Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Giderilemeyen Mustazaflik Hali Tekfire Engel midir?

S Çevrimdışı

SaYFuLLaH

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Es selamu aleykum

ikrah ile mustazafligin farki nedir? Giderilemeyen mustazaflik hali tekfire engel midir. Kuran'da kafirlerin ülkelerinde yasayan mustazaf müslümanlarin hicret etmeye gercekten gücü yetmiyorsa, Allahin onlari belki affedebilecegini yaziyor. Eger giderilemeyen mustazaflik hali özür ise o zaman ikrah gayri mülci de özür olmaz mi cünkü ikrah gayri mülci de mustazafliktan dogan bir sonuctur. Mesela Kadinlarin müsriklerle evli kalmasi da mustazaflik halinde özür sayilmistir buna ne diyorsunuz? Cevaplariniz icin tesekkürler
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Es selamu aleykum

ikrah ile mustazafligin farki nedir? Giderilemeyen mustazaflik hali tekfire engel midir. Kuran'da kafirlerin ülkelerinde yasayan mustazaf müslümanlarin hicret etmeye gercekten gücü yetmiyorsa, Allahin onlari belki affedebilecegini yaziyor. Eger giderilemeyen mustazaflik hali özür ise o zaman ikrah gayri mülci de özür olmaz mi cünkü ikrah gayri mülci de mustazafliktan dogan bir sonuctur. Mesela Kadinlarin müsriklerle evli kalmasi da mustazaflik halinde özür sayilmistir buna ne diyorsunuz? Cevaplariniz icin tesekkürler

Nisa 97 ayetinin tefsirindeki kafirlerin ordusundaki mustadafların cehenneme sürüldüğü nass ile sabittir. Onların afv edileceği hakkında bir kârine (delil) yok ise ebedi cehennemlik olarak kâbul edilmektedir. Çünkü onlar ve günümüzde bu durumda olan mustadaflar :
Mustadaf halinin geçerli olabilmesi için o durumdan kurtulma imkanının ilk fırsatında çıkmaya , kurtulmaya, kurtulmak için elinden gelenin ortaya koyulması ile olur. Aksi taktirde bu durumlar öncesinde ve sonrasında mumkün iken (Nisa 97) bunu gerçekleştirmek için amele geçmeyenler, her ne kadar mustadaf olarak kalsalar da, zamanında bu halden çıkabilmek veya düşmemek için hareket etmediklerinden dolayı sorumludurlar. Sebebi ise giderilebilir mustadaflık halleri vardı. Giderilemeyen mustadaflık halleri, Allah'ın kâbul ve muslumanın tüm fırsatları ve çabasını kullanmasına rağmen gerçekten giderilememişse Allah-u âlem özür kabul edilmesi mumkun olabilir. Zaten böyle bir durumu muslumanlar da fark edebilirse, o mustadaf(lar)ın tekfirinden uzak durmaları gerekir.
 
K Çevrimdışı

kelime-i şehadet

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Şu an Allah'ın arzı bizler için gerçekten de geniş midir? Yani, yaşayabileceğimiz İslam devletleri var mıdır? Mesela Taliban kontrolündeki Afganistan İslam devleti midir ya da şii de olsa İran da bir İslam devleti sayılabilir mi? Peygamberimizin zamanımızın imamına biat etmeden ölürsek cahiliye ölümü üzere öleceğimiz tehditinde bulunduğunu biliyorum. Zamanımızın imamı kimdir?



Darülküfürde hiçbir şirke ve küfre bulaşmayan, tağutu red edip o topraklarda İslam'ı yaşayabilen bir kişi yine de hicret etmeli midir? Ayette zemmedilen güçsüz ve zayıf oldukları için kendilerine zulmedenlerin hicret etmemesidir. Bunun tam tersi olanlar yani güçlü olup imanını muhafaza edebilen ve amel edebilenler için aynı şey geçerli midir? Hicretin sebebi nedir? Baskılardan kurtulup nerede olunursa olunsun özgürce dinini yaşayabilmek mi yoksa tüm Müslümanların biraraya toplanması mıdır?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Şu an Allah'ın arzı bizler için gerçekten de geniş midir? Yani, yaşayabileceğimiz İslam devletleri var mıdır? Mesela Taliban kontrolündeki Afganistan İslam devleti midir ya da şii de olsa İran da bir İslam devleti sayılabilir mi? Peygamberimizin zamanımızın imamına biat etmeden ölürsek cahiliye ölümü üzere öleceğimiz tehditinde bulunduğunu biliyorum. Zamanımızın imamı kimdir?

