Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Hırsızlığa Göz Yummak Doğru mudur?

V Çevrimdışı

venom33

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Selamen alleyküm:
tam 6 aydır kafama takılan hatta neredeyse rüyalarıma dahi girecek olan bir şeyi sormak ve mümkünse cevablarınızı almak istiyorum...
çalıştığım iş yerinde resmen çete kurulmuş ve hırsızlık yapılıyor. kısaca size konuyo anlatmaya çalışayım? iş yerine gelen malar 1. sınıf kalite fiyatına 3.sınıf mal olarak geliyor. piyasanın en az iki katı fazla paraya.. ve gelen maların çoğuda ya yıpranmış yada çörük mecburen çöpe atılıyor.. şef ve çoğu yönetici buna göz yummuyor. ilkin fazla anlayamadım.sonraları ise kar oranının pekte önemli olmadığını anladım bu yöneticilerin ve şeflerin yanında.. bir ciro koymuşlar. onlarda biz ciroyu geçelimde varsın ne olursa olsun diyo... nasılsa denetleyen yok. ve bunlar birbirinin açığını iyi kapatıyorlar... malı gönderende iki misli fiata gönderdiği için sanırım hepsi cukayı beraber paylaşıyorlar.. ve o maların yüzde doksanını ben çöpe atmak zorunda kalıyom. istemeye istemeye vicdanım sızlaya sızlaya... hepside işin profesörü olmuş. çoğu 18-19 yılık elemanlar.şimdi size sorum şu:
%100 emin olduğum ve vicdanımı rahatsız eden bu konuyo sahibine bildirmelimiyim... yoksa susmalımıyım... ki bunlar tam profesyonel çeteler.. işimdende olabilirim. kafam alak bulak lütfen yardım edin...
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
venom33;280539' Alıntı:
Selamen alleyküm:
tam 6 aydır kafama takılan hatta neredeyse rüyalarıma dahi girecek olan bir şeyi sormak ve mümkünse cevablarınızı almak istiyorum...

Çalıştığım iş yerinde resmen çete kurulmuş ve hırsızlık yapılıyor. kısaca size konuyu anlatmaya çalışayım?

iş yerine gelen malar 1. sınıf kalite fiyatına 3.sınıf mal olarak geliyor. piyasanın en az iki katı fazla paraya.. ve gelen maların çoğuda ya yıpranmış yada çörük mecburen çöpe atılıyor.. şef ve çoğu yönetici buna göz yummuyor. ilkin fazla anlayamadım.sonraları ise kar oranının pekte önemli olmadığını anladım bu yöneticilerin ve şeflerin yanında.. bir ciro koymuşlar. onlarda biz ciroyu geçelimde varsın ne olursa olsun diyo... nasılsa denetleyen yok. ve bunlar birbirinin açığını iyi kapatıyorlar...
malı gönderende iki misli fiata gönderdiği için sanırım hepsi cukayı beraber paylaşıyorlar.. ve o maların yüzde doksanını ben çöpe atmak zorunda kalıyom. istemeye istemeye vicdanım sızlaya sızlaya...
hepside işin profesörü olmuş. çoğu 18-19 yılık elemanlar.

şimdi size sorum şu:
%100 emin olduğum ve vicdanımı rahatsız eden bu konuyu sahibine bildirmeli miyim... yoksa susmalı mıyım?...
ki bunlar tam profesyonel çeteler.. işimdende olabilirim. kafam alak bulak lütfen yardım edin...
Aleykum selam ;

Musluman kişi, bir haksızlık karşısında sessiz kalamayandır. Fakat çıkaracağı bu sesin şekli ve miktarı/seviyesi, alınacak tavır bulunduğu ortama ve haksızlığın türüne göre değişiklik arzedebilirse de, kesinlikle bu zulme radı olamaz.

Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: "Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) buyurdular ki:
"Kardeşine zalim de olsa mazlum da olsa yardım et."
"Mazlumsa yardım ederim, zalime nasıl yerdim ederim?" diye sorulmuştu.
"Onu zulümden alıkoyarsan, bu da ona yardımdır" buyurdu."
(Buhari, Mezalim 4, İkrah 7; Tirmizi, Fiten 68, (2256)

Muhammed (s.a.v.) daha peygamberlikle görevlendirilmeden "mazlumun yanında durmak ve zalimin karşısında direnmek" maddesinden ibaret olan dolayısıyla hem cahiliye devrinde hem de İslam'da büyük önem taşıyan Hılfu'l-Fudul andlaşmasına katılmıştır. Rasulullah (s.a.v.) peygamberlikle görevlendirildikten sonra da hep mazlumun yanında yer almış zalimin karşısına çıkmıştır.
Nitekim Rasulullah (s.a.v.) henüz zayıf durumda olduğu Mekke döneminde Ebu Cehil tarafından malı gasb edilerek zulme uğrayan ve baş vurduğu her kapının yüzüne kapatılması sonucunda çaresiz duruma düşen bir yabancının hakkını ondan almıştır. Ayrıca Rasulullah (s.a.v.)'ın zulme uğrayan sahabilerine ilk hicret mekanı olarak Habeşistan'ı tercih etmesinin sebebi orada zulmün olmamasıydı. Kısacası Rasulullah (s.a.v.) hayatı boyunca mazlumun yanında zalimin karşısında olmuştur.


Hılfu'l Fudul :

İbnu Hişam, İbnu İshak'tan naklen şöyle diyor:
"... Bir antlaşma yapmak üzere Kureyş kabileleri birbirlerini davet ettiler ve Abdullah ibnu Ced'an'ın evinde toplandılar. Şerefine ve yaşına hürmeten toplantı onun yanında yapıldı. Haşimoğulları, Muttaliboğulları, Esed ibnu Abdiluzza, Zuhre ibnu Kilab ve Teym ibnu Murra gerek Mekke halkından, gerek Mekke dışından oraya gelen biri zulme uğradığında onun yanında yer alacakları konusunda yemin ettiler. Zulmu defedinceye kadar zalimin karşısında dikileceklerdi. İşte bu andlaşmaya Kureyşliler, Hılfu'l-Fudul adını verdiler."
(İbnu Hişam Sireti)

İbnu İshak diyor ki:
"Muhammed ibnu Zeyd ibni Muhacir'in Talha ibnu Ubeydillah ibni Avf'tan onun da Zuhri'den rivayet ettiğine göre Zuhri, Rasulullah (s.a. v.)'in şöyle dediğini duymuştur:
"
Ben Abdullah ibnu Ced'an'ın evinde yapılan bir andlaşmada hazır bulundum. Böyle bir toplantıda hazır bulunmam benim için kırmızı develere sahib olmamdan daha sevimlidir. İslam'da da böyle bir andlaşmaya davet edilsem yine icabet ederim." (İbnu Hişam Sireti)

Hılfu'l-Fudul antlaşmasını hazırlayan gelişme şu olay oldu:
Zubeyd oğullarından bir kişi Mekke'ye ticaret malı getirmişti. As ibnu Vail onu satın aldı. Fakat hakkını vermedi. Bunun üzerine Zubeyd oğullarından olan kişi daha önce andlaşmalı olduğu kabilelerin ileri gelenlerine muracaat etti. Fakat onlar kendisine yardım etmekten çekindiler ve onu kovdular.
Zubeydi başına gelen bu bela üzerine Ebu Kubeys dağının tepesine çıktı. O sırada Kurayş'liler Kabe'nin çevresinde kendilerine ait localarında bulunuyorlardı. Zubeydi yüksek sesle şöyle bağırdı:
"Ey Fihroğulları! Bir mazluma yetişin.
Mekke'nin ortasında malı elinden gitti.
Ey toplananlar! Kâbe'de grup grup
Umresini yapamayan perişan bir ziyaretçi var.
Ey Hicr ile Haceru'l-Esved arasında toplananlar!
Bu mukaddes yer, keremini tamamlayanlarındır.
Günahkar ve zalim kişinin elbisesi,
Ona saygı ve asalet vermez
."

