Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

İhtilaf Adabı, Ümmetin Parçalanmışlığı, Zanla Hüküm

Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
Bismillahirrahmanirrahim

Selamun Aleykum
Daha önceleri üye olmadan takip ettiğim İslam-Tr.net sitesine, üye oldum ve bu da ilk yazım.
Forum kurallarına baktım, inşaAllah paylaşımlarla alakalı bir hata yapmadan hayırlı şeyler yapabilirim buralarda.

Evvela, kendimi tanımlamam gerektiğini düşünüyorum.
Çünkü başlıktaki konulara giriş için ve doğru anlaşılması adına bu gereklidir.

Ben Kur'an'da Allah(c.c)'ın bizlere verdiği isim olan "Müslüman" ismi ile kendimi tanımlar, başka hiç bir isim kullanmam.
Müslüman tanımını bende hiç bir şeyi eksik bırakmaz,
Peygamber(as) ve Sahabeler kendini nasıl tanımlıyorsa aynen ben de öyle tanımlıyor,
Onların kabul ettiklerini kabul, Reddetiklerini reddediyorum.

Çok fazla İslami camiada bulunmamama rağmen, Allah'ın yardımı ile bir çok hakikati düşünerek bulmuş kabul etmiş biriyim.
Dernekler ve İslami faaliyetlerle tanışınca farklı şeyler görüyor insan ister istemez.
Farklı düşünceler, farklı tanımlar, farklı yapılar...
Biraz derinleştikçe Camia içinde, çok büyük sorunların olduğunu görmek mümkün.
Bunların en başında da, ihtilaf adabı geliyor.

İnsanlar kendi tanımlarına göre, pozisyon alıyor ve her şeyi öyle değerlendiriyorlar.
Kim kendini hangi isimle tanımlıyor ve tanıtıyorsa, o çerçeveden olaylara bakıyor.
Bunun en büyük tehlikesi insanı taassuba götürmesi.
Kendi doğrularının mutlak olduğuna inanması vs.
Mezhep imamları bile doğrularının yanlış olma ihtimali olan doğrular olduğunu söylerken, genç kardeşler özellikle taassupla doğru gördüğü şeyleri savunabiliyor.
Velev ki görüşü hatalı olsa bile.

Ülkemizde üzerine ihtilaf edilen en önemli konuların başında Cihad konusu geliyor.
Kimine göre, Cihad Afganistan, Çeçenistan, vb. yerlerdeki kardeşlerin Silahlı mücadelesi sadece.
Kimilerine göre, Cihad nefsin terbiye edilmesi.
Benim de kabul ettiğim görüşe göre ise,
Cihad geniş çaplı bir ibadet, Kıtal bunun bir bölümü, nefis ile olanı bir bölümü,...
Velev ki ben çok sevdiğim bir kardeşimle bu konuda anlaşamazsam, bu anlaşmazlık benim ona karşı sevgimi saygımı azaltmaz.
Mümkün ki benim görüşüm yanlış olabilir ve zamanı gelince bu düşüncemden vazgeçebilirim.
Mümkün ki kardeşimin görüşü yanlış olabilir ve zamanı gelince o yanlışından vazgeçer.
Bugün bir birimizi kırıp dökersek, yarın görüşlerimiz değiştiğinde nasıl yan yana gelebiliriz ki?
Elbette ilişkinin tamamen kesilmesi gereken itikadi anlamda çok ağır yanlışlar olabilir.
Bu durumda da karşımızdaki babamız olsa bile hakikate sarılır, babamızı dahi karşımıza alırız/almalıyız.

Maalesef hepimizin müşahede ettiği gibi, ihtilaf etme konusunda çok büyük sıkıntılarımız var.
Bu gücümüzün dağılmasına, parçalanmışlığımızın artmasına ve düşmanın güçlenmesine sebep oluyor.
Oysa itikad meselesi olmayacak konularda anlaşamamamız bizim kardeşliğimize zarar vermemeli,
Kim buna vesile olur, sebep olursa ağır bir şekilde vebal altına girdiğini düşünüyorum.
Şehsen bu konuda farklı düşündüğüm kardeşleri Allah için seviyor ve kardeşlik hukukunu bozan kimse olmamak adına tedbirli davranıyorum.
İnşaAllah bu yaptığım doğru ise, siz kardeşlerime de aynı şeyi tavsiye ediyorum.

Ümmetin parçalanmışlığının bir çok sebebi var.
Bunların en başında İslam'ı öğrenme Müslüman olma vesilesi geliyor bence.
Ülkemizden örnekle düşünürsek, Müslümanlar farklı isimler olarak bölünmüşler.
Bu isimler farklı mücadele yollanırını beraberinde getirmiş.
Bu yolların kimi Kitaba ve Sünnete uygun, kimi de çok açık bir şekilde küfür olduğu sabit.
En başa dönersek, herkes gittiği yola göre kendini farklı bir isimle tanımladığı için,
Ümmmet paramparça ve birleşmesi de pek mümkün görünmüyor benim açımdan.
Çok fazla umudumun olmadığını söyleyebilirim.
Bunun için benim kendi adıma yaptığım şey, kendimi yalnızca Müslüman olarak tanımlamak.
İnsanları faaliyetlere katıldığım dernekler yerine Kur'an ve Sünnete çağırmak.
Allah'a şükürler olsun ki, bunun faydalarını ailemde ve çevremdeki insanlarda görüyorum.
Sadece Müslüman kimliğine sahip olduğumu bildirdiğimde onların benden İslami şeyleri öğrenme isteği artıyor.
Başka bir isim kullanmış olsaydım, eminim ki uzaklaşacaklardı ve bu onların İslam dan uzak kalmasına vesile olacaktı.
Hepimiz Müslüman tanımını ortak olarak kullanırsak bunun ümmetin parçalanmışlığına bir nebze de olsa çare olacağını düşünüyorum.