Allah (c.c.) en başta beni afv etsin ve bir çıkar yolu bana (nefsime sevdirip) kolaylaştırsın.
Bugün İslam diyarında, (rahat olmasa da), islam diyarının oluşması, korunması ve mudafası için mucadele edilen yerlerin başında Afganistan, Weziristan gelmektedir. Buradaki tüm mucahidlerin biat vererek; emiru'l mûminin sıfatında görerek onun hilafeti altında cihad ettiği halife Molla Muhammed Ömer'dir. (Rabb'im kendisinden radı olsun ve mucahidlere yardımını esirgemesin , kâfirleri helak etsin.)



1taliban;188779' Alıntı:
Darülküfürde hiçbir şirke ve küfre bulaşmayan, tağutu red edip o topraklarda İslam'ı yaşayabilen bir kişi yine de hicret etmeli midir? Ayette zemmedilen güçsüz ve zayıf oldukları için kendilerine zulmedenlerin hicret etmemesidir. Bunun tam tersi olanlar yani güçlü olup imanını muhafaza edebilen ve amel edebilenler için aynı şey geçerli midir? Hicretin sebebi nedir? Baskılardan kurtulup nerede olunursa olunsun özgürce dinini yaşayabilmek mi yoksa tüm Müslümanların biraraya toplanması mıdır?

Rasulullah "Muşriklerin ateşiyle aydınlanmayın" buyurmuştur." (Nesâî, zinet 51; Ahmed ; Musned, Hadis no: 99) ; Yine "Ben muşriklerle (aynı iskân bölgesinde) oturmayın ve onlarla bir arada bulunmayın beraber bulunan müslümandan beriyim. Onlar birbirlerinin ateşiyle aydınlanmazlar" buyurmuştur.
(Tirmizi, siyar 42; Hakim, el-Mustedrak, N/141-142; Beyhakî, sünen, (K.) IX/142).

Birinci hadisin anlamı için:
Yani işlerinizde muşriklere danışmayın, onlarla aynı bölgede oturmayın, onların olduğu yerden hicret edin gibi şeyler söylenmiştir. Ama ihtiva ettiği kelimelerin karakterine bakılırsa bundan, başka manalar anlamak da mümkündür. Enerji ve silah konusunda muşriklere bağımlı olmayın, onların inayetine muhtaç bulunmayın gibi. Bunu destekleyen başka hadis-i seritler de vardır:
"Biz muşriklerden hiçbir şey kabul etmeyiz." "Biz bir muşrikten yardım taleb etmeyiz" (Suyuti, el-Câmi'us-sağîr (Feyzu'1-Kadîr ile) N/550).

"Her kim (bir rivayette, hangi müslüman) (İbnu'l-esîr, en-Nihaye, V/125) muşriklerin arasında oturursa ben ondan beriyim.
Dediler ki: o da niçin, ya Rasûlullah?
Buyurdular ki.: müslümanla muşriğin ateşleri birbirini görmez"
(Ebu Davud, cihad 9; Tirnizi, siyer 42; Taberanî, kebir, N/343 Hadis no: 2264; Nesâi, kasâme 45)


Üstü kapalı bu son ifade, hadis sarihlerini, bununla ilgili şu yorumları yapmaya sevketmiştir:

l.) "Nâr" (yani ateş) aydınlıktan ve ışıktan, o da görüş ve fikirden kinayedir. Buna göre mana şöyle olur: Müslüman ile muşrik, birbirlerinin görüşü doğrultusunda hareket etmezler, müslüman böyle davranmamalıdır. (bk. İbnu'l-Esir;
en-Nihâye, V/125). 2.)
Müslümanla muşrik, biri diğerinin ateşini görecek şekilde yan yana bulunmazlar (agk.).
Allah (cc) İslam'ın ve küfrün diyarlarını ayırmıştır. Artık bir müslümanın küffar diyarında, onlarla beraber oturması câiz olmaz (el-Muharrar, N / 441). 3.)
Müslüman muşrigin belirtileriri üzerinde taşımaz, hal ve gidişte ona benzemez (agk.).
Beraberlikten doğacak şahsiyet, inanç ve görüş transferi, benzeşme ve aynilesme esprisine binaendir ki, Rasulullah Efendimiz (s.a.v.), değil muşriklerle, Kaderci müslümanlarla dahi beraber olmayı yasaklamıştır:
"Kader Ehl-i ile (yani kaderi inkar edenlerle, Kaderiyye fikrini benimseyenlerle) beraber oturmayın, onlara açılmayın" (yani onların hükmünü kabul etmeyin), selâma siz önce başlamayın (Munavî VI/384).
"Yahudi ve Hiristiyanlara selâma siz önce başlamayın, onlarla yolda karşılaştığınızda, onlara yolun en dar yerini ayırın" (Munavî VI/386).

