Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü İki Müslümanın Birbirine Kılıç Çekmesi ile İlgili Hadisin Şerhi Nedir?

Zuhri Çevrimdışı

Zuhri

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Ebû Bekre Nüfey` İbni Hâris es-Sekafî radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“İki müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemdedir”.
Bunun üzerine ben:
- Yâ Resûlallah! Öldürenin durumu belli, ama ölen niçin cehennemdedir? diye sordum.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:

- “Çünkü o, arkadaşını öldürmek istiyordu” buyurdu.
Buhârî, Îmân 22, Diyât 2, Fiten 10; Müslim, Kasâme 33, Fiten 14, 15. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Fiten 5; Nesâî,Tahrîm 29, Kasâme 7; İbni Mâce, Fiten 11
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
24-.......Bize Eyyûb es-Sahtıyânî ile Yûnus ibn Abîd (139), Hasen el-Basrî(110)'den, o da el-Ahnef ibn Kays(67)'tan tahdîs etti. Şöyle demiştir: Şu adama -Buhârî'nin Fiten'deki rivayetinde Peygamber'in amucaoğlu Alî'ye- yardıma gidiyordum. Ebû Bekre beni karşıladı ve:
- Nereye gidiyorsun? diye sordu.
- Şu adama yardım etmek istiyorum, dedim. Ebû Bekre bana:
- Geri dön; çünkü ben Rasulullah (s.a.v.)'tan işittim: "İki müslümân kılıçlarıyle karşılaştıkları zaman, öldüren de ölen de cehennemdedir" buyuruyordu.
- Yâ Rasulallah! Öldüren böyle; ya ölene ne oluyor? diye sordum.
- "Ölen de arkadaşını öldürmeğe hırslı idi de ondan" buyurdu.

Bu cezaya hak kazanır" demektir. Yoksa ilâhî afv yetişip kurtulmak da vardır. Ebedî cehennemlik ma'nâsı ise hiç anlaşılmamalıdır. Hadîste her iki tarafa da müslim nâmı verilmesinde de buna işaret vardır. Söz kıtali şer'an caiz kılacak bir te'vîl olmaksızın vâki' olan mukaatelededir. Kıtale karışan sahâbîlerin her iki tarafta olanlarının cennet ehli olması da buna delildir. Çünkü onlar ictihâddan ve kıtalde dînin ıslâhı var diye çarpışmışlardı. Başlıktaki el-Hucurât: 49/9 âyetinde de bâğî ehli olanlara -hakk üzere olan hasımları gibi- mu'min denilmiştir.
(Buhari; İman, 24, 1/186-187)

Hammâd ibn Zeyd şöyle dedi: Ben bu hadîsi Eyyûb es-Sahtıyânî ile Yûnus ibn Ubeyd'e zikrettim de, bunu onların da bana tahdîs etmelerini istiyordum. Onların ikisi de: Bu hadîsi Hasen Basrî ancak el-Ahnef ibn Kays'tan; o da Ebû Bekre'den olmak üzere rivayet etmiştir, dediler .
Öldüren ateşe girmeye hakk kazanır, fakat ölenin günâhı nedir ki, ateşe girecektir? Buna şöyle cevâb verildi: Bunların suçları bir ve eşit değildir. Bunda silâhla yönelme fiili ve kıtal vukû'u vardır. Öldüren, kıtal ve öldürmeye karşılık azâb olunur; ölen de yalnız kıtale karşılık azâb olunur, sırf azm üzerine azâb olunmaz (Kastallânî).