Bir diğer sorunumuz, zanla hüküm vermek.
Bir Müslümanın en çok kaçınması gereken şeylerden biri olmasına rağmen, maalesef ki çok yaygın olarak yaptığımız bir hata.
Bu da yine kendi yolumuza bağlı olarak, görüşümüze taassupla bağlı olmaktan kaynaklanıyor.
Kendi görüşümüze o kadar sıkı sıkıya bağlıyız ki, aksi görüş sahiplerine karşı adaletsizlik yapabiliyoruz.
Haklarında bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olabiliyoruz.
Veya kulaktan duyma bilgilerle, söyleyen kişinin adilliğine bakmadan hüküm verebiliyoruz.
Bunu hepimiz faliyetlerine destek olduğumuz yerlerde görebiliriz.
Diyebiliriz ki insanlar Mücahidler hakkında zanla hüküm verip onları kötü görüyor, terörist ilan ediyor.
Hepimiz bu konuda kendi çalışmalarımız ile alakalı bir çok örnek verebiliriz.
Bizlerin bu hatayı yapmaması gerek, eğer Allah'tan hakkı ile korkuyorsak,
Eğer ahiret yurdumuzun Cennet olmasını istiyorsak bundan çok fazla kaçınmamız gerek.

Şimdilik söylemek istediklerim bunlar.
Allah hakkıyla iman eden ve amel eden kullarından eylesin hepimizi.

Vesselam.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
cihad çok geniş manalı olduğu bir gerçek herkes bu amelin bir tarafından tutmalı yanlıs Peygamber sav ona soran sahabeye verdiği örnek gibi bir mücahit cihada gittiği zaman birisi o orada olduğu sürece hiç durmadan oruçlu bir şekilde namaz kılmayı başarırsa bile yine de onun ameline denk gelmez yani işin özü şudur cihadın ve nefis tezkiyesinin zirvesi mücahitlikten geçer cennetin yolu da sorgusuz sualsiz cennete girmekte cihaddan geçer çünkü canların malların döküldüğü yer cihad meydanlarıdır ve bu amelden geri kalan kendisini bence hep eksik hissetmelidir
 
Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
cihad çok geniş manalı olduğu bir gerçek herkes bu amelin bir tarafından tutmalı yanlıs Peygamber sav ona soran sahabeye verdiği örnek gibi bir mücahit cihada gittiği zaman birisi o orada olduğu sürece hiç durmadan oruçlu bir şekilde namaz kılmayı başarırsa bile yine de onun ameline denk gelmez yani işin özü şudur cihadın ve nefis tezkiyesinin zirvesi mücahitlikten geçer cennetin yolu da sorgusuz sualsiz cennete girmekte cihaddan geçer çünkü canların malların döküldüğü yer cihad meydanlarıdır ve bu amelden geri kalan kendisini bence hep eksik hissetmelidir


EyvaAllah doğru söylüyorsunuz.
Biraz daha detaya inersek, Mücahid sadece eline silah alan değildir.
Mücadelenin farklı yolları vardır.
Mücahidlere hizmet için klavyesini kullanan kişi de bence aynıdır.
Müslümanlar bir bedenin azaları gibidir değil mi.
Birimiz kalp olur, birimiz beyin, birimiz el, birimiz ayak.
Hep birlikte bir anlam ifade eder ve bir şeyler başarabiliriz.
Hepimiz yaptığımız iş ne olursa olsun, Allah için yapmalı, en iyi olmaya çalışmalıyız.

mzcpy.jpg

mzcpy.jpg
 
K Çevrimdışı

Kuşçu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bismillahirrahmanirrahim

Selam, hidayete tabi olanların üzerine olsun.

Kardeş bu selamlama şekli kafirleri selamlama şeklidir. Peygamber a.s'in hiçbir müslümanı böyle selamladığı görülmemiştir.

Selam bir duadır!

"Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun" (Ta ha 47) selam şekli, Musa (a.s.)ın, Firavun'u selamlama şekli olduğunu Rabbimiz bildirmiştir.
Rasulullah (s.a.v.) bu ifadeyi hiç bir muslumana kullanarak selam vermemiştir. Aksine kafir ülkenin krallarına (mesela Necaşi'ye) gönderdiği davet mektublarını
okuduğunuzda Ta ha suresi 47. ayetteki ifade şekliyle selam verdiği malumdur.
 
Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
Kardeş bu selamlama şekli kafirleri selamlama şeklidir. Peygamber a.s'in hiçbir müslümanı böyle selamladığı görülmemiştir.

Selam bir duadır!

"Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun" (Ta ha 47) selam şekli, Musa (a.s.)ın, Firavun'u selamlama şekli olduğunu Rabbimiz bildirmiştir.
Rasulullah (s.a.v.) bu ifadeyi hiç bir muslumana kullanarak selam vermemiştir. Aksine kafir ülkenin krallarına (mesela Necaşi'ye) gönderdiği davet mektublarını
okuduğunuzda Ta ha suresi 47. ayetteki ifade şekliyle selam verdiği malumdur.

Allah razı olsun,
Öğrenmiş ve düzeltmiş olduk.
 
Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
Hayır, ne adım Nureddin ne de soyadım Yıldız.
Ben kendim gibi konuşuyorum, görüşüm Nureddin Yıldız'ın da sahip olduğu bir görüş olabilir.
Böyle düşünen çok insan var.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah Rasulu (s.a.v.) , "Cihad, başın üzerinde kılıçların şakıldamasıdır" (Ahmed. b. Hanbel) buyurmuştur.
Allah c.c. Cihad ayetlerinde, "onlar Allah yolunda öldürür, öldürülürler" (Tevbe 111) buyurmaktadır.

Ehli sunnet cihad denilince "Kıtal"ı anlamıştır. Kıtal'ın haricinde suda boğulmaya, yıkıntı altında kalarak ölmeye, taundan ölene, vs şehid denmesi "manen şehid" denilebilir. Yoksa Allah yolunda canıyla malıyla cihad edip öldürülüp şehid olan hukmunde değildir.


