelirse gelsin laik ve demokrat şekilde idare edecektir.

Sistemin parti, dernek, vakıf gibi kurumlarını kabul eden, bunlardan birine üye olanların oy kullanmaları demokratik dinlerin gereğidir. Bunların namaz kılmaları, oruç tutmaları ve Müslüman olduklarını iddia etmeleri onları Müslüman yapmaz. O halde demokratlar gitsinler sandık başlarında dinlerinin (sistemlerinin) gereğini icra etsinler, dinlerini yaşatmaya çalışsınlar. Bu noktada da Müslüman bir bireye düşen ise kendi dininin gereklerine yapışması, demokratik dinin gereklerine asla iltimas etmemesidir.


Alemlerin Rabbine mahsus olan teşri; helal ve haram belirleme hakkını kendinde gören kimseler dilleriyle söylemeseler bile kendilerini ilahlaştırmışlardır.
Her kim sadece Allah'a mahsus olan helal ve haram belirleme hakkını oy vererek veya başka bir şekilde herhangi bir kişi ya da partiye verirse o kişi veya partiyi ilahlaştırmış ona ibadet etmiştir.

Allah (c.c) kitabında şirkin bu türüne bulaşanlar hakkında şöyle buyuruyor:
“Onlar Allah’ı bırakıp din adamlarını, rahipleri ve Meryem oğlu Mesih’i rabler edindiler. Halbuki tek olan Allah’a kulluk etmekten başka birşeyle emrolunmamışlardı. Ondan başka ibadete layık hiçbir ilah yoktur. O, onların koştukları ortaklardan münezzehtir.” (Tevbe: 31)

Adiy b. Hatem (r.a) dedi ki:

“Boynumda altından bir haç takılı olduğu halde Rasulullah (s.a.v)’in huzuruna girdim. Rasulullah (s.a.v) beni görünce dedi ki:

“Ey Adiy! Boynunda takılı olan şu putu at!” Ben hemen onu attım ve sonra yanına geldim. O:
“Onlar, hahamlarını, rahiblerini ve Meryem oğlu Mesih’i Allah’tan başka rabler edindiler...” (Tevbe: 31) ayetini okuyordu. Bu ayeti okumayı bitirince ona şöyle dedim:

“Ey Allah'ın Rasulü! Biz onlara ibadet etmedik” dedim. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
“Hayır, dediğin gibi değil. Allah'ın haram kıldığını helal, helal kıldığını haram kıldıklarında siz de bunlara itaat etmiyor muydunuz?” Ben:

“Evet” dedim. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle dedi:

“İşte bu, onlara ibadet etmektir.” (Yani işte onlara ibadet böyledir demiştir Allah'ın Rasulü (s.a.v)(Ahmed Müsnedinde, - Begavi Tefsiri c: 3 s: 285, - Tirmizi Tefsir: 3094, - İbni Cerir et-Taberi: 14/210, - Suyuti ed-Dürrü'l-Mensur: 3/230 - İbni Kesir Tevbe 31 ayetin tefsiri bknz.)

İnsanların itaat ettikleri kişileri Allah'tan başka Rabler edinmeleri; Allah (c.c)’ın haramını helal, helalini haram yaptıklarında onlara itaat etmeleriyle olmaktadır.

İşte bu ayet ve hadisten apaçık anlaşılacağı üzere, hükümde Allah'a şirk koşmakta insanı Allah'tan başkasını rab ilah edinmiş durumuna getirir. İnsanları bu şekilde ilahlaştırmak demokratik ve laik rejimlerin değişmez illeridir.

Bu ayete göre her kim Allah (c.c)’ın izin vermediği bir meselede insanlar için bir hüküm verirse, kendisini Allah (c.c)’a eş koşmuş ve Allah (c.c)’tan başka rab ilan etmiş demektir. Her kim de bu kimseye itaat eder ve ona tabi olursa, onu Allah (c.c)’a şirk koşmuş ve itaat ettiği kişiyi rab edinmiş olur.