Bu ve benzeri naslardan hareket etmiş olacak ki, Ebu Yufus, devrinin halifesine bir nevi bilirkişi raporu olarak hazırladığı "Kitabu'l-Harac"ında şu tenbihlerde bulunur:
"Zimmîlerden hiç birinin, elbise, binek hayvanı ve kiyafetinde müslümanlara benzemesine müsade edilmeyeceği kendilerine anlatılmalıdır. Onlar Müslümanların bellerine bağladıkları kuşak yerine, kalın iplikten yapılmış kemerleri bellerine bağlamaya mecbur edilmelidirler. Keza başlarına çizgili kalensüveler giydirilmelidir. Atlarının eğerlerindeki tümseğin tahtadan yapılması, papuç bağlarının ikili olması, elbise ve kıyafetlerinde müslümanları taklid etmemeleri tavsiye olunur... Ey Halife! Vâli ve amillerine tamimler gönder. Zimmîlere bu kiyafetleri emretsinler. Ömer (r.anh), vâli ve amillerine, zimmîlerin bu kiyafetlerle dolaşmasını emrederdi. Bundan maksat müslüman ile zimmînin birbirinden tefrik edilmesidir, yoksa maksad sadece zimmîlere muayyen kiyafetleri mecbur etmek değildir"
(Ebu Yusuf, Kitabu'l -Haraç (Terc.), 207-8).

Bir musluman ; yaşadığı Daru'l harbin İslama olan düşmanlığı ve kişinin takva ve imani şuurunun seviyesine göre daha az veya daha çok da olsa mutlaka harama , zillete düşecek, hatta küfür ve şirklere düşeni dahi olacaktır . (Allah c.c. beni ve tüm muslumanları da afv etsin.)
Allah'ın indirdiğiyle hükmedilmediği gibi Allah'ın indirdiklerine savaş açıp alay eden rejimlerin hakim olduğu diyarlarda mutlaka müslüman sıkıntıdadır. Askerliğinden, okullarına, mahkemesine , tesettüründen, helal yemeğinden, faiz pisliklerine kadar bunlara ister istemez bulaşmaktadır. Kişinin bunlara tavrı, niyeti , uzaklığı ve buğzuna göre vebal derecesi düşer veya artar. Fakat mutlaka etkilenir. Ben etkilenmiyorum diyen ya yalan söylediğini bilmiyor, ya tevhidi tanımadığı gibi bu rejimin İslam'a olan Fransızlığını da tanımıyordur.

Bugün muslumanlar (mucahidler) dağlarda istediğini yapabiliyor, İslam'ın hükümlerini şeriatı kendi aralarında tatbik edebiliyor, kafirlerin generallerine kurşun sıkıp onları "belhum adal" necis olarak görüyor. Fakat Allah afv etsin eğer günün birinde zillet yurduna döndüğünde ise rutbesiz bir jandarma (onbaşı bile değil) veya bir polis karşısında zillete düşebiliyor, gece evlerinden alınıp götürülebiliyor , keyfine göre ceza verilebilmektedir.
Bunun haricinde müslümanların sosyal hayatta dininden verilen taviz ve düşülen acziyet durumları ise arsızlaştırıp , her türlü kanıksar hale gelmemize sebeb oluyor. Çıplak kadınlar yanlarından geçerken , sokak ortasında fuhuş yapılırken, sokakta "cemadat" leşlerin kahrolsun şeriat diye havlamalarına mudahale edemeye edemeye uysallaşan koyunlara dönmekte ; mudahale etse polis geldiğinde devlet kendisini suçlamaktadır.

Rabb'im müslümanlara "halkından muslumanlarında olduğu ülkelerde" bir an önce tevhid tağut şuurunu akidesine hidayet versin ve firavunları Musalara tercih ettirmesin.

Rabbim ; Daru'l İslam yurdlarını muslumanlara kendi elleriyle en kısa zamanda nâsib etsin.
 
Üst Ana Sayfa Alt