Cihadın lugat anlamını, istilahı anlamıyla karıştıranlarda bu tür yanlış algılamalar görünmektedir.
Rivayetlerde Rasulullah (s.a.v.)'in kıtal haricindeki mucadeleleri lugâten cihad denmesini; açık , net ve katî olarak kendisine hiç bir amelin denk olamayacağı kıtal olan cihadle karıştırılmaktadır. Mutlaka kıtalın haricindeki diğer mucahdelerde cihaddır ama lugaten cihaddır, hukmen cihad değildir. Yâni bir kişi ilim yaparken, kitab yazarken dini anlatırken vs yaptıkları mucahede / cihaddır fakat bir kişi kitab yazarken ölürse her ne kadar şehid denecek olsa da; kıtaldaki öldürülen gibi mucahid ve şehid sıfatları verilmez, ahiratte 72 huri verilib, 70 yakınına şefaat hakkı da verilmez.



Ebu Hurayra’den (r.anh) rivayetle Nebi’ye (s.a.v) soruldu:
ALLAH yolunda cihad etmeye denk ne var?
Güç yetiremezsiniz” dedi.
Üçüncüsünde : “ALLAH yolunda cihad edenin misali, ALLAH yolunda cihad edenin , evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla , geceleri de ibadet ve kıyamla geçiren adamın misali gibidir” dedi.
(Muslim, İmare: 29 ; Tirmizi , Cihad : 1)

- Ebu Hurayra (r.anh) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu:
Canım elinde olan ALLAH’a yemin olsun ki mu’minlerden bir kısmının benden ayrı kalmalarına üzülmeyeceklerini bilsem ve onları bindirebilecek binitler temin edebileceğimi bir bilsem. ALLAH yolunda savaşa giden hiçbir mufrezeden geri kalmazdım. Canım elinde olan ALLAH’a yemin olsun ki ALLAH yolunda ölüp dirilmeyi sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ve yine öldürülmeyi isterdim.”
(Buhârî, Cihad ve Siyer: 7 , sunen-i Nesai : 3101)



KÜÇÜK CİHAD BÜYÜK CİHAD SINIFLANDIRMA HATASI
NEFİSLE CİHAD EN BÜYÜK CİHADDIR ALDATMACASI !
https://www.islam-tr.org/tevhid/10514-kucuk-cihad-buyuk-cihad-siniflandirma-hatasi.html


CİHAD : MUMİN İLE MUNAFIĞI AYIRT EDEN GERÇEK
https://www.islam-tr.org/tevhid/10561-cihad-mumin-ile-munafigi-ayirt-eden-gercek-kitap.html
 
Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
Allah Rasulu (s.a.v.) , "Cihad, başın üzerinde kılıçların şakıldamasıdır" (Ahmed. b. Hanbel) buyurmuştur.
Allah c.c. Cihad ayetlerinde, "onlar Allah yolunda öldürür, öldürülürler" (Tevbe 111) buyurmaktadır.

Ehli sunnet cihad denilince "Kıtal"ı anlamıştır. Kıtal'ın haricinde suda boğulmaya, yıkıntı altında kalarak ölmeye, taundan ölene, vs şehid denmesi "manen şehid" denilebilir. Yoksa Allah yolunda canıyla malıyla cihad edip öldürülüp şehid olan hukmunde değildir.

Ebu Hurayra’den (r.anh) rivayetle Nebi’ye (s.a.v) soruldu:
“ALLAH yolunda cihad etmeye denk ne var?”
“Güç yetiremezsiniz” dedi. Üçüncüsünde :
“ALLAH yolunda cihad edenin misali, ALLAH yolunda cihad edenin , evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla , geceleri de ibadet ve kıyamla geçiren adamın misali gibidir” dedi.
(Muslim, İmare: 29 ; Tirmizi , Cihad : 1)

- Ebu Hurayra (r.anh) şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v)’den işittim şöyle diyordu:
Canım elinde olan ALLAH’a yemin olsun ki mu’minlerden bir kısmının benden ayrı kalmalarına üzülmeyeceklerini bilsem ve onları bindirebilecek binitler temin edebileceğimi bir bilsem. ALLAH yolunda savaşa giden hiçbir mufrezeden geri kalmazdım. Canım elinde olan ALLAH’a yemin olsun ki ALLAH yolunda ölüp dirilmeyi sonra diriltilip tekrar öldürülmeyi ve yine öldürülmeyi isterdim.”
(Buhârî, Cihad ve Siyer: 7 , sunen-i Nesai : 3101)


KÜÇÜK CİHAD BÜYÜK CİHAD SINIFLANDIRMA HATASI
NEFİSLE CİHAD EN BÜYÜK CİHADDIR ALDATMACASI !
https://www.islam-tr.org/tevhid/10514-kucuk-cihad-buyuk-cihad-siniflandirma-hatasi.html


CİHAD : MUMİN İLE MUNAFIĞI AYIRT EDEN GERÇEK
https://www.islam-tr.org/tevhid/10561-cihad-mumin-ile-munafigi-ayirt-eden-gercek-kitap.html




Allah razı olsun, bunları daha önce de okumuştum.

Ben halen Cihadın Kıtale indirgenemeyecek kadar geniş olduğunu düşünüyorum.
Mal ile de Cihad edilebilir ki bu ayet ile sabittir.
Beden ile yapılan Cihad ise Kıtaldir.

Şeyh Enver El Evlaki, Cihadı Desteklemenin 44 Yolu Kitapçığında
29. Madde olarak Online Cihadı belirtir.

Elbetteki siz bu bölümde yazılanları benden çok iyi biliyorsunuzdur.
Yine de başka arkadaşların okuması adına oradan aynen aktarayım.
İnşaAllah bu açıdan bakarsak bu sitenin yaptığı da bu maddeye girer ve inşaAllah mükafatını Allah'tan alırsınız.

29. Online Cihad

Cihad çağrısını yayma ile mücahidlerin haberlerini takip etme açısından internet son derece elverişli bir ortam.
Aşağıdaki bir veya birden fazla yöntemi uygulayarak kardeşlerimizin ve bacılarımızın online cihad'a katkı yapmaları mümkün olabilir:



  • Cihadla ilgili haberlerin gönderilebileceği sansürsüz ve ücretsiz tartışma forumları oluşturun.
  • Kardeşlerimizi ve bacılarımızı ilgilendiren haberleri paylaşmaya yönelik mail listeleri oluşturun.
  • Cihada dair yazılmış eserleri ve haberleri postalayın veya mail olarak gönderin.
  • Cihad alanındaki boşluğu doldurmak adına mücahidlerin ve Müslüman esirlerin haberleri ile cihad eserlerinin yayınlanacağı web siteleri kurun.