Her kim demokrasi ve laiklik dinine girerse artık onun İslam’la bir alakası yoktur.

Bu rejimler kendilerini ilahlaştırmakla beraber küfürde ileri giderek Allah'ın indirdikleri ile hüküm vermeyi gerekli görmezler ve Allah'ın diniyle alay eden basın yayınını da serbest bırakırlar. Bu rejimleri ancak onlar gibi kafir olan Allah'ın dininin ayaklar altına alınmasından memnun olan kimseler destekler. Bu rejimlerde Allah'ın hükümleriyle hükmedilmez. Hangi parti iktidara gelirse gelsin sonuç değişmez yine Allah'ın kanunları değil insanların heva ve hevesleriyle uydurdukları kanunlar uygulanır. İçki, fuhuş, faiz vb. haramlar serbesttir. Allah'ın helalleri haram, haramları helaldir. Halbuki Allah kitabı insanlar arasında hükmedilsin diye indirmiştir.

Allah (c.) şöyle buyuruyor:
“Hiç şüphesiz biz Kitab'ı sana, insanlar arasında Allah'ın gösterdiği şekilde hükmetmen için hak ile gönderdik. Sakın hainleri müdafaa eden olma.” (Nisa: 105)

“Onların aralarında Allah'ın indirdiği ile hüküm ver. onların arzularına uyma ve Allah'ın indirdiği hükümlerin bir kısmından seni şaşırtırlar diye de kendilerinden sakın. Eğer onlar (senin vereceğin hükümden) yüz çevirirlerse, bilesin ki Allah bir takım günahları sebebiyle onları cezalandırmak istemektedir. Zaten insanların çoğu fasıktır. (Yoksa) onlar cahiliyenin hükmünü mü istiyorlar? Yakinen bilen bir kavim için Allah’tan daha güzel hüküm veren kim vardır?” (Maide: 49-50)

“Kim Allah’ın indirdiği ile hükmetmezse işte onlar kafirlerin ta kendileridir.” (Maide: 44)


Şu bir hakikatır ki, bir müslümanın İslami hareket adına bu şartlarda particilik yapması küfür olduğu gibi, onları oylarıyla destekleyen halk da aynı hükmü alır. Küfre rıza göstermenin küfür olduğu meşhur bir hakikattir. Harama rıza göstermenin ve yol vermenin haram olduğu da meşhur bir hakikattir. Nasıl ki bir müslümanın meyhaneye gidip şarap içmesi için ona yardım etmemiz haram ise “bende müslümanlardanım” diyen bir kimsenin tağuthanelere gidip orada küfür işler yapmasına destek veya oy vermekte aynı suretle küfürdür.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Suud Kralından banene ya.

Banane deyip kenara çıkma. Haricilere olan kinini neden murcielere göstermiyorsun?
Adaletten şaşma, adil ol!
Murcieler ve özellikle Sapık Kral ve sapık murcie Belamları hakkında sessiz kalarak destek vermen, sadece Tekfirde hassasiyetten dolayı aşırıya kaçan samimi Tekfircilere Cehennem köpekleri demen senin durumunu ifşa etmiyorsa, ilk soruma cevabını bekliyorum.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Muhammed el Ensar, Gidip gelip oy kullanan herkesi kayıtsız şartsız tekfir edeceğim anlayışındaki mesajlar aktarma.
Oy kullanmanın küfür olduğu, ve pek çoğunun da (sayısını ve kimliklerini) kafir olabileceğini, fakat oy kullanma da dahil pek çok bu tarz mevzularda bu işe irtikap edenlerin her ne kadar küfür işlemişlerse de tekfirden kurtulma durumları/ihtimalleri olanlar olacaktır(sayısını ve kimliklerini Allah bilir). Bu sebeble muslumanları bu küfür fiillerden sakındıracağım diye, bunu yapan herkes kafirdir diyenlerden olmayın. Kafir olanların çok büyük bir çoğunlukta olabilmesi, hatta sadece 1 kişi tekfirden bile kurtulsa tekfiriniz size dönecektir.

