Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Islam'da Şirk Ve Tevhid Üzerine

ser-a Çevrimdışı

ser-a

Üye
İslam-TR Üyesi
ÖNSÖZ
Müslümanların temel meselesi olan, şirki red, tevhidi kabul noktasında dikkatli olmaları, temkinli davranmaları, hayatlarını buna göre daim ettirmeleri gerekmektedir. İslam'ın reddettiği bir meselede Müslümanlar onun teviline kaçmadan, nefsine göre bir fetva bulmaya çalışmadan Kur’an’ ın emrettiğine' teslim olmak zorundadırlar.
Allah'ım! Bizimle sana karşı isyanların arasında engel olacak derecede haşyetinden; bizi cennetine ulaştıracak derecede taatından ve bizlere dünya musibetlerini kolaylaştıracağın derecede imandan taksim et. Yaşattığın müddetçe bizleri kulaklarımızdan, gözlerimiz*den ve kuvvetimizden yararlandır ve bunu varisimiz kıl. Bize düşmanlık edenlere karşı bizlere zafer ver. Musibetimizi dinimizde kılma. Dünyayı en büyük kaygımız ve ilmimizin ulaşabildiği yer kılma.. Bizi esirgemeyenleri üzerimize musallat etme."
Âmin.

Rasûlullah SallAllah u Aleyhi ve Sellem Medineli Müslümanlardan Habbab b. Münzir'i müşriklerin durumunu araştırmak için gizlice gönderdi ve ona:
"Gördüklerini Müslümanlar arasında bana haber verme" buyurdu.
Habbab müşriklerin arasına girdi. Sonra da elde ettiği bilgileri Rasûlullah SallAllah u Aleyhi ve Sellem'a gizlice getirip haber verdi.
Rasûlullah SallAllah u Aleyhi ve Sellem de Habbab'a bunları kimseye haber vermemesini söyledi.
(Vakid - Megazi)

Müslümanlar baskıncı müşriklerin sürüp götürdükleri yirmi deveden onunu kurtarabildiler. Rasûlullah SallAllah u Aleyhi ve Sellem, etrafı araştırmak ve bilgi toplamak için bir gün bir gece boyunca orada, kaldı.
(Vakidi - Megazi)

Bu şirke giden yolları iyice araştır ve yollarını kapat, o yollarda sakın yürüme!
İnsanların çoğu bu şirkten ve şirk ehlinden beri olsa bile o şirki destekleyen, onlara dostluk gösteren kimselerin safına girenlerin eri olmuştur. Şirkten kurtulmak için Allah -u Teâlâ'tan yardım dileriz."
(Ed-Durerus seniye cihad bölüm s: 161)

Bu diyarda zevk-ü sefaya ait bir şey gördüğünde ve onu nefsine sokuverdiğinde şunu bilmelisin ki, artık seni etkileyip cezb edecek faktörler oluşmuş demektir. Öyleyse bunlar (meydana gelmeden) bunları tanı ve onlara bulaşmamanın yollarını araştır. Böyle yaptığın takdirde, bu faktörlerin içinde bulunmanla beraber, seni meşgul edecek olan bu faktörler sana zarar vermeyecektir.
(İbni Kayyım el-Cevzi El- fevaid)

İmam el-Emir Es-Sanani şöyle dedi:
Eğer Allah 'ın Rasulü'nün (sallAllah u aleyhi ve sellem), Usame'nin bir adamı "La İlahe İllAllah " dedikten sonra öldürmesine karşı çıkıştığını delil olarak getirmeye çalışırsak, buna karşı şunu söylememiz mümkün olur:
Şüphesiz ki kâfirlerden olup da "La İlahe İllAllah " diyenin kanı ve malı mahfuz kalmış olur. Meğerki söylediğine aykırı bir iş yapmış olsun.
Bunun için Malik İbn Cusame olayında şu ayet iner:
"Ey iman edenler! Yeryüzünde -cihada- çıktığınızda kimin (mü'min olup olmadığına) araştırarak çıkın..."
(Nisa: 94)

Allah u Teâlâ böylece, kelime-i tevhidi söyleyenlerin hal ve itikadlarının araştırılmasını bizden istemiştir. Eğer anlamına uygun amel ediyorsa, o Müslümanlardandır. Müslümanlar neden sorumluysa, o da ondan sorumludur. Aksi sabit olursa, bu onun kanını ve malını "kelime-i şehadet" i soyut bir biçimde söylemiş olması nedeniyle koruma altına almaz.
Hakeza kim tevhidi izhar ederse, ona ilişmekten uzak durmak gerekir. Meğerki ondan Tevhid'e aykırı olan bir durum zahir olsun. Tevhid'e aykırı bir şey kendisinden sadır olduğu zaman, soyut bir biçimde "kelime-i tevhid" i söylemiş olması kendisine bir yarar sağlamaz.
(İmam el-Emir Es-SananiTathirü’l İtikat)


Keza İmam (İbni Teymiye);
Kendisine gelen bir soruya verdiği cevapta şöyle demiştir:
Hakkında Peygamer'den (s.a.v) hiçbir açıklama bulunmadığı halde insanlar arasında konuşulmakta olan dinin temeline dair bazı usul-i din konularında derinlemesine araştırma yapmak caiz midir değil midir?
Şayet caizdir deniyorsa bunun keyfiyeti nasıldır?