B


 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah razı olsun, bunları daha önce de okumuştum.

Ben halen Cihadın Kıtale indirgenemeyecek kadar geniş olduğunu düşünüyorum.
Mal ile de Cihad edilebilir ki bu ayet ile sabittir.
Beden ile yapılan Cihad ise Kıtaldir.

Şeyh Enver El Evlaki, Cihadı Desteklemenin 44 Yolu Kitapçığında
29. Madde olarak Online Cihadı belirtir.

Elbetteki siz bu bölümde yazılanları benden çok iyi biliyorsunuzdur.
Yine de başka arkadaşların okuması adına oradan aynen aktarayım.
İnşaAllah bu açıdan bakarsak bu sitenin yaptığı da bu maddeye girer ve inşaAllah mükafatını Allah'tan alırsınız.

29. Online Cihad

Cihad çağrısını yayma ile mücahidlerin haberlerini takip etme açısından internet son derece elverişli bir ortam.
Aşağıdaki bir veya birden fazla yöntemi uygulayarak kardeşlerimizin ve bacılarımızın online cihad'a katkı yapmaları mümkün olabilir:



  • Cihadla ilgili haberlerin gönderilebileceği sansürsüz ve ücretsiz tartışma forumları oluşturun.
  • Kardeşlerimizi ve bacılarımızı ilgilendiren haberleri paylaşmaya yönelik mail listeleri oluşturun.
  • Cihada dair yazılmış eserleri ve haberleri postalayın veya mail olarak gönderin.
  • Cihad alanındaki boşluğu doldurmak adına mücahidlerin ve Müslüman esirlerin haberleri ile cihad eserlerinin yayınlanacağı web siteleri kurun.
B

Cihadın lugat anlamını, istilahı anlamıyla karıştıranlarda bu tür yanlış algılamalar görünmektedir.
Rivayetlerde Rasulullah (s.a.v.)'in kıtal haricindeki mucadeleleri lugâten cihad denmesini; açık , net ve katî olarak kendisine hiç bir amelin denk olamayacağı kıtal olan cihadle karıştırılmaktadır. Mutlaka kıtalın haricindeki diğer mucahdelerde cihaddır ama lugaten cihaddır, hukmen cihad değildir. Yâni bir kişi ilim yaparken, kitab yazarken dini anlatırken vs yaptıkları mucahede / cihaddır fakat bir kişi kitab yazarken ölürse her ne kadar şehid denecek olsa da; kıtaldaki öldürülen gibi mucahid ve şehid sıfatları verilmez, ahiratte 72 huri verilib, 70 yakınına şefaat hakkı da verilmez.
 
Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
Cihadın lugat anlamını, istilahı anlamıyla karıştıranlarda bu tür yanlış algılamalar görünmektedir.
Rivayetlerde Rasulullah (s.a.v.)'in kıtal haricindeki mucadeleleri lugâten cihad denmesini; açık , net ve katî olarak kendisine hiç bir amelin denk olamayacağı kıtal olan cihadle karıştırılmaktadır. Mutlaka kıtalın haricindeki diğer mucahdelerde cihaddır ama lugaten cihaddır, hukmen cihad değildir. Yâni bir kişi ilim yaparken, kitab yazarken dini anlatırken vs yaptıkları mucahede / cihaddır fakat bir kişi kitab yazarken ölürse her ne kadar şehid denecek olsa da; kıtaldaki öldürülen gibi mucahid ve şehid sıfatları verilmez, ahiratte 72 huri verilib, 70 yakınına şefaat hakkı da verilmez.

Ben karıştırıldığını değil de, bu kişiler tarafından Cihadın bölümlere ayrıldığını düşünüyorum.
Kıtal bir boyutudur, diğer Allah için yapılan Mücadeleler de bir başka boyutu.
1. derece olarak elbette Kıtal gelmektedir bunda hiç tereddüt yoktur.
Bu konuyu biraz daha detaylı araştıracağım Allah nasip ederse.
Eğer yeteri kadar delil bulamazsam kendi görüşüme dair, sizin görüşünüzü kabul edeceğimden emin olabilirsiniz.
Cevap yazmak için hadisleri incelerken dikkatimi çekenleri paylaşmak istiyorum.


1- İbni Mes'ud(ra) şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Rasulü, hangi amel Allah katında daha sevimlidir?" diye sordum. "Vaktinde kılınan namazdır." dedi, "Sonra hangisidir?" dedim. "Ana babaya iyilik etmek." buyurdular. "Sonra hangisidir ?" deyince "Allah yolunda cihad etmektir." buyurdular. (Buhari, Mevakıt, 5; Müslim, İman, 137)

2- Zeyd ibni Halid(ra)'dan rivayet edildiğine göre, Rasullullah(sav) şöyle buyurdu: "Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi donatırsa yani cihad için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılarsa, kendisi cihada katılmış gibi sevap kazanır. Cihada giden kimsenin ailesini görüp gözeten kimse de bizzat cihad yapmış gibi sevap kazanır." (Buhari, Cihad, 38; Müslim, İmara, 135)

3- Sehl ibni Huneyf(ra)'dan rivayet edildiğine göre, Rasullullah(sav) şöyle buyurdu: "Kim samimi olarak şehid olmayı isterse, yatağında ölse bile Allah onu şehidlerin derecesine ulaştırır."(Müslim, İmara, 157)

4- Enes (ra)'den bildirildiğine göre, Rasullulah (sav) şöyle buyurdu: "Kim samimi olarak şehid olmayı isterse şehid olmasa bile kendisine bu mertebe verilir." (Müslim, İmara, 156)

5- Enes (ra)'den bildirildiğine göre, Rasullulah (sav) şöyle buyurmuştur: "Siz müslümanlar olarak müşriklerle mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle Cihad ediniz." (Ebu Davud, Cihad 18)