Bizler kendi ahiretimiz, imanımızı düşündüğümüzden yoksa küfür işlerine sıcak baktığımızdan değil ; bu işler küfür, yapanlar küfre girer fakat herkese kayıtsız şartsız ebedi cehennemlik kafir demekten sakınıyoruz. Bu ince ayrıntıyı iyi anlamak lazım.
 
A Çevrimdışı

AbdulMuntaqim

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Helal olsun be Abdul Muizz, super yapistirdin ! :D

Akhi ama sorum var, bazi kardeslerim kafam supheler koydu.

Mesela, Ahmed Kalkan , Tayyip Kafirini , tekfir etmiyor, ve milletvekilleri musluman olarak goruyor.

Bu sözler dogrumudur abi?
 
M Çevrimdışı

musab99

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed el Ensar, Gidip gelip oy kullanan herkesi kayıtsız şartsız tekfir edeceğim anlayışındaki mesajlar aktarma.
Oy kullanmanın küfür olduğu, ve pek çoğunun da (sayısını ve kimliklerini) kafir olabileceğini, fakat oy kullanma da dahil pek çok bu tarz mevzularda bu işe irtikap edenlerin her ne kadar küfür işlemişlerse de tekfirden kurtulma durumları/ihtimalleri olanlar olacaktır(sayısını ve kimliklerini Allah bilir). Bu sebeble muslumanları bu küfür fiillerden sakındıracağım diye, bunu yapan herkes kafirdir diyenlerden olmayın. Kafir olanların çok büyük bir çoğunlukta olabilmesi, hatta sadece 1 kişi tekfirden bile kurtulsa tekfiriniz size dönecektir.

Bizler kendi ahiretimiz, imanımızı düşündüğümüzden yoksa küfür işlerine sıcak baktığımızdan değil ; bu işler küfür, yapanlar küfre girer fakat herkese kayıtsız şartsız ebedi cehennemlik kafir demekten sakınıyoruz. Bu ince ayrıntıyı iyi anlamak lazım.


Hocam ALLAH c.c. senden razi olsun. ALLAH azze ve celle senin gibi suurlu muslumanlarin sayisini artirsin
 
kskaya Çevrimdışı

kskaya

Üye
İslam-TR Üyesi
ey bu tekfir hastalığına takılıp kalan müslümanların kanını namusunu kendilerine helal edenler herkesi tekfir edip bir kendisi müslüman kalıp ümmetten sorumluluklardan kacan hasta kesim kolay yolu secin banane bu kafir deyip herkese sırtınızınızı dönün bir müslüman siz kalacaksınız

size cok cevap var ama kısaca şunu diyeyim resullullah sav bir hadisinde cok basit sizlere cevap veriyor ama siz takılmış kalmışsınız alim bile olmayan zatlara iyi düşünün şu kısa hadisi

Hz. Muhammed (sav) bir Hadis-i Şerif'inde mealen şöyle buyuruyor:
“Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır. Bir tanesi dışında hepsi ateştedir.”
Sahabeler:
O fırka kimlerdir, ey Allah’ın Rasulü? diye sordular.
Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Benim ve ashabımın üzerinde bulunduğu yol üzere olanlardır.”

bak basit iyi görürseniz ümmetim diyor kafir deyip atmıyor gene ümmetim diyor iyi yorumlayın


Ahmed b. Hanbel’in Hz. Enes’ten yaptığı uzun bir hadis rivayetine göre Resulullah (asv) şöyle buyurdu:

“(…) Allah bana hitaben “git, ümmetinden olup da kalbinde hardal tanesi kadar iman bulduğun kimseyi cennete koyup yerleştir” diyecek, ben de gidip kalbinde hardal tanesi kadar iman bulduğum kimseleri alıp cennete götüreceğim. Ve artık Allah insanların hesabını bitirir ve ümmetimden de geri kalanlar cehennemlik olan diğer insanlarla beraber cehenneme atılacaklardır…”(Müsned, 3/144).