Bu çağrı üzerine Zubeyr ibnu Abdilmuttalib ayağa kalkarak: "Bu işin peşi bırakılmaz" dedi.
Sonra Abdullah ibnu Ced'an'ın evinde toplandılar. Ev sahibi onlara yemek hazırladı. Hâram aylardan olan Zulkade ayında andlaşma yaptılar. Zâlime karşı mazlumun yanında birlik halinde bulunacakları ve zâlimden hakkını alıb mazluma iade edinceye kadar mucadele edecekleri üzere Allah'a söz verdiler. Sonra yürüyüp As ibnu Vail'in yanına gittiler. Satılan malın karşılığını kendisinden çekib aldılar ve sahibine verdiler." (Munir Gadban, Rasulullah'ın Hayatı ve Metodu, Risale, İst., C. 1, sh. 93-95)

Abdurrahman ibnu Avf (r.anh), Rasulullah (s.a.v.) efendimizin şöyle dediğini rivayet etmiştir:
"Amcalarımla birlikte 'İyi Kişiler Andlaşması'nda bulundum. O zaman daha genç yaştaydım. Bu anlaşmayı bozmam karşılığında kırmızı develerimin olmasını istemem (yani karşılığında kırmızı develer verilse de yine bu andlaşmayı bozmak istemem.)."
(Buhari, el-Edebu'l-Mufred, 567 (el-Edebu'l-Mufred, Buhari'nin el-Cami'u's-Sahih'ten ayrı mustakil bir kitabıdır); İbnu Hibban, el-Mevârid, 2062; Hakim, 2/220, Tefsir. Hakim: "İsnâdı sahihdir, ancak Buhari ve Muslim Sahih'lerine almamışlardır" demiş Zehebi de ona muvafakat etmiştir. Ahmed ibnu Hanbel, 1/190-193; İbnu Hacer el-Heysemi, Mecmeu'z-Zevaid, 8/172)



"İnsanlar, bir zâlimi görür, ona engel olmazlarsa, bundan dolayı hemen hepsi cezalanır."
(Tirmizî; Tuhfetu'l Ahvezî Şerhu Câmiu't Tirmizî, 8/423)



Rasulullah (s.a.v.) buyurdu ki :
"Sizden her kim bir kötülük görürse, eğer gücü yetiyorsa eliyle düzeltsin. Yetmezse, diliyle düzeltsin. Onu da yapamazsa, hiç olmazsa kalbiyle buğz etsin. Fakat bu, imanın en zayıf mertebesidir."
(Tirmizi, Fiten, 11; İbnu Mace, Fiten, 20; Ebu Davud, Salat, 242)


Tüm bu yazılanlardan sonra sorunuzla ilgili olarak size yapılması gereken olarak tavsiyem, işyerinde dönen/yapılan usulsüzlükleri tüm delil ve belgeleriyle kaydedib/yazarak işverene (mektub olarak) sunarak konu hakkında sıkı bir tahkikat başlatmasını sağlamanızdır.
İşyerinde deşifre olma veya işten çıkarılma endişesine karşı açıklamanızı isimsiz olarak yazmanızı önerebilirim. Allah yardımcınız olsun.
 
V Çevrimdışı

venom33

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
hocam işten ayrıldım. yapılan haksızlıklardan usandım. yapılan usülsüzlükler beni yıprattı. ama sahibine birşey söylemedim. şimdi ne yapmalıyım, söylemelimi yoksa işi olurunamı bırakmalımıyım
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
hocam işten ayrıldım. yapılan haksızlıklardan usandım. yapılan usülsüzlükler beni yıprattı. ama sahibine birşey söylemedim. şimdi ne yapmalıyım, söylemelimi yoksa işi olurunamı bırakmalımıyım
Çıkma sebebi olarak usulsuzlukleri söyleyebilirdiniz. Yine de söyleyebilirsiniz. Bu göğsünüzü de rahatlatacaktır. Yalnız bahsederken, çalıştığınız dönemler (tarih) itibarıyla bahsedin. (Belki şu an düzelmiş olabilirler)
 
Üst Ana Sayfa Alt