6- Ebu Hureyre (ra)'den bildirilğine göre, Rasullullah (sav) şöyle buyurdular: "Şehidler beş kısımdır: Bulaşıcı hastalıklara yakalananlar, ishale tutulanlar, suda boğularak ölenler, göçük altında kalarak can verenler ve Allah yolunda savaşırken şehid olanlar." (Buhari, Cihad, 20; Müslim, İmara, 164)

7- Ebu Mûsâ Abdullah ibn Kays el Eşari (ra) şöyle dedi: Rasulullah (sav)'e biri cesaretini göstermek diğeri milletini korumak öteki ise kendisine yiğit adam dedirtmek için savaşan kimselerden hangisi Allah yolundadır? diye soruldu da Rasulullah (sav) şu cevabı verdi. "Kim İslamiyet daha yüce olsun diye savaşıyorsa, o Allah yolundadır. Yani şehid ona denir." (
Buhari, İlim 45; Müslim, İmara 150)


-----

Yanlış hatırlamıyorsam, yazdığım cevabın (alıntı yaptığınız) tamamı bu kadar değildi.
Bir kısmı silindi mi, yoksa teknik bir sorun mu oluştu?
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
16 - Yoksa siz hep kendi halinize terk olunacağınızı mı sandınız? Allah'ın, içinizden cihad edenleri ve Allah'tan, Resulü'nden, müminlerden başka kimseye sığınmayan ve başkaca sığınacak bir yer aramayanları görmediğini mi (zannediyorsunuz)? Allah bütün yaptıklarınızdan haberdardır.
17 - Müşrikler kendi inkârlarına kendileri şahit olup dururlarken Allah'ın mescidlerini imar etmeleri mümkün değildir. Onların bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Ve onlar ateş içinde ebedi olarak kalacaklardır.
18 - Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe inanan, namazı kılan, zekatı veren ve Allah'dan başkasından korkmayan kimseler imar ederler. İşte hidayet üzere oldukları umulanlar bunlardır.
19 - Siz hacılara su dağıtma ve Mescid-i Haram'ı imar etme işiyle Allah'a ve ahiret gününe iman edip, Allah yolunda cihad edenlerin yaptığı işi bir mi tutuyorsunuz? Bunlar Allah katında eşit olamazlar. Allah zalimler topluluğuna hidayet ihsan etmez.
20 - İman edip de hicret edip, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, Allah katında en büyük dereceye sahiptirler. İşte bunlar murada ermiş olan mutlu kullardır.
21 - Rab'leri, onları kendi katından bir rahmet, bir rıza ve bir cennetle müjdeler ki o cennette onlar için bitmez tükenmez nimetler vardır.
22 - Onlar orada ebedi kalırlar. Çünkü en büyük mükâfat Allah katındadır.
23 - Ey iman edenler! Eğer babalarınız ve kardeşleriniz imana karşılık küfürden hoşlanıyorlarsa, onları dost edinmeyiniz. Sizden her kim onları dost edinirse işte onlar da zalimlerin ta kendileridir.
24 - Onlara de ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasip etmez.
 
İZZETLİ Çevrimdışı

İZZETLİ

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
birde Peygamber sav mekke de cihad mı ediyordu teblih mi ediyordu bu sorunun cevabı sanırım kuranda cihadın hangi manada olduğunu açıklayıcıdır
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yanlış hatırlamıyorsam, yazdığım cevabın (alıntı yaptığınız) tamamı bu kadar değildi.
Bir kısmı silindi mi, yoksa teknik bir sorun mu oluştu?

Evvela son soruna cevab vereyim, önceki mesajından alıntı yaptığım yazın o kadardı. Yani ya sen yazdıktan sonra bir hata yaptın ve yazdığın bazı yazıları silerek kaydettin, ya da yazmadan kaydettin. Bana göre ilk dediğim daha isabetli. Çünkü yazında B harfi en sonda tek başına kalmış, belli ki sonraki yazılar silinerek kaydedilmiş. Eğer yazıda sonrradan düzeltme olsaydı, (bu mesajını alıntıladığım yerdeki gibi) düzeltmeyi en son yapanın ismi, mesajın en alt kısmında görükürdü.

Şimdi aktardığın hadislere geçelim ;


1- İbni Mes'ud(ra) şöyle demiştir: "Ey Allah'ın Rasulü, hangi amel Allah katında daha sevimlidir?" diye sordum. "Vaktinde kılınan namazdır." dedi, "Sonra hangisidir?" dedim. "Ana babaya iyilik etmek." buyurdular. "Sonra hangisidir ?" deyince "Allah yolunda cihad etmektir." buyurdular. (Buhari, Mevakıt, 5; Müslim, İman, 137)
Aktardığın tüm hadisler sahihtir, fakat anlayışta farkımız olduğu kat'i, şöyle ki ;

Namaz, akl balığ olan bir çocuğa/gence farz olmuş olsa da, o yaştaki kişiye cihad farziyetinden mukellef olmaz. Ayrıca mucahide cihad esnasında dahi nasıl cihad kılıncağını Rabbimiz bildirmiştir. Nasıl ki namaz farz oldu mu, kişi kılmadığı namazdan dolayı sorumludur (ki Ahmed bin Hanbe'le göre 2 vakit sebebsiz kılmayan kafirdir), cihadda aynen farz-ı ayn olduğu zaman musluman tüm yetişkin erkekler sorumludur, yükümlüdür. Farz-ı ayn olan Tebuk seferinden geri kalan 2 sahabenin durumunu ve tehlikesini bilib göze alalım!.
Ana babaya iyilik etmek, velev ki kafir dahi olsalar, bunlar musluman evladın dünyaya gelmesine vesile oldukları içindir. Her ne kadar meşru her isteğini yerine getirsekte, farz-ı ayn olan namaz ve cihadın farz-ı ayn olduğu durumlarda Anne baba bahane edilerek cihaddan geri kalınamaz. Tevbe 24 ayetini tefekkur edelim!