Ehl-i sünnet akidesine göre, kabre imanla girenlerden de cehenneme girenler olacaktır. Yalnız onların avantajı bir gün cehennemden kurtulup cennete girmeleridir. Aslında ilgili hadiste yer alan “ve ümmetimden de geri kalanlar cehennemlik olan diğer insanlarla beraber cehenneme atılacaklardır” manasına gelen ifadeden bunu anlamak mümkündür. Çünkü devam eden bu ifadeden sonra, cehenneme gidenlerden mümin olanların bir gün cehennemden çıkıp cennete girecekleri açıkça ifade edilmiştir.(bk. adı geçen hadis).

Buharî’de de benzer bir hadis rivayetine yer verilmiş ve orada da “İmanlı olup cehennem girenlerin olduğu ve daha sonra oradan çıkıp cennete gireceklerine dair” bilgilere yer verilmiştir:

"Cennet ahâlîsi cennete, ateş ahâlîsi de ateşe girdikten sonra Yüce Allah: Kimin kalbinde bir hardal tanesi ağırlığınca îmân varsa ateşten çıkarınız, diye emreder. Bunun üzerine bu kimseler simsiyah kesilmiş oldukları hâlde çıkarılıp Hayât (yâhud Haya) nehri içine atılırlar ve orada sel uğrağında kalan yabanî reyhan tohumları nasıl süratle yetişirse öylece yetişirler. Görmez misin, bunlar sapsarı olarak ve iki tarafa salınarak (ne güzel) sürerler." (bk. Buharî, İman, 15




Tirmizi
 
M Çevrimdışı

Muhammed El-Ensar

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Abdulmuizz Fida, söylediklerin yorumdan ve delilsiz sözlerden başka bir şey değil.

Zina edene zani, hırsızlık yapana hırsız, yalan söyleyene yalancı deriz. Bunu söylerken çekinmeyiz, şüphe etmeyiz, duraksamayız. Bunlar şirk ve küfre göre daha hafif günahlardır ama bunları yapana sıfatı neyse hemen veririz. Şirk işleyen kişiler durumu ne olursa olsun muayyen olarak tekfir edilirler. Bunun için alimlerden onlarca nakil getirebilirim. Bu alimler seninde itibar ettiğin kişiler olur. Söylediklerine delil getirmeni istesem bir tane bile getiremezsin

Tekfiri sana döner sözüne gelince; Müslümanı tekfir etmek mutlak manada küfür değildir. Sen bana bunu söylerken beni itham ettiğin şeyi kendine yöneltiyorsun. Bu tezat değil de nedir? Acaba senin mantığınla hareket edecek olsak bu böyle değil midir? Ben Müslümanları tekfir etmiyorum. Söylediğimin arkasındayım. Şirk işleyen herkes durumu ne olursa olsun muayyen olarak tekfir edilirler.

Acaba senin tekfirini engeleyebilir dediğin şeyler nedir? Cehalet mi? Şirk işleyen bir kimseyi cehaletinden ötürü mazeretli olduğunu söleyen bir tek alim bile bulamazsın. Tevil mi? Şirkte kişi teville müşrik olmaktan kendini kurtarır diyen tek bir alim bile bulamazsın.