5. Fitne Esnasında Savaşmaktan Nehy


4268... Ahmed b. Kays şöyle demiştir:
Ben savaşmayı isteyerek çıkmıştım. Ebû Bekre (r.anh) ile karşılaştım. Bana; geri dön, ben, Rasûlullah (s.a.v.)'i "İki müslüman kılıçları ile karşılaştıkları zaman öldüren de ölende cehennemdedir." buyururken işittim, Birisi: "Yâ Rasulullah şu katil, pekî öldürülenin durumu ne ki? o da Cehennem de" dedi.
Rasûlullah: O da karşısındakini öldürmek istemişti, buyurdu.
(Buharî, Fiten 10; Muslim, Filen 14; Nesaî, Tahrim 29, Ahmed b. Hanbel IV-401. 410, 418: V-43, 47,51.
Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/379)


Açıklama
Hadisin Buharı ve Muslim'in "fiten" deki rivâyetlerinde, Ahmed b. Kays'ın, Hz. Peygamber (s.a.v.)'in amcaoğluna yardım etmek üzere çıkıp, Ebû Bekre ile karşılaştığı bildirilmektedir. Ayrıca Buharî'nin Kitabu'l İman'daki rivayetinde buradaki rivayetin sonundaki "o da karşısındakini öldürmek istemişti" cümlesi, "O da karşısındakini Öldürmeğe hırslı idi" şeklindedir,
Ayrıca Buharî'nin rivayetinde, Hz. Peygambere "Katilin durumu belli, ama ya maktule ne oluyor?" sorusunu soranın bizzat Râvî Ebû Bekre olduğu anlaşılmaktadır.
Buhari ve Muslim'in rivayetlerinden anlaşıldığına göre, Ahmed b. Kays'ın iştirak etmek istediği savaş, Hz. Ali ile Hz. Aişe arasında vuku bulan Cemel Savaşı'dır. Çünkü, Hz. Ali, Rasûlullah'ın amcasının oğludur.
Ebû Bekre'nin haberine göre; Rasûlullah (s.a.v.), iki müslüman savaştığında, hem ölenin hem de öldürenin cehennemde olduklarını haber vermiştir. Bundan maksat, onların cehennemlik bir iş yapmış olduklarını bildirmektir. Yoksa, mutlaka cehenneme gireceklerini bildirmek değildir. Çünkü Allah (c.c) dilerse, onları affedip, cehenneme koymaz. Hele hele onların ebediyyen cehennemde kalacaklarım söylemek hiç mümkün değildir. Zaten Efendimiz'in her iki taraf için "müslüman" tabirini kullanması buna delildir.
Hem ölen hem de öldüren müslümanm cehennemi hak ettikleri savaş; savaşı, şer'an caiz görecek bir tevilin bulunmadığı savaştır. Savaşa katılan sahâbilerin her iki tarafta olanlarının cehennemlik olmaları da buna delildir. Çünkü onlar kendi ictihadlarının neticesi ve savaşta dini islâh olduğu düşüncesi ile savaşmışlardır. "
"Eğer muminlerden iki taife savaşırlarsa" (Hucurat 9) Ayet-i kerimesinde, isyancılara da hasımları gibi mu'min denilmesi bu izaha delildir.
Kastalanî bu hadisteki "Çünkü o da karşısındakini öldürmek istemişti" cümlesinin, kişi yapmasa bile, bir şeye azmedince ondan dolayı muahaze edileceğini söyleyenlere delil olduğunu belirtir. Karşı görüşte olanlar, yani insan bir şeyi yapmadıkça niyetinden dolayı sorumlu tutulmaz diyenler, bu iddiaya şöyle cevap vermişlerdir: Burada fiil vardır. Çünkü onlar silâhla karşılaşmışlardır. Ve ortada bir savaş vardır. Ayrıca katil ve Maktulun cehennemde olmaları onların aynı mertebede olmalarını gerektirmez. Katil, hem savaşa katıldığı hem de öldürdüğü için azab edilir. Maktul ise sadece savaşa katıldığı için azab edilir. Sırf bir şeyi yapmak istediği için azab edilmez.
(Sunen-i Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/380)

11- İki Müslüman Kılıçlarıyla Biribiriyle Çarpıştıkları Zaman, Babı


3963) "... Enes bin Malik (Radıyallahu anh)'den rivayet edildiğine göre; Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmustur:
«Kılıçlarıyla karşılaşıp çarpışan iki musluman yoktur ki, katili de maktulu de cehennemlik olmasın."