"De ki; eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, kadınlarınız, akrabalarınız, kabileniz, elde ettiğiniz mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler ve meskenler, size Allah ve Resulünden ve Allah yolunda cihaddan daha sevimli ise, artık Allah'ın emri gelinceye kadar bekleyin. Allah böyle fasıklar topluluğuna hidayet nasib etmez." (Tevbe 24)


2- Zeyd ibni Halid(ra)'dan rivayet edildiğine göre, Rasullullah(sav) şöyle buyurdu: "Kim Allah yolunda cihada gidecek bir gaziyi donatırsa yani cihad için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılarsa, kendisi cihada katılmış gibi sevap kazanır. Cihada giden kimsenin ailesini görüp gözeten kimse de bizzat cihad yapmış gibi sevap kazanır." (Buhari, Cihad, 38; Müslim, İmara, 135)

Yine farz-ı kifaye cihad hakkındaki hadis-i şerifi, mucahide ve ehline maddi yardım yaparak farz-ı ayn olan cihaddan geri kalınabileceğine, hatta canını ve malını ortaya koyarak Farz-ı ayn olan cihad sevabını alabileceği anlaşılmaktadır ki, bu Farz-ı ayn olan cihadla alakalı değil, fcihadın arz-ı kifaye olması durumundadır. Çünkü Cihad farz-ı ayn olduğu zaman, mucahidin ehline bakıyorum ben de cihad sevabı alıyorum diyenin de cihada katılması farz olub, geri kalmasından ötürü büyük günahkar olur.
Bu Farz-ı ayn olan cihada giden mucahide yardım etmeyi bahane göstererek cihaddan geri kalanın, hadiste zikredilen eciri almayacağını göstermez, fakat yaptığı bu hayırdan dolayı ecir alsa da, cihaddan geri kalmasından dolayı da günaha girecektir.


3- Sehl ibni Huneyf(ra)'dan rivayet edildiğine göre, Rasullullah(sav) şöyle buyurdu: "Kim samimi olarak şehid olmayı isterse, yatağında ölse bile Allah onu şehidlerin derecesine ulaştırır."(Müslim, İmara, 157)

4- Enes (ra)'den bildirildiğine göre, Rasullulah (sav) şöyle buyurdu: "Kim samimi olarak şehid olmayı isterse şehid olmasa bile kendisine bu mertebe verilir." (Müslim, İmara, 156)
Bu durum, cihad üzerlerine farz olduğu halde kadınlarla birlikte oturub kalanlar için geçerli değildir. Cihada çıktığı halde şehid ol(a)mayan samimi, muttakiler için geçerlidir. Misal olarak Halid bin Velid (r.anh) ömrü cihadda geçmiş, vucudunda bir karış kılıç, ok yarası olmayan yer olmamasına rağmen şehid olamamış, yaşlılığında ölüm döşeğinde kadınlar gibi yatağımda ölüyorum diye ağlamıştır. Rabbim inşeAllah kendisini şehid sevabı ver(mişt)ir.


5- Enes (ra)'den bildirildiğine göre, Rasullulah (sav) şöyle buyurmuştur: "Siz müslümanlar olarak müşriklerle mallarınızla, canlarınızla ve dillerinizle Cihad ediniz." (Ebu Davud, Cihad 18)
Cihad / Kıtal ömür boyu farz-ı ayn olmayabilir. Bu sebeble cihadın diğer sınıfları bu durumda uygulanabilir. Cihad yani canla kıtal farz-ı ayn olduğu zaman, Müslüman yetişkin bir erkek; "ben mal / paramı veriyorum cihad ediyor sayılırım" diyerek evinde çakılı kalamazsın! Aynı şekilde ben tebliğ yapıyorum, konuşuyorum diyemezsin.
Bu durumlar cihadın / kıtalın farz-ı kifaye olduğu durumlarda geçerlidir.
"Bununla beraber muminlerin hepsinin birden topyekün savaşa katılmaları uygun değildir. Her kabileden bir kısım insanlar da din ilimlerinde derinleşmeli ve kabileleri savaştan dönüp gelince onları uyarmalıdır ki, böylece Allah'ın azabından sakınırlar." (Tevbe 122)

Oysa cihad farz-ı ayn olması, düşmanın islam beldelerinin işgali, saldırısı veya ancak muslumanların tamamıyla katılması durumunda yapılacak fetihler neticesinde emirin umumi seferberlik ilanıyla söz konusu olur ki, bu durumda yetişkin tüm muslumanlar , çeşitli bahanelerle cihaddan geri kalamazlar!
"Muşrikler size karşı topyekün savaştıkları gibi siz de onlara karşı topyekün savaş açın. Ve iyi bilin ki, Allah muttâkilerle beraberdir." (Tevbe 36)

"İman edenler: "Keşke cihad hakkında bir sûre indirilse." derlerdi. Ama hükmü açık bir sûre indirilib de, içerisinde savaş zikredilince kalblerinde hastalık olanların ölüm korkusuyla baygınlık geçiren bir kimsenin bakışı gibi sana baktığını görürsün. Oysa onlar için ölüm yaşamaktan daha uygundur." (Muhammed 20)

Cihadın / kıtalın farz-ı ayn olduğu durumlarda ancak hasta erkek ve kadınlar cihadın diğer türlerini yapabilirler!
"Köre vebal yoktur, topala da vebal yoktur, hastaya da vebal yoktur. (Bunlar savaşa katılmak zorunda değildirler.) Kim Allah'a ve Peygamberine itaat ederse, Allah onu altından ırmaklar akan cennetlere sokar. Kim de geri kalırsa, onu acı bir azaba uğratır." (Fetih 17)

6- Ebu Hureyre (ra)'den bildirilğine göre, Rasullullah (sav) şöyle buyurdular: "Şehidler beş kısımdır: Bulaşıcı hastalıklara yakalananlar, ishale tutulanlar, suda boğularak ölenler, göçük altında kalarak can verenler ve Allah yolunda savaşırken şehid olanlar." (Buhari, Cihad, 20; Müslim, İmara, 164)

Önceki yazılarımda zikrettiğim gibi bu durum ölenlerin kendi üzerine farz-ı ayn cihad olduğu halde cihaddan geri kalanlar için (cihadın farz olmadığı kadın mu'mine hariç) geçerli değildir. Muvahhid olarak ölmesi durumunda manen şehiddir, hukmen şehid değildir. Yâni, 72 huri ve 70 akrabasına şefaat gibi kıtalda şehid olanlara verilenlerden verilmez!
Ebu Hurayra’den (r.anh) rivayetle Nebi’ye (s.a.v) soruldu:
“ALLAH yolunda cihad etmeye denk ne var?”
“Güç yetiremezsiniz” dedi. Üçüncüsünde :
“ALLAH yolunda cihad edenin misali, ALLAH yolunda cihad edenin , evine dönünceye kadar gündüzleri oruçla , geceleri de ibadet ve kıyamla geçiren adamın misali gibidir” dedi.

