Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Günahlardan Sakının!

S Çevrimdışı

Sa'd Bin Ebi Vakkas

Üye
İslam-TR Üyesi
Bazı kardeşler; günah işlendiğinde, Allahu Teala’nın kendisini mazur göreceğini zannediyor. Bu zannın sebebi ise; İslam’a olan bağlılığı ve İslam için çalışanların yolundan ilerlemesidir. Bu haline bakarak bazı günahları işlemeyi küçümser ve kendisinin mazur sayılacağını düşünür. Küçük günahları önemsemediğinde ya da şüpheli olanları terk etmediğinde, Allahu Teala’dan hızlı bir şekilde gelen cezayı görür, bundan dolayı dehşete kapılır! Hatta bir günah işler ve üzerinden birkaç saat geçmeden bu günah nedeniyle şiddetli bir şekilde cezalandırılır. O zaman şaşırır ve kendi kendisine şöyle der: “İslam’a bağlanmadan önce bunun gibi hatta bundan daha kötü yüzlercesini yapmış, herhangi bir ceza görmemiştim… Ancak şimdi ceza hızlı, doğrudan ve güçlü olarak gelmektedir!” Bu kardeş, dinini gerçekten anlamış olsa, Allahu Teala’nın onu, bu ceza ile haramlara karşı uyardığını bilirdi. İslam risaletini taşıyanlar; Allah’ın koruması, küçük günahlardan ve buna ilave olarak şüpheli şeylerden yüz çevirme noktasında insanların en üstünüdürler. Yasakladıkları şeyleri, kendileri nasıl işleyebilir ki?

Allah-u Teala şöyle buyurur: “Size belgeler geldikten sonra kayarsanız, biliniz ki Allah güçlüdür, Hakim’dir.”[1] Bu nedenle onların hesabı çetindir, diğerlerinkinden daha güç ve daha zordur.. Bu nedenle her kardeşin kesin bir şekilde Allahu Teala ile ademoğullarından herhangi bir kimse arasında (durumu ne olursa olsun) ayrıcalıklı bir yakınlık veya ilişki olmadığını, tam aksine Allahu Teala’nın eşit bir şekilde, adalet ile hükmettiğini bilmesi gerekir…
Müslüman cemaatteki her kardeşin kendisine Allah’ın şu ayetini hatırlatması gerekir: “Ne sizin kuruntularınız ne de ehl-i kitabın kuruntuları (gerçektir). Kim bir kötülük yaparsa onun cezasını görür ve kendisi için Allah’tan başka dost da, yardımcı da bulamaz.”[2] Bu ayet; sahabeden bazılarının ifade ettiği gibi, Kur’an’daki en şiddetli ayettir. Ben, bu ayetin mü’minin en çok korkması gereken ayetlerden biri olduğunu söylüyorum…

Ayet, sahabeye hitap etmiştir. Onlar nasıl bizim gibi bir iyiliği, başka bir kötülükle karıştıranlar gibi olurlar? Bu, Müslüman toplumundaki her bireyin dikkat etmesi gereken bir durumdur. Adalet terazisi kim olursa olsun kimseye ayrıcalık tanımaz. İşte Bel’am bin Baura. O, -denildiği gibi- Allahu Teala’nın en büyük ismini biliyordu, Rabbine isyan ettiğinde, köpek gibi oldu. Eğer üstüne varsan, dilini çıkarıp solur, bıraksan da dilini çıkarıp solur...[3]

Günahlar ve isyanlar, bütün belaların nedenidir. “Bela ancak günah nedeniyle iner, tevbeyle de çıkar.” Hadis-i şerifte şöyle geçer: “Kuşkusuz kul, işlediği günah nedeniyle rızkını haram yapar."[4]

Seleften bazıları demişlerdir ki: “Bir lokma (harama) müsamaha gösterdim ve yedim. Bu nedenle bugün ben, kırk yıl gerideyim.”
İbnu’l-Cevzi şöyle der: “Yusuf”un kardeşlerinin ellerini zulme uzatmaları ve daha sonra avuçlarını Yusuf’a uzatıp; “..ayrıca bize biraz da sadaka ver.”[5] diyerek istekte bulunmaları dünyadaki garip cezalardandır.”[6]

Bazen ceza manevi olur. Bir kişi gözlerini Allah’ın haram kıldığı bir şeye yöneltir, Allah da onun gözlerinin ışığını alıverir. Ya da dilini bir harama yöneltir de Allah-u Teala onun kalbinin saflığını giderir. Ya da yediği bir şeyde şüpheli olanı tercih eder, bunun üzerine Allah da onun kalbini karartır, gece namazına kalkmasını zorlaştırır. Günah, başka bir günaha davetiyedir. Günahtan sonra gelen günah, işlenen o ilk günahın bir cezasıdır.