Bu şüpheler son asırda ortaya çıkmıştır. İçinde bulunduğumuz şu çağ hariç hiç kimseden buna dair tek bir nakil bile getiremezsin. Bu kadar net konuşuyorum. Eğer söylediğinde netsen naklini getir.
 
kskaya Çevrimdışı

kskaya

Üye
İslam-TR Üyesi
peki tekfir hastalığına tutulmuşlar sizlerde düne kadar kafirmiydiniz artvinin bir dağ köyünde yaşayan yetmiş yaşında ALLAH RIZASI İCİN KURBAN KESEN ONUN İCİN ZEKAT VERİP ONUN İCİN NAMAZ KILIP ONUN İCİN HACCA GİTMİŞ YANLIZ KALDIĞINDA BELKİ ALLAH CC EL ACIP GÖZ YAŞI DÖKMÜŞ KIBLEYE YÖNELMİŞ ÖMRÜNDE TAGUT BELAM NEDİR DUYMAMIŞ YADA KURAN OKUYUP O KELİMELERİ SİZLER GİBİ ALİM OLMADIĞI İCİN ANLAYAMAMIŞ OKUL GÖRMEMİŞ DEVLET İMAMLARININ HEPSİNİ KATMIYORUM HAKKI ANLATMAYAN BİR İMAMDANÖĞRENDİĞİNİ HAK BİLEN İNSANI SEN KALBİNDE HARDAL TANESİ KADAR İMAN YOK DİYE BİLİP KAFİRMİ DİYECEKSİN YA DEĞİLSE SEN NESİN EY TEKFİR USULUNU BİLMEYEN ZATLAR KADIMISINIZ ALİMMİ SİZEMİ DÜŞÜYOR CENNETE ŞU CEHENNEME BU DEMEK BU İŞ ALİMLERİN İŞİ AVAMIN İŞİ DEĞİL ACIK ŞARTLAR HARİC
NEYSE BUNCA YILDIR BÜYÜK ALİMLERİN BİLE TEKFİRDEN KACTIĞI HALDE SİZLER NEKADAR HEVESLİSİNİZ ALLAH CC SİZE HİDAYET NASİP ETSİN CÜMLE KARDEŞLERİMİN AYAKLARINI SABİT KILSIN
 
M Çevrimdışı

Muhammed El-Ensar

Üyeliği İptal Edildi
Banned
kskaya, şirk işleyenden iman hemen gider. Onda imandan zerre bile kalmaz. Allah'a iman ile Allah'tan başkasına iman aynı anda bir arada bulunamazlar. Kalbe biri girdiğinde diğeri çıkar. Allah'a inanmak, Allah'ı bilmek, yaratıcı olduğunu kabul etmek tek başına Allah'a iman olarak açıklanamaz. Tağutu reddetmeyen bir kişide Allah'a imandan söz edilemez.

"Kim tağutu reddedip Allah'a iman ederse kopmak bilmeyen sapasağlam kulpa tutunmuş olur" (Bakara: 256)

Alimler buradaki sapasağlam kulptan kasıt İslam'dır demişlerdir. Yani Allah svt, İslam'a girip Müslüman olabilmek için iki şart koşuyor bu ayette. Birincisi; tağutu reddetmek. İkincisi: Allah'a iman etmek. Burada önemli olan diğer bir husus; tağutu reddetmenin Allah'a imandan önce zikredilmesidir. Yani; kişi ilk önce tağutun her türlüsü reddedip öyle Allah'a iman edecektir.

Allah svt şöyle buyuruyor:

"İbrahim ve beraberinde olanlarda sizler için güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine şöyle demişlerdi: Biz, sizden ve sizin Allah’tan başka taptıklarınızdan uzağız. Sizi reddettik. Bizimle sizin aranız-da, bir olan Allah’a iman edinceye kadar ebedi bir düşmanlık ve kin başlamıştır." (Mumtahine: 4)

Bu ayette dikkat edilmesi gereken iki husus vardır. Birincisi; Allah'tan başkasına ibadet edenleri reddetmek Allah'tan başka ibadet edilenler (tağutlar)'i reddetmekten önce zikredilmiştir. İkincisi; Allah svt bunu bize "güzel bir örnek" olarak göstermiştir. Buradaki güzel örnekten kasıt; farz olan, yani her Müslümanın uyması zorunlu olan güzel örnektir.