(Muslim, İmare: 29 ; Tirmizi , Cihad : 1)

Hadiste gördüğümüz gibi, Allah yolunda mucahidin ameline denk, dille cihad, malla cihad, veya yatakta şehid olmayı dileyin gibi durumlar zikredilmemiş, imkansız şartlardan bahsedilmiştir!

7- Ebu Mûsâ Abdullah ibn Kays el Eşari (ra) şöyle dedi: Rasulullah (sav)'e biri cesaretini göstermek diğeri milletini korumak öteki ise kendisine yiğit adam dedirtmek için savaşan kimselerden hangisi Allah yolundadır? diye soruldu da Rasulullah (sav) şu cevabı verdi. "Kim İslamiyet daha yüce olsun diye savaşıyorsa, o Allah yolundadır. Yani şehid ona denir." (Buhari, İlim 45; Müslim, İmara 150)
Bu durum yani cihadın İla'yi Kelimetullah için olmaması durumunda o kişiye şehid denmeyeceği gibi, cihadın farz olmadığı durumlarda, cihadı kabul etmeyen , farz-ı ayn cihad-ı terk edenin şehidliği istemesi de samimiyetsizliğin göstergesi olacağından ona şehid denmez! Aksi taktirde her yatakta ölene şehid demeniz gerekir. Oysa kıtalde ölene dünyada hüküm olarak şehid deriz, niyetine göre de ahirat şehidi olması da mumkundur.


Bize Abdullah ibn Muhammed tahdîs edib şöyle dedi: Bize Muâviye ibn Amr tahdîs etti: Bize Ebû İshâk, Mûsâ ibn Ukbe'den; o da Umer ibn Ubeydillah'ın himayesinde bulunan Salim Ebî'n-Nadr'dan tahdîs etti. Bu Salim, Umer ibn Abdillah'ın kâtibi idi. Salim dedi ki: Abdullah ibn Ebî Evfâ, Umer ibn Ubeydillah'a (gönderdiği) mektûbda:
Rasûlullah (s.a.v.): "İyi biliniz ki, cennet kılıçların gölgeleri altındadır" buyurdu.
el-Uveysî Abdulazîz ibnu Abdillah, İbnu Ebî'z-Zinâd'dan; o da Mûsâ ibn Ukbe'den olmak üzere bu hadîsi rivayet etmekte Muâviye ibn Amr'a mutâbaat etmiştir.

(Buhari, Cihad, Bab 22, Hadis no : 34)
 
Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
Evvela Allah razı olsun, bir hayli zaman ve emek harcayarak cevap yazmışsınız.
Bundan dolayı teşekkür ediyorum.

Bir kaç kez üst üste yazdıklarınızı okudum.
Bire bir cevap verilecek pek bir şey yok.
Ondan önce açıklamak istediğim husus başkadır.

Şöyle ki;
Genel olarak Cihada karşı çıkan insanlar, buna bahane olarak nefis ile olan vb. merhaleleri bahane olarak kullandığından,
Cihadın merhaleleri olduğunu söyleyen herkes sanki o bahanelere sığınarak bundan kaçan kimseler gibi algılanıyor.
Hal bu ki durum böyle değildir ve en azından ben kendi açımdan böyle olmadığını buradan ilan ediyorum.
Cihadın merhalelerinin olduğunu söylerken,
Ne Cihadın faziletini küçük görüyor,
Ne Cihadın kıtal boyutunu inkar ediyor,
Ne Cihadın şuan zamanı olmadığı gibi haince bir düşünceyi savunuyorum.

Aksine,
Benim düşüncem şudur ki, Cihad şuan bütün Müslümanlar üzerine Farz-ı Ayn dır.
Bunun sebebi de, Müslümanların bir liderinin olmaması, kimin Kıtal edip kimin geride kalanlara bakacağına karar verecek kimsenin olmaması,
İslam topraklarının işgal altında olmasıdır.
Cihad denince aklımıza direkt kıtal gelmesinde hiç bir mahzur yoktur.
Hadislerin tamamında Cihad kıtal olarak bahsedilmiştir, bunda şüphe yoktur.
Cihadı konu edinen ayetlerin biri haricinde(Tevbe 111) de Mal ile Cihadın, can ile Cihattan önce zikredilmiştir.
Velhasılı her Müslüman kendi durumuna göre şuan Cihad etmesi üzerine Farz-ı Ayndır.
Eğer kendi durumu, ilim tahsil etmesini veya nefsi hazırlık yapmasını gerektiriyorsa Kıtale katılmadan önce bunu yapmalıdır.
İlim tahsili ve nefsi hazırlıktan sonra, Kıtal etmek için mali hazırlık yapması gerekir.
Kıtal için gerekli hazırlıklarını tamamladıktan sonra da bir fiil Canı ile kafirlere karşı savaşmalıdır.
İlimsiz, bir heves ve gazla Cihad bölgelerine giden insanların orada ne büyük zararlara sebep olduğu hepimizin malumudur sanıyorum.
"Cihadın Mahrem Hikayesi" kitabı ve benzeri kitaplar okunarak bu konuda bilgi sahibi olunabilir.
Bir diğer hepimizin bildiği konu ise "Mal" olmadan Cihadın da olmayacağıdır.
Bu husus zaten ayetlerle sabit olduğu için üzerine çok fazla konuşmak gerekmiyor.
Bir insan, kıtalden kaçmak için "ben ilim tahsil ediyorum", "ben nefsim ile cihad ediyorum" vb. bahanelerle Kıtalden kaçıyorsa, sadece kendi nefsine yazık etmiş olur.
Onun dışında ne Cihada ne de İslama vereceği bir zarar yoktur.
Birileri bunu yapıyor diye de, Cihadın merhaleleri olduğunu söylen herkesi kıtalden kaçıyor görmek de bizi vebal altına sokar.
Pekala Cihada bedeni destek vermek üzere, ilim tahsil eden, teknik bilgisini arttırmaya gayret eden, Mal ile de Cihad etmek üzere para kazanma yolları araştıran insanlar olabilir.
Niyetinin samimiyeti oranında, yukarıda bahsi geçen hadislerde olduğu gibi, gerçekten Şehid olmayı dilerse, Allah o mertebeyi böyle bir kişiye verir inşaAllah.