Cevap: Alemlerin Rabbi Allah 'a hamd olsun. Önce birinci nokta üzerinde duralım:
Soru sahibinin, hakkında Peygamber'den (s.a.v) hiçbir açıklama nakledilmediği halde insanlar arasında konuşulan dinin temeline ait bazı meselelerde derinlemesine araştırma yapmak caiz midir değil midir? sorusu yanlış ve bidat olan belli konular paralelinde doğmuş bir sorudur. Çünkü "dinin temeli (usul'ud-din)" diye isimlendirilmeye hak kazanmış "Dinin temelinden olan meseleler" yani Cenab-ı Hakkın Resulünü kendisiyle doğrudan doğruya gönderdiği ve kitabını inzal buyurduğu din hakkında "bu hususta Peygamber'den (s.a.v) bir açıklama nakledilmemiştir" demek caiz değildir. Üstelik bu bizzat kendi içinde tutarsız bir sözdür.
Çünkü bir meselenin dinin temelinden / aslından olması o meselenin dine ait hususların en mühimlerinden sayılmasını ve dinin kendisine zaruret duyduğu noktalardan olmasını gerektirir. Binaenaleyh, bu meselelerde Peygamber'den (s.a.v) herhangi bir sözün aktarılmadığını ifade etmek, şu iki durumdan birisini gerekli kılar.
1. Ya Peygamber (s.a.v), dinin kendisine gereksinim duyduğu önemli bazı meseleleri ihmal edip açıklamamıştır.
2. Ya da Peygamber (s.a.v) açıklamış ama ümmet bunları nakletmemiştir.
Fakat bu iki ihtimal de kesinlikle batıldır. Böyle bir şey, münafıkların dine yönelttikleri tenkit noktalarının en büyüklerinden biridir. Bu ve benzeri hususları ancak, ya Peygamber'in (s.a.v) getirdiği dinin hakikatlarını bilmeyen ya da insanların kalbleriyle idrak ettikleri şeylerden cahil veyahut da bunların ikisinden de mahrum kimseler ortaya atıp zan beslerler. Çünkü kişinin Peygamber'in (s.a.v) getirdiği dinin hakikatlarını bilmemesi, bunların kapsadığı dinin temeli ve tali unsurları (usulü ve furu) hakkında bilgisinin olmamasını gerektirir.
İnsanların kalbleriyle idrak ettikleri şeylerden cahil olması da akılla anlaşılan gerçekler içine bu kişi ve benzerlerinin, aslında tamamen cehalet olduğu halde 'akli' diye isimlendirdikleri hususları katmasını gerektirir. Hem dinin hakikatlarını hem de akli esasları bilmemesi durumunda ise dinin temelinden olmayan batıl mesele ve vasıtaları dinin temelindenmiş gibi sanması ve bu hususlarda sahip olunması gerekli itikada dair Peygamber'in (s.a.v) bir açıklamasının olmadığını zannetmesine yol açar. Aynen avam tabakası bir tarafa alimlerine varıncaya kadar çeşitli insan grupları için geçerli olduğu gibi.
İnsanların bilmek, inanmak ve tastik etmek ihtiyacını duydukları her şey bu meselelerdendir. Allah ve Resulü bunları mazeret beyanına imkân bırakmayacak şekilde net ve tam olarak açıklamışlardır. Çünkü bu esaslar, Resulullah'ın (s.a.v) ayan beyan tebliğ edip insanlara açıkladığı sabitelerin en önemlilerindendir. Allah 'ın (c.c) bu esasları açıklayıp tebliğ eden peygamberleri vasıtasıyla kullarına karşı bağlayıcı deliller koyduğu en önemli hususlarındandır.
Bizim burada maksadımız sadece, Kur'an ve sünnette, gerçekten usul-i din (temel dini meseleler) olmaya layık temel dini meseleler ve delillerine ait umumi, öz esasların mevcut olduğuna dikkat çekmektir.
Birtakım kimselerin bu usuli din kavramının şümulü içine soktukları batıl bazı konulara gelince, her ne kadar bu adamlar böyle temelsiz mesele ve delilleri usul-i din'e dahil görseler de durum asla öyle değildir. Bunlara örnek olarak ilahi sıfatları inkâr ve benzeri konuları delil gösterebiliriz."
(Feteva, 3/293-303; Külliyat, 3/247-248-257.)

Onun için müslüman, bir adım atmadan önce doğru olanı araştırıp ona göre hareket etmelidir. Çünkü yaptığı yanlış bir hareket, onun aleyhinde bir nokta olarak kalır.
(Mahmut-Şakir)


Herhangi bir iş yaparken o konuyla ilgili Allah -u Teâlâ’nın hükmünü araştırmayanlar veya:
"Şayet bu konuda araştırma yaparsam, belki aleyhime hüküm çıkar" diyerek araştırma yapmaktan vazgeçenler ya da araştırma yapmayı hiç aklına getirmeden kafasına göre amel edenler, nefislerine yenilmişlerdir. Bunlar da mü’min değildir. Çünkü mü’min, hangi konuda olursa olsun bir adım atmadan önce o işte Allah -u Teâlâ'nın rızası olup olmadığını araştırır. Hareketlerini ona göre yönlendirir.
(Müminin-Sıfatları)
 
Üst Ana Sayfa Alt