Bu ayetteki reddetmenin içine onları tekfir etmekte girer. Muhammed b. Abdulvehhab reddetmeyi şu şekilde açıklamıştır:


Allah-u Teâlâ'dan başkasına yapılan ibadetin geçersizliğine inanmak, Allah-u Teâlâ'dan başkasına ibadet yapmamak, Allah-u Teâlâ'dan başka ibadet edilenlere buğzetmek, Allah-u Teâlâ'dan başkasına ibadet edenleri tekfir etmek ve onlara düşman olmak, demektir." (Mecmuatu’l Fetava ve Er-Resail ve’l Ecube)

Söylediğin hadisler Müslüman olanlar için geçerlidir. Şirk işleyip Allah'tan başkasına ibadet edenler için değil.
 
M Çevrimdışı

Muhammed El-Ensar

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Ebu Hanife'nin sevdiğim bir sözü var, senin gibi düşünenlere cevap niteliğinde. Ders al İnşAllah. Zira o talebesine ders anlatırken söyledi bunu. Sen de kendine pay çıkar.

Ebu Hanife diyor ki:

‘Mü’minler, imanlarından dolayı namaz kılar, oruç tutar, zekat verir, hacceder ve Allah (c.c)’ı zikrederler. Yoksa namaz, zekat, oruç ve haccetmekten dolayı iman etmiş olmazlar."
(El-Alim ve’l –Muteallim)
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed El-Ensar,

Tevhid itikadındaki oy veren ve muhakeme olan bir muvahhid ile şirk itikadındaki oy vermeyen ve muhakeme olmayan müşrik bir sofiden hangisi (daha) tekfirliktir?
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
bilki Allahcc birdir eşi ve ortağı yoktur bilmeden kimse Allah cc birleyemez Allah cc birleyemeyence mümin olamaz bence imtehanda burada Allah cc kuran ve sünnete geldiği gibi birleyenler müslümandır gerimiz ise zan sahibiyiz şirk işleyenin dini ile ilgili alakalı olup şirkkinden dönmesi gerekir yok eğer anlamıyorsa demek ki rabbim onun kalbini kapatmıştır ebu cehilin neden kafir olmasını dilediyse o kişininde bir hikmete binayen müşrik olmasını dilemiştir benim kanaatim delilim yok sadece kalbimin dili olansa şu bir kişi eğer ilk üzerine düşeni faniliğini farkedip herşeyi yaratana kalben halishane yöneldimi ve ondan yardım istedimi o insana rabbim mutlaka ve mutlaka teblih olacak şekilde vesileler kılar ve o kişi isterse amerikada isterse cinde isterse alaska nerede olursa olsun müslüman olur yok eğer kişinin kalbi gerektiği gibi Allah cc yönelmiyorsa nerede olursa olsun isterse islam diyarında binbirtürlü nedenden ( para pul makam cehalet kendince iyi niyet ..... ) müşrik olur bize düşen müslüman olmak ve yapmaya çalışmaktır çünkü belki rabbim bizi o saydığım iyi kalbi birine vesile kılmıştır herkesin müslüman olma potansiyeli vardır ama herkes müslüman değildir olmanında yolu bellidir
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Muhammed El-Ensar,

Tevhid itikadındaki oy veren ve muhakeme olan bir muvahhid ile şirk itikadındaki oy vermeyen ve muhakeme olmayan müşrik bir sofiden hangisi (daha) tekfirliktir?