Masiyet sahibi olan kişi; bedeni, malı ve ailesinin selametini görür ve cezalandırılmadığını zanneder. Oysa ki, dünyada bu gibi şeylerden dolayı cezalandırılmaması da onun için ayrı bir cezadır.

Allah-u Teala’nın bir davetçi hakkında, kalplerde öfke kılması ve açık bir neden olmaksızın davetinin önüne engellerin çıkması, bazen o davetçinin günahı sonucu olur. Ebu’d-Derda der ki: “Şüphesiz kul, Allah-u Teala’ya karşı günah işlemekle boşta kalır. Bunun üzerine Allah-u Teala hissetmedikleri bir yerden mü’minlerin kalplerine ona karşı öfke bırakır…”

İmam İbnu’l-Kayyim, Kitabu’l-Fevaid’de günahların etkilerini güzel bir şekilde özetlemiştir. Şöyle der: “Ürünün sudan, yangının ateşten doğması gibi; başarının azlığı, görüş bozukluğu, gerçeğin gizlenmesi, kalbin bozulması, zikrin azalması, insanların nefreti, kulla Rabbi arasında soğukluk, duaların kabul edilmesinin engellenmesi, kalbin kararması, rızık ve hayatta bereketin azalması, ilimden mahrumiyet, alçaklık elbisesini giyme, düşmanın hakareti, göğsün daralması, kalbi bozan hastalıklar, zamanın kaybedilmesi, üzüntü ve kederin uzaması, geçimin zorlaşması, aklın kararması ve buna benzer şeyler; Allah’ı zikretmeyi bırakma gafleti ve işlenen günahlar sebebiyle doğar. Bunların zıddı ise, Allah-u Teala’ya yapılan itaatten doğar.”[7]

Seleften bazılarına: “İsyan eden, itaatin lezzetini alır mı?” diye soruldu. Bunun üzerine şöyle cevap vermişlerdir: “İsyan etmeyi düşünen bile bu lezzeti alamaz.”

İbnu’l-Cevzi -Allah ona rahmet etsin- der ki: “Kim, Yusuf’un -Aleyhisselam- kardeşlerinin; “..bize biraz da sadaka ver”[5] dedikleri günkü zilletini düşünürse, hatanın neyi getirdiğini anlar. Tevbe etmiş olmalarına rağmen hataları, onları bu duruma düşürdü. Çünkü elbisesinde yama bulunan, elbisesi sağlam olan gibi değildir. Bazen basit olan büyür, onarılamayacak ve eski haline döndürülemeyecek hale gelir.”[8]

"Canım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, eğer siz günah işlemeseydiniz, Allah sizi yok eder, yerinize günah işleyip tevbe eden, Allah'ın da bağışladığı başka bir toplum getirirdi."

"Her insan hata yapar. Hata edenlerin en hayırlıları tevbe edenlerdir."
Kaynakça
____________
[1] 2.Bakara/ 209
[2] 4.Nisa/ 123
[3] Allahu Teala’nın; “Onlara (Yahudilere), kendisine ayetlerimizden verdiğimiz ve fakat onlardan sıyrılıp çıkan, o yüzden de şeytanın takibine uğrayan ve sonunda azgınlardan olan kimsenin haberini oku” (7.A’raf/ 175) ayetinin tefsirine bakınız.
[4] İbn-i Mace (402) ve Ahmed (5/277) Sevban’dan Radıyallahu Anhu rivayet etmişlerdir. Zevaid’de, hadisin isnadının hasen olduğunu söyler.
[5] 12 Yusuf/88
[6] İbnu’l-Cevzi, Saydu’l-Hâtır, s. 73.
[7] İbnu’l-Kayyim, Kitabu’l-Fevâid, s. 43. Mektebetu’l-Hayat-Beyrut.
[8] İbnu’l-Cevzi, Saydu’l-Hâtır, s. 124.
- - - Alıntıdır - - -

 
hümeyra__ Çevrimdışı

hümeyra__

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun aleykum Allah Razı Olsun çok hoş tu yazıyı okurken aklıma bi olay geldi sizlerlede paylaşmak istiyorum...Allah kalbimizden hidayeti almasın geçmiş yıllarda bi ara ben ezana saygı duymaz haldeydim yani okunduğunu farketmiyor ve okunurken durumuma dikkat etmiyordum ben bu durumdayken Rabbim bana çok şükür öyle bi kulak ağrısı verdiki durumumu farkedip hemen düzelttim elhamdülillah
 
Üst Ana Sayfa Alt