Cihadı, insanlara eline silah alıp kıtal bölgelerine gitmek olarak Müslümanlara sunarsak bunun Cihada zararlı olacağına inanıyorum.
Şöyle ki, böyle bir şey, hem bir çok insanın kaçmak için bahaneler uydurmasına sebep olacak,
Hem oraya hazırlıksız giden insanlar eliyle Cihad mücadelesine zarar verecektir.
Yapmamız gereken şeyin, yukarıda yazdığım gibi insanlara Cihadın mahiyeti çok iyi anlatılmalı.
Merhaleleri detaylı olarak öğretilip, amacı benimsetilmeli.
Ve hazır olan insanların kıtal bölgelerine gitmesi sağlanmalıdır.

Düşünün ki ben evli ve çocuk sahibi bir insanım.
Eğer ben kıtal bölgesine gittiğimde geride aileme bakacak Müslümanların varlığını bilirsem,
Benim o bölgelere gitmem için çok daha teşvik edici bir durum olacaktır bu.
Öyle bir düzen kurmalıyız ki,
Cihada gidecek gücü olmayan fakat maddi imkanları iyi olanlar,
Mücahidin ailesine baktığı için Cihad sevabına ortak olduğunu bilerek hareket etmeli.
Gücü kuvveti yerinde olan, İlmi(Yazılım, Elektronik,..) olarak faydalı olacak kişiler de kıtal bölgelerine gidip bir fiil mücadele etmeliler.
Cihadı Desteklemenin 44 Yolu kitapçığında anlatılan bence bu.
Eğer Cihad kıtal olsaydı, o kitapçıkta tek bir madde olmalıydı, "Beden ile Savaşmak"

Benim Cihad hakkındaki düşüncem Aladdin Palevi hocanın yazdığı gibidir.

Okumak isteyenler şu link ile bakabilir;

Cihad - İstismar Edilen Kavramlar | Aladdin Palevi

http://derdihakikat.files.wordpress.com/2013/09/cihad.pdf

Hep birlikte Şehid olarak Cennette yaşamak duası ile,..
 
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
biz cepheye gitmemek ve buna kendimizi ikna etmek gayretindeyiz. Ben. Kendim. Kendi kendimi yenemiyorum. Bahane üretmekten çok bu halimi aşmak için rabbimden yardım istiyorum.
Belki de gitsem orada 1 günde buranın 1 yıllık dini bilgisini alırım. Bilmem. Ama çakılıp kalmışım işte burda.
Çalışarak hangi mücahit uçaksavar sahibi olacaktı ?
Son günlerde bunu soruyorum kendime. Çalışıp biriktireceğim para denen nesneye de sahip olamadım bugüne kadar işte. Ömürden ne kaldı ki daha, kaç sene, kaç gün, kaç saat???.. kim biliyor.??
Oysa orda bir savaş var. Orada yardım isteyen çocuklar, analar, yaşlılar var, ve katledilenler. Yerinde oturup kalanlara , ümmete bedduaları.....Ve ALLAH (cc) nin Kuranda bildirdiği emirleri. Boş gerisi.
Ben yerinde çakılıp kalanlardanım.
Kimileri burda cihat ediyorlarmış.
Ben dua ediyorum. "ALLAH ım beni bana bıraktın. Ben oturup kaldım. Yardım et rabbim."
 
Minelmuslimin Çevrimdışı

Minelmuslimin

هاشم
İslam-TR Üyesi
biz cepheye gitmemek ve buna kendimizi ikna etmek gayretindeyiz. Ben. Kendim. Kendi kendimi yenemiyorum. Bahane üretmekten çok bu halimi aşmak için rabbimden yardım istiyorum.
Belki de gitsem orada 1 günde buranın 1 yıllık dini bilgisini alırım. Bilmem. Ama çakılıp kalmışım işte burda.
Çalışarak hangi mücahit uçaksavar sahibi olacaktı ?
Son günlerde bunu soruyorum kendime. Çalışıp biriktireceğim para denen nesneye de sahip olamadım bugüne kadar işte. Ömürden ne kaldı ki daha, kaç sene, kaç gün, kaç saat???.. kim biliyor.??
Oysa orda bir savaş var. Orada yardım isteyen çocuklar, analar, yaşlılar var, ve katledilenler. Yerinde oturup kalanlara , ümmete bedduaları.....Ve ALLAH (cc) nin Kuranda bildirdiği emirleri. Boş gerisi.
Ben yerinde çakılıp kalanlardanım.
Kimileri burda cihat ediyorlarmış.
Ben dua ediyorum. "ALLAH ım beni bana bıraktın. Ben oturup kaldım. Yardım et rabbim."

Allah yardımcınız olsun, inşaAllah en hayırlı zaman ve imkanlarla isteğinize kavuşursunuz.

Dikkat etmemiz gereken bir nokta var.
Şeytan ulaşamaya imkanımız olmayan şeyleri bizlere hedef göstererek, yapabileceğimiz şeyleri yapmamamızı sağlayabiliyor.
Belki hedefimize şuan için ulaşmamız mümkün değil.
O zaman hedefe ulaşmak için yapılması gerekenleri yapmayı hedefleyelim.

Senelerce Cihad bölgesine gitmeyi isteyen fakat bunu başaramayan ve senelerce hiç bir şey yapmayan nice insanlar var.
İnşaAllah onlardan olmayız.
 
Üst Ana Sayfa Alt