biri şirk işliyorsa nasıl muvvahid olur ahi ancak sadece zan sahibi olur diğer sofide hangi nedenden müşrik ona bakılması gerekmiyor mu
 
kskaya Çevrimdışı

kskaya

Üye
İslam-TR Üyesi
peki bu günki insanlarla hz ibrahim gecen ayeti getirmişsin buğünki insanlara desen sen kime iman ediyorsun kime ibadet ediyorsun kimin icin oruc tutuyorsun yada icki harammı desen kuranda gecen sucların suc olduklarını haram olduklarını red ederlermi sofide olsa nurcuda olsa camiye giden sıradan bir şahısta olsa red etmez
ama sen karıştırıyorsun hz ibrahimin kısasında anlatılanlarALLAH cc. hükümlerini rabliğini kabul etmiyorlardı, BURAYI İYİ ANLA
İKİ bana peygamber sav samanındaki müşrikleri diyeceksin onlarda yaratıcıyı ALLAH CC COK İYİ BİLİYORLARDI AMA KANUNLARINI KABUL ETMİYORLARDI KARIŞTIRMA BUNLARI İYİ OKU AYETLERİ KENDİNCE TEVİL ETME ŞİMDİ SOKAĞA CIK YOLDAN GECEN BİRİNİ CEVİR HANGİSİNİ RED EDİYOR YARATICIYIMI HÜKÜMLERİNİMİ
BİDE ŞEYHÜLİSLAM TEYMMİYYENİN DÜN BİR KİTABINI OKUDUM BİZİM DERNEKTE SANA YARIN İSMİNİ BİLDİRECEĞİM
ONDA ŞEYH MUNTELİZEYE CEHMİYYE VE ŞİAYA ŞÖYLE DİYOR BİLİYORUMKİ SİZLER SAPIKINSINIZ ALLAH CC ARŞTA OLDUĞUNU KABUL ETMİYOR ONA ŞİRK KOŞUYORSUNUZ SİZİ TEKFİR ETMEM LAZIM AMMA SİZLER CAHİLLERSİNİZ CAHİLLİĞİNİZDEN ALLAHTAN KORKARIM BUNU SANA YARIN SAYFA SAYFA KAYNAĞIYLA OKUTACAĞIM O ZAMAN NE DİYECEKSİN BAKALIM
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Abdulmuizz Fida, söylediklerin yorumdan ve delilsiz sözlerden başka bir şey değil.

Zina edene zani, hırsızlık yapana hırsız, yalan söyleyene yalancı deriz. Bunu söylerken çekinmeyiz, şüphe etmeyiz, duraksamayız. Bunlar şirk ve küfre göre daha hafif günahlardır ama bunları yapana sıfatı neyse hemen veririz. Şirk işleyen kişiler durumu ne olursa olsun muayyen olarak tekfir edilirler. Bunun için alimlerden onlarca nakil getirebilirim. Bu alimler seninde itibar ettiğin kişiler olur. Söylediklerine delil getirmeni istesem bir tane bile getiremezsin

Tekfiri sana döner sözüne gelince; Müslümanı tekfir etmek mutlak manada küfür değildir. Sen bana bunu söylerken beni itham ettiğin şeyi kendine yöneltiyorsun. Bu tezat değil de nedir? Acaba senin mantığınla hareket edecek olsak bu böyle değil midir? Ben Müslümanları tekfir etmiyorum. Söylediğimin arkasındayım. Şirk işleyen herkes durumu ne olursa olsun muayyen olarak tekfir edilirler.

Acaba senin tekfirini engeleyebilir dediğin şeyler nedir? Cehalet mi? Şirk işleyen bir kimseyi cehaletinden ötürü mazeretli olduğunu söleyen bir tek alim bile bulamazsın. Tevil mi? Şirkte kişi teville müşrik olmaktan kendini kurtarır diyen tek bir alim bile bulamazsın.

Bu şüpheler son asırda ortaya çıkmıştır. İçinde bulunduğumuz şu çağ hariç hiç kimseden buna dair tek bir nakil bile getiremezsin. Bu kadar net konuşuyorum. Eğer söylediğinde netsen naklini getir.