Not: Zevaid'de şoyle denilmiştir: Bunun senedinde Mubarek bin Suhaym bulunur. İbn-i Abdi'1-Ber demiş ki: Alimler onun zayıflığı ve hadisinin ruklugu üzerinde ittifak etmişlerdir.

3964) "... Ebu Musa (el-Eş'ari) (Radıyallallahu anh)'den rivayet edildiğine gore; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
«İki musluman kılıçlarıyla karşılaşıp carpıştıkları zaman öldüren de öldürülen de cehennemdedir,» buyurdu. Sahabiler:
Ya Rasulallah! Şu katildir (anladık), ama maktulun gunahı nedir? diye sordular. Rasul-u Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) :
'O da (çarpıştığı) arkadaşını öldürmek istedi,' buyurdu."
Not: Zevahid'de şöyle denilmiştir : Bunun senedi sahih olup ravileri giivenilir zatlardır.

3965) "... Ebu Bekre (Radiyallahu anh)'den rivayet edildigine gore; Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Şöyle buyurmuştur:
"İki musluman silahla biribirine hucum ettigi zaman ikisi de cehennemin kenarındadır. Bunlardan birisi arkadaşını öldürünce ikisi de cehenneme girerler."

3966) "... Ebu Umame (Radıyallahu anh)'den rivayet edildigine gore; Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Şöyle buyurmuştur:
"Allah katında kıyamet günü yeri kötü olan insanlardan birisi başkasının dünyasını almakla kendi ahiret(saadet)ini gideren kuldur."
Not: Zevaid'de şöyle denilmiştir: Bu sened hasen'dir. Çünkü ravi Suveyd bin Said'in güvenilirliği ihtillaflıdır. Sindi: Ben derim ki ravi Sehr bin Havseb de öyledir, demiştir.

İzahı


Bu babın; birinci, ikinci ve dördüncü hadisleri Zevaid nevindendir. Bu durum notta da belirtilmiştir. Fakat Nesai ikinci hadisin benzerini rivayet etmigtir. Buna ragmen Zevaid yazan bunu Zevaid nevinden saymıştır. Sebebini bilemedim. Bence Zevaid nevinden sayılmamalıdır.
Onikinci hadis, yani Ebu Bekre (Radıyallahu anh) 'in hadisini; Muslim, Nesai ve Ahmed de rivayet etmişlerdir.
Bu hadisler silahla çarpışan ve biribirini öldürmek isteyen iki muslumandan katil olananın cehenneme mustahak olduğu gibi maktul olanın da cehenneme mustahak olduğuna delalet eder. Çünkü ikinci hadiste belirtildigi gibi maktul da diğerini öldürmeye çalışmış durumdadır.
"Katil de maktul de ateştedir veya cehennemdedir" mealindeki ifade cehenneme girmeye mustahaktır, şeklinde yorumlanmıştır. Allah dilerse onları cezalandırır, dilerse bağışlar.
Bu ve benzeri hadisler diinya ile ilgili bir meseleden dolayi ve dinl ictihada dayali olmayan garpi§malar anlamina yorumlanmi§tir.
El - Hafız, el-Fetih'te 13. cildin 29. sahifesinde özetle şöyle der:
Kurtubi: Katil ve maktulun cehennemlik olmalanm gerektiren çarpışma, dunya ile ilgili bir talebden dolayı veya nefsi arzu ve hevese dayalı olunca hukum budur, demiştir. Ben derim ki: Bunun için Cemel ve Siffin savaşlarına katılmayanların sayısı, katılanların sayısından az olmuştu. Sahabiler arasında cereyan eden savaşlara katılanlar da katılmayanlar da inşaallah sevab kazanmışlardır. Çünkü tutum ve davranışları te'vil ve ictihada dayanıyordu. Ama onlardan sonra gelen ve bir takim dunyalık için çarpışanların durumu böyle değildi.

"Maktul da katili öldürmeye düşkündü" mealindeki ifadeyi delil gosteren bazı ilim adamları : Bir gunahı işlemeye kesin karar veren, azmeden bir kimse o gunahı işlemese bile niyet ve azminden dolayi mes'uldur, muahaza edilir, demişlerdir.
İşi fiiliyata dökmedikçe azim ve kararlılıktan dolayı mes'uliyet ve muahaza yoktur, diyenler ise bu görüşe şöyle cevab vermişlerdir:
Bu hadislerde sözü edilen olayda fiili hareket vardır, öldürülen taraf da silah kullanmış ve arkadaşını öldürmek için bilfiil çalışmıştır. Ancak şu var ki ikisinin de cehennemlik olması cezalarının da aynı olmasını gerektirmez. Katil taraf, hem çarpışma suçundan hem de öldürme suçundan cezalandırılır. Maktul ise çarpışma suçundan cezalandırılır. Bu itibarla cezalandırma işi azim ve niyetten dolayı değil çarpışmaya katılma suçundan dolayıdır.
Nevevi de, Ebu Bekre (Radiyallahu anh) 'in hadisinin izahi bölümünde özetle şöyle der:
Bilmiş ol ki sahabiler (Radıyallahu annum) arasında cereyan eden savaşlar ve kan dökmeler, bu hadiste bildirilen tehdid ve cezanın şumulune dahil degildir. Ehl-i Sunnet ve hak mezhebine göre tüm sahabiler hakkında iyi zan beslenir, aralarındaki çarpışmalar ve olup biten ihtilaflar dile getirilmez, çarpışmaları te'vil edilir, iyiye yorumlamr. Çünkü onlar muctehid idiler, hareketleri dini görüşlere dayalı idi. Onlar ne gunah işlemek istemişler ne de sirf dünyalık peşinde koşmuşlar. Bilakis her gurup kendisinin hak ve doğru yolda oldugu göruşünde idi ve haliflerinin asi olduğu kanaatinde idi. Duruma bu açıdan bakınca da çarpışmanın vacib olduğu itikadinde idi. Çünkü isyan edenleri hakka yoneltmek ancak çarpışma ile sağlanabilirse çarpışmak bir ödev durumunu teşkil eder. Sahabilerin bazısı ictihadlannda isabet etmiş, bazisi da yanılmıştır. Yanılanlar da dinen mazur sayılırlar. Çünkü ictihadda hata etmek meşru mazeret sayıldığı gibi, ictihad ibadetinden dolayi muctehid zat bir sevab kazanmış olur. Bu olaylarda ictihadına hata edenler günah işlemiş sayılmazlar. Savaşlarda Ehl-i Sunnet mezhebine göre Hz. Ali (Radiyallahu anh) ictihadinda isabet etmiş ve muhalifleri ictihadlannda yanılmışlardır. Sahabiler döneminde olup biten olaylar ve sorunlar karışıktı, karanlıktı. Hatta sahabilerden bir gurup o sorunlar karşısında koşarak evlerine kapandılar ve hiç bir tarafa yardım etmediler, çarpışmaya katılmadılar. Halbuki hakkın hangi tarafta olduğunu net olarak ve kesinlikle bilseydiler hakka karşı susmayı ve geriçekilmeyi katiyyen kabul etmezlerdi.
Son hadiste geçen 'Başkasının dunyasnı almakla kendi ahiretini gideren' ifadesinden maksad şudur: Başkasını öldürmek suretiyle dunyasını almakla... veya bir zalime yardım ederek ona dunyalık kazandıran ve bu yüzden kendi ahiretini gideren...
(İbn Mace, Fiten 11 - 12)

 
Üst Ana Sayfa Alt