Yorum ve tahminle ummeti tekfir eden senin sapkın düşüncelerindir. Hırsızlık, zanilik gibi günahlar ile insanı ebedi cehenneme koyan kafir hükmününin bir görerek fasid kıyasla aynı usul ve mantıksızlıkla hukum vermektesin. Sanki bizler hırsıza, zâniye kömürcü hükmünü veriyoruz. Sizler, Mekkenin fethini Kurayş'li muşriklere haber veren Hatib b. Ebi Betea'ya munafik kafir hukmu veren Ömer (r.anh)'i Haklı görüp, bugünün insanlarını Kafir görüp kanını canını kendinize helal görüyorsunuz. Üstelik İslamın devleti ve kadısının olmadığı bir Dar'da. Rasulullah (s.a.v.) Hz. Ömer'i uyarıp "acele etme ya Ömer!" demesini, daha sonra da Hatib (r.anh) ile görüşüp, bunu yapmasının sebeblerini , niyetini ve cehaletini sorguladıktan sonra Musluman hukmu vermiştir. Az Önceki Ömer'in (r.anh) kanını canını kendine helal görüp "Bırak şu Munafığın Boynunu vurayım ya Rasulallah" demesine rağmen!
Bugün ne Rasulullah var, Ne rasulullahın yaptığı muhakemeyi yapacak İslamın bir kadısı var, ne de bir Medine'miz var! Buna rağmen bu ne curret, ne cesaret? Bu sebeble muayyen tekfirden çok, umumi tekfir etmeli ve bu işi yapanlar küfür işler, kafir olma durumları ise kuvvetle muhtemel" diye sakındırmalıyız.

Olayın bir diğer yüzü de, komple herkesi tekfir etmekle kalmayıp, kendisi gibi herkesi topyekün tekfir etmeyen insanları/bizleri de tekfire dayanma sapıklığı mumkun. Bilmiyorum sizin böyle bir saplantınız mevcut mu?

Diğer bir mesele Hırsıza, hırsız, zina edene zani denmesi de; belli şâhidler , ispatlar ve olayın hırsızlık veya zinakar sayılacak değere/seviyeye ulaşıp ulaşılmadığının İslami mahkemenin verdiği hukumden sonra ortaya çıkar. Zira hz. Ömer Kendi hilafeti döneminde kıtlık sebebiyle çalanlara hırsız kategorisine koymamıştır. Yine zina edenin istekli veya zorlama olması durumunda da zinakar denmesine ve haddin uygulanmasını ibtal eder. Tekfir ise apayrı bir konudur.
Ömer (r.anh), İçkiyi kendine fasid tevil yaparak helal görerek içen Kudâme Bin maz'un'u tekfir etmemiş, Rasulullah hatib bin Ebi Belta, Kendisine secdesi eden Muaz b. cebel, Allah her şeyi bilir diyen Aişe (r.anha), Silahlarını asmak için put isteyen yeni İslama girenlere; Direkt sen/siz bunu yaptınız, bu küfürdür, küfür işleyende kafirdir dememiş. Delillerini sunmuş, cehaletlerini gidermiş, sebeblerini dinlemiştir.
Usulu Rasul bize uygulamıştır!

Birde "

Söylediğimin arkasındayım. Şirk işleyen herkes durumu ne olursa olsun muayyen olarak tekfir edilirler
diyorsun? Bunu kabul ettiğim hangi alimin kitabından delil getireceksin bekliyorum. Yoksa tam tersi delil getirip "Tekfirde aşırılıktan sakındıran 30 risale yazıp, muayyen tekfir etmeyin mi demiştir", haberin yok.
Cehaletin adam boyunu aşmış, duyguların aklını perdelemiş ki
Cehalet mi? Şirk işleyen bir kimseyi cehaletinden ötürü mazeretli olduğunu söleyen bir tek alim bile bulamazsın. Tevil mi? Şirkte kişi teville müşrik olmaktan kendini kurtarır diyen tek bir alim bile bulamazsın.
diyebiliyorsun.
Tekfirin manilerini bilmeyen cahile ne anlatabiliriz ki? Şirk olmayacaksa Tekfirin engelleri fıkhı nereden çıksın?
Bu sapık sözlerinin delilini bekliyorum! (Acil)
 
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt